Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2021/2575 E. 2022/100 K. 14.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 2. HUKUK DAİRESİ
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/2575
KARAR NO : 2022/100

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2021
NUMARASI : 2021/576Esas – 2021/543 Karar

DAVACI :
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …-
İLİŞKİLİ KİŞİ : … -…-

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Krediden Kaynaklanan), İpoteğin Fekki
KARAR TARİHİ : 14/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/01/2022

Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın ticari müşterisi olduğunu, müvekkilinin 2016 yılında davalı bankadan 5.000.000,00-TL tutarında yatırım teşvik kredisi kullandığını, müvekkilinin 8.000.000,00-TL kullanabilecek durumu olmasına rağmen davalı bankaca sebebini bilmedikleri bir nedenle 5.000.000.,00-TL kredi kullandırıldığını, müvekkilinin bu nedenle bunun dışında 3.000.000,00-TL’de taksitli ticari kredi kullanmak zorunda kaldığını, bu nedenle müvekkilinin bu kısma ilişkin teşvikten mahrum kaldığını, hem de daha yüksek faiz ödemek zorunda kaldığını, bu krediler kullanılırken müvekkili tarafından davalı bankaya teminat olarak 36 adet bağımsız bölüm (daire) ve okul binasının ipotek gösterildiğini, 2017 yılında davalı bankanın müvekkiline haber vermeden kredide yapılandırma ismi altında bazı işlemler yaptığını bu işlemler nedeniyle müvekkilinin zarara uğratıldığını ayrıca müvekkilinin bu işlemlerden haberinin olmadığını, davalı banka yetkililerinin görevlerini kötüye kullanmak ve müvekkil firmayı yanıltmak suretiyle müvekkilini zarara uğrattıklarını, bu zarar karşılığında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL maddi ve 100.000,00-TL manevi tazminatın davalı bankadan tahsiline, borcun 3-4 katı fazla konulan ipoteklerin ise fekkine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN AÇILDIĞI MAHKEME TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER:
Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla), dava konusu ticari işlemden kaynaklanan ipoteğin fekki, maddi ve manevi tazminat istemi nin Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiğini bu hali ile mahkemelerinin Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile görevsiz hale geldiğinden, mahkemelerinin görevsizliğine ve dosyanın görevli ve yetkili Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
DAVANIN GÖNDERİLDİĞİ MAHKEME TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER:
Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan değerlendirmede; Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun “07.07.2021 tarih, 608 karar nolu kararı ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin Trabzon ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine, iş bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” karar verildiği, görülmekte olan davanın ise 01/09/2021 tarihinden önce Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Akçaabat Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı ve bu nedenle, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih, 608 karar nolu kararı kararı kapsamı dışında kaldığı, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Akçaabat Asliye Hukuk Mahkemesi olup bu Mahkemece verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunun anlaşıldığından Mahkemelerinin görevsizliğine karar verilmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ:
Her iki mahkemenin karşılıklı görevsizlik kararı vermiş olmaları üzerine karşı yetkisizlik kararını veren mahkeme, görev uyuşmazlığının çözümü ile yetkili mahkemenin belirlenmesi için dava dosyasını re’sen dairemize göndermiştir.
GEREKÇE:
Dava; maddi ve manevi tazminat (ticari kredi nedeniyle) ve ipoteğin fekki talebine istemine ilişkindir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararında; Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin Trabzon ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, kararın “01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” ilişkin cümlenin yorumlanması gerektiği, Kurul tarafından bu kararın 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara uygulanıp uygulanmayacağı hususunun açıkça belirtilmediği görülmüştür.
Medeni Kanunun 1.maddesinde; ” Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, buda yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir. Hakim karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.” hükmü gereğince, yapılan değerlendirmede yargılamaya egemen olan bir takım ilkelerin bulunduğu, tabii hakim, doğal yargıç ilkesi, usul ekonomisi ilkesi, kanuni hakim, yasal yargıç ilkesi, yargı ayrılığı ilkesi gibi ilkelerin bulunduğu, kanuni hakim, yasal yargıç ilkesi Anayasanın 142. Maddesine göre, mahkemelerin kuruluşu, görevleri yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. Bu düzenleme kanuni hakim ilkesine atıf yapmaktadır. Kanuni hakim ilkesi Anayasanın 37. Maddesinde, ” Kanuni hakim güvencesi başlığı altında hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.” hükmü ile düzenlenmiştir. Kanuni hakim; görev ve yetkisi kanunla belirlenmiş olan mahkemenin hakimidir. Bu ilkeyi karakterize eden tek unsur mahkemenin görev ve yetkisinin tayin edilmesi işleminin kanun ile yapılmış bulunmasıdır. Anayasanın yukarıda sayılan maddeleri ve kanuni hakim ilkesi çerçevesinde mahkeme kurma görevi münhasıran yasama organına yani TBMM’ye aittir. İdarenin tüzük ve yönetmelik gibi düzenleyici işlemleri aracılığıyla mahkeme kurması, kurulmuş mahkemenin görevlerini, yetkilerini ve yargılama usullerini değiştirmesi mümkün değildir. Bu ilke yargılamanın adil biçimde tarafsız ve bağımsız hakimlerce yapılmasını sağlamaya yöneliktir.
Tabii hakim ilkesi ise, Mahkemelerin kuruluş ve görevlerinin belirlenmesinde gözetilmesi gereken ilkelerdendir. Tabii hakim yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hakimine tabi hakim dendiği, tabii hakim ilkesi, kanuni hakim ilkesinden daha geniş bir anlam ifade ettiği, bu çerçevede tabii hakim ilkesine uygunluğun sağlanması için kanunla mahkemenin görev ve yetkisinin belirlenmesi işleminin yargılanacak olan uyuşmazlığının gerçekleşmesinden önce yapılmış olması şarttır.
Anayasa’nın 141. Maddesinde; usul ekonomisi ilkesine atıf yaptığı, bu maddede davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, hakimin görevidir. Ayrıca medeni usul hukukuna egemen olan ilkelerden biri olan usul ekonomisi ilkesi yasalarda öngörülen düzenleme çerçevesinde yargılamanın kolaylaştırılmasını, yargılamada öngörülen olağan zaman süresinin aşılmamasını ve gereksiz gider yapılmamasını amaçlar ve bunu hakime bir görev olarak yükler.
Avrupa İnsan Hakları mahkemesi kararlarında da; doğal hakim ilkesine atıflar yapılmıştır. Bireylerin yasa ile kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanma hakkı AİHS’nin adil yargılanma hakkının düzenlendiği 6. Maddesinde; herkes davasını medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar yada cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir denilmek suretiyle güvence altına alınmıştır. AİHS’nde doğal hakim ilkesi adil yargılama hakkına ilişkin 6. Maddede; mahkemelerinin yasayla kurulmuş olması ve bağımsız ve tarafsız olması gibi kriterler esas itibariyle doğal hakim ilkesini de kapsar bir nitelik arz etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, mahkemelerin yargı yetkisinin ancak yasama organı tarafından kanunla düzenlenebileceğini belirterek içtihat yoluyla da bu kuralın esnetilmeyeceğini açıkça belirtmiştir.
Yukarıda açıklanan kanuni hakim ilkesi, doğal hakim ilkesi, usul ekonomi ilkesi bu husustaki Anayasal düzenleme ve Anayasa Mahkemesi kararları, AİHS ve AİHM kararları birlikte değerlendirilip yorumlandığında, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar için yetkili ve görevli olduğu, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan mahkemelerin elindeki Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanmalıdır.
Bu durumda, dava tarihinde, Akçaabat İlçesinde müstakil ticaret mahkemesinin bulunmadığı, ticari dava niteliğindeki davaya Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yazılıp açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemesine iadesine,
Dair, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile 14/01/2022 tarihinde karar verildi.

… … … …
Başkan- … Üye-… Üye-… Katip- …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır