Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/535 E. 2020/620 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/535
KARAR NO : 2020/620

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2020
NUMARASI : 2018/474 – 2020/72 E.K.
DAVACI :
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/09/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili … yetkili olduğu davacı şirket arasında 20/12/2017 tarihli CE standartlarına uygun olarak üretilecek farklı sınıflardaki hazır betonun … şantiyesine teslim edilmesi ve teslim edilen beton tutarının … ödenmesi konulu karşılıklı borç yükleyen sözleşmenin imzalandığını, müvekkili şirketin bugüne kadar anılan sözleşme ile yükümlendiği edimleri aksatmadan yerine getirmiş olmasına rağmen davalı şirketin müvekkil şirkete yazılı bildirimde bulunmadan gerekçesiz olarak hazır etme ediminden vazgeçmiş ve tek taraflı olarak sözleşmeden dönmüş olduğunu, müvekkil şirketin sözleşme tarihinde davalı şirket hesabına sözleşme bedeli 220.000 TL nakit para yatırdığını, 125.000 TL’sini ise sözleşmeye bağlı teminat senedi olarak yükleniciye teslim ettiğini, davalı şirketin sözleşmeyi gerektiği gibi yerine getirmediğinden dolayı işin durması nedeniyle ve ayrıca başka bir firmadan beton almak durumunda kalan müvekkil şirketin beton fiyatlarının dolara bağlı olması sebebiyle kur farkı ödemiş olup menfi müspet ve munzam zarara uğradığını, ayrıca tüm iş için yaptığı hazırlık ve masraflar davalı tarafından dikkate alınmamış ve davalı şirket tarafından gerekçesiz olarak sonlandırılan iş bu sözleşme için müvekkiline herhangi bir masraf ödemesi yapılmadığını, müvekkilinin bu sebeple zor durumda kaldığını, bu nedenlerle sözleşmenin feshinin müvekilin kusuru olmadan feshinin tespiti ile iş bu fesih nedeniyle uğranılan zarar karşılığı, 1.000 TL maddi tazminatın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve fesih tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TBK ve TTK’nun ilgili maddeleri uyarınca davacının zamanaşımına uğramış talepleri ile ilgili zamanaşımı itirazında bulunduklarını, taraflar arasında akdolunan sözleşmenin hazır beton temini için bağlantı sözleşmesi olduğunu, sözleşme içerisinde davacının iş durumuna göre tedarik edilecek hazır betonun cinsine göre fiyatlandırmanın yapıldığını, sözleşme içerisinde ne kadar beton temin edileceğinin yazmadığını, sözleşmenin hangi tarihe kadar geçerli olduğunun belirtilmediğini, davacı tarafın sözleşmenin yürürlükte kalacağı bir tarih belirlenmemiş olması ve ne kadar betonun hangi süre içerisinde tedarik edileceğine dair bir hüküm bulunmaması nedeni ile menfi, müspet ve munzam zarar oluştuğundan bahisle maddi zarar talebinin yerinde olmadığını, tarafların kendi aralarında sözleşmenin yürürlükte kaldığı dönemde temin edilen hazır betona ilişkin hesap mutabakatı yapmış olup birbirlerinden alacak-vereceklerinin bulunmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasında akdedilen davalı tarafından üretilecek hazır betonun davacıya teslim edilmesi ve teslim edilen beton bedelinin davacı tarafından davalıya ödenmesi konulu sözleşmeden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının iddiasının, sözleşme ile yüklendiği bedel ödeme edimini yerine getirmiş olmasına rağmen davalının sözleşme konusu betonları teslim etmediği ve tek taraflı olarak sözleşmeden döndüğüne ilişkin olduğu, yine davacının, bu sebeple işin durması nedeniyle başka bir firmadan beton almak durumunda kaldığı, beton fiyatlarının dolara bağlı olması nedeniyle kur farkı ödediği, dolayısıyla zarara uğradığı iddiasında olduğu ve bu zararlarının tazminini talep ettiği, davalının savunmasında beton teslimi yapamamasının ve sözleşmeyi feshetmesinin kendi kusurundan kaynaklanmadığını, tedarikçisi olan firmanın ekonomik sıkıntılar nedeniyle üretimini durdurmuş olduğunu belirttiği, Trabzon 4. Noterliği, Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğü, Karadeniz Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün cevabi yazıları ile mahkememizce istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği, tarafların delillerini ibraz ettiği anlaşılmış olup alacağın tespiti bakımından dosya bir SMMM ve bir İnşaat Mühendisi bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilerek ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzimi istenildiği, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporda; her ne kadar sözleşmede süre ve miktar belirtilmemiş olsa da, davalı tarafça davacıya toplam 345.000,00 TL’lik nakit ödeme ve teminat senetli daire verildiğinden kaynaklı, davalının tahsil ettiği ve teslim aldığı daire tutarları toplamı kadar, sözleşme fiyatları üzerinden davacıya hazır beton teslim etmesi gerektiği, bu itibarla yapılan hesaplamalar ışığında davacının davalı ile imzaladığı sözleşmede belirtilen m3 birim fiyatlarından daha yüksek bedelle farklı firmalardan hazır beton satın aldığı, davacının bu alımlar nedeniyle toplamda 12.730,11 TL daha fazla bir bedel ödediği ve bu tutar kadar zararının olduğu, davacının 12.730,11 TL zararından kaynaklı toplamda 415,65 TL yasal faiz hesaplandığının bildirildiği, hazırlanan işbu raporun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli oluşu dikkate alınarak hükme esas alındığı, yukarıda açıklanan tüm sebeplerle davacının ıslah dilekçesi de nazara alınarak davacının davasının kabulü ile 12.730,11 TL tazminat ve 415,65 TL faiz olmak üzere toplam 13.145,76 TL’nin 1.000 TL’lik kısmına dava tarihinden itibaren, kalan 12.145,76 TL’lik kısmına ise ıslah tarihinden itibaren işleyecel yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna ve hükme esas alınan delillere dava dilekçesinde dayanılmadığını, daha sonra sunulduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, sözleşmeye aykırılık sebebiyle tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı ile davalı arasında hazır beton alım işi ile ilgili sözleşme yapıldığı, davalının edimini yerine getirmemesi sebebiyle daha yüksek bedele beton satın alındığının iddia edildiği, bu bedel farkının talep edildiği, mahkemece aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı istinaf dilekçesinde bilirkişi raporuna ve hükme esas alınan delillere dava dilekçesinde dayanılmadığını, daha sonra sunulduğunu, muvafakatlarının olmadığını ileri sürmüştür.
Dosya kapsamında dava dilekçesinde delil olarak “20/12/2017 tarihli karşılıklı borç yükleyen sözleşme, ihtarname, tanık ve diğer yasal deliller” yazıldığı, 15/01/2019 tarihinde ön inceleme duruşması yapıldığı, davacının 29/01/2019 tarihli dilekçe ile aldığı betona ilişkin faturaları ibraz ettiği, bilirkişi kurulunca bu faturalar esas alınarak rapor hazırlandığı ve mahkemece benimsenerek hükme esas alındığı sabittir.
Davacının sonradan ibraz ettiği faturaların yargılamayı geciktirme amacı taşımaması ve mahkemece bu delilin kabul edilmiş olması HMK’nın 145/1 hükmüne uygundur. Kaldı ki somut dosyada HMK’nın 222. maddesi uyarınca mahkemece ticari defterlere ve dolayısıyla hükme esas alınan faturalara resen başvurulabileceği de dikkate alındığında yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada alınan bilirkişi raporunun yeterli olması ve hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemesi karşısında ilk derece mahkemesince verilen kararın hukuka uygun olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/02/2020 tarih ve 2018/474-2020/72 E.K. sayılı hükmüne yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın mahsubu ile 673,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, gider avansı iadesi ve harç tahsile ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde KESİN olmak üzere 15/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı