Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/434 E. 2020/460 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/434
KARAR NO : 2020/460

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
NUMARASI : 2017/145 Esas-2019/386 Karar

DAVACILAR : 1 -… – …
2 -… – …
VEKİLİ : Av. …
1
DAVALI : A
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : … – …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/06/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/06/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkilleri aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün …..Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlandığını, söz konusu takibin dayanağının dava dışı …..’ün 01.04.2014 tarihine kadar davalıya olan cari hesap borcunun teminatı olarak verilen 01.09.2014 keşide, 24.11.2014 vade tarihli 200.000,00-TL bedelli bono olduğunu, müvekkillerinin bonoyu kefil sıfatıyla imzaladıklarını, taraflar arasında ……’ün cari hesap borcu dışında ticari ilişkide bulunmadığını, takibe konu senedin teminat senedi olması nedeniyle davalının dava dışı …’den olan cari hesap alacağını ispat etmesi gerektiğini, öte yandan müvekkillerinin senet borcuna istinaden davalıya toplamda 154.624,00-TL ödeme yaptıklarını ileri sürerek müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … arasında ticari ilişki bulunduğunu, dava dışı……. ile aralarındaki ilişkiden kaynaklı alacaklarına binaen ….. tarafından keşide edilen ve davalıların kefil olduğu takip konusu bononun verildiğini, dava dışı …… ile müvekkili arasında başkaca bir ticari ilişkinin de bulunmadığını, taraflar arasındaki ilişki uyarınca müvekkilinin dava dışı …….’den 258.471,21-TL cari hesap alacağı olduğunu, bu durumunun müvekkilinin ticari defter ve belgelerine kaydedildiğini, müvekkilinin cari hesap alacağının tahsili için takibe konu bono nedeniyle Trabzon İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasında, bakiye 58.471,00-TL cari hesap alacağının tahsili için de …….. tarafından keşide edilen dava dışı …….’in kefaletinin bulunduğu 100.000,00-TL bedelli bono uyarınca Trabzon İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, her iki icra takibinin de kesinleştiğini, takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddialarının daha öncesinde açılan dava sırasında değerlendirilerek icra hukuk mahkemesince reddedildiğini, dava dilekçesinde yapıldığı iddia edilen ödemelerin başka senetlere ilişkin olduğunu, bu ödemelerin ticari kayıtlara işlenerek cari hesap borcundan düşüldüğünü, dava dilekçesinde 200 çuval unun iadesi nedeniyle yapıldığı belirtilen 13.824,00-TL’nin gerçeği yansıtmadığını, müvekkiline bu şekilde yapılmış bir ödemenin olmadığını, TTK’nun 702/1. maddesi uyarınca avalist konumundaki davacıların teminat senedi iddialarının dinlenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler, Trabzon İcra Hukuk Mahkemesinin ….. Esas …. Karar sayılı ilamı, sunulan dekontlar, davalı tarafından sunulan 04/09/2014 tarihli … imzalı Eski Borç isimli ödemelere ve 200 adet un iadesine ilişkin belge, yine davalı ile dava dışı …… arasında düzenlenen 01/05/2014 tarihli sözleşme, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava Trabzon 4. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasına konu 24/11/2014 ödeme tarihli düzenleyeni …… tarafından imzalanan avaller aynı zamanda davacılar … ve … tarafından imzalanan malen kaydı haiz olan 200.000,00 TL bedelli bonodan dolayı yapılan takip nedeniyle avalistler … ve … tararafından açılan menfi tespit davasıdır. Davacılar vekili senedin taraflar arasındaki cari ilişkiye binaen teminat amaçlı verildiğini, takip tarihi itibariyle ticari defter ve belgelerde de 200.000,00 TL borçlanmanın olmadığını ve taraflar arasında cari ilişkide davalı tarafa ödemeler yapıldığını, ödemelerin davalı çalışanı … aracılığıyla yapıldığını ve yine aynı şahsa 04/09/2014 tarihinde imzası karşılığında ve borçtan düşülmek kaydıyla 200 çuval un teslim edildiğini o tarihlerde davalı tarafından kesilen faturalarda bir çuval unun değerinin 64,00 TL+ KDV olduğu da dikkate alındığında toplamda 13.824 TL ödemenin olduğunu tüm bunlarda birlikte senetten dolayı 154.624,00 TL borçlu olunmadığının tespitini talep ettiği, davalı vekili ise senedin dava dışı ….’ün borçlarına karşılık verildiğini kabul ettiği, ticari defter ve belgeler incelendiğinde verilen çekler ve yapılan ödemeler sonucu 258.471,21 TL bakiye alacak kaldığını, 200.000 TL alacak için davaya konu bono nedeniyle ……. Esas sayılı icra dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığını kalan miktar yönünden Trabzon İcra Dairesinin ……Esas sayılı icra dosyasıyla takip yapıldığını beyan etmiştir. Taraflar arasında davaya konu senedin dava dışı ….. ile davalı şirket arasındaki cari hesap şeklindeki işleyen ticari ilişki nedeniyle verildiği hususunda bir anlaşmazlık bulunmadığı anlaşılmış, davalı taraf her ne kadar şirket çalışanı …ın şirket yetkilisi olmadığını ve bu nedenle yetkisiz temsilci sıfatıyla imzalamış olduğu 01/05/2015 sözleşmeyi ve 04/09/2014 tarihli belgede yazan 200 çuval unun iadesini kabul etmemiş ise de ihbar olunan …’ın duruşmada alınan beyanlarında da anlaşılacağı üzere davalının pazarlamacısı sıfatıyla hareket ettiği, davalının ticari defter ve belgelerinde …’a yapılan ödemelerin kayıtlı olduğu da dikkate alındığında …’ın ücret talep etme yetkisinin olduğunu gösterdiği, SMMM bilirkişisi ……’dan alınan bilirkişi raporunda belirttiği üzere; davacının 2011-2012-2013-2014-2015 ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yapıldığı ve sahibi lehine delil teşkil ettiği anlaşılmış, sunulan ödeme belgelerinin davacı ticari defter ve belgelerinde yer aldığı, ticari defter ve belgelerde yer alan 53.217,38 TL, 5.000,00 TL, 2.251,76 TL, 3.250,00 TL ve 25.804,94 TL olmak üzere toplam 89.5324,32 TL fiyat farkı faturaları hakkında değerlendirme yapılamadığı ve davacının cari hesap kayıtlarına göre fatura bedelleri ve ödemeler sonucu takip tarihi itibariyle 168.946,87 TL davalıdan alacağı tespit edilmiş; davalıya fiyat farkı faturalarının tebliğine ilişkin belgelerini sunmak üzere süre verilmiş fakat sunulan belgelerde tebliğe ilişkin bir ibarenin bulunmadığı anlaşılmış yine dava dışı ……..’ün talimat mahkemesi aracılığla incelenen ticari defter ve belgelerinde fiyat farkı faturalarının kayıtlı olmadığı tespit edilmiş bu nedenlerle fiyat farkı faturalarının dayanağının tespit edilemediği, 04/09/2014 tarihinde iade edilen 200 Çuval unun bedelinin davalı tarafından kesilen faturalarda da görüleceği üzere bir çuval unun o tarihteki bedelinin 64 TL+KDV olduğu da dikkate alınarak toplam 17.678 TL nin alacaktan mahsubuna karar verilerek davaya konu 200.000 TL bedelli senetten dolayı davacıların 48.731,13 yönünden borçlu olmadıkları” gerekçesiyle davacının davasının KISMEN KABULÜ ile Trabzon İcra Dairesi’nin ……. Esas sayılı dosyası yönünden 48.731,13-TL asıl alacak yönünden borçlu olmadığının TESPİTİNE, davalı vekilinin kötü niyet tazminatı yönündeki talebinin kötü niyet ispatlanamadığından REDDİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu senedin verilmesine dayanak olan 01.05.2014 tarihli sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle senedin iadesinin gerektiğini, müvekkillerinin kefaletinin eş rızasının alınmamış olması nedeniyle usule aykırı olduğunu, davada ispat külfetinin davalıda olduğunu, mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarının çelişkili ve yetersiz olduğunu, dava dışı ……. ve müvekkilleri tarafından yapılan ödemelerin yeterince değerlendirilmediğini, öte yandan aynı ilişkinin teminatı olarak ……. tarafından verilen ve Trabzon İcra Müdürlüğünün ……Esas sayılı dosyasına konu edilen senede ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını bu haliyle eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna istinaden karar verildiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarının yetersiz ve çelişkili olduğunu, raporlara yönelik itirazların giderilmediğini, söz konusu raporlara istinaden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; davalı alacaklı tarafından Trabzon İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden dava dışı ……z tarafından keşide edilen, davacıların kefil (avalist) sıfatıyla imzaladıkları 01.09.2014 keşide tarihli, 24.11.2014 vadeli 200.000,00-TL bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, davacıların senet üzerinde yer alan imzalarını inkar etmedikleri, takibin her üç borçlu yönünden kesinleştiği sabittir.
Bono üzerine “kefil” ibaresi konsa dahi bu, aval olarak nitelendirilir ve aval veren, bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur (TTK 614). TTK’nun 636. maddesi hükmü gereğince kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esası olduğundan, bu tür senetlerde imzası olan herkes, hamile karşı müteselsilen sorumludur. Bu açıklamalar doğrultusunda Türk Ticaret kanununda özel hükümler olması nedeniyle kambiyo senetlerinde TBK’nun 584. ve 603. maddeleri uygulanamaz. Öte yandan dava konusu takibin dayanağı bonoda davacılar avalisttir. TTK’nun 778/3 maddesinde bonolar hakkında da uygulanacağı kabul edilen 702/2 maddesi,”Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir.” hükmünü amir olup davacılar vekilinin eş rızası alınmadığı ve takibe dayanak senedin teminat senedi olduğuna yönelik istinaf itirazlarına bu nedenlerle itibar edilmemiştir.
Her ne kadar kambiyo senetleri sebepten mücerret ise de davalı alacaklı vekili; takip konusu alacağın dava dışı …… ile müvekkili arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığını, bononun taraflar arasındaki cari hesap borcuna mahsuben verildiğini ileri sürmüştür. Bu durumda davalı tarafından mücerrettlik ilkesinden vazgeçilerek takip dayanağı senedin sebebe bağlandığı sonucuna varılmıştır. Davalı vekilinin bu beyanları, davalıların senet üzerinde yer alan avale ilişkin imzalarını inkar etmedikleri ve avalden kaynaklı sorumluluğun müteselsil sorumluluk olacağı gözetildiğinde, davacıların davalı ile dava dışı …. arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklı borcun 200.000,00-TL’sine kadar olan kısmından asıl borçlu ile birlikte müteselsilen sorumlu olacaklarının kabulü gereklidir.
Davalı vekili; müvekkili ile dava dışı …… arasındaki ticari ilişki uyarınca …….’den ticari defter ve belgelerde kayıtlı olduğu üzere toplamda 258.471,21-TL alacaklı olduğunu, bu alacak uyarınca dava konusu 200.000,00-TL bedelli bonoya istinaden ve cari hesap alacağının 200.000,00-TL’lik kısmı için Trabzon İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasında ve bakiye 58.471,00-TL’lik kısmı için de dava dışı asıl borçlu …… tarafından keşide edilen dava dışı …’in avalist olduğu 100.000,00-TL bedelli senede binaen Trabzon İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını savunmuştur. O halde davalının senet borcunu sebebe dayandırdığı da gözetilerek uyuşmazlığın taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklı borç-alacak ilişkisinin tespitiyle çözüme kavuşturulması gereklidir. Yani davalı ile dava dışı …… arasındaki cari ilişki uyarınca davalının takip tarihi itibariyle hangi oranda alacaklı olduğu tespit edilecek bu miktarın 200.000,00-TL’ye kadar olan kısmından davalıların dava dışı asıl borçlu …… ile birlikte müteselsil sorumlu oldukları gözetilecektir. Bu durumun tespiti sırasında davacılar vekilinin borç miktarına yönelik ileri sürdüğü hususlar da irdelenecektir.
Şöyle ki; davacılar vekilince davalı ile dava dışı …… arasındaki cari hesap borcuna karşılık bir kısmı banka aracılığıyla bir kısmı elden olmak üzere ödemeler yapıldığı, bu ödemelerin borç miktarından düşülmesi gerektiği, ödemeler yanında 200 çuval unun iadesi nedeniyle de bunların bedeli olan 13.824,00-TL’nin de cari hesap borcundan düşülmesi gerektiği, davalı tarafından fiyat farkı faturası altında talep edilen alacakların yersiz olması nedeniyle cari hesap borcundan düşülmesi gerektiği, aynı cari borç ilişkisi uyarınca verilen ve Trabzon İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına konu senet uyarınca yapılan ödeme veya tahsilatların da cari hesap borcunu sona erdirdiği oranda müvekkillerinin sorumluluktan kurtulacağı iddialarında bulunulmuştur.
Mahkemece yargılama sırasında bilirkişi raporları alınarak yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık değildir.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; tercihen dava dışı …….’ün ticari defter ve belgeleri de dosya içerisine getirtilmek suretiyle davalının ve dava dışı …….’ün ticari defter ve belgeleri üzerinde yeni bir muhasebece bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılması, bunun mümkün olmaması durumunda davalı ve dava dışı ……’ün ticari defter ve belgeleri üzerinde mahallinden temin edilecek muhasebeci bilirkişiler aracılığıyla inceleme yaptırarak ve yapılan incelemelere ilişkin defter ve belgelerin bir nüshası da rapora eklenmek suretiyle ayrı ayrı bilirkişi raporları alınması, nihayetinde ayrı ayrı alınan her iki raporunun bir muhasebece bilirkişi aracılığıyla karşılaştırmalı şekilde birleştirilerek nihai rapora dönüştürülmesi, alınan raporlarda davalı ile dava dışı ….. arasındaki cari hesap ilişkisinin tarafların ticari defter ve belgelerine ne suretle işlendiğinin, defter ve belgeler arasında hangi kalemler yönünden tutarlılıklar veya farklılıklar bulunduğunun, bunların sebeplerinin belirlenmesi, davacılar vekilince yapıldığı iddia edilen ödemelerin davalının ticari defterlerine işlenip işlenmediğinin, işlenmişse ne suretle işlendiğinin ve davalı vekilince belirtilen bakiye cari hesap borç miktarı olan 258.471,21-TL’den düşülüp düşülmediğinin (Zira takip öncesinde zaten cari hesap borcundan düşülmüş ise tekrar düşülmesi mümkün değildir.), davacılar vekilinin iddiaları içerisinde yer alan iade edilen 200 çuval un bedeli olarak belirtilen 13.824,00-TL’nin davalı ve dava dışı ……’ün ticari defter ve belgelerine işlenip işlenmediğinin, davalının defterlerine işlenmişse cari hesap borcunda düşülüp düşülmediğinin, yine davalının ticari defterlerinde yer aldığı belirtilen fiyat farkı faturalarının dava dışı ……’ün ticari defterlerine işlenip işlenmediğinin ayrıntılı şekilde tespitinin istenmesi, bu aşamalarda 200 çuval un bedeline ilişkin 13.824,00-TL yönünden davalı çalışanın yetkisiz temsilci sıfatıyla hareket ettiğinin (Zira sadece dava dışı ……’ün defter ve belgelerine işlenmiş olması ve iade/teslim hususunun ispat edilememesi halinde cari hesap borcundan düşülmesi mümkün değildir.), dava dışı ……’ün ticari defterlerine kaydedilmemiş olması halinde fiyat farkından kaynaklı faturalara konu alacağın istenebilmesi için taraflar arasında yazılı sözleşme ve ticari teamül bulunması gerektiğinin dikkate alınması, aynı cari hesap borcuna ilişkin olarak Trabzon İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasında yapılan ödemeler oranında davcıların sorumluluğu da ortadan kalkacağından bu dosyada yapılan ödeme ve tahsilatların da araştırılması ve nihayetinde davalıların azami sorumluluğunun takip tarihi itibariyle aval miktarı olan 200.000,00-TL ile sınırlı olduğu da hesaba katılmak suretiyle taraf ve yargı denetimine açık, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi rapor/raporları doğrultusunda hasıl olacak sonuca göre karar verilmesinden ibarettir.
Açıklanan bu durum karşısında mahkemece eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporlarına istinaden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, davacılar vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının kabulüyle; Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.10.2019 tarih ve 2017/145 Esas, 2019/386 Karar sayılı kararının, HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacılar vekilinin sair (eş rızası ve teminata ilişkin) istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi TARAFLARA İADESİNE,
5-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
6-İstinaf kanun yolu başvurusunun incelenmesi sırasında duruşma yapılmadan karar verildiğinden bu aşama için taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 30/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.