Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/738 E. 2020/915 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/738
KARAR NO : 2020/915

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2020
NUMARASI : 2018/326 Esas- 2020/214 Karar

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. …
Av….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 27/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2020

Taraflar arasında görülen menfi tespit istemine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalı şirket arasında yapılan ticarete karşılık Ziraat Bankası 153150 seri nolu 72.500,00 TL miktarlı 22/06/2017 tanzim, 30/11/2017 vade tarihli, 153146 seri nolu 72.500,00 TL miktarlı 22/06/2017 tanzim 30/11/2017 vade tarihli çeklerin davalıya teslim edildiğini, daha sonra davacılar ile davalı arasında yapılan anlaşma uyarınca icra takibine konu çeklerin yeni çekler verilmek suretiyle değiştirildiğini, bu değişim işlemine ilişkin yazılı sözleşme yapıldığını ve aynı bedelli Türkiye İş Bankasına ait 3040154 seri nolu 20/02/2018 tarihli 72.500,00 TL bedelli, 3040155 seri numaralı 20/03/2018 tarihli 72.500,00 TL bedelli çeklerin davalı şirkete teslim edildiğini, sözleşme gereğince eski çeklerin müvekkiline iade edilmesi gerekirken iade edilmediğini ve Trabzon İcra Müdürlüğünün 2018/15840 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını belirterek davacıların davalıya icra takibine konu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesine ve haksız ve hukuka aykırı icra takibi nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların ticari ilişki içerisinde olduğu ve çeklerin verilmesi/alınmasına ilişkin sözleşmenin muhatabının davalı şirket olmadığını, sözleşmeye ilişkin olarak aradaki ticari ilişkiye sözleşmeye taraf olmayan davalı şirkete karşı dava açılmış olmasının hukuka aykırılık teşkil edeceğini, davalı şirketin çekleri elinde bulunduran iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, davacının söz konusu çeklere ilişkin borçlu olmadığını beyan eder nitelikteki itirazlarının TTK anlamında şahsi defi olarak nitelendirildiğini, davacı taraf ile davalı taraf arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmaması nedeniyle davacı tarafın şahsi defi taleplerini davalı şirkete yönlendirmesinde hukuki yarar bulunmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/12-2113 Esas ve 2014/210 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi borçlunun lehtara karşı ileri sürebileceği defileri takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği hususu da nazara alınarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Tüm dosya kapsamı, taraf beyanları, Trabzon İcra Dairesinin 2018/15840 Esas sayılı dosyası ve bu dosyaya konu Ziraat Bankası’na ait 153150 seri nolu 72.500 TL bedelli ve 153146 nolu 72.500 TL bedelli çekler, yine İş Bankası Trabzon Ticari Şubesine ait 3040154 ve 3040155 nolu 72.500 er TL bedelli çekler, çek değişimine ilişkin Kemal Türker imzalı belge, Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen müzekkere cevapları birlikte değerlendirildiğinde davanın konusunu Ziraat Bankası’na ait 153150 seri nolu 72.500 TL bedelli ve 153146 nolu 72.500 TL bedelli çeklerin karşılığında İş Bankası Trabzon Ticari Şubesine ait 3040154 ve 3040155 nolu 72.500 er TL bedelli çeklerin verilmesinden ötürü geri alınması gereken çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti oluşturduğu, değişimi yapılan çeklerin lehtar davacı …nden Nermanoğlu … Anonim Şirketinin alıp Kemal Türker tarafından imzalanarak daha sonra bunu … Şti.’ne verildiğinin ve … Şirketi adına yine … tarafından imzalanarak Trabzon İcra Dairesinin 2018/15840 Esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunun sabit olduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen cevabı yazıda görüleceği üzere ….Şirketi adına imza atmaya yetkili olduğu, çek değişimine ilişkin belgenin Kemal Türker tarafından imzalandığı ve bu nedenle artık ciranta …’ nin iyiniyetinden bahsedilemeyeceği hususu ve çeklerin geri verilmesi gerektiğinin bilinmesine rağmen takibe koymasının kötüniyet teşkil ettiği” gerekçesiyle davanın kabulüne ile Trabzon İcra Dairesinin 2018/15840 Esas sayılı dosyasına konu Ziraat Bankası 153150 seri nolu 72.500,00 TL miktarlı 30/11/2017 vade tarihli ve 153146 seri nolu 72.500,00 TL bedelli 30/11/2017 vade tarihli çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranındaki kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TTK’nun madde 599. uyarınca davalı şirket çeki elinde bulunduran iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğundan, davacı tarafından şahsi defiler davalı şirkete karşı ileri sürülemeyeceğini, davacı tarafından belirttiğinin aksine dava konusu çekler bir ticari ilişki doğrultusunda verilmediğini, davalı şirket ile davacı şirketler arasında herhangi bir ticari ilişki dahi bulunmadığını, öyle ki söz konusu beyanlar gerçeği yansıtmadığı gibi çeklerin verilmesi veya alınmasına ilişkin sözleşme yapıldığına ilişkin iddiaların muhatabının da davalı şirket olamayacağını, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın gerekçesinin kabul edilemeyeceğini, bahse konu anlaşmanın muhatabının N….A.Ş. olduğunu, davalı şirketin iyi niyetli üçüncü hamil olduğunu, davalı şirketin söz konusu çeklere ilişkin icra takibi başlatmış olup kendi alacağını tahsil etme amacıyla hareket ederken davacı şirketlerin ise borçlu konumunda olduğunu, TTK’nun madde 599. maddesinde “Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez” şeklindeki düzenlemenin mevcut olduğunu, davaya konu çeklerdeki imzaların dava dışı … A.Ş. tarafından atılmış olduğunu, davalı şirketin iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, bu nedenle TTK’nun madde 599 kapsamında da davacıların borçlu olmadığına ilişkin şahsi defilerini davalı şirkete karşı ileri sürme olanağının bulunmadığını, davacılar vekili tarafından dosyaya sunulmuş olan çeklerin değiştirildiğine ilişkin sözleşmenin başında muhatap olarak dava dışı Nermanoğlu … A.Ş.’nin adının bulunmakta olduğunu, davaya konu çeklere ilişkin alınmış olan Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nden 2017/547 Sayılı ve 29.11.2017 tarihli ödeme yasağı kararının usule ve yasaya aykırı olarak alınmış olduğunu ve iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunan davalı şirketin zararının doğmasına sebebiyet verdiğini, yine ödeme yasağı kararında çek miktarlarının ayrı ayrı 72.500,00 TL bedelli olmasına rağmen 1.650,00 TL, 1.700,00 TL gibi bir miktar gösterilmiş olduğunu ve talepte bulunmaya yetkili olmayan kişi tarafından bu kararlar alındığını, şirket yetkilisinin … Şti.’nin yetkilisi Ticaret Sicil’deki kayıtlarda … olarak gözükmekte olduğunu ancak çeklerin ödenmemesi konusunda talepte bulunan kişinin … olduğunu, şirket yetkilisinden başka bir kişi tarafından başvurunun yapılmasının ve çek miktarlarının da düşük gösterilerek söz konusu kararların düşük teminatlarla hemen aldırılmış olmasının şüpheli bir durum olduğunu, davacı tarafın söz konusu ödeme yasağına ilişkin tedbir kararını da hukuka aykırı şekilde kötü niyetli hareket edilerek alınmış olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; davacılar vekilinin davacılar ile davalı şirket arasında yapılan ticarete karşılık Ziraat Bankası’na ait 153150 seri nolu 72.500,00 TL miktarlı 22/06/2017 tanzim, 30/11/2017 vade tarihli, 153146 seri nolu 72.500,00 TL miktarlı 22/06/2017 tanzim 30/11/2017 vade tarihli çeklerin davalıya teslim edildiğini, daha sonra davacılar ile davalı arasında yapılan anlaşma