Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1005 E. 2020/1090 K. 11.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1005
KARAR NO : 2020/1090

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2020
NUMARASI : 2018/398 – 2020/165 E.K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 11/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/12/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … ile müvekkilinin anne oğul olduklarını, davalı …’nin Trabzon 1. İcra Müdürlüğünün 2013/11345 Esas sayılı dosyasındaki borcuna istinaden müvekkilinin borçlu olmamasına karşı borçlu görünerek senedi imzaladığını, icra dosyasındaki tüm borcu ödeyerek dosyayı kapattığını, davalı …’nin kötü niyetli olarak icra dosyasını eşi davalı …’a temlik ettirdiğini ve dosyayı dayanaksız biçimde müvekkile yönelttiğini ve taşınmazına haciz konularak satış aşamasına getirildiğini beyan ederek müvekkilinin icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, icra dosyasında asıl borçlunun davacı olduğunu, müvekkili ……’nin kefil sıfatıyla imza attığını ve hacizlere maruz kalmamak için borcu ödediğini, alacağı eşi adına temlik aldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “davanın konusunun bonoya ilişkin menfi tespite ilişkin olduğu, bonoda keşideci sıfatıyla imzası bulunan davacının bonoda keşideci için aval sıfatıyla imzası bulunan davalı ……. a bono karşılığı ödeme yaptığını HMK 203/1-a maddesi gereğince ispat ettiği, davalılar vekilinin bonoya ilişkin borcu davalıların birlikte ödediklerini ve bu nedenle alacağın temliki cihetine gidilmiş olduğunu ileri sürmüş iseler de davacı tarafından yapılan ödeme de dikkate alınarak beyanları dikkate alınmadığı, davalılardan …’ın bonoda ciranta sıfatıyla imzasının bulunmadığı ve alacaklı konumda olmadığı” gerekçesiyle davanın davalı … yönünden reddine, davalı … yönünden kabulü ile, Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/23974 Esas sayılı (Trabzon 1. İcra Dairesinin 2013/11345 Esas sayılı) takip dosyasına konu keşidecisi … olan 30/07/2013 ödeme tarihli 110.000 TL bedelli bono yönünden borçlu olmadığının tespitine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece icra inkar tazminatı taleplerinin değerlendirilmediğini, davalı … yönünden davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; resmi senetlerin kesin delil niteliğinde olduğunu, senede karşı ileri sürülecek iddiaların da senetle ispat edilmesi gerektiğini, yazılı belgenin ispat gücünün tanık anlatımlarına üstün olduğunu, icra dosyasında borcu ödeyenin … olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, icra takibine dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamından ve Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/23794 (Eski 2013/11345) Esas sayılı dosyasında alacaklı ……. tarafından borçlular … ve … aleyhine 110.000 TL asıl alacağa ilişkin olarak 15/08/2013 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine girişildiği ve takibin kesinleştiği, takibin dayanağı olan senedin 09/04/2013 düzenleme tarihli 30/07/2013 vade tarihli 110.000 TL bedelli alacaklısının ……, asıl borçlusunun … ve kefilinin … olan bono niteliğindeki senet olduğu, takip devam ederken Trabzon 2. Noterliğinin 07/08/2017 tarih ve ……. yevmiye numaralı alacağın devri sözleşmesi ile takipte alacaklı olan …… tarafından …’a icra dosyasının tamamının temlik edildiği ve bu aşamadan sonra takibe alacaklı olarak …’ın devam ettiği, takipte kıymet taktirinin yapılıp satış aşamasına gelindiği, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davada takibe konu borcun ödenmesine rağmen davalılar tarafından kötü niyetle takibin devam ettirildiğinin iddia edildiği, davacı ile davalı …’ın anne-oğul olduğu ayrıca davalı …’ın davacının gelini olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda tanık beyanları esas alınarak davanın davalı … yönünden kabulüne, diğer davalı yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK m.189/3 maddesi “Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.” hükmünü amirdir. Aynı Kanunun 200/I maddesi “senetle ispat” ve 200/II maddesinde de “senetle ispat gereken hallerde karşı tarafın açık muvafakati ile tanık dinlenebileceği” hususları düzenlenmektedir. Yine, aynı kanunun 201. maddesinde de; “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibin beşyüz liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz” denilmekte; 203. maddesinde de; “senetle ispat zorunluluğunun istisnaları” düzenlenmekte ve hangi hallerde tanık dinlenebileceği belirtilmektedir.
HMK’nun 200. maddesine göre; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri 2.500 TL’yi geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemin miktar ve değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle 2.500 TL’den aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Belirtilen madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlem HMK’nun 201. maddesinde belirtilen miktardan az olsa bile tanıkla ispat olunamaz. Ancak aynı nitelikte bir belge ile ispat edilebilir. Bu nedenle karşı tarafın açık muvafakati olmadıkça dinlenen tanık beyanlarına da itibar olunamaz (Yargıtay 3. HD’nin 2017/972-2018/11540 E.K.sayılı ilamı).
HUMK’nun 293/1 maddesi hükmü HUMK’nun 288. maddesinin istisnası ise de, HUMK’nun 290. maddesinde yer alan senede karşı senetle ispat yükümlülüğünün istisnası olmadığından, HUMK’nun 293/1 maddesinde belirtilen yakın hısımlar arasındaki bir hukuki işlem senede bağlanmışsa artık bu yazılı belge halindeki işlemlerin tanıkla ispatı olanaklı bulunmamaktadır (Yargıtay 11.HD’nin 2008/13910-2010/9859 E.K.sayılı ilamı).
Aralarında HMK’nun 203/1-a bendinde sayılan derecede yakınlık olan kişiler arasında gerekmediği halde senet düzenlenmesi halinde bu bent uygulanmaz. Ayrıca 3. kişilerin karşı taraf ile onun kanunda sayılan derecede hısımları arasındaki hukuki ilişkiyi tanıkla ispat etmeleri mümkün değildir (Pekcanıtez, Medeni Usul Hukuku c.II s.1852).
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, tarafların HMK’nun 203/1-a maddesinde sayılacak derecede akraba oldukları ihtilaf konusu değildir. Taraflar arasındaki ihtilaf davacının iddiasını tanıkla ispat edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Burada iki yönden tanık dinlenme imkanı yoktur. Öncelikle takibin dayanağı olan senet bono olup başlangıçtaki alacaklısı da 3. bir kişidir. Dolayısıyla 3. bir kişinin taraf olduğu takipte ispat kuralları aşılıp tanıkla ispat yoluna gidilemez. İkinci olarak yukarıda belirtildiği gibi takibin dayanağı kambiyo vasfında olan bir senettir. Her ne kadar taraflar arasında yakın akrabalık ilişkisi varsa da alacak artık senede bağlı hale getirildiğinden bu senede karşı ileri sürülen hususların da senetle ispat edilmesi gerekir. Tanık dinlenmek suretiyle senedin kuvveti hükümden düşürülemez. Dolayısıyla senede karşı senetle ispat kuralı gereğince davada ispatın senetle yerine getirilmesi gerekirken tanık ifadelerine üstünlük tanınarak davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Diğer yandan davacı vekili yemin deliline de dayanmamış olup sonuç itibariyle davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf itirazlarının ise kabulü ile HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak yerine esasa dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/03/2020 tarih ve 2018/398-2020/165 E.K.sayılı kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere;
3.a)Davacı tarafından davalılar … ve … hakkında açılan davanın ispat edilemediğinden REDDİNE,
3.b)Davacı tarafından yatırılan harçtan 54,40 TL’nin mahsubu ile arta kalan kısmın talep halinde davacıya iadesine,
3.c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3.d)Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 14.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3.e)Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesinin 1. fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla davacıya iadesine,
şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılan peşin harcın mahsubu ile başka harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
4.1-Davalılar tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalılara İADESİNE,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5.1-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı + 54 TL posta masrafı olmak üzere toplam 202,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile DAVALILARA VERİLMESİNE,

6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
8-Kararın kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi ve harç tahsile ilişkin işlemlerinin mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Yargıtay’a TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 01/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı