Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/160 E. 2020/2 K. 02.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri küçük çocukların murisleri, babaları ve tek desteklerinin yolcu olarak bulunduğu ticari araçla yaptığı tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini, murisin vefatından sonra geride destekten yoksun kalan müvekkili küçük çocuklar olduğunu, müvekkillerinin babasının vefatına sebebiyet veren aracın kaza tarihinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile davalıya sigortalı olduğunu, kazada kusurun aynı kazada vefat edene edildiğini, yolcu olarak bulunan muris ve destek Kadir Ceylan’a kusur izafe edilmediğini, kazada vefat eden murisin desteğini kaybeden müvekkillerinin yaşadığı ve yaşayacağı acıyı tarif etmenin mümkün olmadığını, iaşe, beslenme, barınma, geçinme ve sağlık gibi yaşamak ve hayatta kalmak için gerekli tüm ihtiyaçlarının karşılanmasında vefat eden desteklerinden yardım alan ve bu desteğe muhtaç olan müvekkillerinin destekten yoksun kalma zararına maruz kaldığını, trafik kazasında vefat eden desteğin murisi ve esas itibarıyla destekten yoksun kalan 3. kişi sıfatıyla dava ikame eden müvekkillerinin uğradığı destekten yoksun kalma zararlarının tamamından murisin vefatına sebebiyet veren araca trafik sigortası yapan davalı şirketin sigorta teminatları dahilinde sorumlu olduğunu belirterek müvekkilleri için 2.000,00 TL’şer belirsiz alacak-destekten yoksun kalma zararının kaza tarihinden işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin zamanaşımı itirazında bulunduğu. Esasa ilişkin beyanlarında ise; trafik kazası sonucu müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığını, yapılan ödeme ile müvekkili şirket teminat limitinin tamamını mahkeme ilamı ile ödediğini, bakiye bedel kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Tüm dosya kapsamı, gelen belgeler, iddia ve savunmalar, kesinleşen dosya, icra müdürlüğü dosyası bir arada değerlendirildiğinde; dava konusu uyuşmazlığın trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olduğu, davacıların müteveffanın evlatları olduğu, davalı sigorta şirketinin teminat limitinin tamamının hukuk mahkemesi kararı ile müteveffanın imam nikahlı eşine ödeme yaptığı, kararın kesinleştiği tüm bu nedenlerle mahkeme ilamı doğrultusunda teminat limitinin tamamı dahilinde ödeme yapan sigorta şirketinin artık sorumluluğu kalmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; destekten yoksun kalma zararlarını-haklarını davalı sigorta şirketinin tüm teminat limitini müvekkillerinin taraf olmadığı mahkeme kararı ile müvekkillerinin tanımadığı kendileriyle hiçbir bağlantısı olmayan dava dışı üçüncü kişiye ödemesi gerekçesi ile usul ve yasaya aykırı olarak red kararı verildiğini, davalı sigorta şirketinin müvekkillerinin haklarını ortadan kaldırma hakkı bulunmayıp davalı sigorta şirketinin fazla ödeme yaptığı dava dışı 3. Şahsa rücu haklarını kullanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Vasinin, vesayeti altındaki kişi adına dava açması için vesayet makamından “Dava açma izni” kararı alması zorunludur(TMK madde 462/8). Vesayet makamının iznine tabi olan işlem, izin alınmaksızın yapılırsa vasinin yaptığı bu muamele vesayet altındaki kişiyi bağlamaz(TMK madde 465). Vesayet makamı tarafından husumete izin için usulüne uygun verilmiş bir karar alınmadan vasi tarafından açılan davaya bakılamaz.
Davacı vekili açmış olduğu bu dava ile davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. Murisin vefat ettiği ve geriye çocuklarının kaldığı nüfus kayıtlarıyla sabittir. Davacı asiller bu çocuklar olup vasinin vermiş olduğu vekaletname gereğince dava açılmıştır. Sulh hukuk mahkemesi dosyasının kararı ile davacı çocuklara vasi olarak atandığı ve aşamalarda vasilik kararının uzatıldığı belirgindir. Ancak yine dosyada yapılan incelemede vasiye husumet izni verildiğine dair vesayet makamına ait bir karar mevcut değildir. Bu durum dava şartlarından olup öncelikle mahkemece yapılması gereken iş vasiye sulh hukuk mahkemesinden husumete izin kararı aldırıldıktan ve bu karar dosyaya intikal ettirildikten sonra yargılamaya devam etmektir. Mahkemece bu hususa dikkat edilmeden karar verildiğinden ve bu durum da dava şartlarına ilişkin bulunduğundan diğer istinaf sebepleri incelenmeden kararın kesin olarak kaldırılarak iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile hükmün HMK’nun 353/1-a-4 ve 6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/1-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi DAVACILARA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf kanun yolu başvurusunun incelenmesi sırasında duruşma yapılmadan karar verildiğinden bu aşamada davacılar yararına vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 361 ve 362/1-a Maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 02/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.