Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/772 E. 2020/731 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/772
KARAR NO : 2020/731

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2020
NUMARASI : 2020/161 Esas-2020/187 Karar

DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …
[16225-22684-55475] UETS
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Ortaklıktan Çıkma-Alacak
KARAR TARİHİ : 29/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, şirket ortakları arasında daha öncesinde güvene dayalı ilişki bulunmasına karşın 2018 yılından itibaren müvekkilinin şirketten uzaklaştırldığını, davalı şirketin kuruluşundan sonra hiç toplantı yapmadığını, ortaklar arasında şirket hesaplarının denetimine ilişkin toplantı düzenlenmediğini, şirketin hiç kar payı dağıtmadığını, davalı şirkete ait taşınmazların muvazaalı işlemlerle devredildiğini, müvekkilinin şirketin işleyişi hakkında bilgilendirilmediği gibi şirket hesaplarını denetlemesine de imkan sağlanmadığını, şirket ortaklarından birinin şirketle aynı iş kolunda faaliyet gösteren yeni bir şirket kurarak işleri bu şirket üzerinden yürütmeye başladığını, ortaklar arasındaki güven ilişkinin bitmesi nedeniyle müvekkilinin haklı nedenlerle ortaklıktan çıkmayı talep ettiğini ileri sürerek müvekkilinin davalı şirket ortaklığından haklı sebeplere binaen çıkmasına izin verilmesine, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte şimdilik 1.000,00-TL çıkma payının davalı şirketten tahsiline, dava sürecinde şirket mallarının korunması için şirkete ait taşınır ve taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve şirkete yönetim kayyımı tayinine karar verimesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; “Dava konusu uyuşmazlığın alacak nedeniyle itirazın iptali davasına ilişkin olduğu, 7155 sayılı kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” hükmü uyarınca, “Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması” gerektiği, yine 7155 sayılı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasına cümle ekleyen 23. maddesi ile arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilir hükmünü içerdiği, 7155 sayılı yasanın ilgili hükmünün 01/01/2019’dan sonra yürürlüğe girdiği anlaşıldığından arabulucuya başvurulmadan açılan iş bu davanın HMK’nun 114/2 ve 115 maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.” şeklindeki gerekçelerle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ortaklıktan çıkma, çıkma payının tahsili ve tedbir taleplerinin bulunduğunu, çıkma payının tahsili istemine ilişkin talebin arabuluculuğa tabi olmasına karşın diğer taleplerin arabuluculuğa tabi olmadığını, arabuluculuğa tabi bir talep ile arabuluculuğa tabi olmayan bir talebin aynı anda dava konusu yapılması durumunda her iki davanın da arabuluculuğa tabi sayılamayacağını, öte yandan mahkemece tedbir talebine ilişkin bir değerlendirme yapılmadan karar verildiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, limited şirket ortaklığından çıkmaya izin ve çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 114/1. maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK’nun 114/2. maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü gereğince arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
Öte yandan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 1/2 m. uyarınca, arabuluculuk, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır.
Somut olaya döndüğümüzde, dava, limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin olup, çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğine haiz olduğu, ayrıca uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir işleme ilişkin olduğu, dolayısıyla bu davada arabuluculuğa başvurmuş olmanın bir dava şartı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak bu dava şartının yerine getirilmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı vekilince dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş ve istinaf aşamasında da ihtiyati tedbir talebine yönelik talepler yenilenmiş ise de dosya kapsamında talep uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirir nitelikte yaklaşık ispat koşullarını sağlayan delillerin bulunmadığı, davacı tarafından her aşamada yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunulmasına da yasal engelin olmadığı gözetildiğinde bu aşamada yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir talebinin de reddine karar verilerek aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.03.2020 tarih ve 2020/161 Esas-2020/187 Karar Sayılı kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer OLMADIĞINA,
3-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada REDDİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 29/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.