Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/161 E. 2020/25 K. 10.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/161
KARAR NO : 2020/25

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2019
NUMARASI : 2018/223 – 2019/370 E.K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar
Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 10/01/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2020
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/04/2017 tarihinde sürücü ….’ın sevk ve idaresindeki ……. plakalı aracı ile Rize istikametinden Trabzon istikametine seyir halindeyken 45. km’ye geldiğinde aracın hakimiyetini kaybetmesi neticesinde önce sağda bulunan yaya kaldırımına daha sonra Büyükşehir Belediyesi Otobüs durağına çarpması neticesinde otobüs durağında beklemekte olan müvekkil …’ye de çarparak yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olay yerinde düzenlenen kaza tespit tutanağına göre kazanın oluşumunda …. plakalı araç sürücüsü ….. 2918 sayılı KTK’nın 52/1B maddesini ve 47/1D kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle asli ve tam kusurlu olduğunun, müvekkilinin ise otobüs durağında beklemekte olduğu için kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, …. plaka sayılı aracın davalı … tarafından trafik sigortalı olduğunu, davalı şirketten 15/03/2018 tarihinde ödeme yapılmasına ilişkin talepte bulunulduğunu ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek kaza sonrası müvekkilin uğramış olduğu beden gücü kaybı nedeniyle 5.000 TL maddi zararın olay tarihindeki sigorta limitlerinin aşılmamak üzere, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kazadan sonra müvekkil şirkete başvuru yaptığını ancak gerekli belgeleri eksiksiz sunmaması nedeniyle yeterli değerlendirme yapılamadığını ve ödemenin yapılamadığını, davayı kabul etmemekle müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ayrıca sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “davaya konu olan trafik kazasının dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın direksiyon hakimiyetinin yitirilmesi sonucu otobüs durağına çarpması ve ardından davacı olan yaya …’ye çarpması şeklinde meydana geldiği, kaza neticesinde davacı yayanın yaralandığı, yargılama kapsamında aldırılan kusur raporunda davalı … şirketi tarafından sigortalanan aracın sürücüsü …’nın %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği, KTÜ Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 01/03/2019 tarihli adli kurul raporunun davacının maluliyet oranının %8 olduğunu tespit ettiği, işbu raporun olay ve oluşa uygun davacının iş ve güçten kalma oranlarının ve maluliyet seviyelerini belirlemede açıklayıcı ve yeterli olduğu, maluliyet raporunun dosyaya sunulmasının ardından davacının geçici ve sürekli iş görememezlikten doğan zararının hesaplanması için mahkememizce aktüer bilirkişiden alınan raporun da olay ve oluşa uygun olduğu ve karar vermeye yeterli olduğu anlaşılmış, bilirkişi tarafından yapılan hesaba itibar edilerek meydana gelen tarafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeni ile davacının uğradığı zararlardan davalı … şirketinin sorumlu olacağı, bu sebeplerle davacı lehine sürekli kısmi iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminatına hükmedilmesinin yerinde olacağı” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6704 sayılı kanunu ve ve 2918 sayılı kanunun 97. Maddesi uyarınca dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvurunun dava şartı haline getirildiğini, buna göre sigortaya başvuru yaparken gerekli belgelerin tam ve eksiksiz bir şekilde ibraz edilmesi gerektiğini, davacı yanca müvekkil şirkete başvuru yapıldığını ve şirketçe hasar dosyası açılmış ise de zorunlu evraklardan bir kısmının eksik olması nedeniyle yeterli değerlendirme yapılamadığından davacıya ödeme yapılamadığını, mahkemece alınan raporun usule aykırı olduğundan hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, raporda TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınması gerekirken PMF yaşam tablosuna dayanarak hesaplama yapıldığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazası sebebiyle uğranılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı …. plakalı dava dışı …..’nın kullandığı aracın direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi sonucu otobüs durağına girerek davacının yaralanmasına yol açtığı, davalının açtığı dava neticesinde mahkemece 79.488,16 TL maddi tazminata hükmedildiği, davalının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde dava açılmadan önce 2918 sayılı KYTK’nın 97. maddesi ile dava şartı olarak düzenlenen sigortacıya başvuru şartının usulüne uygun yapılmadığını, iş görmezlik raporunun yönetmeliğe uygun düzenlenmediğini, tazminat hesabında TRH – 2010 tablosu yerine PMF tablosunun esas alındığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava dosyasında kaza tarihinin 21/04/2017, sigorta poliçesinin 14/03/2017 – 14/03/2018 tarihlerini kapsadığı sabittir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97.maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” düzenlemesini içermektedir. Davacının söz konusu hüküm kapsamında davalı sigortacıya başvurduğu, başvurusuna kaza tespit tutanağı, tedavi evrakları ve diğer belgelerini eklediği, kaldı ki 2918 sayılı KYTK’nın 97. maddesinde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin hüküm de bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin gerekli belgelerle başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazları kabul edilmemiştir.
Dosya arasında yer alan Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 01/03/2019 tarihli raporu incelendiğinde Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre değerlendirme yapıldığı, raporda maluliyet oranının %8, iyileşme süresinin ise 4 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, raporun beş kişilik uzman hekimden oluşan kurul tarafından verildiği, bu haliyle hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Dava konusu kazanın 21/04/2017 tarihinde meydana geldiği, davalı … şirketi nezdinde poliçenin düzenlenme tarihinin 14/03/2017 olduğu anlaşılmaktadır. O halde davalı … şirketinin sorumluluğunun kapsamı 01/06/2015 yani davaya konu trafik kazasından önce yürürlüğe giren yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir. Bu nedenlerle; mahkemece hükme esas alınacak aktüer raporunda 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartlarında öngörülen esaslara göre, yani TRH-2010 tablosu ve %1,8 teknik faize göre hesaplama yapılması gerekir. Mahkemece hükme esas alınan 10/06/2019 tarihli, PMF 1931 yaşam tablosunu esas alan ve %1,8 teknik faiz uygulanmadan hazırlanan aktüer raporuna davalı vekili itiraz ettiği halde mahkemece bu itirazlar değerlendirilmeden rapor esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla mahkemece yapılacak iş, önceki aktüer bilirkişiden TRH-2010 yaşam tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulanarak hazırlanan denetime elverişli, açık ve ayrıntılı bir ek rapor almak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir (Yargıtay 17. HD 2017/3610 E, 2018/4373 K).
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince davalı … vekilinin hesap raporuna itirazları hakkında bir değerlendirme yapılmadan karar verilmiş olmasının HMK’nın 353/1-a-6 hükmünde yer alan “gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” ibaresine uygun olduğu anlaşılmakla, davalı … şirketi vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 hükmü gereğince kararın kaldırılmasına ve dosyanın yeniden görülmesi için ilgili mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/10/2019 tarih ve 2018/223 – 2019/370 E.K. Sayılı ilamının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınan istinaf karar harcının DAVALIYA İADESİNE,
4-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla HÜKÜM ALTINA ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
7-İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince DAVALIYA İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 10/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı


Üye …
e-imzalı


Katip …
e-imzalı