Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/163 E. 2020/10 K. 09.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/163
KARAR NO : 2020/10

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2019
NUMARASI : 2018/730 Esas-2019/350 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :

VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak-İstirdat
KARAR TARİHİ : 09/01/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/01/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Trabzon 1. İcra Müdürlüğü’nün ….. Talimat sayılı dosyası üzerinden, 26.06.2015 tarihinde yapılan ihale uyarınca, …… plakalı … marka aracı satın aldığını, satın alınan araca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Kaçakçılık Kanunu’na muhalefet suçuna ilişkin olarak yürütülen soruşturma kapsamında Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliğince verilen 27.11.2015 tarih ve 2015/4661 D.İş sayılı karara istinaden 07.12.2015 tarihinde el konduğunu, el koyma kararı sonrasında aracın 08.12.2015 tarihinde Trabzon Gümrük Müdürlüğü’ne bırakıldığını, bu süreçte Kaçakçılık Kanunu’nda değişiklik yapılarak geçici 10. madde düzenlemesinin getirildiğini, bu madde uyarınca çıkartılan 09.05.2017 tarihli ve 30061 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre Gümrük Vergilerinin Eksik Ödenmesi Nedeniyle El Konulan Araçların Sahiplerine İadesi Hakkındaki Yönetmelik uyarınca yönetmelikte belirlenen şartların sağlanması halinde el koyma kararının kaldırılmasına ve el konulan araçların sahiplerine iadesine karar verilmesi imkanın sağlandığını, müvekkilinin yönetmelik uyarınca tüm şartları gerine getirerek el koyma kararının kaldırılmasına ve aracın iadesine ilişkin karar aldığını, bu karar uyarınca 24.07.2018 tarihinde el konulan aracın davalı tarafından müvekkiline teslim edildiğini, ancak teslim sırasında davalı şirketin müvekkilinden 9.997,24-TL muhafaza bedeli tahsil ettiğini, ne var ki yönetmeliğin 8. maddesi uyarınca müvekkilinden tahsil edilmesi gerekli miktarın yıllık 250,00-TL ile sınırlı olduğunu, bu nedenle fazla tahsil edilen meblağın iadesinin talep edildiğini, davalının bu talebi reddetmesi yanında alınan ücretin eksik olduğunu belirterek bakiye bedelin ödenmesi talebinde bulunduğunu ileri sürerek yönetmelik hükümlerine aykırı şekilde müvekkilinden fazlaca tahsil edilen 9.330,50-TL’nin 24.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dayanak yapılan yönetmeliğin gümrük idarelerince işletilmekte olan geçici depolama, antrepo ve ambarlama alanlarına ilişkin olduğunu, dava konusu aracın saklandığı Trabzon Liman sahasının gümrük idaresince işletilen bir yer olmadığını, müvekkilinin kendi depolama sahalarına ilişkin tarifelerinin bulunduğunu, bu kapsamda dava konusu aracın müvekkiline ait liman sahasında saklandığı süre nedeniyle 22.856,27-TL alacağın olduğunu, davacının bakiye bedeli ödemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı şirket Trabzon Liman İşletme Devir Hakkı Sözlemesi’nin 13. maddesine dayanarak liman hizmetlerine ilişkin ücret tarifelerini tespit etmeye yetkili olduklarını ve bu bağlamda kendilerince belirlenen tarife uyarınca muhafaza bedelini tahsil ettiklerini ve hatta hatalı hesap yapmaları sebebi ile davacıdan alınması gereken bedelden daha düşük bir bedel aldıklarını ileri sürerek davanın reddini talep etmiş iseler de; aynı sözleşmenin 15. maddesi ile işletme hakkının verildiği limanı yürürlükte bulunan kanun, yönetmelik, tüzük, talimatnameler ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul edilmiş uluslararası sözleşme ve kurallar ile ikili anlaşmalara uygun olarak işleteceklerini kabul etmiş olup, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa eklenen 10. maddeye istinaden Bakanlar Kurulunca çıkarılan 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre Gümrük Vergilerinin Eksik Ödenmesi Nedeniyle Elkonulan Kara Taşıtlarının Sahiplerine İadesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 8/4 maddesi ile muhafaza masraflarına ilişkin düzenleme getirilmiş ve “Aracın muhafazası nedeniyle ortaya çıkan masraflar için, başvuru sahibinden yıllık 250 TL tahsil edilir. Aracın kaldığı sürenin tam yıl olmayan kısmı için, belirtilen miktar esas alınarak aylık tutar üzerinden hesaplama yapılır. Bu hesaplamada bir aydan az olan süreler tam ay olarak kabul edilir.” hükmü amir kılınmıştır. Söz konusu yönetmelik davalı şirketin tarafı olduğu Trabzon Liman İşletme Devir Hakkı Sözlemesi’nin 15. maddesi uyarınca araç muhafaza bedelinin belirlenmesinde davacı şirket için bağlayıcı olup dava konusu aracın davalı şirket tarafından muhafaza bedeli bu tarife uyarınca belirlenmelidir. Dava konusu araç davalı şirket tarafından 08/12/2015-24/07/2018 tarihleri arasında 2 yıl 7 ay 16 gün süre ile muhafaza edilmiştir. 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre Gümrük Vergilerinin Eksik Ödenmesi Nedeniyle Elkonulan Kara Taşıtlarının Sahiplerine İadesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 8/4 maddesi ile belirlenen tarife uyarınca davalı şirketin dava konusu aracın muhafazası için talep edebileceği bedel (250,00TL x 2yıl + 250,00TL x 8/12 = 666,67TL) 666,67 TL olmasına rağmen davacıdan 9.997,24 TL tahsil edilmiş olup (9.997,24TL-666,67TL=9.330,57TL) 9.330,57 TL fazladan tahsil edilerek davacıya iadesi gerekmektedir.” gerekçesiyle davacının davasının KABULÜ ile, 9.330,50-TL’nin 24/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilince ticari faiz talebinde bulunulmasına, dava konusu alacak uyarınca ticari faiz uygulanmasın gerekmesine karşın mahkemece yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin özel hukuk hükümlerine tabi olduğunu, özelleştirme kapsamında işletme hakkını devraldığı Trabzon Liman sahasına ilişkin olarak tarife belirleme hak ve yetkisinin bulunduğunu, davaya dayanak yönetmelik hükümlerinin müvekkilini bağlamadığını, bu husus gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulünün hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, davalıya fazlaca ödendiği iddia edilen saklama ücreti alacağının istirdatı istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; davacı şirketin icra marifetiyle satın aldığı araca, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Kaçakçılık Kanunu’na muhalefet suçu nedeniyle yürütülen soruşturma kapsamında, Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nce el koyma kararı verildiği, bu kapsamda Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat yazılarak araca el konulup en yakın gümrük müdürlüğüne tesliminin sağlanmasının istendiği, talimat evrakı uyarınca davacı şirkete ait …. plakalı aracın Trabzon Gümrük Müdürlüğü’ne teslim edildiği, Trabzon Gümrük Müdürlüğünce teslim alınan aracın saklanmak üzere davalı şirkete teslim edildiği, 08.12.2015 tarihinden iade tarihi olan 24.07.2018 tarihine kadar aracın davalıya ait liman sahasında geçici depolama yerinde saklandığı ihtilafsızdır.
5607 sayılı kanunun geçici 10. maddesinde “(1) Bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gümrük vergilerinin kısmen eksik ödenmesi nedeniyle açılan kamu davalarında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce el konulan ve müsadere kararı verilmemiş kara taşıtları ile ilgili olarak;
a)Taşıtın tasfiyesinin tamamlanmamış olması,
b)Bu maddenin yürürlüğe girdiği ayı takip eden altıncı ayın sonuna kadar ilgili gümrük idaresine başvurulması ve taşıtın ilk iktisabında ödenmesi gereken özel tüketim vergisinin %25’ine tekabül eden tutarın başvuru tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili tahsil dairesine ödenmesi, şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde el koyma kararı kaldırılır ve el konulan aracın sahibine iade edilmesine karar verilir.
(2)Birinci fıkrada belirtilen kamu davalarında, eşyanın müsaderesi yerine eşyanın gümrüklenmiş değerinin ödenmesine karar verilir.
(3)Birinci fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye Adalet Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı müştereken yetkilidir.” hükmüne yer verilmiş olup davacı vekilince bu madde ve bu madde uyarınca çıkartılan ve 09.05.2017 tarihli 30061 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğin 8/4. maddesine istinaden tahsil edilmesi gerekli ücretin belirlenmesi gerektiği iddia olunmuştur.
Davalı vekilince bahsi geçen yönetmelik hükümlerinin müvekkilini bağlamadığı, müvekkilinin kendi tarifesi uyarınca ücret tahsil etme yetkisinin bulunduğu belirtilmiştir.
5607 sayılı Kanunun 11. maddesinde ise “(1)Kaçak şüphesiyle elkonulan eşya ile 10 uncu maddenin ikinci fıkrası gereğince alıkonulan her türlü taşıt ve araç; miktarı, cinsi, markası, tipi, modeli, seri numarası gibi eşyanın ayırıcı özelliklerini gösterir bir tutanakla gümrük idaresine teslim edilir.
(2)Gümrük idaresi, kaçak eşya ve taşıtların muhafazası için gerekli görülen yerlerde depo temin eder.
(3)10 uncu maddenin ikinci fıkrası hükümlerine göre alıkonularak gümrük idaresine teslim edilen deniz taşıtları, teminatla teslim alınmaması halinde, muhafaza ve zorunlu bakım giderleri sahiplerince ya da donatanlarınca karşılanmak üzere gümrük idaresince belirlenen liman işletme müdürlüğüne teslim edilir. Masraflar, sahiplerince ya da donatanlarınca karşılandığı sürece, taşıtın tasfiyesi yoluna gidilmez.
(4)Muhafazası özel tesis ve tertibatı gerektiren veya gümrük idaresinin depolama kapasitesini aşan eşya, özelliklerine göre doğrudan ilgili idarelere, bunun mümkün olmaması halinde büyükşehirler dahil ilçelerde kaymakam, illerde valinin uygun göreceği yerlere konulur.
(5)Bu Kanun uyarınca el konulan ve ambalajlarında kamu kurumlarınca uygulanan bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret bulunmayan tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkilerden el koyan idarelerce numune alınır, numune dışındaki kısım tutanağa bağlanarak imha edilir. İmha tutanağı ile numune en yakın gümrük idaresine teslim edilir.
(6)Kaçak akaryakıt hariç el konulan ve alıkonulan her türlü eşya, yük hayvanı ve taşıtların muhafazası, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması, nakliyesi ve imhası gibi nedenlerle el konulduğu andan itibaren yapılan masraflar, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanır. Bu kapsamda yapılacak her türlü mal, araç, gereç ve hizmet alımlarında 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz.
(7)Dördüncü, beşinci ve altıncı fıkralara ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(8)Kaçak akaryakıt, yakalandığı ildeki il özel idaresine, il özel idaresi bulunmayan yerlerde ise defterdarlığa, miktarı, cinsi ve özelliklerini gösterir bir tutanakla yakalandığı yerde teslim edilir. Kaçak akaryakıtın muhafazası, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması ve nakliyesi gibi nedenlerle yapılan masraflar duruma göre il özel idaresi veya defterdarlık tarafından karşılanır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Dosya kapsamındaki belgelerden davalı şirketin özel hukuk tüzel kişisi olduğu ve işletme hakkı devir sözleşmesi kapsamında Trabzon Liman sahasını işlettiği sabittir. Depolama hizmeti, liman işletmeciliğinin bir parçası olup bu işin davalı şirket tarafından yapılmasının, herhangi bir özel hukuk gerçek veya tüzel kişisi tarafından yapılmasından hukuki manada bir farkı yoktur. Davalı tacir olup TTK’nun 20. maddesi uyarınca ticari işi uyarınca ücret isteme hakkına sahiptir. Nitekim işletme hakkı devir sözleşmesinin 13. maddesi kapsamında liman hizmetlerine ilişkin ücret tarifelerini belirlemeye de yetkili kılınmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda esasen dava konusu aracın muhafaza görevi ve buna ilişkin masraflar gümrük idaresine ait olup, araç gümrük idaresince 5607 sayılı Kanun’un 11/4. maddesine istinaden davalı şirkete muhafaza için teslim edilmiştir. Davalı şirketin gümrük idaresiyle doğrudan doğruya bir bağı da bulunmamaktadır. Her ne kadar 5607 sayılı Kanunun geçici 10. maddesine istinaden çıkartılan yönetmeliğin 8. maddesinde ücrete ilişkin bir düzenlemeye yer verilmiş ise de bahsi geçen düzenleme Adalet Bakanlığı ya da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı depolama yerlerine ilişkin olup bunun haricinde kalan ve özel hukuk gerçek veya tüzel kişilerince işletilen depolama alanlarında uygulama kabiliyeti bulunmamaktadır.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu uyarınca davalı şirketin vermiş olduğu hizmet uyarınca tarife hükümleri doğrultusunda 22.856,27-TL alacağı bulunduğu da sabittir. Her ne kadar 5607 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca bu alacağın yükümlüsü gümrük idaresi ise de davalının TBK’nun 574. maddesi kapsamında hapis hakkına istinaden davacıdan tahsil hakkı da bulunmaktadır.
Açıklanan bu durum karşısında; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden mahkemece verilen hükmün HMK’nun 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kaldırılarak yerine esasa ilişkin yeniden hüküm tesisine, kararın kaldırılma sebep ve şekli gözetilerek davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile; Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19.09.2019 tarih ve 2018/730 Esas, 2019/350 Karar sayılı hükmün HMK’nun 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
A)Davacının davasının REDDİNE,
B)Alınması gereken 54.40-TL harcın mahsubuyla bakiye 104,95-TL harcın DAVACIYA İADESİNE,
C-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
Ç-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
D-HMK’nun 333. maddesi uyarınca kararın tebliğ masrafı ve iade masrafı haricinde kalan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-Kararın kaldırılma sebep ve şekli gözetilerek davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer OLMADIĞINA,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın DAVALIYA İADESİNE,
5-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı tarafından yargılama giderleri olarak yapılan, BVH 121,30-TL, tebligat gideri ve dosya gidiş dönüş masrafı 53,40-TL toplamı 174,70-TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından bu aşama için davalı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 09/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.