uyarınca icra takibine konu çeklerin yeni çekler verilmek suretiyle değiştirildiğini, bu değişim işlemine ilişkin yazılı sözleşme yapıldığını ve aynı bedelli Türkiye İş Bankasına ait 3040154 seri nolu 20/02/2018 tarihli 72.500,00 TL bedelli, 3040155 seri numaralı 20/03/2018 tarihli 72.500,00 TL bedelli çeklerin davalı şirkete teslim edildiğini, sözleşme gereğince eski çeklerin müvekkiline iade edilmesi gerekirken iade edilmediğini ve Trabzon İcra Müdürlüğünün 2018/15840 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını belirterek davacıların davalıya icra takibine konu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep eder olduğu; davalı şirketin ise kendilerinin iyi niyetli üçüncü hamil kişi konumundaki yetkili hamil olduklarından bahisle borçlunun lehtara karşı ileri sürebileceği defileri takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceğinden davanın reddini ister olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan ve taraflarca itiraza uğramayan çeklerin değişimini içerir belge incelendiğinde; “Nermanoğlu” başlığını taşıdığı, çek bilgilerinin ayrıntılı olarak yazıldığı, hangi çeklerin hangi çeklere karşılık değişim yapıldığının gösterildiği ve … isim ve imzasını içerir olduğu görülmüştür. Getirtilen ticaret sicil belgeleri incelendiğinde ve yine dosya içerisine alınan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/81676 soruşturma sayılı dosya içeriğinden anlaşıldığı üzere …’nin yetkilisinin … olduğu yine….’nin 25/09/2017 tarihine kadar ortağının ve yetkilisinin Kemal Türker olduğu ve bu şirketteki hisselerinin ….’e devrettiği, devir ile birlikte şirketin ünvan değişikliğine giderek ,… Şti. ünvanını aldığı anlaşılmıştır. Dava konusu yapılan çekler incelendiğinde; keşidecinin … olduğu, lehtarın …ne olduğu, ciro yolu ile önce …. A.Ş.’ye, daha sonra da ….Şti.’ne devredildiği anlaşılmıştır. Her iki cirantanın üzerindeki imzaların ….’e ait olduğu görülmektedir. Bu sebeple … Şti.’nin yöneticiliğini … bırakmış ise de kendi zamanında, kendisince cironun yapıldığı anlaşılmaktadır. Def’iler başlığını taşıyan TTK’nun 687. maddesi “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biri ile kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmünü içerir. Görüldüğü üzere davalı ….’nin ünvan değiştirmeden önceki yöneticisi tarafından söz konusu çekleri ciro yoluyla alınmış olup dava konusu çekler ile İş Bankası’na ait 3040154 ve 3040155 seri nolu 72.500,00 TL bedelli çekler ile değiştirildiği ve altında bizzat kendi imzasının olduğu anlaşıldığından iyi niyet savunmalarının yerinde olmadığı görülmüştür.

Şu halde dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; dosya içerisine sunulan çek değişimine ilişkin Kemal Türker’in imzaladığı belge, ticaret sicil kayıtları, savcılık dosyası içeriği, tanık anlatımları ve mahkeme gerekçesi nazara alındığında verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/06/2020 tarih ve 2018/326 Esas, 2020/214 Karar sayılı hükmüne yönelik istinaf başvuru talebinin HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 9.904,95 TL harçtan peşin olarak yatırılan 2.617,35 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 7.287,60 harcın davalı taraftan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA.
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davalı ÜZERİNDE BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi dosya üzerinden duruşmasız olarak yapılması nedeniyle davalı aleyhine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA.
5-Gerekçeli kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE.
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider/delil avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 27/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Katip …
e-imzalıdır.