Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/88 E. 2020/77 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/88
KARAR NO : 2020/77

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2019
NUMARASI : 2017/146 Esas 2019/344 Karar
DAVACI :
VEKİLİ : Av….
DAVALI :
VEKİLLERİ : Av…. –
DAVA TÜRÜ :Eser Sözleşmesinden Kaynaklı Tazminat ve Alacak
KARAR TARİHİ :04/03/2020
KARAR YAZIM TARİHİ :10/03/2020

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen nihai karara karşı davalı vekili tarafından İstinaf Kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. Maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı tarafından ilk derece mahkemesine sunulan 03/04/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile imzalanılan 25/11/2015 tarihli taşeronluk sözleşmesi uyarınca davalıya ait Gümüşhane il merkezinde bulunan …… otel ve çok amaçlı salon şantiyesindeki inşaatın asma tavan, bölme duvar, ışık bandı gibi işlerinin teknik şartnameye uygun şekilde yapılmasının kararlaştırıldığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra iş için gerekli malzemelerin taraflarınca satın alınarak inşaat şantiyesine getirildiğini, çalışacak işçilerin işyerinin taraflarınca SGK’ya bildirildiğini, işi mal edecek olan mevcut usta ve işçilerinin takibi ve imalatı için bir iç mimar ile anlaşmaya varılarak şantiye şefliği görevinin verildiğini, Gümüşhane’deki bir apartman dairesinin işçilerin kalması için aylık 750,00 TL bedelle kiraladığını, işçilerin bir kısmının şantiye sahasında kalmaya başladığını, bu şekilde sözleşmenin kendilerine yüklediği edimleri zamanında yerine getirebilmek için her tür önlemin alındığını, sözleşme ile üstlenilen inşaatın asma tavan, bölme duvar, ışık bandı gibi bir takım işlerin yapılabilmesinin ise, işveren tarafından inşaatın belirli bir seviyeye getirilmesine bağlı olduğunu, yapımı işverene ait olan elektrik ve mekanik işleri yapılmadan asma tavan imalatının yapılmasının mümkün olmadığını, davalı işverenin ise, inşaatı belirli bir seviyeye getirmekte geciktiğini, bu şekilde sözleşmeye konu imalatta bazı gecikmeler meydana gelmiş olup bunun, işveren şirketinin kusurundan kaynaklandığını, bu gecikme sebebiyle beş ay boyunca hazır bulundurulan şantiye masraflarının da hesaplanarak alacaklarına eklenmesi gerektiği, ayrıca bu durumun ve davalı şirketinin sözleşmeye aykırı talimatlarının, ek maliyet artışlarına neden olduğunu, bu nedenlerle, Gümüşhane Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/4 D.iş dosyasıyla yaptıkları işin seviyesini, gecikmeye sebep olan etkenleri ve kalan malzeme bedellerini tespit ettirdiklerini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere yapılan imalatlardan ötürü kalan bakiye alacak, mahallinde kalan malzeme bedeli, delil tespiti süresinin uzaması nedeniyle fazladan ödenen SGK primli ve vergiler, fazla ödemek zorunda kalınan kira, personel masrafları ve diğer zararlar nedeniyle şimdilik 54.710,25 TL tazminatın ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile şirketlerine ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından İlk Derece Mahkemesine sunulan 24/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile iş başlangıcında bir sözleşme yapılmış olup kendilerinin söz konusu bu sözleşmeye uygun hareket ettiklerini, asıl olarak davacı tarafın sözleşmeye aykırı davranarak yükümlülüklerini yerine getirmemiş olduğunu, her ne kadar davacı taraf, müvekkili şirketin işin gecikmesine sebep olduğunu iddia etmiş ise de bu hususun gerçeği yansıtmadığı gibi sözleşmede işin gecikmesinden dolayı davalı şirketi yükümlülük altına alan bir maddenin bulunmadığını, davacı her ne kadar Gümüşhane Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/4 D.iş Numaralı dosyasıyla tespit yaptırmış ise de yokluklarında yapılan bu tespite itiraz edildiğini, davacı tarafça yaklaşık beş aylık gecikme sürecinde ek masrafların yapıldığı iddia olunmuş ise de söz konusu giderlerin bir çoğunun davacının ödemekten imtina etmesi nedeniyle müvekkili şirketçe karşılandığını, bu nedenlerle, davacının haksız davasının reddine, tüm yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde de aynı iddia ve savunmalarda bulunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; toplanan delillere göre ve 01/04/2019 tarihli hükme esas bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, işin zamanında bitirilememesinin nedenini, değişik iş dosyasında yapılan tespitler de dikkate alındığında, inşaattaki mekanik işlerin davalı tarafından henüz bitmemesinin oluşturduğu, bu konuda davacı taşeronunun kusuru olmadığı, davalı şirket şantiye sorumlusu Özgür Kurnaz tarafından imzalanan çeşitli tarihlerdeki tutanaklarda sözleşme kapsamı dışında yaptırılan işlerin hesaba katıldığı, davalı şirketin hesap ekstresinde davacı tarafa 540.802,06 TL ödeme yapıldığının göründüğü, taraflar arasında imzalanan ve dava dilekçesi ekinde sunulan ek 1 deki belgeye göre davacıya toplam 584.222,86 TL bedelinde fatura kesilmesi gerektiği, davacı tarafından kesilen toplam fatura bedelinin 423.200,00 TL olduğu, davacı taşerona yapılan 540.802,50 TL ödeme tenzili sonrası davalıdan 43.420,80 TL alacağı kaldığı, işverenin taş yünü faturasının 1.077,12 m2 lik 27/04/2016 tarihinde 5.636,90 TL lik kısmını taşeron firmaya yansıttığı kalan 11.855,30 TL kısmının da taşeron firmanın alacağından düşüldüğünde davacının 31.565,50 TL alacağı kaldığı kanaatiyle davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesince verilen nihai karara karşı yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili tarafından İlk Derece Mahkemesine sunulan 21/02/2020 İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Verilen kararda, davacı şirket temsilcisi ile müvekkil şirketin yetkilendirdiği şantiye şefi arasında imzalanan ve taraflar arasında bağlayıcı olan nihai hakediş tutanağına itibar edilmediğini, bilirkişi raporunda yapılan iş ve ödemelerin karşılıklı anlaşma dışında hatalı değerlendirildiğini, imalat aşamasında projede değişiklikler yapılmış ise de bu değişikliklerin sök-tak malzeme şeklinde olduğunu, ek işçilik maliyetleri ve ek malzeme bedellerinin nihai hakedişte davacıya ödenmesinin kararlaştırıldığını, imalat yapılmadan önceki değişikliklerin ise birim fiyata dahil edildiğini, yevmiye miktarının gerçeğe aykırı olarak fazladan yazılarak taşeron lehine durum yaratıldığını, proje değişikliği nedeniyle davacının zarar iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davacı tanığı ve aynı zamanda davacının şantiye şefinin daha az performansla çalıştıklarını, tanık beyanları incelendiğinde sözleşme süresinin uzamasının asıl sebebinin davacı şirketin yeteri kadar personel bulundurmamış olması ve yanlış imalatları olduğunun anlaşılacağını, davacı şirketin 423.200,00 TL bedelli fatura düzenlendiği raporla yazılmış ise de; aslında toplam 523.500,00 TL fatura düzenlendiğini, yapılan incelemenin eksik olduğunu, kararda hakediş raporunda davacı tarafa yapılan ödemelerin kabul edildiğini, bu ödemelerin sadece düzenlenen çeklerden ibaret olmadığını, davacı şirket ve personellerinin konaklama giderleri ve faturaları, inşaat adresine gelen davacının kargolarının kargo ücretleri, nakliye bedeli ve elden ödenen nakit tutarları da içerdiğini, nihai hakediş raporundan sonra da davacının SGK borçları ve personelin konakladığı yerin faturalarının ödenmediğini, sözleşme uyarınca davacı tarafından yapılan tavan imalatında çatlamalar meydana geldiğini, bu nedenle davacının yapmış olduğu imalatın ayıplı olduğunu, söz konusu ayıpların başka bir firmaya düzelttirilmiş olup bu ek masrafların tespiti ve davacının alacağından mahsup edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle gerekli incelemeler yapılarak davanın reddine karar verilmesini beyan ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı taraf istinaf talebinde bulunmamıştır.
TOPLANAN DELİLLER:
-Bayburt Ticaret Sicil Müdürlüğü, Gümüşhane Ticaret Sicil Müdürlüğü, Gümüşhane 1.Noterliği, Karadeniz Vergi Dairesi, Deniz Bank Bayburt Şubesi, Gümüşhane İmar Müdürlüğü’nün cevabi yazıları,
-Gümüşhane Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/4 D.İş sayılı dosyası,
-Keşif,
-Bilirkişi Raporları,
-Tanık beyanları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca; HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” kuralı nazara alınmıştır.
Dosyanını incelenmesinden, taşeron davacı ile işveren davalı arasında 25.12.2015 tarihinde, Gümüşhane il merkezinde bulunan …..otel ve çok amaçlı salon şantiyesindeki inşaatın asma tavan, bölme duvar, ışık bandı gibi işlerinin teknik şartnameye uygun şekilde yapılması yönünde sözleşme imzalanıp, sözleşmeye göre işin 08.12.2015 tarihinde başlayıp 08.07.2016 tarihinde bitmesinin kararlaştırıldığı sabittir. Davacı, sözleşme uyarınca edimlerinin ifasına başlamış, sonrasında, sözleşme konusu işin geldiği aşamanın tespiti ve işin bitirilme imkanının olup olmadığı hususlarının tespiti için 12.2016 havale tarihli dilekçe ile Gümüşhane Sulh hukuk Mahkemesine delil tespiti talepli dava açmış, bu dosya kapsamında mahallinde yapılan inceleme üzerine düzenlenen bilirkişi raporunda; alçıpan tavan imalatının sonuçlandırılabilmesi için, öncelikle mekanik tesisat montajının ve elektrik bağlantılarının tamamlanması gerektiği belirlenmiş, bu huhusların tamamlanmaması halinde yapılanların yeniden sökülmesi gerekeceği belirtilmiştir. Bu aşamadan sonra davacı taraf herhangi bir ihtar çekmeden işi bırakmış ancak, davalı taraf şantiye şefi …… ile kalan malzemelerin tespitinin yapıldığı dava dilekçesi 7. ekinden anlaşılmakta olup bu tespitte; davacının aldığı ama kullanamadığı malzeme bedelinin 26.077,05 TL. olduğu belirlenmiştir. Yargılama sırasında …… tanık olarak dinlenmiş ve bu belgeyi kabul etmiştir.Davalı taraf da aynı belgeyi aşamalarda kabul etmiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin bu tarihte bittiği kabul edilebilinir. Ancak belgede tarih yoktur. Bununla birlikte Gümüşhane Sulh Hukuk Mahkemesine hitaben 11.Ekim 2016 tarihinde yazılan dilekçede işin tamamlanma imkanı olmaması nedeniyle haklı nedenle fesih yapılacağı bildirilmiş olması, tespit dosyasınca yapılan keşif tarihinde davacının sözleşmeden çekildiği kabul edilebilir. Ancak sözleşmenin feshi resmi olarak davalının; Gümüşhane 1. Noterliğinden 08.03.2017 tarihinde keşide ettiği ihbar ile fesholmuştur.
Eser sözleşmesi niteliği gereği tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme türüdür. Eserde iş sahibinin borcu bedelin yükleniciye ödenmesi, yüklenicinin borcu ise, iş sahibinin amacına, sözleşme içeriğin ile ve fen ve sanata uygun eseri imal ile teslim yükümlülüğü bulunmaktadır.
Dava dosyasında; tesbit dosyası dosya içerisine alınmış, davalının ticari defterleri celbedilmiş, mahallinde keşif yapılmış, tanıklar dinlenmiştir.
İlk derece mahkemesi; davacının talep ettiği, işin uzaması nedeniyle alacak kalemlerine, delil tespiti masrafı, süresinin uzaması nedeniyle fazladan ödenen SGK primli ve vergiler, fazla ödemek zorunda kalınan kira, personel masrafları, taşyünü fiat farkı ve diğer zararlar nedeniyle olan taleplerine itibar etmemiştir. Kararda itibar edilen alacak kalemleri; imalat bedeli veya hak ediş alacağı, ve bunun içinde hesap edilen kalan malzeme bedeli fiyatıdır. Davalının, davacıya taşyününü temin ettiği, 5.636,90 TL bedelini davacıya fatura ettiği, kalan 11.855,29 TL. Tutar için fatura etmediği, bu rakamın da imalat alacağından düşülmesiyle elde edilecek alacak miktarının 31.565,50 TL.olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin karar kurmuştur.
Gümüşhane Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/4 Değişik İş sayılı tespit dosyasında; imalatın büyük bir kısmının yapıldığı, yapılan kısımda ihtilaf olmadığı, tavan imalat kısmının büyük bir kısmının tamamlanamadığı, alçıpan tavan imalatının tamamlanabilmesi için öncelikle mekanik tesisat montajının ve elektrik bağlantılarının tamamlanması gerektiği, aksi halde yeniden sökülmesinin gerekeceği mütalaa olunmuştur.
İstinaf konusu yargılama aşamasında yapılan keşifte hazır bulunan inşaat ve elektrik mühendisi bilirkişisinden oluşan ikili heyet raporunda; imalatlarda meydana gelen değişim ve mekanik-elektrik imalatlarının yapılmamasının, işin bitim sürecini etkileyeceği bildirilmiştir.
24.07.2018 tarihli hesap bilirkişisi raporunda ise; davacının hakedişten 9.948,00 TL alacağının kaldığı, davacı tarafın, şantiye şefi …… ile mutabık kaldığı 26.077,05 TL. malzeme parasıyla birlikte 36.025,05 TL. alacağının bulunduğu tespit etmiştir. Aynı bilirkişilerin heyet halinde düzenlediği 14/12/2018 havale tarihli raporda da, aynı hususlar belirtilmiştir.
Dosya, talimat yoluyla Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek heyet raporu alınması istenmiş olup, 08/04/2019 havale tarihli heyet raporunda; dosyaya sunulan hakediş raporlarına ve buna karşılık yapılan ödemelerin ticari kayıtlardan çıkartılarak yapılan hesapla; davalının davacıya 540.802,06 TL. ödeme yaptığı, 584.222,86 TL. ödeme yapması gerektiği, davacının hakedişe göre KDV. dahil 161,022,86 TL. faturasının eksik olduğunu, davalının temin ettiği taşyününün eksik kalan bedeli olan 11.855,30 TL.’nin alacaktan düşülmesi gerektiği, bu durumda davalının borcunun 31.565,50 TL. kalacağı, davacının kesmesi gereken faturayı kesmemesi nedeniyle davalının 24.566,81 Tl zarara uğradığını ve faturanın kesilmesi gerektiğini, belirlenen alacak miktarının fatura kesildikten sonra 31.565,50 TL. olacağını belirlemiştir. İlk derece mahkemesinin, 08.04.2019 tarihli kök rapor ve bu raporun tekrarı mahiyetinde olan 19.06.2019 tarihli ek rapora itibar ederek hüküm kurduğu anlaşılmaktadır. Ankara 14.Asliye Ticaret Mahkemesinden istinabe ile aldırılan raporun, Mahkemeye sunulan somut deliller ve mahkemece tespit edilenler üzerinden düzenlendiği,, raporun denetime açık ve isabetli olduğu görülmekle bu rapora mahkemenin itibar etmesi isabetli bulunmuştur.
Bu doğrultuda davalı tarafın istinaf sebepleri tek tek ele alınarak incelenecektir.
1-Bilirkişi raporunda sahada kalan malzeme kalemlerine fazladan KDV uygulandığı, bunun da davacı lehine sebepsiz zenginleşmeye sebep olacağı iddia olunmuştur. Ancak, davalı, ilk derece mahkemesinde, karara esas alındığı anlaşılan 01/04/2019 tarihli Ankara 14.Asliye ticaret Mahkemesinden aldırılan kök heyet raporuna bu doğrultuda itirazda bulunmamış olup, itirazları doğrultusunda alınan ek rapora da itiraz etmemiştir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada usulünce ileri sürülmeyen itirazlar karar verildikten sonra istinaf sebebi yapılamayacağından, inceleme konusu yapılmamıştır.
2-Taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı işin uzamasında davacı tarafın kusurlu olduğu, eksik işçi istihdamı ve yanlış imalat nedeniyle geciktiği iddiasıyla ilgili olarak; yerel mahkeme, işin gecikmesi nedeniyle davacı lehine herhangi bir alacak talebi belirlemediğinden, davalının bu hususta istinaf kanun yoluna başvurmasında hukuki yarar yoktur.
3-Bilirkişi raporunda; davalının ticari defterlerinde davacının kestiği 423.200,00 TL. fatura bulunduğu, davacının davalıya KDV dahil 161.022,86 TL bedelli faturanın eksik kesildiği ve davalıyı zarara uğrattığını belirlemiş olmasına, 9.7.2018 tarihli heyet raporuna vermiş olduğu itiraz dilekçesinde de belirttiği gibi, davacının davalı tarafa 100,300,00 TL bedelli fatura da düzenlediği, toplam 523.200,00 TL. fatura tahakkuk ettirildiği nedeniyle istinaf sebebi yapılmışsa da, bu iddia davacı lehine olup, davacı lehine bir hususta, davacının istinafı yokken, değerlendirmeye alınmasında davalının hukuki yararı bulunmamaktadır. Davacının istinaf etmesi halinde, davalının kabulü gibi, bildirilen fatura kesilmesi gereken faturadan düşülerek, davalının yararlanamadığı vergi iadesi de alacaktan düşülmesi gerekmektedir; ancak davacı istinafı olmadığı için, davalı lehine usulü müktesap hak oluşmuştur.
4-Davalı taraf, haricen ödemelerde bulundukları, SGK borçları ve personel konaklama faturalarını ödediklerini iddia etmiş; işin yapılmasının gecikmesi nedeniyle bu farkın ödendiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı ve bilirkişi raporlarına göre işin gecikmesinde davalının kusurunun ağırlıkta olduğu kanaatine ulaşıldığından davalının bu ödemeleri borçtan düşülmesini isteme hakkına sahip olmadığı anlaşılmıştır.
5-Davalı, istinaf dilekçesinde de; taş yünü bedelini kendilerinin ödediğini, davacıdan herhangi bir ödeme alınmadığını iddia etmiştir. Bu talebine, karara esas alınan bilirkişi raporunda itibar edilmiş ve taşyünü bedeli, davalının toplam borçundan düşülmüştür. Mahkemede bu doğrultuda, davalı lehine hüküm kurduğu için istinaf edilmesinde hukuki yarar yoktur.
6-Davacı tarafın sözleşmeye aykırı ayıplı imalat yaptığını, ayıplı yapıyı başka bir firmaya yaptırıldığı, bu nedenle varsa alacaktan mahsubunun gerektiği, borcunun olmadığını iddia etmiştir. Davalı taraf eksik bırakılan işten bahsetmiş ama işin ayıplı yapıldığına dair istinafta ileri sürdüğü iddiasını, ne cevap dilekçesinde, ne ikinci cevap dilekçesinde ve ne de ön inceleme duruşmasında dile getirmemiş ve bu konuda delil ileri sürmemiş olmasından dolayı bu istinaf iddiasına itibar edilmemiştir.
7-Davalı, Mahkemenin kabul ettiği rakamın yüksek belirlendiği, dava tarihinden itibaren ticari faiz uyguladığı, düzenlenmeyen fatura nedeniyle taraflarının KDV indiriminden yararlanamadığı için faiz tarihini istinaf etmiştir. Davalının bu istinaf iddiası değerlendirmeye alınacaktır.
İlk derece mahkemesinin kararına dayanak yaptığı 8/4/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda davacının kesmediği 161.022,86 TL bedelli faturadan dolayı davalının 24.566,81 TL davalının vergi iadesinden zarar ettiği belirtilmiş olmasına ve bu fatura kesildikten sonra davalının borcunun 31.565,50 TL olacağının belirtilmiş olmasına rağmen ve hala faturanın kesildiğine dair bir kayıt bulunmadığı halde, alacak kaleminden bu miktarın düşülmeden hüküm kurulması hatalı olmuştur. Oysa kabule göre; davacının kesmediği faturanın vergi indirimi de düşülerek alacağın hesaplanması gerekmektedir. Buna göre; davacının KDV dahil toplam alacağı 584.222,86 TL olup, davalı 540.802,06 TL davacıya ödeme yapmıştır. Davalı davacıya taşyünü yönünden eksik fatura kestiği için, eksik faturaya dayalı KDV talep edemeyecektir. Bu haliyle davalının, davacıdan alması gereken taşyünü bedeli, KDV hariç 10.623,13 TL.’dir. Bu rakam ve davacının fatura kesmemesi nedeniyle davalının vergi indiriminden yararlanamadığı 24.566,81 TL alacaktan düşüldüğünde davalının borcu; 8.230,86 TL olmalıyken ve ticari faizin bu rakam üzerinden dava tarihi itibariyle başlatılması gerekli iken, bahsedilen hususlara riayet edilmeden ve hükme esas alınan bilirkişi raporu hatalı değerlendirilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu haliyle, davacının istinaf kanun yoluna başvurmadığı göz önüne alınarak ve davalı tarafın istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin hususlar çerçevesinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda davalının istinaf kanun yolu başvurusunun, yukarıda izah edilen sebepler doğrultusunda kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararındaki eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün kaldırılarak bu doğrultuda HMK.353/1-b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2019 tarih ve 2017/146 Esas 2019/344 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B-) Kaldırılan yerel mahkeme kararının yerine geçmek üzere YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1- 8.230,86 TL İmalat ve kalan malzeme bedelinin, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken toplam 562,25 TL harç peşin tahsil edildiğinden yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, fazla tahsil edilen 372,07 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden davanın kabul miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden davanın reddedilen miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 6.842,32 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
5- Yargılama sırasında yapılan peşin masraf 965,72 TL, tebligat gideri 376,70 TL, bilirkişi ücreti 3.600,00 TL, keşif masrafı 253,80 TL, müzekkere masrafı 306,40 TL olmak üzere toplam 5.502,62 TL yargılama giderininden ret ve kabul edilen miktarlar nazara alınarak takdiren 827,83 TL sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının taraflara iadesine,
C-) İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan harç ve masraflar yönünden;
6-Davalı tarafça istinaf başvurusu sırasında yatırılan 539,06 TL istinaf karar harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının ise Hazineye İRAT KAYDINA,
7-Davalı tarafça istinaf başvurusu sırasında yapılan 11,00 TL iki tebligat gideri, 62,30 TL posta masrafı ve 148,60 TL istinaf başvurma harcı olmak üzere toplam 221,90 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ÖDENMESİNE,
8-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapıldığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
9-İstinaf aşamasında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının talebi halinde davalı tarafa İADESİNE,
10-Harç iadesi, kesinleştirme, gider avansı iadesi ve karar tebliği işlemlerinin. HMK’nın 359/3.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi tarafından YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/03/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan
¸e-imzalıdır


Üye
¸e-imzalıdır


Üye
¸e-imzalıdır

Katip
¸e-imzalıdır