Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/673 E. 2020/911 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/673 – 2020/911
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/673
KARAR NO : 2020/911

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2020
NUMARASI : 2017/236 Esas, 2020/65 Karar
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2020

Taraflar arasında görülen tazminat istemine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ……’nun sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine sigortalı ….. plakalı araçla 12/06/2010 tarihinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda orta refüjü aşarak davacının seyehat ettiği dava dışı müteveffa ….’ın sevk ve idaresindeki …….. plakalı araca çarptığını, kaza sonucunda ağır yaralanan davacının eski sağlığına kavuşamadığını, kaza nedeniyle davalının Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/347 Esas sayılı dosyasıyla ceza davası açıldığı ve cezalandırılmasına karar verildiğini, kaza tarihinde davacının ……. Tic.A.Ş.’de pazarlama elamanı olarak çalıştığını ve aylık kazancının 1.700,00 TL olduğunu, tedavi sürecinde çalışamadığını gelir ve kazanç kaybına uğradığını, davacının raporlu olduğu dönemlerde SGK kurumundan ödeme yapıldığını ancak yapılan ödemenin ekonomik kaybının karşılığı olmadığını, davalı sigorta şirketine maddi zararların ödenmesi için müracaat edildiğini, sigorta şirketinin ödeme yapmadığını, davacının kalça kemiğinin kırılması sonucu hareketsiz yaklaşık 6 ay süren yatağa ve bakım desteğine bağımlı yaşadığını, uzun tedavi süreci acı ve ızdırabını artırdığını, günlük yaşamını ve ruhsal dengesini bozduğunu belirterek öncelikle davalıya ait ……. plakalı araca teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren (davalı sigorta şirketi yönünden müracaat tarihinden itibaren) mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …….’ndan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP DİLEKÇESİ :
Davalı ……. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete sürekli sakatlık tazminatı için yazılı başvuruda bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, davacının talep ettiği maddi tazminatın neye ilişkin olduğunun belirtilmediğini, tedavi ve işgöremezliğe ilişkin taleplerinin reddi gerektiğini, kusur oranlarının Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi veya İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü tarafından belirlenmesi gerektiğini, sakatlık oranının Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu tarafından tespit edilmesi gerektiğini, tazminat hesabının poliçe genel şartları ekinde belirtilen hesaplama yöntemine göre yapılması gerektiğini, SGK’dan rücuya tabi ödeme varsa yapılacak tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini, yol giderlerinin dolaylı giderlerden olduğunu, poliçe genel şartları gereğince bu talebin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …… vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya davalının bilerek ve isteyerek sebebiyet vermediğini, kendi güzergahında seyrederken yan tarafından yaklaşan ve plakası alınamayan 3. bir aracın müvekkilinin orta refüje doğru şıkıştırması sonucu davalının direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kazanın meydana geldiğini, davalının kazanın şokunu halen üzerinden atamadığını, davalının yaşadığı acı ve üzüntü karşısında davacı yanın taleplerinin davalıyı cezalandırmak maksadında olduğunu, kasten meydana gelmeyen ve kimsenin istemediği kazayı kasten sebebiyet vermiş gibi yaklaşımla ekonomik gücünün çok üzerinde fahiş tazminat talep edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “12/06/2010 tarihinde çift taraflı trafik kazası nedeniyle …… plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinde İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen mahkememizce hükme esas alınan 22/08/2011 tarihli kusur raporuna göre davalı ……. A.Ş.’ye sigortalı olarak kayıtlı bulunan …. plakalı araç sürücünün %100 kusurlu olduğu, davacının yolcu bulunduğu araçtaki sürücünün kusursuz olduğu, KTÜ Adli Tıp Kurulunun raporuna göre davacının sürekli iş göremezlik durumunun %7,3 olduğu ve iyileşme süresinin 6 aya kadar kadar sürebileceği belirtildiği akabinde alınan aktüer bilirkişi raporunda davacının uğramış olduğu geçici ve sürekli iş göremezlik zararının toplamda 141.292,86 TL olarak hesaplandığı açık, anlaşılır, gerekçeli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı” gerekçesiyle davacı vekilinin bedel artırım dilekçesi de gözetilerek davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 141.292,86 TL’nin davalı ….. yönünden 12/06/2010 kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden 08/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, “davacının meydana gelen yaralanma dolayısıyla, tarafların kusur durumları, davacının iyileşme süresi, yaralanmanın niteliği ve süreklilik oranı nazara alınarak manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmadığı” gerekçesiyle davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL’nin 12/06/2010 kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı ….dan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı tasfiye halinde …… A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; maluliyet oranının tespiti için düzenlenmiş olan rapora itiraz ederek dosyanın ATK 3. İhtisas Kurulu’na gönderilmesi talep edilmiş ise de mahkemece bu talepleri değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı ve eksik olduğunu, yine taraflarınca hesap bilirkişi tarafından düzenlenen rapora da hatalı olduğu beyan ederek itiraz ettiklerini, hesap bilirkişisi raporunda davacının tespit edilen aylık kazanç durumunun afaki olduğunu, davacının kazancının tespiti için SGK kayıtlarının esas alınması gerektiği ve yasa gereği davacıya banka yolu ile ödeme yapılmasının gerekmekte olması nedeniyle davacının işvereninden yapılan maaş ödemelerine ilişkin dekontların istenerek karar verilmesini ve maaş tespitinin yapılmasını talep ettikleri halde mahkemece bu itirazların değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının davalı sigorta şirketine yasada öngörülen sürede müracaatta bulunmamış olduğunu, davaya konu kazada temerrüt tarihinin davanın açılış tarihi olduğunu, bu nedenle dava tarihinden itibaren faize hüküm kurulması gerekirken 08/12/2011 tarihinden itibaren faize hüküm kurulmasının istinaf sebebi olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın kullanım şekline bakıldığında özel otomobil olması sebebiyle yasal faiz olarak hüküm kurulması gerektiğini, ticari faize hükmedilmiş olmasının yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı ……. vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilmiş olan kararın hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davaya konu kazaya konu ceza dava dosyasının dosya arasına celp edilmeden ve kusur durumuna yönelik itiraz ve taleplerinin karşılanmadan, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece dava konusu kazanın anlaşıldığını ve davalının asli kusurlu olduğunun beyan edilerek sonuca ilişkin herhangi bir gerekçelendirme yapılmamış olduğunu, ceza yargılaması safhasında keşif yapılarak düzenlenmiş olan bilirkişi raporunda davalı …….’nun asli kusurlu olmaması durumunda tali kusurlu olduğunun belirtilerek kesin olarak bir sonuç belirtilmediğini, bu nedenle mağdur tanığın beyanlarının da değerlendirilerek yeniden bir kusur raporu aldırılması gerektiğini, ancak hükme dayanak bilirkişi raporunda belirtilen beyanların hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, davacının maluliyet oranlarının yanlış belirlendiğini, yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda davacının maluliyeti ve oranına yönelik itirazlarının karşılanması için İstanbul ATK İhtisas Dairesinden rapor aldırılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu yapılmayarak rapora yaptıkları itirazların da cevapsız bırakıldığını, davacının ücretinin tespitine ilişkin emsal ücret araştırmasının yapılmasının hatalı olduğunu, mevcut delil durumuna göre mahkemenin SGK kayıtlarında yer alan ücret üzerinden hesaplama yapılarak hüküm kurulması gerekirken resmi ve yazılı belgelerin aksi yönündeki davacı tanıklarının soyut beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının yerleşik Yargıtay içtihatları ile hukuka aykırı olduğunu, mahkemece hükmedilen manevi tazminatın ise fahiş miktarda olduğunu, hukukta manevi tazminatın niteliğinin tarafı cezalandırmak olmadığını, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazasına dayalı maddi, manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; davalı ……’nun sevk ve idaresindeki diğer davalı ….. A.Ş.’ye ZMMS ile sigortalı ……. plakalı araçla 12/06/2010 tarihinde müteveffa …..’ın kullandığı, davacının da yolcu olarak içinde olduğu …… plakalı araca çarparak trafik kazasının meydana geldiği, davacınında bu olay sebebiyle yaralandığı anlaşılmıştır. Mahkemesince yapılan yargılama sürecinde Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/347 Esas sayılı dosyası getirtilmiş, KTÜ Adli Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü tarafından düzenlenen 23/03/2018 tarih, 2018/1055 rapor sayılı adli tıp raporu alınmış, bu rapora göre davacının iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği ve bu sürede %100 malul sayılması gerektiği ve iş gücü kaybının %7,3 olduğunun bildirildiği görülmüştür. Yine aktüer bilirkişiden 12/07/2018 tarihli rapor ve 10/10/2018 tarihli ek raporlar alınmıştır. Davacının ücretinin tespiti açısından maaş bordrosu ile prim hesaplama tablosu ile birlikte almış olduğu primleri gösterir bordrolar getirtilmiş, bu bordrolara hasren davacının almış olduğu maaşın hesap edildiği görülmüştür.
Davalı ……’nun istinaf sebepleri açısından değerlendirme yapıldığında davacının araç içerisinde yolcu olduğu da dikkate alındığında Ağır Ceza Mahkemesi dosyasındaki kusur oranına itibar edilmemesine yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür. Maluliyet oranının yanlış hesaplandığına yönelik itirazların da alınan raporun KTÜ Adli Tıp Enstitüsünden alındığı ve çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine uygun olarak raporun düzenlendiği anlaşıldığından bu yöndeki itirazların yerinde olmadığı görülmüştür. Davacının ücretinin yanlış hesaplandığına ilişkin istinaf isteminin ise davacının gerek maaş bordrosunun gerekse en son aldığı primlere ilişkin bordronun birlikte değerlendirilmesinde aktüer bilirkişinin yaptığı hesaplamanın yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Yine manevi tazminatın fazla olduğuna ilişkin istinaf sebeplerinin değerlendirilmesinde ise manevi tazminat, haksız fiil sebebiyle bozulan ruh dinginliğini kısmen de olsa giderme amacı güden bir tazminat türüdür. Burada amaç kişinin zenginleşmesi değil manevi tatmine ulaşmaktır. Manevi tazminata hükmedilirken tarafların sosyal ve ekomomik durumları, haksız fiilin ağırlığı, mağdurun yaşı, oluşan zararın büyüklüğü ve niteliği gözönüne alınır. Dava konusu olayda yukarıda belirtildiği gibi davacının işgöremezlik oranı, iyileşme süreci, kazanın büyüklüğü ve tarafların sosyal ekonomik durumu birlikte değerlendirildiğinde verilen manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeplerle davalı …….’nun tüm istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı ……. A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde; yukarıda da açıklandığı gibi maluliyet ve aktüerya raporlarına yönelik istinaf itirazlarının alınan raporların dayanaklarıyla birlikte yerinde olduğu anlaşıldığından reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının davalıya müracaatının bulunduğu ve bu müracaatında usulünce yapıldığı anlaşıldığından usulüne uygun müracaat edilmediği yönündeki istinaf sebeplerinin reddi gerekmiş, ayrıca bu müracaat tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi açısından faiz belirlenmesinde de bir usulsüzlük görülmemiştir. Ancak belirlenen faizin kazaya sebep olan davalı …….’na ait olan aracın hususi bir araç olup, otomobil olması sebebiyle faiz türünün yasal faiz yerine ticari faiz olarak yanlış değerlendirildiği anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davalı ……..’nun tüm istinaf sebeplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalı …….. A.Ş. vekilinin ise faizin türüne ilişkin istinaf sebepleri dışındaki istinaf kanun yolu başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş, faizin türüne ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun yerinde olduğu anlaşıldığından bu hususta yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadan düzeltilmesi mümkün olduğundan HMK’nun 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kabulüyle mahkemece verilen kararın kaldırılarak yerine aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-1)Davalı ……. vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/02/2020 tarih ve 2017/236 Esas, 2020/65 Karar sayılı hükmüne yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE.
2)Harçlar Kanunu gereği yatırılması gereken 10.676,36 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 2.669,09 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 8.007,27 TL’nin davacı …….’ndan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA.
3)Davalı ……… tarafından yapılan yargılama giderinin üzerine BIRAKILMASINA.
4)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davalı aleyhine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA
II-1)Davalı …….A.Ş. Vekilinin istinaf yolu başvurusunun kabulü ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/02/2020 tarih ve 2017/236 Esas, 2020/65 Karar sayılı hükmünün HMK’nun 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA.
2)KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-a-)Davacının maddi tazminata ilişkin davasının ıslah talebi de dikkate alınarak KABULÜ ile, 141.292,86 TL’nin davalı …… yönünden 12/06/2010 kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden 08/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek (davalı …… istinaf yoluna bu sebeple başvurmadığı için O’nun yönünden ticari faiz olmak üzere) yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE.
b-)Davacının manevi tazminata ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile 15.000,00 TL’nin 12/06/2010 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …….’ndan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE.
2-Alınması gereken 10.676,36 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslahla alınan (37,64+2.395,86) toplam 2.433,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.242,86 TL’nin davalılardan (7.451,76 TL’lik kısmından davalı …… A.Ş. Sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA.
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden;
a-)Maddi tazminat yönünden yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 17.372,82 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
b-)Manevi tazminat yönünden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı ……’ndan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
4-Davalı Gökhan Kefelioğlu kendisini vekil ile temsil ettiğinden yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi gereğince hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu DAVALIYA ÖDENMESİNE.
5-Davacının yapmış olduğu yargılama gideri olan ve aşağıda dökümü yapılan toplam 4.303,40 TL’nin davanın kabul ve ret oranları dikkate alınarak takdiren 2.787,44 TL’nin davalılardan (2.519,92 TL’lik kısmından davalı …… A.Ş. Sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacılar üzerinde BIRAKILMASINA.
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACILARA İADESİNE.

” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE.
3)İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan istinaf karar harcının DAVALI SİGORTA ŞİRKETİNE İADESİNE.
4)İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı ….. A.Ş. tarafından yapılan 54,50 TL posta gideri ve 148,60 TL İstinaf Kanun Yoluna Başvuru Harcı olmak üzere toplam 203,10 TL masrafın davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE.
5)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davacı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA.
6-Kararın kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerinin mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
7-Gerekçeli kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’a TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 27/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.