Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/689 E. 2020/566 K. 04.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/689 – 2020/566
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/689
KARAR NO : 2020/566

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2020
NUMARASI : 2018/127 – 2020/66 E.K.
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan
Tazminat
KARAR TARİHİ : 04/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/09/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine sigortalı …… plaka sayılı aracın 27/04/2007 tarihinde müvekkil ……’nun oğlu ve desteği …..’nun sevk ve idaresindeki ……. plaka sayılı araca çarpması sonucunda ……’nun vefat ettiğini, Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/209 Esas sayılı dosyasında müteveffanın kusursuz bulunduğunu, müteveffanın vefatına sebebiyet veren aracın davalı sigorta şirketine sigortalı bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin destekten yoksun kalan 3. kişi olan müvekkilinin maruz kaldığı zararın tamamından sorumlu olduğunu, kazada evladını ve desteğini kaybeden müvekkilinin yaşadığı acıyı tarif etmenin mümkün olmadığını, müvekkili için destekten yoksun kalma zararının belli ve belirlenebilir olmadığını, tespitin yargılama ve bilirkişi incelemesi gerektirdiğini, destekten yoksun kalma zararının belirli hale geldiğinde tazminat miktarınca talebini artıracağını belirterek esas itibarı ile destekten yoksun kalan 3. kişi olan bağlantılı olarak anne için 6.000 TL belirsiz alacak destekten yoksun kalma zararının kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; iki yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müteveffanın vefatı sebebiyle aktüer tarafından hesaplanan tazminat miktarı olan 885,85 TL’nin 11/07/2007 tarihinde davacı anne ………. hesabına ödendiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Yapılan yargılama sonucu, toplanan deliller, Rize 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/127 Esas sayılı dosyası, Rize Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/209 Esas sayılı dosyası, hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, SGK kayıtları, gelen müzekkere cevapları, hükme esas alınan Aktüer hesabı yapılması konusunda sunulan 09/09/2019 tarihli bilirkişi raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde, aynı konu ile Rize 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/127 Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp raporuna göre müteveffanın sürücü olduğu araçla yaptığı kazada kusursuz olduğu, …….. plakalı araç sürücünün %70 kusurlu olduğu, aktüerya bilirkişi raporuna göre destekten yoksun kalma tazminatının mirasçı ……. yönünden 45.057 TL alacak hesaplandığı, davacılar vekilinin davasını ıslahla talebini arttırdığı, davalı ………. Sigorta A.Ş nin sigortacısı olan …….. plakalı araç sürücüsünün %70 kusurlu olduğu da dikkate alınarak hesaplanan tazminattan sigorta şirketinin kusur oranında sorumlu olduğu miktar resen hesaplanılarak 31.539,90 TL alacak hesaplanmış ve tüm bu nedenlerle davacının davasının ıslah da dikkate alınarak kısmen kabulü ile 11/07/2007 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen raporda ……. plaka sayılı araç sürücüsünün %30, ……. plaka sayılı kazaya karışan dava dışı diğer araç sürücüsünün %70 kusurlu olduğunun tespit edildiğini ancak mahkemenin kararında ……… plaka sayılı araç sürücüsünün %70 kusurlu olduğundan bahisle destek tazminat tutarının %70 karşılığı olan 31.539,90 TL üzerinden hüküm kurulduğunu mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
27/04/2007 tarihinde ……’ın sevk ve idaresindeki …… plaka sayılı kamyonet ile Çiftekavak istikametinden Rize şehir merkezi istikametine doğru seyir halinde iken olay yerine geldiğinde seyir istikametine göre yolun sağındaki askeri nizamiye önünden çıkarak Çiftekavak istiakmetine doğru dönüş yapmak isteyen …….’ın sevk ve idaresindeki ………. plakalı otomobili gördüğünde ona çarpmamak için sola yöneldiği, karşı istikametten gelen müteveffa ………’nun sevk ve idaresindeki …….. plakalı araç ile çarpıştığı, olay nedeniyle müteveffanın kaldırıldığı hastanede öldüğü, Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/209 Esas 2008/187 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada ölenin kusursuz olduğunun tespit edildiği, yine kaza tespit tutanağında da ……… plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun belirtildiği, ayrıca Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesince alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda da ölenin kusursuz olduğunun açıklandığı anlaşılmış olup, yanlar arasında ölenin kusuruna dair herhangi bir ihtilaf da bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı sigorta şirketine sigortalı olan ………. plakalı araç sürücüsünün olayda %70 kusurlu olduğu kabul edilerek bilirkişice hesap edilen tazminattan kusur oranı düşülmek suretiyle neticeten 31.539,90 TL tazminata hükmedildiği ve bu karar davalı