Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/483 E. 2020/727 K. 28.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/483
KARAR NO : 2020/727

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2020
NUMARASI : 2017/498 Esas, 2020/45 Karar

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI : 1-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2-
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2020

Taraflar arasında görülen tazminat istemine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …..’nin kızı, diğer müvekkillerinin anneleri …….’nin içerisinde yolcu olarak bulunduğu ….. plakalı aracın …… plakalı araç ile çarpışması neticesinde vefat ettiğini, davacı ……. müteveffanın annesi olduğunu, müteveffanın babasının öldüğünü, ebeveyn olarak destekten yoksun kalan sadece annesi olduğunu, davacılar …… müteveffanın desteğinden yoksun kalan evlatları olduğunu, davacıların desteklerinin ölümüne sebebiyet veren araçlara trafik sigortası yapan davalı sigorta şirketlerinin kusur oranlarından etkilenmeden müştereken ve müteselsilen sorumluluk ilkesi ve kanun gereği kazada zarar gören 3. kişi konumundaki davacıların zararlarının sigorta teminatları dahilinde tamamını tazmin etmekle sorumlu olduklarını, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin anne-babanın destek pay oranlarını adalete ve vicdana uygun olarak yargılamada ve uygulamada birliğin sağlanması amacıyla belirlediği ve sabitlediğini, davacılar için destekten yoksun kalma zararının belli ve belirlenebilir olmadığını, tespitin yargılama ve bilirkişi incelemesi gerektirdiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile destekten yoksun kalan davacılar için ayrı ayrı 2.000,00 TL belirsiz alacak destekten yoksun kalma zararının kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tazminine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP DİLEKÇESİ :
Davalı ……. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılara 27/07/2010 tarihinde 17.991,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, bu nedenle davalı şirketin sorumluluğunun son bulduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması gerektiğini, aksi takdirde asgari ücret olarak alınması gerektiğini, davacı tarafından sigortalının kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, kabul manasına gelmemek kaydıyla tazminat miktarının alanında uzman aktüer siciline kayıtlı bilirkişilerce yapılmasının gerektiğini, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, ayrıca kazada hatır taşıması bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Davalı ….Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; …. plakalı aracın 05/09/2009 kaza tarihini kapsayan Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile müvekkili şirketin kayıtlarında rastlanılmadığını, davanın müvekkili şirkete ikame edilebilmesi için kaza tarihini kapsayan müvekkili şirkete ait poliçe aslının ibrazı gerektiğini, …… plakalı aracın kaza tarihini kapsayan sigorta poliçesinin …. Sigorta A.Ş.’de mevcut bulunduğunu belirterek davanın husumet yönünden reddini talep ettiği görülmüştür.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “dava konusu uyuşmazlığın trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olduğu, mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan delillerden, davacılar vekilinin dava dilekçesine, ekindeki belgelere, davalılar vekillerinin davaya karşı cevapları, Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/217 Esas sayılı dosyası, ceza dosyası içinde mahkememizce aldırılan 14/09/2018 tarihli Adli Tıp Raporu ve Aktüerya bilirkişisi tarafından ibraz edilen rapora, ıslah dilekçesine ve tüm dosya içeriğine göre; 05/12/2014 tarihinde çift taraflı trafik kazası nedeniyle …… plakalı araç içerisinde yolcu bulunan davacıların murisi ……’in vefat ettiği, mahkememizce hükme esas alınan Adli Tıp raporuna göre davalı …… A.Ş sigorta şirketine sigortalı olarak kayıtlı bulunan …… plakalı araç sürücüsünün %70 kusurlu olduğu, müteveffanın içerisinde bulunduğu aracın sürücüsünün %30 olduğu, 11/05/2019 havale tarihli Aktüerya raporunun açık, anlaşılır ve gerekçeli olması sebebiyle hükme esas alındığı, alınan aktüer raporunda belirtilen dava dışı …… Sigorta A.Ş tarafından yapılan 96.273,00 TL ödeme dikkate alındığında kalan zarar miktarı yönünden davacılardan anne….. ve çocuk …. destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği diğer çocukların olay tarihindeki yaşları sebebiyle bakiye destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyecekleri, diğer çocuklar yönünden sehven bu yönde hüküm kurulmamıştır. Yine davalı … A.Ş davacılara 17.991,00 TL ödemede bulunduğunu iddia etmiş ise bu iddiasını ispatlayamamış olduğu” gerekçesiyle ve davacı vekilinin diğer davalı … Sigorta A.Ş yönünden feragat dilekçesi de göz önünde bulundurularak davacının davasının ıslah talebi de dikkate alınarak ….. Sigorta A.Ş. yönünden kabulü ile, ……. için 77.018,46 TL, davacı ……. için 3.939,02 TL’nin 30/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ……. Sigorta A.Ş.’den alınarak davacılara verilmesine ve ……. A.Ş. Yönünden davacının feragatı nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı …..Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davaya konu poliçenin tanzim tarihi bakımından tazminat hesaplamasının 01/06/2015 tarihli Trafik Sigortası Genel Şartları doğrultusunda yapılması gerekirken genel şartlara aykırı tazminat hesabı yapıldığını, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14873 Esas, 2017/6035 Karar sayılı ilamı ile Gaziantep BAM 17 Hukuk Dairesi’nin 2017/682 Esas ve 2017/634 Karar sayılı ilamlarının da bu yönde olduğunu, yerel mahkemece taraflarınca davacılara 27/07/2010 tarihinde verilmiş olan 17.991,00 TL hesaplanan tazminat tutarından düşülmemiş olduğunu, davalı şirketçe yapılmış olan ödemenin gözetilmemiş olması nedeniyle mahkemece verilmiş olan kararın hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazasına dayalı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; davacılar vekilinin, davacı ……’nin kızı, diğer müvekkillerinin anneleri ….’nin içerisinde yolcu olarak bulunduğu …… plakalı aracın …….. plakalı araç ile çarpışması neticesinde vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için ayrı ayrı 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı istediği, davalı …… Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde davacılara 17.991,00 TL ödeme yaptıklarını, bu ödeme neticesinde sorumluluklarının son bulduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Mahkemece 14/09/2018 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu ve Aktüer bilirkişisi raporları nazara alınarak davacının davasının yapılan ıslah dikkate alındığında ….. A.Ş. Yönünden kabulü ile …… için 77.018,46 TL, davacı Marıamı Tarıeladze için 3.939,02 TL’nin 30/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte alınarak davacılara verilmesine, ……. Sigorta A.Ş. yönünden ise davanın feragat sebebiyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalının istinaf sebepleri incelendiğinde; davalı tazminat hesaplamasının 01/06/2015 tarihli Trafik Sigortası Genel Şartları doğrultusunda yapılması gerektiğinden bahsetmiş ise de; kaza tarihinin 05/09/2009 olması ve sigorta poliçesinin 01/06/2015 tarihinde önce yapılması da dikkate alındığında bu yöndeki istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Ancak davalı diğer istinaf sebebi olarak tazminat hesabından davacılara 27/07/2010 tarihinde ödenen 17.991,00 TL’nin düşülmemiş olduğunu göstermiştir. Mahkemesince her ne kadar 25/09/2019 tarihli celsede davalı sigorta şirketine tebligat çıkartılarak 17.991,00 TL’nin ödeme belgelerinin gönderilerek kime ne kadar ödeme yapılmış olduğu hususunun ayrıntılı olarak bildirilmesi istenmiş, yine 27/11/2019 tarihindeki celsede davalı tarafından bir bildirim yapılmaması üzerine bu sefer 2 hafta kesin süre verilerek bilgi istenilmiş ancak herhangi bir bilgi verilmemiş olduğu görülmüş ise de davalının dosyanın safahatı aşamalarında ödeme yapıldığına ilişkin belgeleri gönderdiği görülmüş, belgeler incelendiğinde 27/07/2010 tarihinde …. hesabına 17.991,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Dosyanın incelenmesinde …..’ın Rize Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/217 Esas 2010/39 Karar sayılı dosyasında müteveffa … mirasçıları, dosyamız davacısı Ksenıa Tsetskhladze dışında diğer davacıların (ayrıca ceza dosyasında ….. vekili) vekili olduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle yapılan aktüerya hesaplamasının yanlış olacağı görülmektedir. Aktüerya bilirkişisinin de bu hususa değindiği açıktır. Mahkemece bu aşamada yapılacak iş 17.991,00 TL ödemenin sabit olduğu anlaşıldığından, yeniden istinaf yoluna başvuran sigorta şirketine kesin süre verilip hangi mirasçıya ne oranda ödeme yapıldığının sorulması, bu hususun tespit edilememesi halinde yeniden hesaplamayı yapan aktüer bilirkişisine bu yönde de görev verilip ödeme oranlarının öncelikle tespitinin sağlandıktan sonra güncel değerlerinin hesaplattırılıp aktüer bilirkişi ……’dan 11/05/2019 tarihli raporuna ek rapor düzenlenmesinin istenmesi sağlanarak alınacak ek rapor çerçevesinde sonuca gidilmesinin yerinde olacağı anlaşılmış olup bu sebeplerle verilen kararın kaldırılması gerekmiştir.
Tüm bu sebeplerle istinaf istemlerinin yerinde olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 hükmü gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, kaldırma kararı doğrultusunda yeniden değerlendirme yapmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/01/2020 tarih, 2017/498 Esas ve 2020/45 Karar sayılı hükmünün HMK’nun 353/1-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA.
2-Dosyanın HMK 353/1-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
3-İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi DAVALIYA İADESİNE.
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA.
5-İstinaf kanun yolu başvurusunun incelenmesi sırasında duruşma yapılmadan karar verildiğinden bu aşamada davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA.
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, gider avansı ve harç iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 28/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.