Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/807
KARAR NO : 2020/898
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2019
NUMARASI : 2018/615 – 2019/334 E.K.
DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2-
VEKİLİ : Av. …
3- … – …
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan
Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin yakını … … yönetimindeki … … … plakalı araçla Tosya ilçesinden Osmancık doğrultusuna doğru seyrederken … şirketinin sahibi bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı, diğer davalı … yönetimindeki — plakalı aracın dinlenme tesislerinden çıkarak karşı yola geçmek amacıyla yolda gerekli denetimleri yapmadan arkasından gelen sol şeritten aynı yönde seyreden hızlı araçlarla arasındaki güvenlik uzaklığını (mesafesini) ayarlamadan, dönüş yapacağı kavşağı 200-300 metre önceden girerek yolun sol bölümündeki trafik akışını kusurlu biçimde yavaşlatarak müvekkillerinin yakını … …’nın kullandığı tırın değinilen yolcu otobüsüne sağ arka yanından çarpmasını kusurlu biçimde sağlayarak yaşamını yitirmesine neden olduklarını, haksız eylemden ötürü 6100 sayılı yasanın 107/1 maddesi uyarınca açılan belirsiz alacak davasına bağlı olarak müvekkillerinin maddi zararlarının saptanmasını, her bir müvekkili için ayrı ayrı 1,00’er TL maddi, müvekkili Neşe için 100.000 TL, … için 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22/12/2017 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle davalı sigorta şirketi bakımından sorumluluk düzeyiyle sınırlı olmak üzere davalılardan dayanışmalı olarak alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Turizm ve Seyahat Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hiçbir kusurunun bulunmadığını, tır sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; zorunlu dava şartı olan sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin ispat edilmesi gerektiğini, zamanaşımı itirazında bulunduğunu, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, kaza ile meydana gelen ölüm arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için dosyanın adli tıp kurumuna sevk edilmesini, gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesini, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun tenzil edilmesini, müvekkili şirketin zarardan poliçe teminatları dahilinde sorumlu olduğunu, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Tüm dosya kapsamı, müzekkere cevapları, Kargı Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/612 Esas sayılı dosyası, kaza tespit tutanağı, soruşturma dosyasında dinlenen tanık beyanları, 08/01/2018 tarihli bilirkişi raporu, kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporu arasındaki çelişkiyi gidermek için alınan Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 01/02/2018 tarihli raporu birlikte değerlendirildiğinde, kazanın müteveffa … …’nın sevk ve idaresindeki çekici ile gece vakti kavşağa hızını azaltarak ve uygun hızla yaklaşmaması sonucu kavşak girişinde önünde seyretmekte olan ve sinyalli vaziyette “U” dönüşü yapmak için yavaşlayan sürücü davalı …’ün kullandığı otobüsün sağ arka köşesine önlemsizce çarpması sonucu kazanın meydana geldiği, Kargı Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/612 Esas sayılı dosyasında şüpheli sürücü hakkında hakkında Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, takipsizlik kararının kesinleştiği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 01/02//2018 tarihli raporu, tanık beyanları da dikkate alınarak olay örgüsü bir bütün olarak değerlendiğinde raporun olayı açıklayıcı mahiyette olduğundan müteveffanın kazaya sebebiyet verdiği kanaatine varılmış ve yeniden kusur incelemesi yapılmasına gerek görülmeyerek davanın reddine” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ceza kararlarının hukuk hakimlerini bağlamadığını, mahkemece rapor alınmadan hüküm kurulduğunu, davalıların bütünüyle kusurlu olduklarını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacılar murisinin trafik kazasında vefat ettiği, eldeki davanın açıldığı, mahkemece davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince ceza soruşturmasındaki tespit ve raporlar esas alınarak müteveffanın tam kusurlu olduğu değerlendirilmiş, davacı tarafından ise tanıkların dinlenmemesi ve yeniden rapor alınmaması sebebiyle istinaf yoluna başvurulmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir. Hukuk hakiminin ceza mahkemesindeki bilgi, belge ve delilleri değerlendirip kullanmasına da bir engel bulunmamaktadır.
Somut olayda, soruşturma aşamasında iki ayrı bilirkişi raporu alındığı, 08/01/2018 tarihli raporda müteveffanın %50, davalı sürücünün %50 kusurlu olduğunun tespit edildiği, 01/02/2018 tarihli Ankara ATK raporunda ise müteveffanın asli ve tam kusurlu, davalı sürücünün kusursuz olduğunun tespit edildiği, bu durumda ceza soruşturmasındaki kusur durumunun istikrar göstermediği anlaşılmıştır.
Birbiriyle çelişkili iki ayrı raporun bulunması, ATK’nın son karar merci olarak değerlendirilmesinin mümkün olmaması, gerek dava dilekçesinde gerekse istinaf dilekçesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun ileri sürülmesi karşısında ilk derece mahkemesince yeniden kusur raporu alınması gerekmesine rağmen, mahkemece ATK raporu, kaza tespit tutanağı ve tanık beyanlarını esas alarak davalı sürücünün kusursuz olduğuna hükmetmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılması gereken, davacının tanıklarının usulünce davet edip dinledikten sonra, soruşturma dosyasını fiziken getirtip dosyayı İTÜ Trafik Kürsüsü veya Karayolları Fen Heyeti’ne göndererek, soruşturma dosyasındaki raporlar, tanık beyanları ve davacının tanıklarının beyanları da dikkate alınarak tarafların kusur oranını tespit ettirip neticesine göre değerlendirme yapmaktan ibarettir.
Yapılan değerlendirme neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararda hukuka uyarlık görülmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunu kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 hükmü gereğince kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/09/2019 tarih ve 2018/615-2019/334 E.K. sayılı ilamının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınan istinaf karar harcının DAVACIYA İADESİNE,
4-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla HÜKÜM ALTINA ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda KESİN olmak üzere 26/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
————————————–