Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/296
KARAR NO : 2020/429
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2019
NUMARASI : 2018/207 Esas, 2019/347 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 19/06/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/06/2020
Taraflar arasında görülen tazminat istemine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait ….. plakalı aracın davacı sigorta şirketine Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile 17/05/2011-17/05/2012 tarihlerini kapsar şekilde sigortalı olan aracı 11/03/2012 tarihinde dava dışı …’in alkollü olarak kullandığı sırada …plakalı araca tam kusurlu olarak çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada yaralanarak sakat kalan ..’in maluliyet tazminatı talebiyle davacı şirkete müracaatına istinaden hazırlanan aktüer raporu ile tespit edilen 26.276,40 TL maluliyet tazminatının 20/03/2017 tarihinde ödendiğini, kazada malül kalan …… tarafından bu ödemenin zararını karşılamaya yetmediğinden müvekkil şirket aleyhine maluliyet tazminatı talepli başvuru yaptığı ve başvurana 06/04/2016 tarihinde 17.654,49 TL daha ödeme yapılarak toplamda 43.930,89 TL ödeme yapıldığını, Trafik Sigortası Genel Şartları’nın “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının İşletene Rücu Hakkı” başlıklı B.4 maddesi gereğince davacı şirketin ödemiş olduğu 43.930,89 TL’nin dava hakları ile bedel artırım haklarının saklı kalmak kaydıyla davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ :
Davalı vekiline dava dilekçesi ve ilk tensip zaptının usulüne uygun tebliğ edildiği, davaya cevap dilekçesi sunmayan davalı vekilinin duruşmada davanın reddini talep ettiği görüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dava,sigorta şirketi tarafından kendi sigortalısı aleyhine açılmış, trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi sigortalısının alkollü olması nedeniyle güvenli sürüş yeteneğini kaybettiğini, bu şekilde aralarındaki sözleşemeye aykırı davranarak ve zarara yol açtığını iddia etmektedir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. Ancak, Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere; hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmemektedir. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nın 1281 (mülga) maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir. Bu nedenle mahkememizce nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediği, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması amacıyla rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulu olayın sırf alkolün etkisiyle meydana gelmediğini bildirmiştir. Davacı vekilinin bu rapora itiraz etmesi üzerine heyetten ek rapor alınmış ve davacının alkollü olmasının kazaya %75 oranında sebebiyet verdiğini, Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ….. Esas sayılı dosyasında dinlenen tanık beyanları da dikkate alındığında kazaya %25 oranında ise plakası belirtilmeyen aracın sebebiyet verdiği şeklinde önceki beyanları doğrultusunda ek rapor düzenlemişlerdir. Bu durumda mahkememizce oluşturulan heyetin raporunun tüm hususlar nazara alınarak hazırlanması nedeniyle hükme esas alınması gerektiği sonucuna varılmıştır. Böylece kazanın sırf alkolün etkisiyle meydana gelmediği, bu nedenle davacı sigorta şirketin kendi sigortalısına rücu koşullarının oluşmadığı” gerekçeleriyle, davacı vekilinin davasının reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın taraflarınca dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’ne sevk edilmesi talepleri yok sayılarak eksik inceleme sonucu verildiğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında dava dışı sürücü ……’in 0,95 promil alkollü olması nedeniyle kazanın alkolün etkisiyle oluştuğu kanaatine varıldığını, ancak kusur yönünden yapılan değerlendirmede sürücünün %75 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’ne sevk edilmesini talep ettiklerini, ancak mahkemece dosyanın aynı heyete sevk edilerek ek rapor aldırıldığını, alınan raporlarla sürücünün alkollü olması sebebiyle kazanın gerçekleştiğinin belirtildiğini ancak plakası belirli olmayan araca da %25 kusur verilmesi nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, alkollü sürücünün aşırı hızlı olduğunun ve başka bir araçla yarış yapmaya çalışırken kaza yatığının dosyadaki deliller ile açık olduğunu, buna rağmen mahkemece verilen kararın dosya ile çelişkili olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile hatalı ve eksik inceleme sonucu verilen yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olay incelendiğinde; açılan davanın, davalı ….. Ltd. Şti.’ne ait …… plakalı aracın davacı şirkete zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, aracın dava dışı …. tarafından 0,95 promil alkollü olarak kullanıldığı sırada ……. plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası sonucunda ödenen toplamda 43.930,89 TL tazminatın rücu talebini içerir olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece aldırılan 20/02/2019 tarihli rapor ve 14/05/2019 tarihli ek rapora dayanarak …… plakalı araç sürücüsü ….’in asli kusurlu olup, kusurunun %75, plakası belirlenemeyen aracın tali kusurlu olup, kusurunun %25 olduğunun tespit edildiğinin belirtip kazanın sırf alkolün etkisiyle meydana gelmediği, bu sebeple rücu şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Dosya içerisine getirtilen Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetine ait 04/10/2017 tarih, ……. Esas, … Karar sayılı kararı ile itiraz üzerine verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 12/12/2017 tarih,….. sayılı kesin kararı incelendiğinde; …… plakalı aracın kusur oranının %100 olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Davacı sigorta şirketinin mahkemece aldırılan rapor ve ek rapora süresi içerisinde itirazda bulunulduğu, ancak bu itirazların değerlendirilmediği, olumlu olumsuz bu yönde bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Kaldı ki mahkemece aldırılan bilirkişi raporu içeriği incelendiğinde; plakası belirlenemeyen aracın kusuru tespit edilirken bir kısım tanık ve sürücü beyanlarının esas alındığı görülmüş bu haliyle kusur oranının tam bir netliğe ulaşmadığı anlaşılmıştır. Bu sebeplerle mahkemesince Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden Sigorta Tahkim Komisyonunca kabul edilen kusur oranı ve mahkemece kabul edilen kusur oranlarının çelişen yönlerini de giderir şekilde yeniden rapor alınması, alınacak rapor sonucuna göre kazanın alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediğinin değerlendirilmesi ve bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmıştır.
Tüm bu sebeplerle istinaf istemlerinin yerinde olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 hükmü gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, kaldırma kararı doğrultusunda yeniden değerlendirme yapmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2019 tarih, 2018/207 Esas ve 2019/347 Karar sayılı hükmünün HMK’nun 353/1-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA.
2-Dosyanın HMK 353/1-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
3-İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi DAVACIYA İADESİNE.
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA.
5-İstinaf kanun yolu başvurusunun incelenmesi sırasında duruşma yapılmadan karar verildiğinden bu aşamada davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA.
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, gider avansı ve harç iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 19/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
e-imzalıdır.
Üye
e-imzalıdır.
Üye
e-imzalıdır.
Katip
e-imzalıdır.