Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/252 E. 2021/247 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/252
KARAR NO : 2021/247

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03.12.2020
NUMARASI : 2020/184 Esas 2020/442 Karar

DAVACI : ..İ
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser- Alacağın Temliki Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26.03.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.04.2021

Taraflar arasında görülen “Menfi Tespit (Eser- Alacağın Temliki Sözleşmesinden Kaynaklanan)” davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı tarafından ilk derece mahkemesine sunulan 22/04/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından Trabzon İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra dosyasına konu alacağın dava dışı …… isimli kişinin davacıya ait iş yüklenicisi olduğu iki ayrı işle ilgili davalı bankayla yaptığı temlik sözleşmesi olduğunu, arabuluculuk yoluna başvurduklarını, arabuluculuk görüşmelerinin anlaşmazlıkla neticelendiğini, davalı bankanın icra takibi başlatmadan önce noter aracılığıyla 04/02/2019 tarihinde dava konusu temlik sözleşmelerinden kaynaklı 797.311,00 TL alacağını müvekkili idareden talep ettiğini, davacı idarenin temlike konu alacağın ihaleye tabi ve hakedişe bağlı bir alacak olması nedeniyle talebi reddettiğini, idarenin kayıtları üzerine yapılan araştırmada bankanın temlik sözleşmesi ile devraldığı ve talep ettiği alacak miktarı ile idaredeki dava dışı …..’nın alacak miktarının uyuşmadığını, fazla temlik yapıldığını, dava dışı ……’nın toplam 638.472,72 TL tutarındaki davacı idarelerinde karşılığı olmayan sözde alacak için davalı bankayla temlik sözleşmeleri yaptığını, bu farktan dolayı davacının bir sorumluluğunun ve taahhüdünün bulunmadığını, bunun için davalı bankaya icra işlemlerinin durdurulması için vazgeçme veya feragat vermeleri yönünde başvurduklarını, ancak davalı bankaca hiçbir işlem yapılmaması sebebiyle dava sürecinin başlatıldığını, dava dışı ….’nın konkordato sürecine başvurduğunu, Giresun Asliye Hukuk Mahkemesince konkordato talebinin kabul edildiğini, davacı idarenin alacağın mevcudiyetini garanti etmek ve henüz doğmamış, kesinleşmemiş, hakkedişi düzenlenmemiş bir alacak için davalı bankaya yönelik kabul ve taahhüdünün olmadığını, bu hususların temlik sözleşmesi altında imzası bulunan tarafları bağladığını, icra takibi ile faiz istenilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davalı bankanın icra takip dosyasından haciz talep ettiğini ve bu hacizler sonucu davacı … zor durumda kalacağından, davacının kamu kurumu olması da dikkate alınarak davalarının kabulü ile Trabzon İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyasında kötü niyetle açıldığını iddia ettiği 638.472,72 TL asıl alacak ve buna isabet eden faizi yönünden davacının borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin durdurulması ve takibin iptaline karar verilmesini, davalı bankanın % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan 03.06.2020 cevap dilekçesinde özetle; dava açılması için öngörülen her türlü zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, zamanaşımı definde ve görev yönünden itirazlarının bulunduğunu, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davalı banka ile dava dışı ….. arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin teminatı olarak da …si adına yaptığı işler ile ilgili hakkedişlerini gösterdiğini, bu teminatların varlığını teyit etmek için müvekkilinin davacı idareden uygunluk aldığını, verilen uygunlukta yapılacak temlik talebinin incelendiğini, dava dışı şahsın temlik miktarı kadar alacağı olduğunu, temlik yapılmasının uygun görüldüğünün belirtildiğini, temlik sözleşmesi akabinde ise davacı idareden alacağın teyit ettirildiğini, bu kez dava dışı kişinin temlik edilen kadar alacağı olduğunu, temlik sözleşmesinin kayıtlara işlendiğini, dava konusu alacak üzerinde herhangi bir haciz, rehin veya takyidat bulunmadığını, temlik sözleşmesi gereğince temlik tutarının bankaya ödeneceğini teyiden bildirildiğini, teyit neticesinde davalı bankanın kredi işlemlerini başlattığını, davacı tarafça hesap dökümünün ardından davalı bankaya ödemeler yapıldığını, bu ödemelerin davalı bankanın alacak hesabından düşüldüğünü, davacı tarafla davalı arasındaki kayıtlarda uyumsuzluk olmadığını, aradaki ihtilafın “temlik sözleşmelerinden öncesi ödenmesi” ile ilgili olduğunu, eğer böyle bu durumu var ise bu anlaşmazlığın davacı idarenin kusuru olduğunu, davacı idarenin verdiği onay ile borcu kabul ve bankaya ödeneceği yönündeki bildirimleriyle davalı banka ile örtülü bir sözleşme imzalamış sayılacağını, kabul beyanları kredi ilişkisi devam ederken vermiş olduğu son teyitten-hesap dökümünden anlaşılacağını, davacı idarenin açmış olduğu davanın haksız ve yersiz olduğunu ve ret edilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istemini savunmuştur.
TOPLANAN DELİLLER:
Trabzon İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyası, sözleşme örneği ve tüm dosya kapsamı.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasındaki ihtilafı, davacıya ait işin (eserin) müteahhidi olan dava dışı … isimli kişinin davacıdan yapılan iş (eser) sebebi ile oluşan alacağını davalı bankaya temlik etmesi sonucu doğmuş olup, özü itibari ile eser sözleşmesinden kaynaklandığını, eser sözleşmesinden kaynaklanan davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığını, bu nedenle eser sözleşmesinden kaynaklanan davaların mutlak ticari dava olarak kabulünün mümkün olmadığını, öte yandan bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için dava taraflarının tacir olması ve aynı zamanda da uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesinden kaynaklanması gerektiğini, davalı ….. A.Ş.’nin ticari şirket olması sebebi ile tacir olduğunun sabit olduğunu, ancak davacının bir kamu kurumu olan il özel idaresi olup, TTK 16/2 maddesi uyarınca; “Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.” hükmü amir olup davacının tacir olmadığını, bu durumda görülmekte olan davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceğini, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanmış olması ve tarafların sıfatı dikkate alındığında davaya bakmakla genel mahkeme olarak asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı tarafından ilk derece mahkemesince verilen nihai karara karşı yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı tarafından İlk Derece Mahkemesine sunulan 04.02.2021havale tarihli İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece görevsizlik kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu, mahkeme dava konusu olayı değerlendirirken yanılgıya düştüğü, yanlış emsaller üzerinden yorum yaptığı ve nihayetinde hatalı bir sonuca ulaştığı, mahkeme görevsizlik kararı verirken ,eser sözleşmesi üzerinden davayı değerlendirdiği, ancak dava konusu olayın dayanağının davacı İdarenin yüklenicisinin davalı Banka ile yaptığı genel kredi sözleşmeleri ve buna istinaden yapılan temlik sözleşmeleri olduğunu, mahkemenin emsal gösterdiği içtihatlardaki tarafların yüklenici ve idare olup, bu emsallerde eser sözleşmesinden kaynaklı bir tartışma ve yargılama söz konusu olduğunu, davacı ile davalı Banka arasındaki bağı kuran hususun ise genel kredi sözleşmeleri ve buna istinaden yapılan temlik sözleşmeleri olduğunu, davalı ile ihtilaf yaşanmasının sebebinin de bu sözleşmelere dayalı yükümlülükler olduğunu, özellikle de temlik sözleşmesinin temlik veren gibi üçüncü şahsa sorumluluk yükleyip yüklemeyeceği hususuna ilişkin olduğunu , o sebeple davalı tarafın banka olduğu,nu eğer eser sözleşmesinden kaynaklı bir sorun olsaydı, bu davanın tarafının davacısının yüklenicisinin olacağını, sorunun yüklenicinin eser sözleşmesindeki işlerini yerine getirip getirmemesi olmadığını,
Yüklenicinin yaptığı kredi sözleşmelerinden kaynaklı temlik sözleşmelerinin davacı İdareyi yüklenici gibi bağlayıp bağlamadığı tartışılacağından, dava Banka ile görüleceğinden, dolaylı tacirlik durumu ortaya çıktığından davanın ticari dava olup, mahkemenin görevsizlik kararının da hatalı olduğunu, bu nedenlerle Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.12.2020 tarih ve 2020/184 E. 2020/442 K. sayılı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın temliki üzerine başlatılan icra takibinde borçlu olunmadığının tespiti isteme ilişkindir.
HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca; HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.
Davacı dava dilekçesinde; idarenin kayıtları üzerine yapılan araştırmada bankanın temlik sözleşmesi ile devraldığı ve talep ettiği alacak miktarı ile idaredeki dava dışı İsmail Kabadayı’nın alacak miktarının uyuşmadığını, fazla temlik yapıldığını, bu farktan dolayı davacının bir sorumluluğunun ve taahhüdünün bulunmadığını, davacı idarenin alacağın mevcudiyetini garanti etmek ve henüz doğmamış, kesinleşmemiş ve hakkedişi düzenlenmemiş bir alacak için davalı bankaya yönelik kabul ve taahhüdünün olmadığını, bu hususların temlik sözleşmesi altında imzası bulunan tarafları bağladığını beyan ederek Trabzon İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyasında 638.472,72 TL asıl alacak ve buna isabet eden faizi yönünden davacının borçlu olmadığının tespiti ile İcra takibinin durdurulması ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf öncelikle görev itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iş bu davada asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; hükme karşı desi üzerine karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, davanın Ticaret Kanununda belirtilen mutlak ticari davalardan olmaması ve davacının da tacir sayılmaması karşısında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-)İstinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-)İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-)HMK’nın 359/4.maddesi uyarınca işbu kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26.03.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır