Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/476 E. 2020/498 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/476
KARAR NO : 2020/498

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2020
NUMARASI : 2018/565 Esas-2020/148 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …

VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 09/07/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/07/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlandığını, söz konusu takibin dayanağının müvekkilince keşide edilen 525.000,00-TL bedelli çek olduğunu, takip dayanağı çekin taraflar arasında 2013-2017 yılları arasında süregelen ticari ilişkiye teminat olarak verildiğini, müvekkilinin bu çek karşılığı davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasındaki ilişkiden kaynaklı borçların da ödenmiş olduğunu, davalının kötü niyetle çeki takibe koyduğunu ileri sürerek takip uyarınca davalıya borçlu olunmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Sürmene ilçesinde köy bakkalı işlettiğini, aynı zamanda kendisine ait fındık bahçesinden topladığı fındık mahsulünü satarak geçimini sağladığını, davacının da piyasadan emanet usulü diye tabir edilen şekilde üreticilerden fındık alıp satma işi ile iştigal ettiğini, müvekkilinin 2013 yılında üç yıllık fındık mahsulü toplamını davacıya emanet usulü verdiğini, 2016 yılında davacıdan vermiş olduğu fındık mahsulünün bedelini talep ettiğini, bu tarih itibariyle davacıya verilen ürün bedelinin 125.000,00-TL tutarında olduğunu, davacının müvekkiline ödeme yapamadığını, müvekkilinin defalarca parasını talep ettiğini, nihayetinde davacının; dedesinden kalma arazisi olduğunu bu arazi üzerine kat karşılığı inşaat yaptıracağını söyleyerek, bu inşaattan kendisine düşecek dairelerden birini müvekkiline satmayı teklif ettiğini, müvekkilinin bunun üzerine vermiş olduğu fındık bedellerine ek olarak davacıya 400.000,00-TL daha para vererek davacıdan daire almayı kabul ettiğini, davacıya bu şekilde toplamda 525.000,00-TL ödeme yapılmasına rağmen davacının taahhüt ettiği daireyi müvekkiline vermediği gibi müvekkilinden almış olduğu fındık ve paraların karşılığını iadeye yanaşmadığını, müvekkilinin ısrarı uyarınca alacaklarına karşılık olmak üzere takibe konu çeki verdiğini, çekin karşılıksız çıkması üzerine icra takibine başlandığını, bu haliyle takip konusu çekin teminat için verildiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya kapsamında yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, dava konusu Akbank Araklı Şubesine ait ….. nolu 525.000,00 TL’lik çekin davalıya teminat olarak verildiğinden bahisle bu çek nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespiti, Trabzon İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile takibe konu çekin iptali, icra takibinin iptali ve davalının kötü niyetli olması sebebiyle %40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır. Bilindiği gibi teminat senedi iddiasının yazılı delille ispatı gerekmekte olup dosya arasında onaylı sureti bulunan dava konusu çek incelendiğinde teminat senedi olarak verildiğine dair bir ibare yer almadığı görüldüğü gibi bu çekin teminat senedi olarak verildiğine dair davacı tarafça da yazılı bir delil dosyaya sunulamamıştır. Ayrıca davacı tarafa mahkememizce 28/03/2019 tarihli duruşmada davacı vekiline, davacıya ait ticari defter ve belgelerini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş ve HMK 94 maddesi uyarınca kesin sürenin hüküm ve sonuçları ihtar edilmiş olmasına rağmen davacı vekilince kesin süre içerisinde davacıya ait ticari defter ve belgeler de sunulmamış olup, üzerinden inceleme ve tespit yapılması mümkün olmayan ve ticari defter niteliği taşımayan vergi beyannameleri ile davalı ile ilgisi dahi bulunmayan bir kişiye ilişkin fatura düzenlenmediği iddiası ile vergi dairesine yaptığı şikayet başvurusu sunduğu görülmüştür. Dosyaya sunulan mevcut deliller ile davacı davasını ispat edemediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece eksik araştırma ile karar verildiğini, dava konusu olayda ispat yükünün davalıda olduğunu, müvekkilinin davalının ticari defter ve belgelerine delil olarak dayandığını, davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi gerektiğini, mahkemece bu husus gözetilmeden yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, icra takibi sonrasında açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; davalı alacaklının, davacı borçlu tarafından keşide edilen 525.000,00-TL tutarlı çeke istinaden Trabzon İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emri tebliği sonrasında takibin kesinleştiği, davacı tarafından takip konusu çek uyarınca borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olarak istinaf incelemesine konu bu davanın açıldığı sabittir.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak kambiyo senetleri soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu nedenle kambiyo senedi uyarınca açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer.
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gereklidir. Bu halde dava ve takibe konu çekin ticari ilişkinin teminatı olarak verildiğini iddia eden davacının öncelikle bu iddiasını HMK’nun 201. maddesi uyarınca yazılı delille veya diğer kesin delillerle ispatlaması gerekmektedir. Davacı vekilince takip ve davanın konusunu çekin teminat için verildiğini ispata yarar bu neviden delil sunulamadığı gibi dava dilekçesinde de açıkça yemin deliline de dayanılmamıştır.
Öte yandan çek bir ödeme vasıtası olup kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gereklidir. Davalı vekilinin savunmalarında çekin veriliş gerekçesinin açıkça izah edildiği, bu savunmalarda geçen beyanlar uyarınca çekin davalının ticari defterlerine kaydını gerektirir bir durumun bulunmadığı, bu haliyle davalının tacir olup olmadığının, defter ve belge tutma yükümlülüğü olup olmadığının, ticari defterlerine takip ve davanın konusu çeki kaydedip kaydetmediğinin uyuşmazlığın çözümü bakımından önem arz etmediği gözetildiğinde davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan bu durum karşısında; mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.03.2020 tarih ve 2018/565 Esas, 2020/148 Karar Sayılı kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer OLMADIĞINA,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA,
5-Kararın kesinleştirme, gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
6-Gerekçeli kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 09/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.