Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/539 E. 2020/657 K. 21.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/539
KARAR NO : 2020/657

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2020
NUMARASI : 2018/634 – 2020/127 E.K.
DAVACI :
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ : Av. …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 21/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/09/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıların üretimi ve satışı olan olan Navara model aracı kullandığını, söz konusu aracın arızalanması üzerine yetkili servis olan davalı Otomotiv ile irtibata geçildiğini, servis tarafından araçta şanzıman arızası tespiti yapılarak tamirinin yapıldığını ancak tamirden sonra aracın hiç çalışmadığını bu sefer aynı servis tarafından aracın beyninde sorun olduğunun bildirildiğini ve yurt dışından parça getirildiğini ve aracın tamir edildiğinin söylendiğini ancak Yomra-Trabzon yolu üzerinde aracın yine arızalandığını, aracın halen yatar vaziyette olduğunu beyan ederek öncelikle ayıplı aracın yenisi ile değiştirilmesini, bu istemin mümkün olmaması halinde oluşan zararın belirsiz olması sebebiyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik 100 TL’nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, aracın ayıplı olmadığını, davacıya karşı hiç bir yükümlülükleri bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dava konusu uyuşmazlığın; dava konusu araç üzerinde meydana gelen ayıp nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu, dava, ticari satışta satıcının ayıplı mal satışından dolayı sorumluluğu hukuksal nedenine dayanmaktadır. Satıcının ayıplı maldan doğan sorumluluğunu düzenleyen TBK 231. Madde hükmü uyarınca; “satıcı daha uzun bir süre üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar”. Kanunda belirtilen 2 yıllık sürenin zamanaşımı süresi olmasının yanında alıcın ayıp ihbarında bulunması bakımından da zamansal üst sınırı oluşturmaktadır. Yani alıcının 2 yıllık süre içerisinde açık veya gizli ayıbı ihbar edip, sahip olduğu seçimlik haklardan birini kullanması veya tazminat talebinde bulunması gerekmektedir. Dava konusu somut olayda ise; söz konusu araç 2006 yılında satın alınmış olup 2 yıllık yasal garanti süresi ve dava için zamanaşımı süresi 2008 yılında dolmuştur. Dolayısıyla, davalıların sorumluluğu da 2008 yılında sona ermiştir. Bunun yanı sıra somut olayda davacı tarafından bir iğfal iddiası da bulunmamaktadır. Eğer iğfal iddiası olsa idi ve bu iddia ispat olunmuş olsa idi bile, TBK 146 maddesi uyarınca iğfal durumunda uygulanacak 10 yıllık zamanaşımı süresi de 2016 yılında sona ermiştir. Tüm bu sebeplerle, dava konusu aracın üretici firma distribütörü ve yetkili servisi olan davalı şirketlerin araçtaki ayıba ilişkin herhangi bir sorumlulukları bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece dava konusunun satıştan doğan ayıp çerçevesinde değerlendirildiğini, dava dilekçesinden anlaşılacağı üzere öncelikle gizli ayıbın giderilmesi olmadığı taktirde hatalı tamirat işleminden doğan ayıba ilişkin zararların tazminine ilişkin terditli dava açıldığı ancak mahkemece taleplerinin haricinde inceleme yapılarak karar verildiğini ayrıca mahkemece hatalı vekalet ücreti hesaplandığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, ayıba dayalı misli ile değişim veya tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı, dava konusu aracın ayıplı olduğu iddiası ile aracın misli ile değişimini, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise tazminat ödenmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili öncelikle gizli ayıp sebebiyle misli ile değişim, olmadığı takdirde hatalı onarım sebebiyle tazminat talebinde bulunmuştur. Görüleceği üzere dava terditli açılmış olup, mahkemece asıl talebin reddi halinde terditli talebin değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak ilk derece mahkemesince satım ilişkisi yönünden davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş, hatalı onarım iddiası ile ilgili bir değerlendirme yapılmamış olup, bu durum hukuka uygun görülmemiştir.
Dosya kapsamında davalı …’in ithalatçı, davalı Beyazlı Otomotiv’in ise servis hizmeti sunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece aracın ayıpsız misli ile değişimine yönelik talebin zamanaşımına uğradığı yönündeki değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, ayıplı onarıma yönelik terditli talebin değerlendirilmemesi hatalı olmuştur.
Bu durumda yapılması gereken yapılan onarımın ayıplı olup olmadığı, bu ayıplı onarım sebebiyle davacının ne kadar masraf yaptığı, aracın yeniden onarımı (davalının onarımdaki ayıbını gidermek üzere) için ne kadar masraf yapılması gerektiği, yeniden onarım halinde ayıp sebebiyle araçta değer kaybı oluşup oluşmayacağı hususlarında ek rapor veya gerektiğinde yeni bir heyetten rapor alınıp sonuca gitmekten ibarettir.
Yapılan değerlendirmeler neticesinde davacı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, kaldırma kararı doğrultusunda değerlendirme yapmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/02/2020 tarih ve 2018/634-2020/127 E.K. sayılı ilamının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınan istinaf karar harcının DAVACIYA İADESİNE,
4-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla HÜKÜM ALTINA ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda KESİN olmak üzere 21/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı