Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/159 E. 2020/186 K. 21.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/159 – 2020/186
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/159
KARAR NO : 2020/186

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2019
NUMARASI : 2018/678 Esas, 2019/424 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İstirdat
KARAR TARİHİ : 21/02/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2020

Taraflar arasında görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda verilen karara davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile dava dışı şirket arasında yapılan ticaret gereği mal teslimi karşılığında davacı tarafından keşide edilen Ziraat Bankası Düzköy Şubesine ait 65.000,00 TL bedelli çekin şirket yetkilisine teslim edildiğini, dava dışı şirket yetkilisinin sözleşme gereği edimini yerine getirmemesi üzerine Akçaabat 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, çek üzerine ödenmemek üzere ihtiyati tedbir konulduğunu, Asliye Hukuk Mahkemesi yargılaması devam ederken çekin dava dışı şirket tarafından ödeme/teminat aracı olarak davalı bankaya verildiğini, banka tarafından mahkemenin D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını, ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine yetkisizlik sebebiyle haczin kaldırılmasına karar verildiğini, bu süre içerisinde davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü Trabzon İcra Müdürlüğünün dosyası ile takip başlatıldığını, davacının araçlarına, banka hesaplarına bir çok kaleme haciz konulduğunu, müvekkilinin ticari hayatı sekteye uğradığını, faaliyetlerini sürdürebilmek adına dosya borcunu ödediğini, menfi tespit davasında, çekin iptaline karar verildiği ve kararın kesinleştiğini, davalının müvekkili aleyhine başlatmış olduğu icra takibinin dayanağının kalmadığını belirterek olmayan bir borç ve iptal edilen çek sebebiyle davacıdan tahsilat yapan bankanın haksız şekilde icra dosyasından yaptığı tahsilatların istirdadı ile faiziyle birlikte ödenmesini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL olarak davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı bankanın dava dışı şirket tarafından davalı bankaya olan borçlarını geri ödemek üzere tahsil edilerek borçtan düşülmesi amacıyla 65.000,00 TL bedelli çekin bankaya verildiğini, davalı bankanın alacağın tahsili amacıyla Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ihtiyati haciz kararı ile Trabzon İcra Müdürlüğünün dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını, davacının Trabzon İcra Hukuk Mahkemesince icra takibine itirazının reddedildiğini, kararın istinaf mahkemesince onandığını, dava konusu çekin davacı tarafından keşide edildiğini, imza itirazı bulunmayan çek olduğunu, dava dışı lehtarın borçtan düşülmesi için davalı bankaya ciro edildiğini, müvekkili bankanın meşru hamil olduğunu, keşideci ve lehtar arasındaki temel ilişkinin iyi niyetli meşru hamile karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Tüm dosya kapsamı, sunulan belgeler, mahkememizin Değişik İş sayılı dosyası, Trabzon İcra Müdürlüğünün dosyası, kesinleşen Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyası, Trabzon İcra Hukuk Mahkemesinin ilamı birlikte değerlendirildiğinde Akçaabat 1. Asliye Hukuk mahkemesinin dosyası incelendiğinde davacı çek keşidecisi ile dava dışı lehtar şirket arasında olan bir dava olması, keşideci tarafından son hamile yapılan ödemenin davacıya iadesinin mümkün olabilmesi için çekin 6762 sayılı TTK’nun 704. maddesi uyarınca hamil tarafından kötüniyetli iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunun kanıtlanması gerekmektedir. Dosyada bulunan deliller bunu kanıtlamaya yeterli ve elverişli görülmediği” gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu çekin davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan sözleşme gereği verilmiş olduğunu, dava dışı şirketçe edimlerin yerine getirilmemesi üzerine 06.12.2016 tarihinde Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasıyla tedbir talepli kıymetli evrak iptali davası açılmış olduğunu, açtıkları davanın dava konusu 25.05.2016 tarihli sözleşme gereği teslim etmesi gereken malı teslim etmediği, fatura tanzim etmediği, incelenen defterlerin fatura kayıtları ve de cari hesabı içermediği, dava konusu çeklerle ilgili olarak davacının borcunun bulunmadığı, çekin teminat çeki olduğu gerekçeleriyle kabulüne karar verilerek çekin iptal edildiğini, verilen kararın 07.11.2018 tarihinde kesinleştiğini, davalı bankanın çekin tahsili amacıyla bankaya başvurduğunu ancak tedbir kararı sebebiyle çekin arkasına “TC Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararı bulunduğundan çek üzerinde işlem yapılamamıştır.” şerhi düşüldüğünü, bunun üzerine davalı bankanın davacının bütün hesaplarına ve gayrimenkullerine haciz koydurduğunu, davacı tarafça ihtiyati hacze itiraz edilmesi üzerine haczin kaldırıldığını, ancak bu süre zarfında davalı tarafından ihtiyati haciz kararı normal takibe çevrildiğini ve normal takip üzerinden hacizlere devam edildiğini, davalının dava dışı şirketin kredi ve BCH hesaplarına teminat olarak verdiği çeki tahsil etme yoluna gittiğini, bu sebeple mahkeme ihtiyati tedbir kararına rağmen yetkisiz mahkeme de ihtiyati haciz kararı aldırarak davacının hesaplarına haciz koydurmak suretiyle davaya konu çeki tahsil ettiğini, tüm bunlar nedeniyle davacının ticari hayatına da devam etmesi gerektiğinden borcu ödemek zorunda kaldığını, davalı bankanın öncelikle teminat olarak sunulmuş bulunan çeki tahsil amacıyla verilmiş gibi işlem yaptığını, mahkemenin de bu hususlarda bir araştırma yapmadan karar vermiş olduğunu, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2013/17239 Esas 2013/25547 Karar sayılı kararında da teminat olarak sunulan çekin bankaca tahsil edilmesinin mümkün olmadığının belirtildiğini, ayrıca mahkemenin davalı bankanın kötü niyetli olmadığı yönündeki tespitleri de hatalı olduğunu, davalı bankanın çeki sordurduğu ve şerh olarak işlenen 09.12.2016 tarihinden itibaren gerek çek iptali davası gerekse diğer tüm işlerden bilgisinin olduğunu, dava dışı şirketten alacağını tahsil edemeyen davalı bankanın kötü niyetle davacıdan bu alacağı karşılama yoluna gittiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesin talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, davalı banka tarafından olmayan bir borç ve iptal edilen çek sebebiyle tahsil edilen alacağının istirdatı istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı, dava dışşirket arasında yapılan ticaret gereği mal teslimi karşılığında 65.000,00 TL bedelli çeki şirket yetkilisine teslim ettiğini, sözleşme edimleri yerine gelmeyince Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin dosyası ile menfi tespit davacı açtığını ve çeke ödeme yasağı konulduğunu, Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yargılama devam ederken söz konusu çekin davalı bankaya sunulduğunu, banka tarafından Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyasıyla ihtiyati haciz kararı alındığını, itiraz üzerine yetkisizlik sebebiyle ihtiyati hazcin kaldırıldırılmasına karar verildiğini, ancak bu süre zarfında davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo hacizlerine özgü takip yoluyla Trabzon İcra Müdürlüğü’nün dosyasıyla takip başlatıldığını, ticari hayatının sekteye uğramaması açısından icra dosyasına takip miktarını ödemek zorunda kaldığını ve icra dosyasının bu haliyle infaz edildiğini, Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açmış olduğu menfi tespit davasının kabulüne karar verilerek teminat olarak verilen çekin iptaline karar verildiğini ve bu kararın da 07/11/2018 tarihinde kesinleştiğini belirterek ortada geçerli bir kambiyo senedi olmamasına rağmen icra tehdidi altında yapılan haksız ödemelerin şimdilik 5.000,00 TL’lik kısmının davalıdan alınmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Çek illetten mücerret olup bilindiği gibi, kural olarak çek bir ödeme aracı olarak mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verilmektedir. Çekin ödeme dışında başka bir amaçla verildiğinin iddiasının davacı tarafça (HMK’nın 200. maddesi gözetilerek) ispatlanması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca rıza hilafına elden çıktığı ileri sürülen çekin istirdatına karar verilebilmesi için davacının dava konusu yaptığı çekin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat etmesi gereklidir. Davada ispat yükü çekin istirdatına karar verilmesini talep eden davacıya ait olup, aksinin kabulü kıymetli evrakın mücerretlik ilkesini ortadan kaldırır. (İzmir BAM 11. Hukuk Dairesi’nin 23/12/2019 tarih, 2019/3236 Esas, 2019/1872 Karar sayılı ilamı, ayrıca Yargıtay 11. H.D.’nin 19/12/2017 tarih, 2016/6788 Esas ve 2017/7374 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 11. H.D.’nin 07/01/2020 tarih, 2019/1822 Esas, 2020/114 Karar sayılı ilamı v.b.)
Somut olayda; yapılan icra takibine karşı Trabzon İcra Hukuk Mahkemesi’nin ilamıyla verilen çekin teminat çeki olduğuna yönelik itirazların reddolunduğu, dosya içerisinde bulunan çekin incelenmesinde teminat çeki olduğuna ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı ayrıca davalı bankanın meşru hamil olmadığına ilişkin herhangi bir ispat vasıtası ileri sürülmediği gibi çeki elinde bulunduran davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğu hususunun davacı tarafından ispat edilemediği görülmüş, bu haliyle verilen kararın yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan bu durum karşısında; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2019 tarih ve 2018/678 Esas, 2019/424 Karar sayılı hükmüne yönelik istinaf başvuru talebinin HMK’nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE.
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınması gerekli harç peşin olarak alındığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA.
3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı ÜZERİNDE BIRAKILMASINA.
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA.
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider/delil avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE.
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 21/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.