Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/528 E. 2020/611 K. 14.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/528 – 2020/611
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/528
KARAR NO : 2020/611

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2020
NUMARASI : 2017/47 Esas 2020/9 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 14/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2020

Taraflar arasında görülen itirazın iptali istemine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı şirket arasında ticari ilişki nedeniyle davalı şirketin davacı şirketten aldığı mallar karşılığında davacıya borçlandığını, davalı şirketin alım-satım işleminden kaynaklanan borcuna esas fatura bedellerinin müvekkili şirket tarafından tahsil edilemediğini, davacı tarafından davalı tarafa yapılan yazılı ve sözlü uyarılara rağmen davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine Trabzon İcra Müdürlüğünün dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetki itirazında bulunduğunu, ortada bir sözleşme olmadığını, bu nedenle yetkili mahkemenin Iğdır mahkemeleri olduğunu, davalı şirketin davacıya borcunun bulunmadığını, tüm borcunu ödediğini, davalı şirket ile davacı arasında yıllara dayanan yaş sebze meyve alımı olduğunu, davacı tarafından gönderilen malların karşılığının bazen açık hesap şeklinde elden ödendiğini, bir kısmının ise davalının oğlu tarafından kredi kartı ile ödendiğini, yapılan ödemelerin tutarları ve tarihleri incelendiğinde davacının talep ettiği faturaların ödendiğinin görüleceğini, yapılan ödemelerin faturalara ilişkin olmadığının aksinin ispatının davacıya ait olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli şekilde gönderilmeyen mallara ilişkin faturaları icraya koyduğunu, davacı tarafın faturaların davalı tarafa tebliğ ettiğine ve malları teslim ettiğine ilişkin herhangi bir delilinin bulunmadığını, davacı tarafından gönderilen malların bir kısmının bozuk çıktığını, bunun üzerine davalı tarafından 2 adet iade faturalarının kesildiğini, mallar ve iade faturalarının davacı firmaya gönderildiğini belirterek davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “SMMM bilirkişisiden alınan bilirkişi raporlarında ve 19/11/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere belirttiği üzere; davacının ve davalının ticari defter ve belgeleri incelendiğinde cari hesap şeklinde çalıştıkları görüldüğü, her iki tarafın 2015 yılı ticari defter ve belge kayıtlarına göre davacının 70.350,19 TL alacaklı olduğu, davacının 2016 yılı ticari defter ve belgelerine göre iki adet iade faturası mahsubu ile takip tarihi itibariyle toplam 462.500,75 TL değerinde davalı tarafa faturalar kesildiği ve davalı tarafından 408.159,34 TL ödeme yapıldığının yer aldığı, davalının 2016 yılı ticari defter ve belgelerine göre takip tarihi itibariyle bir adet iade faturası mahsubu davacı tarafından kesilen faturaların toplam 303.574,09 TL sinin kayıtlı olduğu, yapılan ödemelerin de 241.883,49 TL sinin kayıtlı olduğu ve cari hesap bakiyesinin kapanış fişinde 57.609,44 TL borçlu olduğunun gözüktüğü, davacı taraf defterlerine göre yapılan 408.159,34 TL ödemeden her iki taraf 2015 yılı ticari defter ve belgelerinde kayıtlı 70.350,19 TL borç mahsubu sonucu 2016 yılı cari hesap dönemindeki borç için 337.809,15 TL ödeme gözüktüğü, davalının cevap dilekçesinde takip talebine konu faturalara konu malların hepsini teslim almadığını teslim aldıklarının borçlarını ödediğini savunduğu bu haliyle davacının davalının defterlerinde kayıtlı olmayan faturalar yönünden teslime ilişkin ispat yükünün üzerinde olduğu, davacının ispat yükünü yerine getirmediği ve yemin deliline de cevap dilekçesinde dayanmadığı hususu da göz önüne alınarak ve yine davalının 2016 yılı ticari defter ve belgelerinin süresi geçtikten sonra tasdik yapıldığından kendisi aleyhine delil teşkil ettiği hususu da göz önünde bulundurularak davalının 2016 yılı ticari defter ve kayıtlarına göre 57.609,44 TL davacıya borçlu olduğu” gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile davalının Trabzon İcra Müdürlüğü’nün dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 57.609,44 TL üzerinden devamına, işlemiş faize ilişkin talebin reddine, dava konusu alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilmiş olan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece aldırılmış olan bilirkişi raporlarında davalının 2016 yılına ait ticari defterlerinin süresinde açılış ve tasdikinin yapılmaması nedeniyle defter ve belgelerin delil niteliğini kaybetmiş olduğunu ve icra takibinde borca konu olan 124.691,60 TL’nin defter cari hesap bakiyesi ile örtüştüğünün tespit edildiğini, ancak tüm bu raporlara rağmen yerel mahkemece davalının delil niteliğinde olmayan 2016 yılı ticari defter ve kayıtlarına dayanarak 57.609,44 TL taraflarına borçlu olduğu kanaatine vardığını, ayrıca davalı tarafça malların iade edildiğine ilişkin iade faturalarının davacı şirkete verildiği iddia edilmiş ise de kendilerine herhangi bir iade faturası gönderilmediğini, bilirkişilerce düzenlenmiş olan raporlarda da iade faturalarının davalı tarafta bulunduğunun tespit edildiğini, davalı tarafın usulüne uygun olarak açılış onayı yapılmayan delil niteliği taşımayan ticari defterine dayanarak karar verdiğini, bunlara ek olarak davacı şirketin ticari defter açılış ve kapanış onaylarını zamanında yaptırmış olduğunu, takibe konu bütün faturaların ticari defter kayıtlarına işlenmiş olduğunu, tarafların ticari defterlerine ilişkin durumların ise bilirkişi raporlarında tespit edildiğini, tüm bunlara rağmen yerel mahkemenin davalının TTK’nun hükümlerine göre delil niteliği olmayan ticari defterine dayanarak hüküm kurduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davalı şirket ile davacı şirket arasında var olan ticari ilişki sebebiyle davalı şirket davacı şirketten aldığı malların bedelini ödemediği için Trabzon İcra Müdürlüğü’nün dosyası ile takip yapıldığı, takip dayanağı olarak numaraları belirtilen faturalara dayanıldığı, akabinde davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacı dava dilekçesinde itirazın iptalini ve icra inkar tazminatı talebi olduğunu belirtmiştir. Davalı borcun ödendiği, bu ödemenin de bazen açık hesap şeklinde, bazen de borçlunun oğlu tarafından kredi kartı ile yapıldığını belirtmiş, yapılan ödemelerin takip konusu faturalara ilişkin olduğunu, aksini ispatın ise davacının külfeti altında bulunduğunu belirtmiştir. Ayrıca takip konusu faturaların tebliğ edilmediğini, malların teslim edilmediğini, faturaların afaki kesildiğini, ticari defterlerinde bu hususun kayıtlı olmadığını, bir kısım iade faturaların kesildiğini, malların davacıya iade edildiğini de savunmasında belirtmiştir.
Dosya incelendiğinde icraya itirazın ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece taraf defterleri de getirtilerek bilirkişi raporları alınmış, bilirkişi taraflar arasındaki cari ilişkiyi esas alarak raporunu hazırlamış, itiraz üzerine alınan iki, üç ve dördüncü ek raporlarda bilirkişi ısrarla ödemelerin hangi faturalara ait olduğunun tespitinin yapılmasının imkansız olduğunu, bu sebeple cari hesap kartlarının tamamı üzerinden hesap yapmak zaruretinin doğduğunu belirterek davacı alacağının 124.691,60 TL olduğunu belirtmiştir. Ayrıca bilirkişi davalının 2016 yılı defterlerinin usulüne uygun olarak tasdik edilmediğinin tespitini yaparak davalı defterleri kapsamında davacıya 57.609,44 TL borcu olduğunun tespitini yapmıştır.
Mahkemece davalının kapanış fişinde 57.609,44 TL borçlu olduğunun gözüktüğü, ayrıca davalının takibe konu faturaların hepsini teslim almadığı, teslim aldıklarının borçlarını ödediği savunması tespite yönelik ispat yükünün davacı üzerinde olacağı, davacının ispat yükünü yerine getirmediği ve yemin deliline de dayanılmaması göz önüne alınarak davalının 2016 yılı ticari defter ve belgelerinin süresi geçtikten sonra tasdik yapıldığından kendisi aleyhine delil teşkil ettiği göz önünde bulundurularak davalının 2016 yılı ticari defter ve kayıtlarına göre 57.609,44 TL davacıya borçlu olduğu kanaatine varılarak davanın 57.609,44 TL yönünden kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava itirazın iptaline ilişkindir. Bu sebeple dava konusu icra dosyasına ve bu dosyada takip dayanağı belgeler ile ödeme emrine sıkı sıkıya bağlı olacaktır. Takip talebi incelendiğinde davacının dayanak olarak takibe konu faturalara dayandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarından da anlaşıldığı üzere davacının ve davalının defterlerinde yapılan incelemelerde hangi ödemenin hangi faturaya ilişkin olduğu anlaşılamamaktadır. Bilirkişi de hesaplamalarını cari hesap ilişkisini hesap alarak yaptığını açıkça belirtmiş raporlara davalı tarafından süresinde itirazların olduğu görülmüştür. İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan mahkemece uyuşmazlığın takip ve dava konusu yapılan faturalarla sınırlı olarak değerlendirilip çözümlenmesi gerekir. (Yargıtay 19. H.D.’nin 21/06/2019 tarih, 2018/1391 Esas, 2019/3997 Karar sayılı ilamı v.d.) Bilirkişi incelemesinde davalının ticari defter ve belgelerinin kapanış tasdiklerinin usulüne uygun yapılmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle HMK’nun 222/4. maddesi gereğince kendisi aleyhine delil teşkil edeceği anlaşıldığından ticari defter ve belgelerinde davalının 57.609,44 TL’lik borcu olduğunun kabul edilmesinde davanın niteliği ve icra takibinde dayanak yapılan belgeler nazara alındığında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla mahkeme kararının yerinde olduğu, dosya kapsamı ve mevcut delil durumu dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilemediği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/01/2020 tarih, 2017/47 Esas ve 2020/9 Karar sayılı hükmüne yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE.
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınması gereken 3.935,30 TL harçtan davalı tarafça peşin olarak yatırılan 983,82 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.951,48 TL harcın davacı tarafça TAMAMLANMASINA.
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA.
5-Kararın kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerinin mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
6-Gerekçeli kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 14/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.