Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/541 E. 2020/617 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/541
KARAR NO : 2020/617

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020
NUMARASI : 2015/470 – 2020/23 E.K.
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
DAVALI : — GÜVENLİK KORUMA VE ÖZEL EĞİTİM HİZ. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 15/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/09/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. … tarafından Trabzon İş Mahkemesi’nin 2011/1118 Esas sayılı dosyasında müvekkili şirketin ve iş bu davanın tarafı olan davalı …. Güvenlik Koruma ve Özel Eğitim Hiz.Ltd.Şti. aleyhine açılan tazminat davasına ilişkin olarak anılan mahkemenin 03/07/2012 tarih ve 2012/554 Karar sayılı ilamıyla davanın kabulüne, toplam 29.825,41 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, Trabzon İş Mahkemesi kararının Trabzon 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/8443 Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulmuş olup, toplam 35.689,96 TL müşterek ve müteselsil hükmü gereğince, herhangi bir haciz işlemine mahal verilmemesi adına müvekkili şirketce ödendiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında ihale yoluyla hizmet alımlarına ait tip sözleşme imzalanmış olup, davalının koruma ve güvenlik işini aldığını, söz konusu işleri yürütmek üzere davalı personelin çalıştığını, müvekkili şirket ile davalı arasında düzenlenen sözleşmeye göre, sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukların tamamının yükleniciye ait olduğunu, dolayısıyla davalının, işten çıkarmış olduğu personellerinin kıdem ve ihbar tazminatlarını ve diğer maddi yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini, davalının işten çıkarmış olduğu personeline müvekkilinin şirketince ödenen ihbar ve kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla mesai ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı yargılama giderleri v.s. sorumluluklar anılan sözleşme gereği davalıya ait olduğundan, davalıdan tahsili için icra kanalı ile icra takibine başlandığını, bu nedenlerle, davalı tarafın Trabzon 4. İcra Müdürlüğü’nün 2014/24431 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu borca ve tüm alacak kalemlerine ilişkin haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafın kötüniyetli olarak yapmış olduğu itiraz neticesinde icra takibinin durmasına sebep olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı …..’ın davacı tarafından işten çıkarıldığını, müvekkilinin dava konusu alacaktan sorumlu ttulmasının hakkaniyet ilkesine aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını, talep edilen ödemenin yapılması halinde müvekkili şirketin ciddi bir ekonomik çöküntü yaşayacağını, bu nedenlerle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; dava tarafları arasında hizmet alım sözleşmesi yapıldığı, bu hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacı şirketin asıl işveren, davalı şirketin ise alt işveren sıfatı ile dava dışı işçi ….’ı özel güvenlik görevlisi olarak çalıştırdıkları, dava dışı …. tarafından Trabzon İş Mahkemesi’nin 2011/1118 esasından davamızın tarafları aleyhine işçilik alacağı davası açtığı, anılan mahkemenin 03/07/2012 tarih ve 2012/554 Karar sayılı ilamıyla davanın kabulüne, toplam 29.825,41 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, Trabzon İş Mahkemesi’nin kararının Trabzon 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/8443 Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğu ve davacı şirket tarafından dava dışı işçiye toplam 35.689,96 TL ödeme yapıldığı hususlarında taraflar arasında ihtilaf yoktur.
Dava, davacı şirket tarafından dava dışı işçiye yapılan işçilik alacağı ödemesinin davalı şirketten rücu davasıdır. Davanın çözümünde sözleşme serbestisi ilkesi gereği ilk olarak bakılması gereken nokta tarafların hizmet alım sözleşmesine esas olan iradeleridir, yani taraflar arasında yapılan hizmet alım sözleşmesinde çalıştırılan işçilerin işçilik alacaklarından davacı asıl işveren şirketin mi yoksa davalı alt işveren şirketin mi sorumlu olduğu hususunda açık bir anlaşma bulunup bulunmadığıdır. Eğer taraflar arasında yapılan hizmet alım sözleşmesinde çalıştırılan işçilerin işçilik alacaklarından davacı şirketin mi yoksa davalı şirketin mi sorumlu olduğu hususunda açık bir anlaşma var ise davanın sözleşme hükümlerine göre; böyle bir anlaşma yok ise TBK 167. maddesi hükmüne göre çözümlenmesi gerekmektedir. TBK 167. Maddesi uyarınca; ”(1)Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. (2) Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. (3) Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” hükmü amirdir.
Taraflar arasında yapılan hizmet alım sözleşmesi ve eki mahiyetindeki genel, teknik vs. şartnameler incelendiğinde; hizmet alım sözleşmesinin 22.1. maddesinde; ”Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, Yüklenici bunlara aynen uymakla yükümlüdür.” hükmünü içerdiği görülmüştür. Mevzuatımızda çalıştırılan işçilerin işçilik alacaklarından asıl işverenin mi yoksa alt işverenin mi sorumlu olduğuna dair emredici bir düzenleme bulunmadığından atıf yapılmış olan Genel Şartnamenin Altıncı Bölümü incelenmiş ve bölümde davayı aydınlatmada faydalı olacak yani çalıştırılan işçilerin işçilik alacaklarından asıl işverenin mi yoksa alt işverenin mi sorumlu olduğuna dair açık bir hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır. Fakat taraflar arasında yapılan hizmet alım sözleşmesinin eki mahiyetindeki Teknik Şartnamenin “Çalışanların Sosyal ve Özlük Hakları” başlıklı 38. maddesi incelendiğinde; “… istihdam edilen tüm personelin özlük, yıllık ücretli izin ve kıdeme ilişkin hakları ile ilgili olarak yürürlükte bulunan tüm kanun ve bunlara ilişkin tüzük yönetmelik ve tebliğler ile ihale dokümanında belirlenmiş tüm mali ve sosyal yükümlülükler yüklenici tarafından zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirilecektir. Bu konuda idarenin hiçbir sorumluluğu yoktur.” şeklinde düzenleme içerdiği, tarafların bu şekilde dava konusu işçilik alacağı da dahil olmak üzere çalıştırılan işçilerin işçilik alacağından davalı alt işveren şirketin sorumlu olduğuna dair anlaşmış oldukları tespit edilmiştir.
Dava dışı …. tarafından davamıza da konu işçilik alacağının tahsiline dair başlatılmış olan takip, Trabzon İş Mahkemesi’nin ilamına dayalı ilamlı takip olduğundan yani dava dışı işçinin işçilik alacak miktarı Trabzon İş Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada belirlenerek hüküm altına alınmış olduğundan Mahkememizce dava dışı işçinin işçilik alacak miktarı konusunda başkaca bir hesaplama yaptırılmamıştır fakat; dava dışı işçiye ödeme yapan davacı şirket, davalı şirket aleyhinde başlatmış olduğu icra takibinde işlemiş faiz talebinde de bulunmuş olduğu için dosyamız muhasebeci bilirkişiye verilerek davacı şirketin ödeme tarihi, ödemek zorunda kaldığı tutar ve takip tarihi dikkate alınarak davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhinde başlatılan icra takibinde belirtilen işlemiş faiz tutarının doğru olup olmadığı hususunda hesap yaptırılmış ve ödeme emrinde belirtilen işlemiş faiz tutarının doğru hesaplanarak ödeme emrinde belirtildiği anlaşılmış ve bu nedenlerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Değinilmesi gereken son nokta ise davacının davalı aleyhinde başlatmış olduğu takibin, davalının haksız itirazı sebebi ile durması sonucu davacının talep ettiği icra inkar tazminatıdır. Davacının davalı aleyhinde takip başlatmakta haklı olduğu ve takip asıl alacağı ile işlemiz faiz tutarınca davalıdan alacaklı olduğu, davalının takibe itirazında haksız olduğu yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda kabul edilmiştir. Davacının ödemek zorunda kaldığı işçilik alacağı Trabzon İş Mahkemesi ilamına dayalı olduğundan ve taraflar arasında yapılan hizmet alım sözleşmesi eki mahiyetindeki Teknik Şartnamenin “Çalışanların Sosyal ve Özlük Hakları” başlıklı 38. maddesi ile işçilik alacaklarından tümüyle davalı şirketin sorumlu olduğunun kabul edilmiş olduğundan alacağın likit olduğu davalı tarafın takibe itirazın haksız olduğu bu sebeple takip konusu asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar vermek gerektiği değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılama, tespit, değerlendirme ve kabuller doğrultusunda davacının davasının kabulü ile Trabzon (kapatılan) 4. İcra Müdürlüğünün 2014/24431 esas sayılı takip dosyası kapsamında davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu asıl alacağın %20’si oranında (7.137,99 TL)icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müteselsil sorumluluk bulunduğu halde ödenen işçilik alacağının tamamından müvekkil şirketin sorumlu tutulmasının ve avans faizi uygulanmasının kabul edilemez olduğunu, alt işverenlik sözleşmesinin muvazaalı olduğunu, müvekkil şirkete icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, işçilik alacaklarından kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dava dışı işçinin yüklenici firmaya bağlı çalışmış olması, davacı ile davalı arasındaki sözleşme hükümleri ve Teknik Şartname’nin 38/a hükmüne göre yüklenicinin tüm işçilik alacak ve tazminatlarından sorumlu olduğunun düzenlenmiş olması karşısında ilk derece mahkemesince verilen kararın hukuka uygun olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yapılan değerlendirme neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/01/2020 tarih ve 2015/470-2020/23 E.K. sayılı hükmüne yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın mahsubu ile 2.669,37 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, gider avansı iadesi ve harç tahsile ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde KESİN olmak üzere 15/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı