Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/688 E. 2020/764 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/688 – 2020/764
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/688
KARAR NO : 2020/764

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2020
NUMARASI : 2018/521 Esas-2020/83 Karar

DAVACILAR : 1-
2-

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 05/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; kaza tarihini kapsar biçimde …….. poliçe nosuyla davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalanan ……. plakalı aracın, araç sürücüsünün tam kusuruyla sebebiyet verdiği kaza nedeniyle 11.07.2011 tarihinde müvekkillerinin oğlu, gelini ve torununun vefat ettiğini, bu olay nedeniyle sigortalı araç sürücüsünün Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/157 Esas sayılı dosyasında yargılanıp 4 yıl ceza aldığını, müvekkillerinin kaza uyarınca desteklerini kaybetmeleri nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 08.07.2019 havale tarihli dilekçeyle davasını ıslah edip 92.769,78-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limitleriyle sınırlı olduğunu, kaza nedeniyle yapılan ödeme uyarınca müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, dava uyarınca ancak dava tarihinden yasal faize hükmedilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dava konusu uyuşmazlığın; trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin olduğu, tarafların tüm delillerini mahkememize sunduğu, Ortahisar İlçe Emniyet Müdürlüğü, Trabzon SGK İl Müdürlüğü, Bereket Sigorta A.Ş., Ardahan Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nün cevabi yazıları ile mahkememizce istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği, dava konusu trafik kazasına ilişkin Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/157 Esas sayılı dosyası iş bu mahkememiz dosyası içerisine celb edilerek incelendiği, olaya ilişkin davacı tanıklarının dinlendiği, Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/157 Esas sayılı dosyasında alınan ATK raporunda sürücü ……..’ın asli ve tam kusurlu olduğu, davacıların murisi müteveffa ……..’nin ise kusursuz olduğu belirtilmiş olup bu sebeple mahkememizce yeniden kusur raporu alınmasına gerek olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosya, mevcut tüm bilgi ve belgeler de değerlendirilmek suretiyle destekten yoksun kalma tazminat hesabı yapılmak üzere Aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, davacı anne ……… için 42.467,74 TL, davacı baba ……… için 50.302,04 TL olmak üzere toplam 92.769,78 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, olayın meydana gelmesinde müteveffanın kusurunun bulunmaması nedeniyle maddi zarar miktarından kusur indirimi yapılmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili 08/07/2019 tarihli dilekçesi ile bedel artırım talebinde bulunmuştur. Mahkememizce alınan aktüer bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu” gerekçesiyle davacıların davasının bedel artırım dilekçesi de dikkate alınarak KABULÜ ile, davacı ………. için 42.467,74-TL, davacı ………. için 50.302,04-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı …….. A.Ş.’den alınarak DAVACILARA ÖDENMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kaza uyarınca davacılara 80.400,00-TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin bu nedenle sorumluluğunun kalmadığını, dava öncesinde yapılan ödemenin tenzil edilmesinin gerektiğini, davacıların murislerinin müterafik kusurlarının değerlendirilmediğini, avans faizine hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, sigortanın taraf olduğu trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesi “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” düzenlemesini içermektedir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı’ başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda dava 24.08.2018 tarihinde açılmış olup dava dilekçesi ekinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığına ilişkin evraka rastlanılmamıştır. Öte yandan davalı sigorta şirketine müzekkere yazılmasına ve defaaten müzekkere cevabının tekidine karşın davalı sigorta şirketince kazaya karışan araca ilişkin sigorta poliçesi, varsa hasar dosyası ve destekten yoksun kalan kişilere yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir evrak da dosyaya sunulmamıştır.
Bu haliyle dosya kapsamı itibariyle yapılan araştırmanın yeterli olduğunun kabulü mümkün değildir.
O halde mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle kaza tarihini kapsar biçimde sigorta poliçesinin, varsa hasar dosyası ile hasar dosyası uyarınca yapılan ödemelere ilişkin kayıtların sigorta şirketinden istenilmesi, sigorta şirketi tarafından belge gönderilmesinden imtina edilmesi durumunda bu belgelerin Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden istenilmesi, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar biçimde davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı olduğunun belirlenmesi akabinde dava öncesinde sigorta şirketine başvuru yapılıp yapılmadığının davacılar vekilinden sorularak buna ilişkin belgelerin ibrazının istenilmesi, başvuru yapılmadığının tespiti halinde bu hususun tamamlanabilir dava şartı olduğu gözetilerek davacılar vekiline süre verilmesi, dava şartlarına ilişkin bu noksanlıkların giderilmesi sonrasında davalı sigorta şirketince kaza uyarınca davacılara ödeme yapıldığının ispatı halinde bu ödemeler de gözetilerek yeniden aktüer bilirkişiden rapor ya da ek rapor alınması, davacılara ödeme yapılmaması ya da ödeme yapıldığının ispat edilememesi halinde alınan bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi ve sigorta poliçesinde yer alan limitler de gözetilerek bir karar verilmesinden ibarettir.
Açıklanan bu durum karşısında dava şartlarına ve davanın esasına etki eder nitelikteki eksiklikler giderilmeksizin eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden mahkemece verilen kararın HMK’nun 355 ve 353/(1)-a-6. maddeleri uyarınca re’sen kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekli gözetilerek davalı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.02.2020 tarih ve 2018/521 Esas, 2020/83 Karar sayılı kararının, HMK’nun 355 ve 353/(1)-a-6. maddeleri uyarınca re’sen KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kaldırma kararının sebep ve şekli gözetilerek davalı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer OLMADIĞINA,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi DAVALIYA İADESİNE,
5-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
6-İstinaf kanun yolu başvurusunun incelenmesi sırasında duruşma yapılmadan karar verildiğinden bu aşama için davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 05/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.