vekilince sadece “kusurun %70 değil %30 olarak dikkate alınarak 13.517,01 TL üzerinden düzeltilerek hüküm kurulması” gereğinden istinaf edilmiş ve Dairemizce de sadece bu istinaf sebebi ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Haksız fiil sorumluluğu TBK’nun 49 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup yasanın 49/1 maddesine göre “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bunun yanında TBK’nun 61/1 maddesine göre “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları taktirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır”. Bu iki maddenin birlikte yorumundan anlaşılacağı üzere haksız fiille bir zarara sebebiyet verenin bu zararı gidermek zorunda olduğu, birden fazla kişi tarafından haksız fiile dayalı zarar verildiği taktirde bunların sorumluluğunun müteselsil sorumluluk mahiyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda kazaya karışan………. ve ….. plakalı araç sürücüleri kusurlu olup davalı sigorta şirketi de ……… plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır. Taraflarca da kabul edildiği üzere olayda ölenin herhangi bir kusuru yoktur. Şu halde ölenin kusurunun bulunmadığı bu davada zarara birlikte sebebiyet veren …. ve …… plakalı araç sürücülerinin ve sigorta şirketlerinin müteselsil olarak davacılara karşı sorumlu olduğu, bu davada ölenin kusuru bulunmadığı için mahkemenin gerekçesinin aksine tazminattan kusur indiriminin yapılmasının mümkün olmadığı, müteselsil sorumlular arasında görülecek rücu davasında ancak kusura dayalı bir incelemenin yapılmasının gerektiği anlaşılmıştır. Dolasıyla mahkemenin değerlendirmesi yanlış olmakla birlikte istinaf edenin sıfatına göre bu gerekçe ile kararın kaldırılması yoluna gidilmemiştir.
Ancak, yine bilindiği üzere haksız fiile dayalı tazminat davalarında zarar görenin tek bir zararı vardır. Bu zararı da zarar verenlerden isteyebilir. Buna göre zarar gören, haksız fiil ika edenler birden fazla ise her bir haksız fiil sorumlusuna karşı ayrı ayrı tazminatın tümü için dava açamaz. Açsa bile ayrı ayrı tazminat alamaz. Çünkü zarar tektir ve hak edeceği tazminat da tek olacaktır. Keza bu tür tazminat davalarında birden fazla kişi davadan önce zararı ödemiş ise bunun toplam tazminattan düşülmesi gerekmekte olup bu anlamda zarar verenler birden fazla ise aynı dava içinde sorunların giderilmesi ve sonuca ulaşılması yargılama tekniği ve hakkaniyete uygun olacaktır.
Dosyanın istinaf incelemesi sırasında yine Dairemize gönderilen Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/247 Esas-2020/107 Karar sayılı dosyası dikkat çekmiş ve bu dosya da incelenmiştir. Dairemizin 2020/548 esasında kayıtlı bu dosyada aynı olay sebebiyle bu sefer ……..plaka sayılı aracın ZMSS’si olan ……. Sigorta AŞ’ye karşı da destekten yoksun kalma tazminatı açılmış ve yargılama yapılıp bitirilmiştir. ….. plaka sayılı aracın trafik sigortacısı tarafından da davadan önce davacıya ödeme yapılmış olup nitekim bilirkişi incelemesinde de güncellenerek bu ödeme toplam tazminattan düşülmüştür. Fakat her iki davalıya karşı aynı davacı tarafından farklı mahkemelerde aynı sebebe dayalı olarak dava açılması farklı yargısal kararların verilmesine sebep olabildiği gibi gereğinden fazla olacak şekilde tazminata hükmetme sonucunu da doğuracaktır. Mahkemelerce aynı konuda farklı kararların verilmemesi ve yargıda istikrar sağlanması kamu düzeni ile ilgili olup bu husus re’sen dikkate alınmalıdır.
Bu itibarla davada adaletli bir sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/247-2020/107 E.K. Sayılı dosyasının dava açılış tarihi belirlenerek önce açılan mahkemede davaların birleştirilmesine karar verilip bundan sonra gerekirse yeni bir bilirkişi raporu alınarak toplam tazminatın hesap edilip bu tazminattan her iki sigorta şirketince yapılan ödemeler güncellenip tazminattan düşülmek suretiyle sonuca gidilmelidir.
Bu açıklamalara göre yerel mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/1-a-5/6 ve 355. maddeleri gereğince re’sen kaldırılmasına, kaldırma kararı doğrultusunda yeniden hüküm kurmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/02/2020 tarih ve 2018/127-2020/66 E.K. sayılı kararının HMK’nun 353/1-a-5/6. ve 355. maddeleri gereğince re’sen KALDIRILMASINA,
2)Dava dosyasının HMK’nun 353/1-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3)Yeniden verilecek kararda önceki kararı istinaf edenlerin sıfatına göre kazanılmış hakların korunması gereğine DİKKAT EDİLMESİNE,
4)İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın istinaf edene İADESİNE,
5)İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
6)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
7)Kararın tebliği, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
8)İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince DAVALIYA İADESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde KESİN olmak üzere 04/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Katip
e-imzalı