Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1000 E. 2020/895 K. 26.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1000 – 2020/895
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1000
KARAR NO : 2020/895

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2020
NUMARASI : 2018/402 – 2020/198 E.K.
DAVACI :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan
Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi ve tek desteği …’ın 01/07/2011 tarihinde…’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, … plakalı aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesi ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı olduğunu, yapılan ceza yargılaması sonunda…’ın kusurlu bulunarak cezalandırıldığını beyan ederek müvekkili için 6.000 TL (belirsiz alacak) destekten yoksun kalma zararının kaza tarihinden itibaren veya sigorta şirketinin kısmi ödeme yaparak temerrüte düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkete herhangi bir başvuruda bulunmadığını, davaya konu taleplerin dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığını, müvekkil şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporları, hasar dosyası, SGK yazı cevabı ve poliçe değerlendirildiğinde sigortalı olan … plakalı aracın sürücüsü…’ın sevk ve idaresindeki aracın yaya …’a çarpması sonucu hayatını kaybettiği, kaza nedeniyle araç sürücüsünün %20 kusurlu olduğu, buna göre bilirkişi tarafından toplam olarak hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının davacı eş Hava Yanık için 13.102,73 TL olduğu dikkate alınarak tüm bu nedenlerle davacının davasının bedel artırım dilekçesi doğrultusunda kabulüne” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava açmadan önce müvekkil şirkete herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, mahkemece ATK’dan rapor alınması gerekirken yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alındığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
2918 sayılı KTK’nun 97. maddesi 26/04/2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih ve 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile değiştirilmiş, “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının dava şartı olduğu düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme usul hukukuna ilişkin olduğundan yürürlük tarihinden itibaren açılan davalarda uygulanmalıdır. Bu anlamda kaza tarihinin daha önce olmasının bir önemi yoktur.
6100 sayılı HMK’da dava şartlarının düzenlendiği 114/2 maddesinde; “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmiştir.
Dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. maddesine ise;
“(1)Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Bu düzenlemeler dikkate alındığında zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının HMK’nın 114/1 hükmü kapsamında dava şartı olduğu, bu şartın HMK’nun 115/2 (2. cümle) kapsamında dava açıldıktan sonra da tamamlanabileceği, bu şart yerine getirilmeden dava açıldığı takdirde ilgilisine eksikliği gidermek üzere HMK’nun 115/2 hükmü gereğince kesin süre verilmesi ve neticesine göre hareket edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır (Yargıtay 17.HD 2018/4932 E, 2018/12056 K).
Somut olayda davacı vekili tarafından sigorta şirketi aleyhine destekten yoksun kalma tazminatı açılmış olup dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapıldığına dair bir belge ve bilgiye dosyada rastlanılmamıştır. Şu halde davacı vekili tarafından sigorta şirketine başvuru şartının yerine getirilmediği kabul edilmelidir. Mahkemece yapılacak iş davacı vekiline davalı sigorta şirketine başvuru yapması için yeterli süre verilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Bu itibarla davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmüş ve kararın HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince kaldırılarak, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/06/2020 tarih ve 2018/402-2020/198 E.K. sayılı ilamının HMK’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınan istinaf karar harcının DAVALIYA İADESİNE,
4-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla HÜKÜM ALTINA ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda KESİN olmak üzere 26/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

——————