Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/715 E. 2020/701 K. 28.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/715
KARAR NO : 2020/701

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2020
NUMARASI : 2018/575 2020/174

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
ASLİ MÜDAHİL :
VEKİLİ :
ASLİ MÜDAHİL :
VEKİLİ :
ASLİ MÜDAHİL :
VEKİLİ :
ASLİ MÜDAHİL :
ASLİ MÜDAHİL :
VEKİLİ :
ASLİ MÜDAHİL :
ASLİ MÜDAHİL :
VEKİLİ :
ASLİ MÜDAHİL :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Konkordato
KARAR TARİHİ : 28/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2020
Konkordato mühleti verilmesi talebine ilişkin davanın yapılan açık yargılaması neticesinde verilen karara karşı konkordato mühleti talep eden davacı vekili, müdahil ……. A.Ş. ile …… T.A.Ş vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24.02.2009 tarihinden itibaren Trabzon ilinde lokanta ve restoran faaliyetleri yürüttüğünü, ülke genelinde yaşanılan ekonomik sıkıntılara binaen müvekkilinin de ekonomik anlamda darboğaza düştüğünü, bu kapsamda borca batık hale geldiğini, borçlarını vadesinde ödeyememe durumunun mevcut olduğunu, ne var ki dava dilekçesine ekli konkordato projesi ve ödeme planı kapsamında vadeye yaymak suretiyle borçlarını ödeme imkanının olduğunu, müvekkilinin iflası halinde alacaklıların da alacaklarının büyük bir kısmını tahsil edemeyecekleri gibi, çalışanlarının işsiz kalması durumunun ortaya çıkacağını, bu nedenle borçlarının ödenebilmesi için vade konkordatosu talep ettiklerini ileri sürerek İİK’nun 287. maddesi uyarınca geçici mühlet kararı verilmesini, ardından kesin mühlet kararı verilmesini ve son olarak da konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; “Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi 7101 sayılı yasa ile değişik İİK 286 ve devamı maddelerinde belirtilen konkordato talebine bağlı olarak dava dilekçesine eklenmesi gereken belgeler davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde eksiksiz olarak sunulduğu anlaşıldığından mahkememizin 25/10/2018 tarihli tensip tutanağıyla birlikte 3 ay süre ile geçici mühlet/ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 25/10/2018 tarihli tensip tutanağının ara kararı gereği davacı vekili verilen kesin süre içerisinde 25/10/2018 tarihinde 51.017,00 TL gider avansını dosyaya yatırdığı anlaşıldığından; geçici mühlet kararının Trabzon İlindeki Tapu Müdürlüklerine, Tapu Genel Müdürlüğüne, Trabzon Ticaret Sicili Müdürlüğüne, davacı şirketin bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüklerine, PTT Genel Müdürlüğüne, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğüne, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, Trabzon Ticaret Odası Başkanlığına, Trabzon Sanayi Odası Başkanlığına, Trabzon Ticaret Borsasına, Sermaye Piyasası Kuruluna ayrı ayrı müzekkereler ile bildirildiği ve yazı cevaplarının mahkememize gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 25/10/2018 tarihli tensip tutanağının ara kararı gereği ……., YMM …… ve SMMM …….’ın geçici konkordato komiresi olarak atanmasına karar verilmiş olup, 30/10/2018 tarihinde geçici konkordato komiserlerine görev tutanağı düzenlenmiş ve konkordato komiserlerince tutanak ayrı ayrı imzalattırılmıştır. İşbu durum Samsun Bölge Bilirkişilik Kuruluna konkordato komiserlerinin özel sicilde kaydedilmek üzere ve ayrıca Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereler ile bildirilmiştir.
Alacaklıların haklarının korunması amacıyla davacı şirketin taşınmazlarının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmuş olduğu, ihtiyati tedbir durumunun Ortahisar Tapu Müdürlüğüne, Yomra Tapu Müdürlüğüne ve Akçaabat Tapu Müdürlüğüne bildirilmiştir.
Yine alacaklıların haklarının korunması amacıyla davacı şirketin araçlarına Uyap/Polnet entegre sistemi üzerinden üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmuştur.
Türkiye ticaret sicil gazetesine ve Basın İlan Kurumuna yazılan yazılar gereği yasal ilanların yapıldığı ve yazı cevaplarının mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin sicil kaydının Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilmiştir.
Yargılama devam ederken müdahale talep eden …… T.A.Ş.,……… A.Ş., ………. A.Ş., …..’nin, …….. A.Ş. Vekilleri müdahale talep dilekçelerini sunduğu, dilekçe ekinde müdahale harçlarını yatırdıkları anlaşıldığından 17/01/2019 tarihli duruşmada müdahilliklerinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Müdahale talep eden ……… A.Ş., ……… T.A.O. ve ……….. A.Ş. Vekillerinin müdahale talep dilekçelerini sunduğu, anılan müdahillerin harçtan muaf oldukları anlaşıldığından 17/01/2019 tarihli duruşmada müdahilliklerinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Müdahale talep ………, …………. Ltd. Şti., …….. Limited Şirketi, …… Limited Şirketi, …… T.A.Ş. Vekilleri müdahale talep dilekçelerini sunduğu, dilekçe ekinde müdahale harçlarını yatırdıkları anlaşıldığından 14/03/2019 tarihli duruşmada müdahilliklerinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Müdahale talep eden……., ………. Ltd. Şti.,………. A.Ş., …… San. Ve Tic. Ltd. Şti. Ve …… Ltd. Şti., ……… A.Ş., ………. Tic. Ltd. Şti., ……….ve ……… vekilleri müdahale talep dilekçelerini sunduğu, dilekçe ekinde müdahale harçlarını yatırdıkları anlaşıldığından 12/03/2020 tarihli duruşmada müdahilliklerinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Müdahale talep eden ………., ……. San. Ve Tic. A.Ş. Vekili müdahillik harcını yatırmadığı anlaşıldığından 12/03/2020 tarihli duruşmada müdahilliklerinin reddine karar verilmiştir.
Geçici konkordato komiserleri 14.11.2018 havale tarihli ön raporlarını sunmuşlardır. Sunulan ön raporlarında özetle; “…konkordato süreci hakkında işletmeye bilgi verildiğini, yapması ve dikkatli olması gereken hususlar hakkında gerekli uyarıların yapıldığını, davacının defter, belgeler ve mali tablolar incelenerek mahkemeye sunulan ön projedeki belgelere uygunluğu görüldüğünü, şirketin kaydi değerler üzerinden borca batık olduğunu, şirketin ön proje, eksiklik ve uygulanabilirlik yönünden kayıt ortamında uygun olduğu ve başarılı olabileceği, ancak sunulan belgeler üzerinde yapılacak olası hesap incelemesi, karşılaştırma ve irdelemeler sonucunda gerçek durumun ortaya çıkacağı…” sonuç ve kanaatini içerir raporlarını sunmuşlardır.
Geçici konkordato komiserleri 29/11/2018 havale tarihli 1 nolu aylık raporlarını sunmuşlardır. Sunulan ön raporlarında özetle; “…şirketin ön proje, uygulanabilirlik yönünden kayıt ortamında uygun olduğu ve başarılı olabileceği, ancak sunulan belgeler üzerinde yapılacak olan hesap incelemesi, karşılaştırma, irdelemeler sonucunda alacakların varlığı, tahsili, şüpheli alacak miktarları, duran varlıklarda bulunan binalar ve taşıtların bilirkişi marifetiyle değerlerinin rayiç değerlerinin bulunması ve bu değerlerin bilançoya aktarılması, ticari faaliyetinin devamı, nakit akışı ve karlılığın hesaplaması sonucunda gerçek durumun ortaya çıkacağı…” yönünde raporlarını sunmuşlardır.
Geçici konkordato komiserleri 29/11/2018 havale tarihli dilekçeleriyle davacı şirketin araçlarının güncel/rayiç değerinin tespitini talep ettikleri, geçici konkordato komiserlerinin taleplerinin karşılanması için mahkememizce bu hususta 29/11/2018 tarihinde ara karar oluşturulduğu, ve dosyanın Yüksek Makine Mühendisi …….’na tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. Bilirkişinin tarafından sunulan 10/12/2018 havale tarihli raporunda davacı şirketin araçlarının güncel değerinin toplam 284.250,00 TL olduğu yönünde raporunu sunmuştur.
Yine geçici konkordato komiserleri 29/11/2018 havale tarihli dilekçeleriyle davacı şirketin taşınmazlarının güncel/rayiç değerinin tespitini talep ettikleri, geçici konkordato komiserlerinin taleplerinin karşılanması için oluşturulan ara karar doğrultusunda dosya gayrimenkul değerleme uzmanı ……. ve Kadastro-Fen Memuru …….’e tevdii edilerek aldırılan 18/12/2018 havale tarihli müşterek raporlarında davacı şirketin taşınmazlarının güncel değerinin toplam 7.544.566,80 TL olduğu yönünde raporlarını sunmuşlardır.
Geçici konkordato komiserleri 03/01/2019 havale tarihli 2 nolu aylık raporlarını sunmuşlardır. Sunulan ön raporlarında özetle; “…gayri menkul malların, taşıtların değerlemeleri bilirkişiler tarafından yapıldığını, şirketin cari oranı ve şirketin batık bilançosu çıkarıltığını, genel olarak son değerlendirmelerin şirketin konkordato sürecinin devamlılığı hakkında net durumun 3.aylık raporunda belirtileceği…” yönünde raporlarını sunmuşlardır.
Geçici konkordato komiserleri 14/01/2019 havale tarihli 3 nolu aylık raporlarını sunmuşlardır. Sunulan ön raporlarında özetle; “…konkordato sürecindeki geçici süreye ilave iki (2) aylık ek sürenin verilmesi veya kesin süre talebinin kabulü gibi kararların alacaklılarının alacaklarını tahsil etme noktasında olumlu sonuç doğuracağı…” sonuç ve kanaatini içerir raporlarını sunmuşlardır.
Mahkememiz 07/01/2019 tarihli duruşmasında konkordato geçici komiser heyetinin ve davacı borçlu şirketin talebi ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak İİK’nun 287/4 maddeleri uyarınca Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğünün …… Sicil numarasında kayıtlı davacı ……. Limited Şirketi hakkında 25/01/2019 tarihinde bitecek olan geçici mühlet kararının 25/01/2019 tarihinden başlamak üzere 2 ay süre ile uzatılmasına, daha önce verilen tedbir kararlarının aynen devamına karar verilmiştir.
Geçici mühletin uzatılmasına ilişkin karar Trabzon İlindeki Tapu Müdürlüklerine, Tapu Genel Müdürlüğüne, Trabzon Ticaret Sicili Müdürlüğüne, davacı şirketin bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüklerine, PTT Genel Müdürlüğüne, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğüne, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, Trabzon Ticaret Odası Başkanlığına, Trabzon Sanayi Odası Başkanlığına, Trabzon Ticaret Borsasına, Sermaye Piyasası Kuruluna ayrı ayrı müzekkereler ile bildirilmiştir.
Türkiye Ticaret Sicil Gazetesine ve Basın İlan Kurumuna yazılan yazılar gereği yasal ilanların yapıldığı ve yazı cevaplarının mahkememize gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Daha önce görevlendirilen geçici komiserler olan Av………., YMM ……. ve SMMM ……’ın görev süreleri uzatılmış ve Samsun Bölge Bilirkişik Kuruluna ve Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere ile bildirilmiştir.
Geçici konkordato komiserleri 12/02/2019 havale tarihli geçici ek süre 1 nolu aylık raporlarını sunmuşlardır. Sunulan ön raporlarında özetle; “…şirketin konkordato sürecinde cari oranı koruduğunu, şirketin 31/12/2018 tarihli bilançosunda dönem net karının 243.077,35 TL olduğu ve borca batıklığını olumlu yönde düşürdüğünü, 31/12/2018 tarihli bilançosunda parasal değerlerin 535.327,63 TL olduğu…” sonuç ve kanaatini içerir raporlarını sunmuşlardır.
Geçici konkordato komiserleri 12/02/2019 havale tarihli geçici ek süre 1 nolu aylık raporlarını sunmuşlardır. Sunulan ön raporlarında özetle; “…davacının kesin süre talebinin kabulü kararının alacaklıların alacaklarının tamamını tahsil etme noktasında maksimum sonuç doğuracağı…” sonuç ve kanaatini içerir raporlarını sunmuşlardır.
Mahkememiz 14/03/2019 tarihli duruşmasında davacı şirketin konkordato talebinin başarıya uluşmasının mümkün olduğu, alınan konkordato komiserleri raporlarından da anlaşıldığından İİK’nun 289.maddesi gereğince Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğünün …….. Sicil numarasında kayıtlı davacı ……. Limited Şirketi hakkında 14/03/2019 tarihinden başlamak üzere 1 yıl süre ile kesin mühlet verilmesine, daha önce verilen tedbir kararlarının aynen devamına karar verilmiştir.
Kesin mühletin uzatılmasına ilişkin karar Trabzon İlindeki Tapu Müdürlüklerine, Tapu Genel Müdürlüğüne, Trabzon Ticaret Sicili Müdürlüğüne, davacı şirketin bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüklerine, PTT Genel Müdürlüğüne, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğüne, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, Trabzon Ticaret Odası Başkanlığına, Trabzon Sanayi Odası Başkanlığına, Trabzon Ticaret Borsasına, Sermaye Piyasası Kuruluna ayrı ayrı müzekkereler ile bildirilmiştir.
Türkiye Ticaret Sicil Gazetesine ve Basın İlan Kurumuna yazılan yazılar gereği yasal ilanların yapıldığı ve yazı cevaplarının mahkememize gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Daha önce görevlendirilen geçici komiserler olan ……., YMM ….. ve SMMM ……’ın görev sürelerinin 14/03/2019 tarihinden başlayarak kesin komiser heyeti olarak devamına karar verilmiş ve Samsun Bölge Bilirkişik Kuruluna ve Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere ile bildirilmiştir.
Celse arasında müdahil …… A.Ş. vekilinin 29/03/2019 tarihli talebi incelenerek bu hususta ara karar oluşturulmuştur. Yine müdahiller ……. ve ……. vekilinin 02/01/2020 tarihli taleplerinin incelenerek ara karar oluşturulmuştur.
Konkordato komiserleri 13/05/2019 havale tarihli kesin süre 1 nolu raporlarını sunmuşlardır. Sunulan raporda özetle; “…davacı şirketin süreç içerinde proje kapsamına sadık olduğunu, alacaklılarla ilgili tebligatların yapıldığını, şirkete borçlu kişilerle ilgili ödeme planlarının alındığını, alacaklıların bir kısmının ödeme planı sunduğunu, borçlu bankalarla ilgili bir kısım yapılandırmalar ve ödeme planları yapıldığını, dava kapsamında alacaklıların menfaatlerine halel getirecek herhangi bir olumsuz tespitin olmadığı…” sonuç ve kanaatini içerir raporlarını sunmuşlardır.
Konkordato komiserleri 02/08/2019 havale tarihli kesin süre 2 nolu raporlarını sunmuşlardır. Sunulan raporda özetle; “…kesin mühlet kararı verilmesinin akabinde kesin komiser heyeti olarak 2004 sayılı İİK’nun 299.maddesi gereğince Konkordato talebinde bulunan davacı şirketten alacağı bulunan alacaklıların alacağını bildirmeye davet edildiğini, ilanların yapıldığını, ayrıca ilan metninin firmanın bilançosunda yer alan alacaklılara iadeli taahhütlü gönderildiğini, alacaklılar tarafından yapılan bildirimlerin kayıt altına alındığını, ilan tarihinden itibaren 15 günlük bildirim süresi 31/05/2019 tarihi itibarıyla sona erdiğini, alacak bildirim süresi tamamlanmış olup borçlu şirket İİK’nun 300. maddesi gereğince alacaklara karşı beyanda bulunmaya davet edileceğini, itiraz edilen alacak bulunması halinde İİK’nun 302/6 maddesi gereğince alacağın hesaba katılıp katılmayacağı ve ne oranda katılacağı konusunda mahkemeye başvurma konusunda alacaklıya bildirim yapılacağını ve akabinde alacaklılar toplantısı hazırlıklarına başlanacağı…” sonuç ve kanaatini içerir raporlarını sunmuşlardır.
Konkordato komiserleri 16/09/2019 havale tarihli kesin süre 3 nolu raporlarını sunmuşlardır. Sunulan raporda özetle; “…İİK’nun 301. maddesi gereğince konkordato projesini müzakere etmek üzere alacaklılar İİK’nun 288. maddesinde yazılı usul ile toplantıya davet edilerek kesin mühlet sürecinin sonuçlandırılmasının amaçlandığını, davacı şirketten istenilen bilgi ve belgeler neticesinde kesin sürecin sonuçlandırılması hakkında sonuca varılacağı…” sonuç ve kanaatini içerir raporlarını sunmuşlardır.
Davacı vekili 24/02/2020 havale tarihli dilekçesi ekinde revize edilmiş konkordato ön projesini dosyaya sunmuştur.
Konkordato komiserleri 19/11/2019 havale tarihli kesin süre 4 nolu raporlarını sunmuşlardır. Sunulan raporda özetle; “…davacı şirketin sunmuş olduğu ön projesinde belirtmiş olduğu Geçici süre ve kesin süre içerisinde yapılması gereken iş ve işlemlerin konkordato projesinin başarıya ulaşması bakımından etkili olabilecek şeklide yerine getirilmediği, konkordato projesinde yer alan alacakların tahsili yönünden gerekli itina ve özenin gösterilmediği, ticari faaliyeti yönünde gerekli mal ve malzemenin alımında ödemelerle ilgili konkordato komiserliğinden izin alınarak bankadan yapılmadığı, özellikle konkordato projesinde yer alan alacakların tahsili sureti ile konkordato hesabında depo edilmemiş olduğu ve konkordato mevzuatı uyarınca ödenmesine izin verilmesi gerekli olan ödemelerin tümünün banka hesaplan üzerinden yapılmamış olduğu, konkordato komiserlik heyeti çalışmaları neticesinde 01/09/2019 tarihinde tespit edilen ve miktarı 2.080.932,03 TL ile ilgili tutarın muhasebe kayıtlarında yer almasına rağmen bu meblağın genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine aykırı olarak belgesiz ve komiserlik heyeti bilgisi ve izni dışında ödemelerin yapıldığı, konkordato talepçisi davacıya 14/03/2019 tarihinde verilen 1 yıllık kesin sürenin gelinen aşamaya kadar olan sürecinde konkordato projesinin başarıya ulaşması yönünde yetersiz kaldığı ve kalan süre içinde de aktif ve pasif durumu itibarı ile projenin kalan süre yönünden de başarıya ulaşmasının mümkün olamayacağı…” yönünde raporlarını sunmuşlardır.
Konkordato komiserleri 21/01/2020 havale tarihli ön inceleme raporlarını dosyaya sunmuşlardır, raporlarında özet olarak Rize’deki lokanta işletmesinin bilirkişi incelemesi yaptırılmasını ve bilirkişi incelemesi ile ilgili rapor henüz dosyaya sunulmadığı ve bu süre zarfında bazı alacaklılar tarafından dosyaya sunulmuş dilekçelerle bir kısım alacaklarından feragat ve alacaklılar toplantısı talepli dilekçelerinin bulunduğu görüldüğünü, somut gelişmeler ve henüz bilirkişi raporunun sunulmamış olması nedenleri ile gerek iki ayda bir sunulması gereken rapor ve gerekse de 18/11/2019 tarihli rapora ek rapor sunabilmek için talimatın sonucunun beklenilmesi yönünde rapor sunmuşlardır.
Davacı şirketin 08/10/2019 tarihli talep dilekçesi doğrultusunda Rize’de bulunan şubesinin mevcut hali ile tesis, makine, cihazlar ve demirbaşların devir anında değerlerinin ne kadar olabileceğinin bilirkişi marifeti ile tespitini talep ettiğini, bu hususta Rize Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi kurulu ……. ve …… tarafından rapor sunulmuştur. Sunulan bilirkişi raporunda; incelemesi yapılan iş yeri içerisinde bulunan makine, cihazlar, ekipmanlar ve demirbaşların toplam piyasa rayiç değerinin 423.305,50 TL olacağı yönünde rapor sunmuşlardır.
Konkordato komiserleri 30/01/2020 havale tarihli kesin süre 4 nolu raporlarına ait 1 nolu ek raporlarını sunmuşlardır. Sunulan raporda özetle; “…davacı şirketin kesin süre 4.Nolu kök raporda belirtilen davacıya 14/03/2019 tarihinde verilen 1 yıllık kesin sürenin gelinen aşamaya kadar olan sürecinde konkordato projesinin başarıya ulaşması yönünde yetersiz kaldığı ve kalan süre içinde de aktif ve pasif durumu itibarı ile projenin kalan süre yönünden de başarıya ulaşmasının mümkün olamayacağının belirtilmesine rağmen gelinen aşamada alacaklıların mahkemeye sunduğu dilekçelerinde konkordato sürecinin devamını, alacaklılar toplantısı yapılmasını ve tenzilat belirterek mahkemeye sunulan 10 farklı alacaklının belirtmiş olduğu alacak tutarının 10.416.690,00 TL olduğu iş bu alacaklıların toplam tenzilat tutarı 3.087.000,00 TL olduğu, davacı şirketin mahkemeye sunduğuön projede ve bilançosundaki satıcı firmalara olan adi borçlarının toplamı 12.521.767,19 TL olduğu bu borç yekününün 10.416.690,00 TL kısmına isabet eden alacaklı firmaların konkordato sürecinin devamını ve alacaklılar toplantısı yapılması yönünde taleplerinin olduğu sürecin devamının istenmesinin değerlendirildiği ve dikkate alınacak bir meblağdan oluştuğu. Mahkemeye yazılı olarak bilgi veren alacaklılar gerekse bu alacaklıların talepleri yönünde değerlendirme yapan komiser heyetinin alacaklıların alacaklarını maksimum düzeyde tahsil edebilmeleri yönünde konkordato sürecinin devam etmesini ve alacaklılar toplantısı yapılması yönünde karar vermiş, borçlu şirketten alacaklı olduğunu bildiren alacaklılar ile alacağını bildirmemekle birlikte, borçlu şirket bilançosunda kayıtlı alacaklıların da toplantıya iştirak edebilecekleri, konkordato projesi ile gündem maddelerini müzakere etmek ve oylamak üzere, İİK’nun 301. maddesi gereğince alacaklılar toplantısı yapılacağı…” yönünde raporlarını sunmuşlardır.
Konkordato komiser heyeti 09/03/2020 havale tarihli konkordato tasdik durumu hakkında gerekçeli raporlarını dosyaya sunmuşlardır. Sunulan raporda özetle; “…konkordato projesindeki teklif ile karşılaştırıldığında konkordato projesi ile teklif edilen ödeme miktarının borçlunun (davacının) iflası halinde alacaklıların eline geçmesi muhtemel bedelden fazla olduğu (İcra ve İflas Kanunu 305/a), teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu (İcra ve İflas Kanunu 305/b), konkordato projesinin 302 maddesinde ön görülen çoğunlukla kabul edilmiş olduğu (İcra ve İflas Kanunu 305/c), İcra İflas kanunun 206 maddesinin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacak türlerinden herhangi bir alacaklı bulunmadığı, davacı (Borçlu) şirketin birinci sırasında yazılı şekilde imtiyazlı kabul edilen borcunun bulunmadığı (İcra ve İflas Kanunu 305/d), tasdikin gerektirdiği yargılama giderleri ve harçlarının (konkordato kararından önce her zaman mahkeme veznesine depo edilebileceği) rapor tarihi itibarı ile mahkeme veznesine depo edilmediği (İcra ve İflas Kanunu 305/e), konkordato projesinin rehinli alacaklılar yönünden teklifin müzakere edilmesi sonucunda rehinli alacaklılar yönünden davacı borçlu tarafından sunulan konkordato teklifinin rehinli alacaklılar tarafından nisabın sağlanıp kabul edildiği, şirketin varlıklarının 25.088.637,54 TL, borçlarının ise 25.038.184,07 TL olduğu, şirketin varlık/borç farkınının 50.453,47 TL (pozitif) olduğu, bu tutar şirketin varlıkları ile borçlarının 1/1 oranında karşılandığını göstermekte olup, davacı şirketin borca batık olmadığı, davacı şirketin alacaklılar toplantısında alacaklılara sunmuş olduğu ödeme planı ve alacaklıların mahkemeye müracaatı ile vazgeçtikleri alacak miktarları şirket ön ve revize projesinin uygulanabilir bir duruma getirdiği ve uygulanabilir olduğu, İİK’nun 305.maddesinin konkordatonun tasdik şartı (müzakere toplantısı sonucunda, ödeme teklifi, ön proje ve revize proje alacaklılar tarafından kabul edilmiş) sağlanmış olduğu…” sonuç ve kanaatini içerir raporunu sunmuşlardır.
Davacı tarafından 12/03/2020 tarihli Sayman Mutemedi alındısı ile 52.000,00 TL konkordato tasdik harcını dosyaya yatırmıştır.
Alacaklılar …….. Ltd. Şti., ……….. Ltd. Şti., …. A.Ş., …. A.Ş.,’nin revize projeyi onayladıklarını, iyileştirme projesini onayladıklarını, müdahil …….. T.A.Ş. ile ……lığının onaylamadığına ilişkin dilekçe sunmuşlardır.
Alacaklılar ……… San. Ltd. Şti., …… , ……., … – ….., …… San. Ve Tic. A.Ş., ……… Ltd. Şti.’nin alacaklarından kısmi feragat dilekçesi sunmuşlardır.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin ekonomik yapısının bozulması ve borçlarını vadesinde ödeyememe durumu ile karşılaşması üzerine Mahkememizden konkordato talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin konkordato talebini rehinli alacaklılar ve adi alacaklılar yönünden ayrı ayrı değerlendirmek gerekmektedir. Davacı şirket konkordato projesi ile tüm rehinli alacaklılarına rehinle teminat altına alınmış borçlarını 3 ay ödemesiz olacak şekilde 60 eşit taksitte ödemeyi teklif etmiş olup bu teklifi 25/02/2020 tarihli alacaklılar toplantısında alacaklıların İİK 302/3 maddesinde belirtilen nisapla kabul edilmiştir. Rehinli alacaklılar yönünden davacının konkordato projesinin tasdiki için İİK 305 maddesinde belirtilen diğer şartların da sağlanmış olduğu dikkate alındığında davacının konkordato projesinin rehinli alacaklılar yönünden tasdiki gerekmiştir.
Adi alacaklılar yönünden davacı şirketin konkordato projesi incelendiğinde ise; her ne kadar 25/02/2020 tarihli alacaklılar toplantısında İİK 302/3 maddesinde belirtilen nisaplarla davacı şirketin konkordato projesi kabul edilmiş ise de konkordato projesindeki ödeme planı incelendiğinde 48 adet alacaklı için ödeme planı düzenlenmiş olmasına rağmen alacaklılar toplantısına katılma hakkı olan 69 adet adi alacaklısının bulunduğu, bir başka anlatımla ödeme planının tüm alacaklıların alacağının nasıl bir takvim çerçevesinde ödeneceğinin eksiksiz olarak belirtilmediği, bu durumun kısmen (……. San. Tic. Ltd. Şti’ye olan borç yönünden) de olsa davacı şirketçe kabul edildiği ve ayrıca ödeme planı incelendiğinde teklif olunan ödeme planının borçlular arasında eşitlik, adalet, hakkaniyet ve nesafet duygularını ihlal eder mahiyette olduğu, örneğin alacaklılardan …….nın alacağının 46.500,00 TL olmasına karşın borcun 60 taksitte ödenmesi teklif olunmuş iken bir diğer alacaklı ……..i’nin alacağının daha yüksek (55.910,00 TL) olmasına rağmen borcunun daha düşük 36 taksitte ödenmesi teklif olunmuştur. Bu örnekteki durum ve buna benzer başka alacaklılar arasında borcun kaç taksitte ödeneceğine dair adaletsiz ve hakkaniyetsiz durum dikkate alındığında adi alacaklılar yönünden davacının konkordato projesinin tasdiki mümkün görülmediği” gerekçesiyle
1-Davacının Rehinli Alacaklılara Yönelik konkordato projesinin tasdiki talebinin KABULÜ ile; Karadeniz Vergi Dairesine, Kurumlar Vergi Dairesi yönünden ……. vergi kimlik numarası ile kayıtlı olan davacı ‘………. Limited Şirketi”nin konkordato tasdik projesi kapsamında kalan rehinle teminat altına alınmış tüm borçlarının tamamen (herhangi bir tenzilat olmaksızın) Konkordato Komiser Heyetinin 09/03/2020 tanzim ve havale tarihli Konkordato Tasdik Durumu Hakkında Gerekçeli (Kesin) Raporlarında belirtildiği gibi; 3 ay ödemesiz 60 ay eşit vadeli olacak şekilde davacı tarafından rehinli alacaklılara ödenmesine,
2-Konkordato komiserler heyetinin görevine tasdik karar tarihi olan 12/03/2020 tarihi itibariyle son verilmesine,
3-a)İİK 306/2 maddesi uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli olarak yeminli mali müşavir …….”un tasdik karar tarihi itibariyle göreve başlamak üzere kayyım olarak görevlendirilmesine,
b)Kayyım tarafından borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği hususunda 2 ayda bir mahkememize rapor sunulmasına,
c)Kayyıma aylık 2.500,00 TL ücret takdirine, kayyımın göreve başlama tarihinden itibaren ödenecek ücretin konkordato talep eden şirket tarafından karşılanmasına,
4-Kesin mühletin sona ermesi ile, kesin mühlet kararı ile doğan ve İİK 294, 295, 296 ve 297. maddesinde düzenlenen sonuçların kalkmış olduğunun tespitine,
5-Mahkememizce verilen tüm tedbir kararlarının tasdik karar tarihi itibarı ile kalkmış olduğunun tespitine,
6-İİK 308/B maddesi uyarınca alacakları itiraza uğramış olan tüm alacaklılara tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren 1 ay içinde dava açabileceklerinin ihtarına,
7-İİK 306/3 maddesi uyarınca, hüküm fıkrasının İİK 288. maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
8- Davacının Adi Alacaklılara ilişkin konkordato projesinin tasdik talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yapılan yargılama sonucunda rehinli alacaklar yönünden konkordatonun tasdikine adi alacaklar yönünde ise konkordatonun tasdiki talebinin reddine karar verildiğinini, İİK’nun 305. maddesinde konkordatonun tasdiki şartlarının sayıldığını, dava dosyasında her iki alacak kalemi yönünden tasdik şartlarının gerçekleştiğini, buna rağmen adi alacaklar yönünden verilen ret kararının hatalı olduğunu, İİK’nun 305/son maddesinde mahkemenin konkordato projesini yetersiz bulması halinde kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzenlemeleri yapabileceğine işaret edildiğini, mahkemenin gerekçesinde belirtildiği şekliyle adi alacaklar yönünden projede yetersizlik bulunması halinde bu madde uyarınca bunların giderilmesinin istenebileceğini, ödeme planı belirlenirken alacaklılar ile görüşmeler yapılarak sözleşme serbestisi çerçevesinde işlemler yapıldığını, nitekim alacaklılar toplantısında adi alacaklıların büyük ekseriyetinin plana onay verdiğini, mahkemece bu hususların karar gerekçesinde gözetilmediğini belirterek istinaf sürecinde yaşanacak olumsuzluklara binaen kesin mühletin 6 ay daha uzatılmasına ve adi alacaklılar yönünden konkordato projesinin tasdikine karar verilmesini istemiştir.
Müdahil alacaklı …… T.A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin Rize Şubesiyle davacı şirket arasında 30.12.2016 tarihli 5.000.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu kredi sözleşmesi uyarınca ipotekler tesis edildiğini, mahkemeye sunulan raporlarda ve toplantı sırasında müvekkilinin 504.535,00-TL tutarlı gayri nakdi alacaklarının hesaplamalara dahil edilmediğini, teminat mektuplarından ibaret bu kredilerin hesaba dahil edilmesi gerektiğini, bu haliyle projenin onaylanma durumunun söz konusu olmayacağını, konkordato projesinin faiz yükünün ortadan kaldırılmasına borç ödemenin konkordato kalkanıyla ötelenmesi amacına dayandığını, davacının hiç bir suretle faiz ödemek istememesinin açıkça iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, bu haliyle mahkeme kararının rehinli alacakların niteliğine aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Müdahil alacaklı ……. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin Mumhane Şubesiyle davacı şirket arasında 20.02.2015 tarihli 1.100.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu kredi sözleşmesi uyarınca ipotek ve menkul rehni tesis edildiğini, mahkemeye sunulan raporlarda ve toplantı sırasında bazı rehinli alacaklıların gayri nakdi alacaklarının hesaplamalara dahil edilmediğini, teminat mektuplarından ibaret bu kredilerin hesaba dahil edilmesi gerektiğini, bu haliyle projenin onaylanma durumunun söz konusu olmayacağını, konkordato projesinin faiz yükünün ortadan kaldırılmasına borç ödemenin konkordato kalkanıyla ötelenmesi amacına dayandığını, davacının hiç bir suretle faiz ödemek istememesinin açıkça iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, bu haliyle mahkeme kararının rehinli alacakların niteliğine aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 285. ve devamındaki maddeler uyarınca konkordato mühleti verilmesi talebine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Konkordato; bir borçlunun, alacaklılarının belli bir çoğunluğu ile yaptığı, borçların belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödenmesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan ve ticaret mahkemesince tasdik edilmekle hüküm ifade eden cebri anlaşmadır. Bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş dürüst borçluları korumak amacıyla geliştirilmiş müessesedir. Bu durumdaki borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve iflasa tabi borçlular yönünden alacakların büyük oranda tahsil edilememesine, iflasa tabi olmayan borçlular yönünden ise önce davranan alacaklının alacağını tahsil etmesine karşın diğer alacaklıların alacağına hiç veya yeterli düzeyde kavuşamamasına neden olmaktadır.
Konkordato borçlu ile alacaklılar arasında yapılacak anlaşma uyarınca alacaklıların, alacaklarının bir kısmından feragat etmesi veya borçluya borcunu ödemek konusunda belli bir süre vermesi, borçlunun da anlaşmaya uygun şekilde borcunu ödemesi halinde borçlarının tamamından kurtulmasını sağlamaktadır.
Borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu konkordato talebinde bulunabilir.
Konkordato hem borçlunun hem alacaklının lehinedir. Zira konkordato sayesinde iflasa tabi borçlu iflastan ve iflasın sonuçlarından, iflasa tabi olmayan borçlu ise bütün mal varlığının, alacaklılar tarafından haczedilip satılmasından veya tahsil edilemeyen alacaklar yönünden cebri icra tehdidi altında yaşamaktan kurtulacaktır. Öte yandan konkordato sayesinde alacaklılar haciz ve iflas masrafları yapmaksızın daha fazla miktarlarda alacak tahsil etme olanağı bulacaktır. Bununla birlikte konkordatoda alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu konkordato sürecinde iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlunun varlığını sürdürmesi ve piyasa şartlarındaki istikrar ve istihdam imkanlarının korunması sağlanır.
Tasdik edilen konkordato projesi kural olarak bütün alacaklıları bağlar. Zira bu özellik ve konkordatoya tabi bütün alacaklar bakımından eşitlik ilkesinin bir sonucu olarak, kanunda belirtilen istisnalar haricinde, konkordato mühletinden önce doğmuş bulunan alacaklar konkordato şartları dairesinde elde tahsil edebilecektir. Bu nedenle konkordato oylamasında kabul veya ret oyu vermiş tüm alacaklılar bakımından bağlayıcı olduğu gibi alacağını süresinde yazdırmamış alacaklılar için de bağlayıcıdır. Bu durumun istisnası rehinli alacaklar, imtiyazlı alacaklar ve kamu alacakları olup, konkordatodan etkilenmeyecek bu alacaklar yönünden alacaklıların takipte bulunma veya bu alacaklara ilişkin mahkeme kararlarının infazını isteme hakkı bulunmaktadır.
Konkordatoda borçlu konkordatoya tabi olmayan alacaklar hariç (rehinli, imtiyazlı ve kamu alacakları gibi)diğer adi alacaklılara eşit oranda ve koşullarda ödeme teklif etmekte ve teklifin kanunun öngördüğü çoğunlukla kabul edilmesi durumunda anlaşmayı kabul etmeyen diğer alacaklılar yönünden de bağlayıcı sonuç ortaya çıkmaktadır.(İİK 308/c)
Bu çerçevede somut uyuşmazlık bakımından önem arz ettiğinden konkordato uygulamasında rehinli alacaklara ilişkin kısa açıklama yapılmasında fayda olup; konkordatoda rehinli alacak tabiri ile öncelikle mülkiyeti borçluya ait rehinli mallar anlaşılmalıdır. Bu nedenle rehinli alacaklar yönünden yapılan alacak bildirimlerinin alacaklılar toplantısı sırasında nisabın hesaplanması bakımından mülkiyeti borçluya ve mülkiyeti üçüncü kişilere ait mallar üzerinde oluşturulan rehinler şeklinde iki ayrı katogoride ele alınması gereklidir.
Borçlunun kendi malı üzerinde tesis edilen menkul ve gayrimenkul rehinleri ile güvence altına alınan alacaklar konkordatoya tabi değildir. (İİK 308/c-3) Bu nedenle bu kapsamdaki alacaklar faizi ile birlikte tam olarak ödenir. Öte yandan alacağın rehinle karşılanmayan kısmı adi alacak olarak konkordatoya tabidir. Bu nedenle konkordato komiserinin İİK’nun 298. maddesi uyarınca rehinli malların rayicini tespit etmesi önem arz eder. Rehinli alacaklının rehinle teminat altına alınan alacağını alacak bildirim süresi içerisinde bildirmesine gerek bulunmamasına karşın rehinle karşılanmayan kesim yönünden süresi içinde bildirim zorunluluğu bulunmaktadır. Alacakları üçüncü kişilerin verdikleri rehinlerle güvence altına alınmış alacaklılar konkordato nisabının belirlenmesinde adi alacaklı olarak hesaba katılacaktır. Ayrıca mülkiyeti üçüncü kişiye ait mal üzerinde oluşturulan rehinli alacak yönünden rehnin bizzat borçlu tarafından tesis edilmemesi nedeniyle faiz işlemeye devam etmeyecektir. Öte yandan rehinli alacaklar yönünden İİK’nun 308/h maddesinde borçlu ile rehinli alacaklılar arasındaki müzakerelerin nasıl yapılacağı adi alacaklardan (İİK madde 302) farklı olarak ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile borçluya her bir rehinli alacaklı ile ayrı ayrı anlaşma yapma imkanı tanınarak adi alacaklardan farklı olacak şekilde alacaklılar arasında eşitlik ilkesinden uzaklaşılmıştır. Burada borçlunun tüm rehinli alacakları kapsar şekilde teklif sunması durumu bulunmayıp borçlunun her bir rehinli alacaklı yönünden ayrı teklifler sunma olanağı bulunmaktadır. Rehinli alacaklar yönünden alacak miktarının 2/3’sini aşan çoğunlukla borçlunun teklifinin kabulü gerekli olup konkordato komiseri tarafından mahkemeye sunulacak alacaklılar toplantısına ilişkin gerekçeli raporda rehinli alacaklıların durumu ayrı bir başlık altında ele alınması gereklidir. Bununla birlikte adi alacaklıların konkordato teklifini reddetmesi durumunda rehinli alacaklılarla varılan anlaşma da geçersiz olacaktır.
Konkordatonun tasdiki prosedürü bir “dava” olmayıp, HMK’nun 382/(2)-f.6 ve 7. fıkraları uyarınca, çekişmesiz yargı işidir ve çekişmesiz yargı işlerinde, niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulü uygulanır. Çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça re’sen araştırma ilkesi geçerli olacaktır. Hakim konkordato teklifini yetersiz bulması halinde re’sen veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmeyi yapacaktır. Öte yandan konkordatonun tasdiki kararları ancak toplantıda olumsuz oy kullanan alacaklılar tarafından istinaf edilebilecektir(İİK m.308/a). Mahkemece toplantı sonrasında yapılacak duruşmada rehinli ve adi alacaklar bakımından konkordatonun tasdik şartları birbirinden bağımsız olarak değerlendirecektir.
Bu genel açıklamalar uyarınca somut olaya gelindiğinde; mahkemece konkordato başvurusu uyarınca geçici mühlet ve kesin mühlet kararları verilerek bu aşamalara kadarki işlemlerin usulünce tamamlanması sonrasında konkordato komiserlerinin 30.01.2020 tarihli raporu uyarınca 25.02.2020 tarihinde adi ve rehinli alacaklılar için alacaklılar toplantısı yapılmasına karar verilmiş, bu karar uyarınca alacaklıların alacaklarını bildirmeleri süreci tamamlanmış, bu esnada dava açılırken sunulan ön proje revize edilerek (yargılama esnasında bir kısım adi alacaklıların alacaklarında tenzilata gittiklerini belirttikleri gözetilerek) 24.02.2020 tarihli dilekçe ekinde toplantıya esas olacak revize edilmiş konkordato projesi dosyaya sunulmuş, belirlenen gün ve saatlerde adi ve rehinli alacaklılar ile toplantılar yapılarak kesin mühlet süresi dahilinde ve 09.03.2020 tarihinde konkordato komiserlerince hazırlanan konkordato tasdik durumuna ilişkin rapor dosyaya ibraz edilmiş, kesin mühlet süresi içinde yapılan 12.03.2020 tarihli duruşma uyarıca yazılı şekilde karar verilmiştir.
Bu aşamada rehinli alacaklılar toplantısı yönünden verilen karar ve toplantıda olumsuz oy verdiği anlaşılan müdahil rehinli alacaklılar vekillerinin istinaf istemlerinin incelenmesi neticesinde;
Müdahil rehinli alacaklılar vekilleri rehin kapsamındaki bir kısım gayri nakdi alacakların nisaba dahil edilmeyip çekişmeli alacak sayılmasının usule aykırı olduğunu belirtmiş olup konkordato komiseri raporunda müdahil rehinli alacaklı bankalarca bildirilen gayri nakdi alacakların geciktirici koşula bağlı alacak olarak değerlendirilmesi yoluna gidildiği izah edilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 300. maddesi uyarınca konkordato komiseri, yazdırılan alacaklara karşı borçlunun beyanını alır. Borçlunun itiraz ettiği alacaklar çekişmeli hale gelir. Kanun çekişmeli alacaklara iki sonuç bağlamıştır. İlk olarak çekişmeli alacakların nisaba ne şekilde katılacağına mahkeme karar verir (İİK m.302/VI). Mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu bağlamda çekişmeli alacakların ayrıca dava konusu edilmesine imkan sağlanmıştır (İİK m.308/b).
