Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1184 E. 2020/1113 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1184
KARAR NO : 2020/1113

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2020
NUMARASI : 2017/13 Esas-2020/280 Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … -…

VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eski ortağı olan davalının hisselerini ve bir takım mallarını şirketin diğer ortağı ……..’ye bırakarak ortaklıktan ayrıldığını, bu aşama öncesinde taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca hisse bedelleri, ……plakalı aracın 30.01.2016 tarihine kadar kullanımı, bu tarihte müvekkiline devrinin, buna karşılık 310.000,00-TL’nin davalıya ödenmesinin kararlaştırıldığını, anlaşma uyarınca davalıya 10 adet çek ve 2 adet senet düzenlenip verildiğini, hisse devrinin usulüne uygun şekilde gerçekleştirildiğini, 310.000,00-TL’nin de davalıya ödendiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalı adına kayıtlı ……. plakalı aracın 30.10.2016 tarihinde müvekkiline devredileceğinin kararlaştırılmasına karşın dava konusu aracın davalının SGK borçlarına istinaden bağlanması nedeniyle devrin gerçekleşmediğini, davalının kötü niyetli bu eylemleri nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla …… plakalı araç bedeline ilişkin şimdilik 1.000,00-TL’nin 30.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından delil olarak dayanılan sözleşmede belirlenen 310.000,00-TL’nin sadece müvekkiline ait şirket hisselerinin devrine ilişkin olduğunu, araç devrinin hisse devrinden bağımsız olarak ve şarta bağlı şekilde düzenlendiğini, bu hususun Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinde daha öncesinde görülen davadan anlaşılacağını, araç devrinin müvekkilinin kardeşi …… adına kayıtlı ……. plakalı araç üzerindeki rehnin kaldırılması ve bankaya olan borcun ifa edilmesi şartına bağlı olduğunu, bu edimin yerine getirilmemesi nedeniyle müvekkiline ait aracın devrinin istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dava konusu uyuşmazlığın şirket ortakları arasında akdedilen sözleşmeden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu anlaşıldı. Sözleşmeye göre hisse bedelleri ve …… plakalı araç 30/01/2016 tarihinde davalı tarafından davacıya devredilecek davacı da bunun karşılığında 310.000,00 TL davalıya ödeme yapacaktır, davacının kabulünce hisse devri gerçekleşmiş, ancak söz konusu araç devri sözleşmede belirtilen tarihte gerçekleşmemiştir. Dava konusu alacak da bu aracın bedelinin ödenmesine ilişkindir. Mahkemece tarafları aynı olan mahkememizin 2016/46 Esas, 2016/110 Esas sayılı dosyalarının bekletici mesele yapıldığı, Yargıtay’dan onanarak kesinleştiği görülmüştür. Bu noktada davalının kesin hüküm itirazı dava konusu taleplerin birbirinden farklı olması nedeniyle mahkemece red olunmuştur. Dava konusu aracın değerinin belirlenmesi için dosya araç değeri belirleme konusunda uzman bir bilirkişiye tevdii edilerek rapor tanzim etmesi istenilmiştir. Alınan rapor uyarınca dava konusu ……. plakalı aracın dava tarihli 2. El rayiç bedelinin 80.200,00 TL olduğu belirtilmiştir. Dava konusu araca ilişkin Sigorta Gözlem Merkezi”nden hasar kaydı olup olmadığı sorulmuş, gelen müzekkere cevabında aracın 02/02/2011 tarihinde kazaya karıştığı, sağ ön kısımdan hasarlandığı, aracın çekme belgeli olarak işlem gördüğü belirtilmiştir. Bunun üzerine dosya ek rapor alınmak üzere daha önce rapor hazırlayan bilirkişiye tevdii edilmiş, tanzim edilen ek raporda araçtaki hasar kaydı dikkate alınarak dava tarihinde ikinci el rayiç bedelini 69.700,00 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkememizce 25/02/2020 tarihli duruşmada bir sonraki celsenin sözlü yargılama ve hüküm celsesi olabileceği ihtarı yapılmış, bu ihtara rağmen davacı tarafça ıslah dilekçesi sunulmamıştır. Bu nedenle mahkemece davacının talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçelerle davacının davasının KABULÜ ile, 1.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın gerekçe ihtiva etmediğini, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/46 Esas ve 2016/110 Karar sayılı dosyasında verilen kararda hisse devri için ödenen bedelin araç devrini kapsamadığına işaret edildiğini, bu hususun davalı vekilinin de kabulünde olduğunu, öte yandan trafik siciline kayıtlı araçların devrinin şekle tabi olması nedeniyle sözleşmenin geçersiz sayılacağını, geçersiz sözleşmeye dayanılarak hak talep edilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalının üzerine düşen edimi yerine getirmediğinden bahisle tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; dava dışı ………. ile davalının davacı şirketin ortakları olduğu, taraflar arasında yapılan tarihsiz sözleşme uyarınca davalının toplam 310.000,00-TL bedelle şirket hissesini dava dışı …….’ye devretmeyi taahhüt ettiği, sözleşmenin diğer hükümlerinde, davalı adına kayıtlı …… plakalı aracın 30.01.2016 tarihinde davacı şirkete devredileceği, aynı tarihte dava dışı ……. adına kayıtlı olan …… plakalı araç üzerindeki rehnin davacı tarafından kaldırılacağının düzenlendiği, sözleşme uyarınca hisse devrinin gerçekleştiği ve 310.000,00-TL’nin davalıya ödendiği ihtilafsızdır.
