Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1014 E. 2020/918 K. 28.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1014 – 2020/918
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1014
KARAR NO : 2020/918

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2020
NUMARASI : 2020/269 Esas-2020/262 Karar

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 28/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …… adına kayıtlı ….. plakalı aracın satışı için davalı ile anlaşmaya varıldığını, ancak aracın üzerinde birtakım hacizler bulunması nedeniyle zilyetliğin devrine rağmen resmi satış işlemlerinin gerçekleştirilemediğini, bununla birlikte aracın satışı için bir miktar paranın elden alındığını, bakiye kısmın ise araç üzerindeki hacizlerin kaldırılması sonrasında ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ne var ki davalıya zilyetliği devredilen aracın üzerindeki hacizlerin kaldırılamaması nedeniyle bakiye bedelin ödenmediğini, bu aşama sonrasında tarafların yeniden bir araya gelmesiyle, aracın rayiç değerinin tespit edilip daha öncesinde yapılan ödemeler düşüldükten sonra bakiye bedel için 34.500,00-TL meblağlı senedin düzenlendiğini, senet bedelinin ödenmesi sonrasında aracın zilyetliğinin tekrar müvekkillerine devri ve senedin iadesi hususunda anlaşıldığını, senet bedelinin banka aracılığıyla davalıya ödenmesine karşın aracın zilyetliğinin devredilmediğini, daha sonrasında aracın kazaya karışması nedeniyle hasarlı şekilde teslim alındığını, bu haliyle kaza nedeniyle oluşan değer kaybının da düşülmediğini, bununla birlikte davalının Trabzon İcra Müdürlüğünün 2019/23741 Esas sayılı dosyasında açıklanan nedenlerle düzenlenen 34.500,00-TL bedelli senede istinaden icra takibi yaptığını, müvekkillerinin takibe konu senet uyarınca davalıya borcunun bulunmadığını ileri sürerek vaki icra takibi uyarınca borçlu olunmadığının tespitine, davalı alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davaya bakma hususunda davalının yerleşim yeri mahkemeleri olan Samsun mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunu, takip konusu alacağın ….. plakalı aracın satışından kaynaklandığını, söz konusu aracın kazasız olduğu belirtilerek müvekkiline satılıp zilyetliği devredilmesine karşın daha sonrasında kazalı olduğunun ortaya çıktığını, müvekkilinin aracın resmi şekilde devrini almak için vergi borçlarını ödemek durumunda kaldığını, öte yandan araç için lastik alıp masraf yaptığını, ancak araç üzerindeki hacizlerin kaldırılmaması nedeniyle devrin yapılamayacağı anlaşılmakla tarafların 55.000,00-TL’nin müvekkiline ödenmesi halinde aracın iadesi hususunda anlaştıklarını, bu kapsamda takibe konu senedin düzenlendiğini, bakiye kısmında müvekkilinin banka hesabına yatırılacağının kararlaştırıldığını, ancak senet bedelinin ödenmediğini, bu esnada 04.03.2019 tarihinde aracın kaza yapması nedeniyle servise götürüldüğünü, buradan davacılar tarafından teslim alındığını, bu haliyle müvekkilinin araçtan olduğu gibi daha öncesinde düzenlenen senet bedelinin de ödenmemesi nedeniyle zarara uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; davacı taraf ile davalı arasında, ……. plakalı aracın satışına ilişkin olarak, keşidecisinin davacılar lehtarının davalı olduğu ve davalı tarafından Trabzon İcra Müdürlüğünün 2019/23741 esas sayılı takip dosyası ile takibe koyulan 15/12/2018 vade tarihli 34.500,00 TL tutarlı bono düzenlendiği ve davacı – bono keşidecileri tarafından görülmekte olan menfi tespit davasının açıldığı sabittir. Davalı tarafça süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesi ile görülmekte olan davada Mahkememizin yetkisiz olduğu, yetkili mahkemenin davalının ikametgahı olan Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulmuştur.
Görülmekte olan dava menfi tespit davası olup genel yetki kuralı (HMK 6) gereği davaya bakmakla görevli mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir. Öte yandan görülmekte olan dava bir miktar para alacağına ilişkin olması sebebi ile TBK 89/1-1 maddesi uyarınca alacaklının ikametgahı mahkemesi de yetkilidir. Somut olayımızda alacaklı taraf dosyamız davalısı olup davalının ikametgahının Samsun olması sebebi ile davaya bakma hususunda Mahkememizin yetkisi bulunmamakta, yetkili mahkememe Samsun mahkemeleridir.
Her ne kadar dava konusu bono incelendiğinde, dava konusu bono ile ilgili ihtilaf vukunda Trabzon Mahkemelerinin yetkili olacağına dair ibare bulunmakta ise de; HMK 17 maddesi uyarınca ancak tacirler ve kamu tüzel kişileri yetki sözleşmesi yapabileceklerdir, davamızın taraflarının tacir olduklarına dair dosyamızda herhangi bir bilgi bulunmamakta olup bu nedenle Trabzon Mahkemelerinin yetkili kılınmasına dair yetki sözleşmesinin geçersiz” olduğu gerekçesiyle HMK’nun 6 ve 10. maddeleri dikkate alınarak davanın mahkememiz açısından yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1ç ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, Taraflardan birinin 6100 sayılı kanunun 20. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın görevli ve yetkili SAMSUN NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İİK’nun 72/son maddesi uyarınca takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde de menfi tespit davası açılabileceğinin düzenlendiğini, takibin yapıldığı yer itibariyle mahkemenin davaya bakma hususunda yetkili olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 72 maddesi uyarınca icra takibi sonrasında açılmış menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İİK’nun 72. maddesinde yetkiye ilişkin HMK’nunda düzenlenen genel hükümlerin yanı sıra menfi tesbit ve istirdat davalarının takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; dava öncesinde Trabzon İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi yapıldığı, yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca davacıların seçimlik haklarını takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinden yana kullanarak dava açtıkları, bu haliyle mahkemenin davaya bakma hususunda yetkili olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden, davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-3. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.09.2020 tarih ve 2020/269 Esas, 2020/262 Karar sayılı kararının, HMK’nun 353/(1)-a-3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında yatırılan peşin harcın DAVACILARA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf kanun yolu başvurusunun incelenmesi sırasında duruşma yapılmadan karar verildiğinden bu aşama için davacılar yararına vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 28/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.