Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/576 E. 2020/813 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/576
KARAR NO : 2020/813

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2019
NUMARASI : 2017/32 Esas, 2019/493 Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI : 2- … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2020

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan ve davalı … Sigorta tarafından …. poliçe numarası ile sigortalanmış olan …….plakalı otomobilin 11/07/2014 tarihinde meskun mahalde hız limitinin üzerinde araç kullanarak ve kırmızı ışıkta geçmek suretiyle davacının eşi olan …….’ye çarparak vefatına sebep olduğunu, Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/533 Esas, 2014/366 karar sayılı dosyasında …’ın bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kaza tarihinde sigorta şirketi tarafından davacıya 83.860,85 TL ödemede bulunulduğu ancak Aktüerya Hesap Uzmanı …… tarafından HMK’nun 293. maddesi gereğince düzenlenen raporda davalı şirketin 173.179,42 TL eksik ödemede bulunduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin davalı şirketten talep edeceği destek zararının bu miktardan da fazla olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 25.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 11/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan, yine 100.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/07/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazada kusurun karşı tarafa ait olduğunu, bu nedenle maddi tazminat davasını açmış olmasının yersiz olduğunu, davalının iddia edildiği kırmızı ışıkta geçmediğini ve hız sınırlarının üzerinde seyir etmediğini, bu nedenle kazanın oluşumunda davalıya izafe edilecek kurusun bulunmadığını, kabul manasına gelmemekle davacının talep etmiş olduğu manevi tazminat miktarının fahiş miktarda olduğunu, davalının asgari ücretle çalışması, üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkulün bulunmaması gibi hususların göz önünde bulundurularak, kabul manasına gelmemek kaydıyla manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı …Ş. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, kaza masraf ve vekalet ücreti sorumluluklarının da bu miktara isabet eden oranlarda olduğunu, davacı tarafından sigorta şirketine başvuruda bulunulması sonucunda kendisine destekten yoksun kalma tazminatı olarak 83.860,85 TL tutarında ödeme yapıldığını, aktüer hesaplamalar sonucu ödenen tutarın eksik olmadığını, kabul manasına gelmemek kaydıyla bilirkişi tarafından davacıya dava açmadan önce yapılan ödeme tazminat hesabından mahsup edilirken ödeme tarihinden bu güne faiz güncellemesi yapılmasının gerektiğini, kazaya neden olan sigortalı araç sürücüsünün kazada herhangi bir kusurunun olmaması halinde sigorta şirketinin de tazminat sorumluluğunun bulunmayacağını, davacının SGK’dan ödeme alıp almadığının araştırılması gerektiğini, sigorta şirketinin davacının yeterli ve gerekli belgelerin eklenmesi suretiyle sigorta şirketine müracaat tarihinden öncesinde temerrüdünün söz konusu olmadığını, yine dava konusu kazanın haksız fiilden kaynaklanmış olması nedeniyle ticari bir iş olarak nitelendirilmemesi nedeniyle uygulanacak olan faizin yasal faiz olması gerektiğini, tüm bu nedenlerle öncelikle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dava konusu uyuşmazlığın trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan ve davalı … Sigorta tarafından …. poliçe numarası ile sigortalanmış olan …… plakalı otomobilin 11/07/2014 tarihinde meskun mahalde hız limitinin üzerinde araç kullanarak ve kırmızı ışıkta geçmek suretiyle davacının eşi olan ……’ye çarpmak suretiyle vefatına sebep olduğu, davacının başvurusu üzerine kaza tarihinde sigorta şirketi tarafından davacıya 83.860,85 TL ödemede bulunulduğu, ancak bu ödemenin eksik olması nedeniyle davacının işbu davayı açtığı, mahkememizce toplanan deliller, tanzim edilen bilirkişi raporları ve yargılama neticesinde; Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/533 Esas nolu dosyası kapsamında alınan kusur raporunda davalı …’ın asli ve tam kusurlu olduğu, müteveffa ……’nin kusursuz olduğu, ceza dosyasında alınan bu raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu nazara alınarak mahkememizce yeniden kusur raporu alınmasına gerek olmadığı, bu nedenle dosyanın destekten yoksun kalma tazminat hesabı yapılmak üzere aktüer bilirkişiye gönderildiği, aktüer bilirkişi tarafından tanzim edilen nihai ve son raporda, davacının ortalama yaşam süresi ve yeni eşinin lise mezunu olduğu hususu da gözetilerek aradaki fark için yapılan hesaplamada, davacı eş …’nin bakiye gerçek net maddi zararının 38.276,26 TL olarak hesap edildiği bildirilmiştir. İşbu raporun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu” gerekçesiyle davacının 05/07/2019 tarihli bedel artırım dilekçesi de dikkate alınarak davacının destekten yoksun kalma tazminatı davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 38.276,26 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …Ş. bakımından 14/11/2014 tarihinden itibaren, davalı … bakımından kaza tarihi olan 11/07/2014 tarihinden itibaren olmak üzere işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, “Mahkememizce manevi tazminat talebine ilişkin yapılan inceleme neticesinde manevi tazminat talebi hususunda ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı dikkate alınarak karar verilmiş olup, bu bağlamda öncelikle davalı sürücü …’ın dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olması, müteveffa ……’nin ise kusurunun bulunmaması, kaza sonucunda davacının murisi ……’nin vefat etmiş olması, ……’ın kaza tarihi itibariyle 27 yaşında olduğu, bu durumun davacı üzerinde yarattığı elem ve ızdırabın yoğun olması, davalının aylık 1.200,00 TL geliri bulunması, annesine ait evde oturduğu, bekar olması, ayrıca olay sebebiyle yaşadıkları elem ve ızdırabın miktarı da göz önüne alındığında davacı üzerinde meydana gelen manevi zararın tazmin tutarları hususunda hak ve adalete uygun karar verildiği” gerekçesiyle manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacının taraf desteği olan müteveffanın ölümünden sonra 01/10/2017 yeniden evlenmiş olduğunu, buna rağmen yeni evlenilen eşin lise mezunu olması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesinin açıkça yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece hükmedilmiş olan manevi tazminatın fahiş miktarda olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme unsuru olarak kullanılamayacağını, aynı kaza nedeniyle davaya konu kazada vefat eden müteveffanın anne, baba ve kardeşleri tarafından açılmış olan Trabzon 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/104 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine 32.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, iş bu dava ile davalı aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin davalıyı mağdur ettiğini, yine müteveffanın annesine 10.000,00 TL tazminata karar verilirken yeniden evlenen davacı hakkında 40.000,00 TL tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davada reddedilen kısımlar üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükmedilen maddi tazminat miktarının hukuka aykırı olduğunu, bütün dosya kapsamı delil durumu ve kök bilirkişi raporu ile ceza davası da gözetildiğinde davacı lehine hükmedilen maddi tazminat miktarının düşük olduğunu, davalının bilinçli taksiri ile tam kusurlu olarak davacının eşinin ölümüne neden olması nedeniyle taktir edilen manevi tazminat miktarının da çok düşük olduğunu, tarafları lehine hükmedilen vekalet ücretinin de yanlış hesaplanmış olduğunu, tüm bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacının eşi müteveffa …….’ye 11/07/2014 tarihinde tam kusurlu olarak çarpıp ölümüne sebebiyet verdiği, davalının Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/533 Esas, 2014/366 Karar sayılı ilamı ile 5237 Sayılı TCK’nun 85/1. maddesi gereğince bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan cezalandırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf talepleri incelendiğinde; mahkemece ceza mahkemesinde alınan kusur raporuna atıf yapılarak yeniden bilirkişi raporu alınmadığı görülmüş olup, söz konusu ceza dosyası ve içerisinde bulunan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan rapor kapsamı dikkate alındığında davalı …’ın yolda yayaları yaya geçidi üzerinde görmesine ve üstelik de kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen hızını azaltmadan yolun ortasında maktul yaya ……’ye çarparak ölümüne sebebiyet verdiği anlaşıldığından kazada tam kusurlu olarak kabul edilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Manevi tazminat, haksız fiil sebebiyle bozulan ruh dinginliğini kısmen de olsa giderme amacı güden bir tazminat türüdür. Burada amaç kişinin zenginleşmesi değil manevi tatmine ulaşmaktır. Manevi tazminata hükmedilirken tarafların sosyal ve ekomomik durumları, haksız fiilin ağırlığı, mağdurun yaşı, oluşan zararın büyüklüğü ve niteliği gözönüne alınır. Dava konusu olayda yukarıda belirtildiği gibi davalı …’ın kullandığı aracın tam kusurlu hareketiyle çarpması sonucu davacının davaya konu kaza nedeniyle müteveffa …….’nin ölümüne sebebiyet verdiği, müteveffa ve davacının yaşları, sosyal ve ekonomik durumları ile davalının haksız fiilinin ağırlığı ve ekonomik durumu da dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminatın yerinde olduğu görülmüştür.