Davacı vekilince sözleşme uyarınca davalıya ödenen 310.000,00-TL’nin devri kararlaştırılan araç bedelini de kapsadığı iddia edilerek bu doğrultuda aracın teslim edilmemiş olması nedeniyle oluşan zararın tazmini talebinde bulunulmuştur.
Ancak Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/46 Esas ve 2017/114 Karar sayılı dosyasında, dava konusu sözleşmenin tarafı olan dava dışı …….. tarafından açılan davada verilen kararda; sözleşmeye istinaden davalıya ödenen 310.000,00-TL’nin sadece hisse devrine ilişkin olduğu, bu bedelin dava konusu aracın devrini kapsamadığı, araç devrinin hisse devrinden ayrı olarak düzenlendiği belirtilmiş olup söz konusu karar Yargıtay denetiminden de geçmek suretiyle kesinleşmiştir.
Bu durum karşısında davacının bu yöndeki iddialarına itibar edilemeyeceği gibi bahsi geçen kararın bu dosya yönünden güçlü delil teşkil edeceği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle sözleşmede yer alan;
“… adına kayıtlı olan ……… plakalı otobüsün satışı 30/01/2016 tarihinde …….. Ltd. Şti. verilecektir.
…….ı adına kayıtlı olan ……. plakalı kia sportage jeepin 30/01/2016 tarihinde rehni ……. Ltd. Şti. tarafından kaldırılacaktır” şeklindeki hükümlerin hisse devrine ilişkin sözleşmeden ve bu nedenle davalıya ödenen 310.000,00-TL’den ayrı olarak değerlendirilmesi yoluna gidilmiştir.
Bununla birlikte davacının sözleşmede taraf olmaması nedeniyle taraf sıfatına ilişkin yapılan değerlendirmede; araç devrinin TBK’nun 129. maddesi uyarınca üçüncü kişi yararına sözleşme niteliği taşıdığı ve davacının bu sözleşme uyarınca edimin ifasını isteyebileceği gözetildiğinde açılan dava uyarınca davacının taraf sıfatının bulunduğu kabul edilmiştir.
Öte yandan TBK’nun 97. maddesi uyarınca karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gereklidir.
Yukarıda açıklandığı üzere davalıya yapılan ödemenin dava konusu aracın bedelini kapsamaması, sözleşme hükümleri uyarınca aracın devri hususunun üçüncü kişi ……ı adına kayıtlı …….. plakalı araç üzerindeki rehnin davacı tarafından kaldırılması şartına bağlanması, sözleşmede karşılıklı edimlerin 30/01/2016 tarihinde gerçekleştirileceğinin kararlaştırılması nedeniyle davalının daha öncesinde edimini ifa etme yükümlülüğünün bulunmadığı görülmüştür.
Davalının üçüncü kişi …… yararına taahhüt edilen edimin ifasını talep etme hakkının bulunduğu, bu hususu def-i yoluyla ileri sürdüğü gözetildiğinde, kendi edimini ifa etmeyen ya da ifasını önermeyen davacının, daha öncesinde davalıdan ediminin ifasını isteyemeyeceği gibi buna dayalı olarak tazminat da isteyemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan bu durum karşısında mahkemece; davanın reddi yerine hatalı hukuki nitelendirmeler ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz oludğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kaldırılarak yerine esasa ilişkin aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.09.2020 tarih ve 2017/13 Esas-2020/280 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
A)Davacının davasının REDDİNE,
B)Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-TL’den peşin alınan harcın mahsubuyla bakiye 23,00-TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
C)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
Ç)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
D)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının yatırana İADESİNE,” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvuru sırasında alınan peşin harcın DAVALIYA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı tarafından yargılama giderleri olarak yapılan BVH 148,60-TL, posta ve tebligat gideri 70,50-TL toplamı 219,10-TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davalı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali, gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 16/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.