Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/111 E. 2019/109 K. 16.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI :
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZIM TARİHİ :
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı borçlu ….. Şti.’nin davacı bankanın …şubesi ile imzaladığı Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca Ticari Kredili Mevduat hesabı ve Taksitli Ticari Kredi ve gayrinakdi çek kredisi, Business Card Sözleşmesi uyarınca ise ticari kredi kartı kredisi kullandığını, davalı borçlunun da imzalanan bu sözleşmelere müteselsil kefil olduğunu, davalı borçlunun taksitli ticari kredinin geri ödeme planını da müteselsil kefil olarak imzaladığını, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine borçtan sorumlulara kat ihtarı gönderilerek borcu ödemeleri ihtar edilmiş ise de ihtarın tebliğine karşın borç ödenmediğinden …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibine başlandığını, bu nedenlerle davalı borçlu …’in … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazın … nolu taksitli ticari kredi, ticari kredi kartı, …. nolu ticari kredili mevduat hesabı kredilerden doğan ……. TL ve gayrinakdi çek kredisi riski yönünden iptaline ve takibin devamına, davalının itiraz ettiği asıl alacağın en az %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “davalının dava dışı borçlu …… Şti.’nin davacı bankanın Mumhane şubesi ile imzaladığı bankacılık sözleşmelerine kefil olarak imza attığı, kefalet limitinin icra takibine konu rakamın üzerinde olduğu, her ne kadar kefalet tarihinde evli olan davalının kefalet belgesinde eş rızası bulunmamakta ise de kefalet tarihi itibariyle davacının dava dışı asıl borçlu şirketin ortağı olduğu ve bu nedenle eş rızası bulunmasa dahi kefaletin TBK 584/3 maddesi uyarınca eş rızası aranmayacağından ve ayrıca kefilin eli ile yazması gereken yazıların davalı tarafından eli ile yazılmış olduğundan geçerli bir kefalet olduğu, davacı bankadan dava konusu kredi sözleşmesine dair getirtilen hesap dökümü vs. belgeler üzerinde bankacı bilirkişi tarafından yapılan incelemede davalının takibe konu ……. TL asıl alacak, …. TL faiz,…… TL BSMV, ….TL Noter ihtarname masrafı olmak üzere toplam …tL borçtan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, bununla birlikte takibe konu …. TL’si asıl alacak olmak üzere toplam ….. TL borçtan ise sorumlu olmadığı; davalının sorumlu olduğu borcun likit olmayıp miktarının Mahkememizce yapılan yargılama sonucu tespit edilebilir olması sebebi ile davalı aleyhinde %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığı anlaşılmış ve davacının davasının 90.862,29 TL asıl alacak, 1.845,38 TL faiz, 92,26 TL BSMV, 401,73 TL Noter ihtarname masrafı olmak üzere toplam 93.201,66 TL tutarlı kısım yönünden kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlunun kullandığı krediler, yapılan ödemeler ve bakiye borcun belirli, dolayısıyla alacağın likit durumda olduğunu, kat ihtarında her bir kredi için ana para, faiz, vergi vb.kalemlerin tek tek dökümü yapılarak borçtan sorumluların sözleşmede bildirdikleri adreslerine bildirildiğini, taksitli ticari kredinin geri ödeme planında kullanılan kredi ile ilgili tüm bilgilerin yer aldığını ve davalı tarafından imzalandığını, hal böyle iken yerel mahkemece alacağın likit olmadığı kabulüyle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, müvekkilin kefil sıfatıyla sözleşmeye imza attığını, borcun borçlu şirket tarafından ödendiğini, bu krediden sonra şirketin kredi garanti fonundan kredi kullandığını, kullandırılan kredinin yeni bir sözleşmeye konu olması ve müvekkilce sözleşmeye imza atılmadığından bu krediden dolayı borçlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı banka ile dava dışı …… Ltd. Şti arasında ….. tarihli Bankacılık Hizmet Sözleşmesi, …….. tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi, 01/08/2016 tarihinde ise kredi kartı sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmelere dayalı olarak kullandırılan kredilerden dolayı davacı bankaca dava dışı borçlu şirkete ve davalının da dahil olduğu kefillere karşı takip başlattığı, davalının takibe itirazı üzerine itirazın durduğu, davacı tarafından eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı kefil sözleşmeler imzalandığı tarihte borçlu şirketin yöneticisi ve ortağı olup, …. tarihinde pay satışı suretiyle ortaklıktan ayrılmış, ……. tarihli ihtarname ile kefaletinin sona erdiğini alacaklı bankaya bildirmiştir.
Davalı borçlunun …… tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmelerini ve ….. tarihli kredi kartı sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığı, kefalet limitinin … tarihli sözleşme için 119.000 TL, ….tarihli sözleşme için …… tarihli sözleşme için 200.000 TL, …… tarihli sözleşme için 33.000 TL olduğu, davalının kefaletinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583 vd maddelerindeki şekle uygun ve geçerli olduğu anlaşılmıştır.
İcra takibine konulan krediler yönünden ilk derece mahkemesince aldırılan bilirkişi raporu incelendiğinde … numaralı Ticari Kredili Mevduat Hesabı’nda …. TL kredinin ….. kullandırıldığı, bu tarih itibariyle davalının kefaletinin sona erdiğini davacıya ihtar ettiği, dolayısıyla bu borç sebebiyle davalının kefalet sorumluluğunun bulunmadığının tespit edildiği, ayrıca kredi kartı sözleşmesinde kefalet limitinin ….TL olmasına rağmen .. TL üzerinden takip başlatıldığı, limiti aşan kısımlardan kefilin sorumlu olmadığı, kefilin hesaplanan yeni sorumluluk miktarının …… TL olduğunun tespit edildiği, diğer kalemlerin kefalet limiti ve sorumluluğu kapsamında olduğunun belirtildiği, mahkemece bu rapor esas alınarak kısmen kabul kararı verildiği anlaşılmıştır.
Davalı istinaf dilekçesinde her ne kadar takibe konu kredilerin Kredi Garanti Fonu’ndan kullandırıldığını ileri sürmüş ise de ne takip talebinde, ne dava dosyasında bu hususa ilişkin bir belge bulunmadığı, davalının da buna ilişkin bir belge sunmadığı anlaşılmakla davalının bu istinaf sebebi yerinde değildir. Davalı ikinci olarak davanın kısmen reddi halinde lehine vekalet ücreti takdir edilmemesini istinaf başvuru sebebi yapmış olup, davanın kısmen reddi halinde ret edilen kısım üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemiş olması yerinde görülmemiş, davalının bu istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı taraf alacağın likit olduğunu ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini istinaf başvurusunda ileri sürmüş ise de tüm kredilerin iç içe olması, kefalet limit ve sorumluluk sınırının yargılama ile çözülebilecek olması karşısında alacağın likit olmadığı kabul edilmiş ve davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde toplanması gereken delillerin toplandığı, bilirkişi raporu aldırıldığı, raporun denetime elverişli, somut olaya uygun ve olayı çözer mahiyette olduğu, mahkemece buna göre karar verildiği, davalının kefaletinin geçerli olduğu, takip konusu kredilerin bilirkişi raporunda belirtilen kısımları hariç kefalet sorumluluğunda ve limitler dahilinde olduğu, bu haliyle ilk derece mahkemesince verilen kararın hukuka uygun olduğu, ancak dava kısmen ret edildiği halde davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmediği, bu yönüyle hükmün yanlış olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 hükmü gereğince esastan reddine, davalı tarafın istinaf başvrusunun HMK’nın 353/1-b-2 hükmü gereğince kabulü ile davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmek suretiyle yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin … Mahkemesi’nin …. tarih ve …. Esas, ….. Karar sayılı hükmüne yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
1a)Davacı tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılan harçtan 44,40 TL’nin mahsubu ile 1.547,25 TL’nin davacıya iadesine,
1b)Davacı tarafından istinaf başvurusu sırasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, ……. Mahkemesi’nin …. tarih ve ….Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Kaldırılan hüküm yerine geçmek üzere HMK’nın 353/1-b-2 hükmü gereğince;
“3a)Davanın KISMEN KABÜL – KISMEN REDDİ ile; ….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyası kapsamında davalı tarafından yapılan itirazın 90.862,29 TL asıl alacak 2.339,37 TL işlemiş faiz ve fer’ileri olmak üzere toplam 93.201,66 TL tutarlı kısım yönünden İPTALİ ile takibin bu tutarlar üzerinden DEVAMINA, fazlaya dair davanın REDDİNE,
3b)Dava konusu alacağın likit olmayıp miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3c)Alınması gereken toplam 6.366,60 TL’den peşin alınan 1.199,10 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.167,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA,
3d)Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 1.199,10 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.235,00 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3e)Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 10.206,13 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3f)Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 2.725,00 TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE,
3g)Davacının yaptığı toplam 551,90 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 447,04 TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE, bakiye kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
3h)Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACIYA İADESİNE,”
şeklinde YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın davalıya İADESİNE,
5-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 121,30-TL BVH, dosya gidiş dönüş masrafı 53,40 TL toplamı 174,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-İstinaf kanun yolu başvurusunun incelenmesi sırasında duruşma yapılmadan karar verildiğinden bu aşama için vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA,
7-Gerekçeli kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
8-Kararın kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 16/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı


Üye …
e-imzalı


Katip …
e-imzalı