Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/529 E. 2020/615 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/529 – 2020/615
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/529
KARAR NO : 2020/615

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2020
NUMARASI : 2018/719 – 2020/125 E.K.
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 15/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı şahıs tarafından Trabzon 1. İş Mahkemesinin dosyasında müvekkili aleyhine işçilik tazminatları ve alacak davasına ilişkin olarak davanın kabulüne karar verildiğini, kararın İstinaf Mahkemesince kaldırılarak kısmen kabulüne karar verildiğini, istinaf kararı ile Trabzon İcra Müdürlüğünün dosyasında takibe geçildiğini ve toplamda 14.325,32 TL ödendiğini, ayrıca İş Mahkemesi dosyasında yargılama gideri, harç ve masraf olarak 949 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirket ile davalı arasında ihale yoluyla hizmet alımlarına ilişkin sözleşme imzalandığını, davalının belirli süre ile işi aldığını ve personel çalıştırdığını, davalının sözleşmesi feshedilen personellerinin kıdem ve ihbar tazminatlarını, yıllık ücretli izin alacaklarını, genel tatil ücreti alacaklarını ve diğer maddi yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini, dava dışı şahıs ile müvekkili şirketin ve davalı şirketin İş Mahkemesi dosyasında davalı olarak yer aldığını, mahkeme tarafından kurulan hükümde müşterek ve müteselsilen sorumluluk yönünde hüküm tesis edildiğini, Trabzon İcra Müdürlüğünün dosyası ve mahkeme dosyası için yapılan ödemelerin müvekkili şirkete ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini, ancak davalı yanca herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine sözleşme hükümleri gereği davalıdan rücuen tahsili için Trabzon İcra Müdürlüğünün dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine duran takibin devamı ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıdan elektrik arıza onarım ve bakım işini üstlendiğini ve bu işte görevlendirilen şahsın asıl işverenin davacı olduğunu, sonraki dönemde davacının işi yüklenicilere devretmeyip bizzat kendisi ifa ettiğini, ilgili işçinin istihdamına devam etmesinin mümkün olduğunu, keza işçilerin fiilen davacının sevk idaresinde çalıştıklarını, bu nedenle görünürde işveren olan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, yıllık ve diğer alacakların da davacının sorumluluğunda olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacı tarafça dava dışı işçiye yapılan işçilik alacaklarına dair ödemenin davalı taşeron firmaya rücuuna dair açılmış alacak davası olup, Mahkememizce taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi ve eki mahiyetindeki şartnameler başta olmak üzere tüm deliller toplanarak dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve sunulan bilirkişi raporundan taraflar arasında yapılan hizmet alım sözleşmesi ve eki mahiyetindeki şartnamelerde çalıştırılan işçilere yapılan işçilik alacaklarından hangi tarafın sorumlu olacağına dair açık hüküm bulunmadığı, bu nedenle yapılan işçilik ödemelerinden TBK 167 maddesi uyarınca tarafların yarı oranda sorumlu oldukları, bu minvalde davacının rücu edebileceği miktarın 7.637,16 TL olduğu, itirazın iptali talebine konu takip dosyasında bu miktar asıl alacağa işleyecek faiz tutarının 195,85 TL olduğu, böylece toplam alacağın 7.833 TL olduğu anlaşılmakla Trabzon İcra Müdürlüğünün dosyası kapsamında davalı tarafça yapılan itirazın 7.637,16 TL asıl alacak 195,85 TL işlemiş faiz ve fer’ileri olmak üzere toplam 7.833,01 TL tutarlı kısım yönünden iptaline karar vermek gerekmiştir.
Son olarak değinilmesi gereken husus ise davacı tarafın icra inkar tazminatı talebidir. Dava dışı işçiye yapılan ödeme Trabzon 1.İş Mahkemesinin dosyası kapsamında tespit edilmiş olduğu için davalı tarafın kesin hükme dayanan dava dışı işçi alacağına itiraz etmesi haksızdır, ayrıca davalı taraf davacı ile yapılan hizmet alım sözleşmesinin tarafı olup bu sözleşmede işçi alacakları konusunda ayrı ve açık bir düzenleme bulunmadığını, TBK 167 uyarınca davacının yaptığı işçi ödemesinin yarısından sorumlu olduğunu bilecek konumda iken takibe itiraz ederken bu hususu dikkate almadan takibin tamamına itiraz etmiş olup aleyhinde itirazı iptal edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Trabzon İcra Müdürlüğünün dosyası kapsamında davalı tarafından yapılan itirazın 7.637,16 TL asıl alacak 195,85 TL işlemiş faiz ve fer’ileri olmak üzere toplam 7.833,01 TL tutarlı kısım yönünden iptali ile takibin bu tutarlar üzerinden devamına, fazlaya dair davanın reddine, asıl alacağın % 20’si oranında (1.527,43 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna karşı itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini ve bir çok yönden eksiklik içeren rapora bağlı kalarak hüküm kurduğunu, müvekkilin asıl işveren olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işçilik ödemelerinden tarafların yarı oranda sorumlu olduğunu ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacının, dava dışı işçiye ödenen alacak ve tazminatların yüklenici olan davalıya rücu edilmesini talep ettiği, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı taraf vekillerinin istinaf yoluna başvurduğu sabittir.
Davacı istinaf sebebi olarak sözleşme gereğince tüm sorumluluğun davalıda olduğunu, davalı ise sözleşme gereğince işin sevk ve idaresini davacı yürüttüğünden yüklenicinin sorumluluğunun bulunmadığını, icra inkar tazminatı hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Sözleşmede rücu ve sorumluluk oranları ile ilgili özel bir hüküm bulunmadığı takdirde işçilik alacak ve tazminatlarının tamamından yükleniciler sorumludur (Yargıtay 23.HD 2017/732 E, 2020/2372 K; 2019/952 E, 2020/2536 K; 2019/1417 E, 2020/2515 K; 2019/782 E, 2020/1037 K).
Bu durumda eldeki dosyadaki belgeler ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde davalı yüklenicinin tüm işçilik alacak ve tazminatlarından sorumlu olması gerektiği anlaşılmıştır.
Alacağın likit olması, tacir olan davalının bunu bilebilecek durumda olması dikkate alındığında davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan değerlendirmeler neticesinde davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 hükmü gereğince esastan reddine; davacı vekilinin istinaf sebepleri ise yerinde görüldüğünden istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-2 hükmü gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama gerektirmediğinden davanın tam kabulüne, davacı lehine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıda belirtilen şekilde yeniden karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile; Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27.02.2020 tarih ve 2018/719 Esas, 2020/125 Karar sayılı hükmün HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“A)Davanın KABULÜ ile davalının Trabzon İcra Müdürlüğü’nün dosyasına yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
B)Asıl alacağın %20’si oranında (3.054,86 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
C)Alınması gerekli 1.070 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 267,54 TL’nin mahsubu ile bakiye 802,46 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
D)Davacı tarafından yapılan 267,54 TL Peşin harç + 35,90 TL başvuru harcı + 1.490,25 TL tebligat, posta ve bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.793,69 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
E)Karar tarihindeki AAÜT gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
F)HMK’nun 333. maddesi uyarınca kararın tebliğ masrafı ve iade masrafı haricinde kalan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,”
şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
4-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yatırılan karar harcının mahsubu ile 401,25 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4a-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yatırılan karar harcının davacıya İADESİNE,
5-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5a-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan 148,60 TL harç + 82,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 231,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Kararın tebliğ, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerinin mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Katip
e-imzalı