Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/300 E. 2020/281 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/300
KARAR NO : 2020/281

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2019
NUMARASI : 2018/401 – 2019/505 E.K.
DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar
Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 12/03/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/03/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi ve tek desteği …’ın 12/07/2007 tarihinde ……’nın sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın kendisine çarpması neticesinde vefat ettiğini, müteveffanın vefatına sebebiyet veren aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesi ile davalı şirkete sigortalı olduğunu, kaza sonrası açılan ceza davasında sürücünün kusurlu bulunarak cezalandırıldığını, bu kazada eşini kaybeden müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarara maruz kaldığını beyan ederek 6.000 TL (belirsiz alacak) destekten yoksun kalma zararının kaza tarihinden itibaren veya sigorta şirketinin kısmi ödeme yaprak temerrüte düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki menfaatinin olmadığı gibi müvekkili şirkete dava açılmadan önce herhangi bir başvuruda bulunmadığını, davanın dava dışı sigortalıya ihbar edilmesi gerektiğini, davaya konu taleplerin tümünün davanın açıldığı tarih itibariyle zamanaşımına uğradığını, kusur oranlarının hesaplanması gerektiğini beyan ederek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dava ZMMS poliçesinden kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatının tahsiline ilişkin olup dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgelerden davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan ……plakalı aracın 12/07/2007 tarihinde sürücü … babasına ait ….. plakalı traktörün dengesini kaybetmesi sonucu traktör üstünde oturan ……’ın traktörle römork arasına düşmesi sonucu adı geçenin hayatının kaybettiği olay nedeniyle Sinop 1. Asliye Ceza Mahkemesinin … Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde sigortalı araç sürücüsünün olayın meydana gelmesinde birinci derecede asli kusurlu bulunduğu, müteveffa …..’ın kusurunun bulunmadığı; mahkememizce alınan KTÜ trafik bilirkişisi tarafından tanzim edilen 26/02/2019 havale tarihli raporda özetle; araç sürücüsü …….’nın asli ve tam kusurlu olduğu, yolcu müteveffa ……’ın kusurunun olmadığının beyan edildiği, işbu rapora davalı vekili tarafından itiraz edildiği, rapora karşı davalı vekilinin itirazları dikkate alınmak suretiyle yeniden rapor düzenlenmek üzere dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderildiği, ATK’den alınan raporda sigortalı araç sürücüsü …’nın %75 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yolcu …’ın olayın meydana gelmesinde %25 oranında kusurunun bulunduğunun bildirildiği; olaya uygun olan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, davacıların destekten yoksun kalma zararlarının tespiti amacıyla dosya aktüer bilirkişiye tevdii olunmuş, hukukçu aktüer bilirkişi …… tarafından düzenlenen raporda; ……’ın vefat etmiş olması nedeniyle davacı eş …. için 144.105,33 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapıldığı, kaza tarihinde poliçe limitinin 60.000 TL olduğu, davacı vekilinin 26/11/2019 havale tarihli dilekçesi ile bedel artırım talebinde bulunduğu; tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporları, hasar dosyası, SGK yazı cevabı ve poliçe değerlendirildiğinde sigortalı olan ….. plakalı aracın sürücüsü ….’nın sevk ve idaresindeki traktörün dengesinin kaybetmesi sonucu traktörde yolcu olarak bulunan davacının murisi ……’ın düşmesi sonucu hayatını kaybettiği, kaza nedeniyle araç sürücüsünün %75 kusurlu olduğu, buna göre bilirkişi tarafından toplam olarak hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının davacı eş ….. için 144.105,33 TL olduğu ancak kaza tarihinde poliçe limitinin 60.000 TL olduğu da dikkate alınarak tüm bu nedenlerle davacının davasının bedel artırım dilekçesi doğrultusunda kabulü ile 60.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. A.Ş.’den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava öncesinde müvekkil şirkete herhangi bir başvuruda bulunmadığını, yargı yoluna başvurulmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmasının dava şartı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazasına dayalı destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili müvekkilinin eşinin olay tarihinde …… plakalı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, davalının bu aracın zorunlu trafik sigortacısı olduğunu belirterek destekten yoksun kalma tazminatı istemiş;
Davalı vekili ise davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda poliçe limiti dikkate alınarak 60.000 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nun 97. maddesi 26/04/2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih ve 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile değiştirilmiş, “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşan yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu belirtilmiştir. Başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez yada verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir.
6400 Sayılı HMK’da dava şartlarının düzenlendiği 114/2 maddesinde; “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmiştir.
Dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. maddesine ise;
“(1)Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut olayda, kaza KTK’nun yürürlüğünden önce meydana gelmiş ise de, davanın açıldığı tarih itibari ile KTK’nun değişik 97. maddesi yürürlüktedir. Usul hükmü içeren bu değişiklik derhal uygulanacağından mahkemece resen gözetilmelidir. Ancak dosyada davalı sigorta şirketine KTK’nun 97. maddesi anlamında bir başvuru yoktur. Dolayısıyla dava şartının yerine getirilmediği açıktır.
Mahkemece yapılması gereken iş KTK’nun 97. maddesindeki şartın yargılamada giderilebilecek dava şartı olduğu dikkate alınarak davacı vekiline bu yöndeki eksikliği gidermesi için süre verilmesi ve eksiklik giderildikten sonra davaya devam edilerek kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi; dava şartı yerine getirilmediği taktirde davanın usulden reddine karar verilmesinden ibarettir. Bu itibarla davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve sonuçta aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/12/2019 tarih ve 2018/401 – 2019/505 E.K. sayılı hükmünün HMK’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınan istinaf karar harcının DAVALIYA İADESİNE,
4-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla HÜKÜM ALTINA ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 12/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Katip
e-imzalı