Yine, destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacı ölenin eylemli yardımlarını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğuna göre; destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için her şeyden önce, destek alma hakkına sahip olan kişinin destek alma ihtiyacının devam etmesi gerekir. Bu itibarla ölünen eşi sıfatıyla destek alan kişinin yeniden evlenmesi halinde bu kişinin desteğinden yararlandığı eşinin yardımından yoksun kaldığından bahsedilemeyecektir. Ne var ki; destekten yoksun kalma tazminatının yukarıda açıklanan amaç ve kapsamını dikkate alındığında, davacı eşe ölen eşinin sağladığı destek miktarı ile yeni evliliğindeki eşinin sağladığı destek miktarı arasındaki fark kadar da davacı eşin zararı bulunduğunun kabulü gerekir. Kaza sonucu eşin ölmemiş olduğu durumda davacı eşin sahip olacağı sosyal ekonomik hayat seviyesi ile eşin ölümü nedeniyle evlenilen yeni eşin sağladığı imkanlara göre davacı eşin hayat düzeyindeki fahiş gerilemeden, zarara sebep olan davalılar sorumlu olacaktır. (Yargıtay 17. H.D.’nin 10/02/2020 tarih, 2019/4162 Esas, 2020/928 Karar sayılı ilamı v.d.) Bu Yargıtay ilamından da anlaşıldığı üzere müteveffa eşin ölümünden sonra davacının yeniden evlenmesi ve ölen eşin üniversite mezunu, evlendiği eşin ise lise mezunu olması sebebiyle davacı eşin hayat düzeyindeki gerileme de dikkate alınarak meydana gelecek zararlardan davalıların sorumlu olacağı açıktır. Bu haliyle mahkemesince aktüer bilirkişiden alınan 06/11/2019 tarihli üçüncü ek rapor dayanak yapılarak karar verilmesinde bir usulsüzlük görülmemiştir.
Davacı ve davalı … vekillerinin istinaf sebeplerinin yukarıda açıklandığı üzere yerinde olmadığı görülmüştür. Ancak resen yapılan incelemede mahkemesince harç hesaplamasının hatalı yapıldığı, taraflara verilmesi gereken ücreti vekaletin verilmediği ve yargılama giderlerinin yanlış ve hatalı hesaplandığı görülmüştür.
Tüm bu nedenlerle, yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden davacı ve davalı … vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kaldırılmasına, kaldırılan kararın yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisine karar verilmesine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2019 tarih ve 2017/32 Esas, 2019/493 Karar sayılı hükmünün, HMK’nun 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA.
2-KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 38.276,26 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …Ş. bakımından 14/11/2014 tarihinden itibaren, davalı … bakımından kaza tarihi olan 11/07/2014 tarihinden itibaren olmak üzere işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
b- 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE. Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE.
c- Harçlar Kanunu gereği taktir olunan maddi tazminat yönünden alınması gereken 2.614,65 TL harçtan peşin olarak yatırılan 426,94 TL ile ıslah esnasında yatırılan 361,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.826,71 TL karar harcının davalılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA. Harçlar Kanunu gereği taktir olunan manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.732,40 TL harçtan peşin olarak yatırılan 1.707,75 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.024,65 TL harcın davalı …’dan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA.
ç- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinden toplam harç 2.166,49 TL, ıslah harcı 361,00 TL, bilirkişi ücreti 750,00 TL, 31 tebligat gideri 326,70 TL, 10 adet posta gideri 248,50 TL olmak üzere toplam 3.852,69 TL yargılama giderinden kabul, ret oranına göre 2.041,92 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kalan miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA.
d-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden hükmedilen maddi tazminat yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 5.741,44 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
e-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden hükmedilen manevi tazminat yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 6.000,00 TL ücreti vekaletin davalı …’dan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
f-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 9.630,76 TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
g-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 9.630,76 TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.

h- Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla TARAFLARA İADESİNE.” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE.
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında davacı ve davalı tarafından yatırılan peşin harcın TARAFLARA İADESİNE.
5-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacı tarafından yargılama giderleri olarak yapılan 9 adet tebligat gideri 84,00 TL, istinaf başvuru harcı 148/60 TL olmak üzere toplam 232,60 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE.
6-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı tarafından yargılama giderleri olarak yapılan 1 adet tebligat gideri 5,50 TL, dosya gönderme ücreti 60,50 TL, istinaf kanun yoluna başvuru harcı 148,60 TL toplam 214,60 TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE.
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA.
8-Kararın tebliği, kesinleştirme, gider/delil avansı iadesi ve harç tahsile ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 13/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Katip …
e-imzalıdır.