Açıklanan nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, çekişmeli alacakları ile ilgili istinaf yoluna başvuran alacaklılar vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Öte yandan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 2016/1-2017/7 Esas-Karar sayılı ilamında bahsedildiği üzere geciktirici şarta bağlı alacakta hukuki işlemin hükümlerini doğurması şartın gerçekleşmesine bağlanmıştır. Geciktirici şartta işlemin hükümleri hukuki işlemin yapıldığı tarihte değil kural olarak şartın gerçekleştiği anda başlar. Her ne kadar hukuki işlem şart gerçekleşmeden önce meydana gelmiş ise de bu işlemin alacaklı lehine bir hak doğurup doğurmayacağı henüz belli olmayıp sadece şarta bağlı bir beklenti bulunmaktadır. Şartın tahakkuk ettiğinin tespiti üzerinde taraflarca uzlaşma bulunmadıkça ancak bir mahkeme kararını gerektirecektir. Zira şüpheli ve müstakbel olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği şarta bağlı borcun talep ve takip edilebilir bir alacak doğurup doğurmayacağı ancak şart gerçekleştiğinde belli olacaktır. Henüz tazmin edilmeyen teminat mektubu bedelinin veya karşılıksız çıkabileceği ihtimaline binaen bankanın ödemek zorunda kalacağı kanuni karşılık bedelinin risk gerçekleşmeden mevcut ve muaccel bir alacak olduğundan bahsedilemez. Bu durumda gayri nakdi kredi alacaklarının geciktirici şarta bağlı alacak olarak değerlendirilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Rehinle temin edilmiş alacakların konkordatodaki durumu İcra ve İflas Kanunu’nun “Konkordatonun hükümleri” başlıklı 308/c maddesinde gösterilmiştir. Yukarıda değinildiği üzere tasdik edilen konkordato, konkordato isteminden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir. Ancak rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları konkordatonun kapsamı dışındadır.
Buna göre mülkiyeti borçluya ait bir malın rehniyle teminat altına alınmış alacaklar konkordato kapsamında olmayıp, zamanında ve tam olarak ödenir. Eğer rehinli mal borçluya değil de bir üçüncü kişiye aitse bu alacak adi alacak sayılır ve konkordatoya tâbidir. (İİK 308/c-3) Bu nedenle bu kapsamdaki alacaklar faizi ile birlikte tam olarak ödeneceğinden müdahil vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları da yerinde değildir.
Konkordato komiserlerinin alacaklılar toplantısının rehinli alacaklılara ilişkin bölümüne yönelik resen yapılan değerlendirmelerde;
Komiser raporunda rehinli alacaklar yönünden karar nisabının İİK’nun 302. maddesi uyarınca belirlendiği anlaşılmıştır. Ancak yukarıda izah edildiği üzere borçluya malların rehniyle teminat altına alınmış alacaklar bakımından aynı Kanunun 308/h maddesinin uygulanması gerekli olup karar nisabı da bu madde uyarınca belirlenmelidir.
Öte yandan alacakları üçüncü kişilerin verdikleri rehinlerle güvence altına alınmış alacaklar konkordato nisabının belirlenmesinde adi alacak olarak hesaba katılmalıdır. Dosya kapsamındaki belgelerden ve özellikle istinaf eden ……. T.A.Ş vekilinin istinaf dilekçesinden bir kısım rehinlerin üçüncü kişilerce verildiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda rehinli alacaklar nisabının belirlenmesi sırasında bu yönde bir değerlendirme yapılıp yapılmadığı komiser raporundan anlaşılamamaktadır. Bunun yanı sıra alacağın rehinle karşılanmayan kısmı adi alacak olarak konkordatoya tabi olup 298. madde uyarınca yapılacak değer tespiti sonrasında rehinle karşılanmayan ve adi alacak olarak değerlendirilmesi gerekli alacak bulunup bulunmadığı da komiser raporundan anlaşılamamakta olup bu haliyle komiser raporu uyarınca rehinli alacaklar yönünden karar nisabının denetimine olanak bulunmamaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince;
Mahkemenin kabulünde olduğu gibi alacaklılar toplantısı öncesinde revize edilen konkordato projesinde bir kısım adi alacaklılar yer almadığı gibi alacaklılar arasında eşitlik ilkesine aykırı şekilde ödeme planı yapıldığı sabittir. Bunun yanı sıra yukarıda rehinli alacaklılara ilişkin değerlendirmeler uyarınca rehinli alacak kapsamında sayılmayıp adi alacak kapsamında sayılması gerekecek bir kısım banka alacaklarının da nisabın hesabında dikkate alınması gereklidir.
Yukarıda açıklandığı gibi konkordato çekişmesiz yargı işi olup re’sen incelemeye tabidir. İİK’nun 305/son maddesi uyarınca Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebileceği gibi İİK’nun 304/2. maddesi uyarınca Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilecektir.
Açıklanan bu durum karşısında konkordato projesinin ve alacaklılar toplantısına ilişkin raporun yetersizliği ve kesin mühlet içerisinde bu haliyle karar verme imkanının bulunmadığı, bununla birlikte dosya kapsamıyla davacının revize edilen konkordato projesinin başarıya ulaşma şansının yüksek olduğunun anlaşılması (alacaklılar toplantısında verilen kabul oyu sayısı gözetilerek) karşısında mahkemece eksikliklerin giderilmesi ve yeniden açıklanan hususlara riayet edilerek alacaklılar toplantısının yapılması için 304/2. madde uyarınca mühletin uzatılmasına ve 305/son maddesi uyarınca eksik hususların giderilmesine yönelik işlemler yapılmaksızın karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden davacı vekilinin ve müdahiller vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 355 ve 353/1-(a)-6. maddeleri uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ile müdahil alacaklı ……. A.Ş. ve ……A.Ş. vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12.03.2020 tarih ve 2018/575 Esas, 2020/174 Karar sayılı kararın dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nun 355 ve 353/(1)-a-6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi taraflara İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 28/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.