Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/261 E. 2023/256 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/01/2021
KARAR TARİHİ : 16/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/05/2023

Trabzon 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas- 2.. Karar sayılı dava dosyasına görevsizlik kararı verilmiş olmakla mahkememize gelen dosya incelendi. Yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili sunmuş olduğu 17/01/2021 tarihli dava dilekçesini özetle; Müvekkili davacının kefil sıfatıyla dava dışı asıl borçlu … .Bankası A.Ş. ‘den kullandığı 09/07/2015 tarih ve 70.000 TL miktarlı kredi nedeniyle davalı kefil ve diğer 2 kefille birlikte …Bankası A.Ş.’ye borçlandığını, asıl borçlunun … krediye konu borcu ödememesi üzerine davalı kooperatif kalan borcu kendisinin ödediği iddiasıyla Trabzon İcra Dairesi … sayılı dosyasıyla 12.565,01 TL asıl, 418,26 TL işleyen faiz olmak üzere 12.983,27 TL miktarı üzerinden asıl borçlu ve diğer kefiller aleyhinde ilamsız icra takiplerine konu takip başlatıldığını, davacının takipten haberdar olmadığı için aleyhindeki takibin kesinleştiğini, mal varlıklarına konulan hacizler üzerine takipten haberdar olup davalı alacaklı vekili … 26/02/2020 tarihinde haricen 20.000 TL ödeyerek dosya borcunu kapattığını, alacaklı vekilinin haricen tahsil nedeniyle dosyanın harcını ödeyerek dosyayı işlemden kaldırdığını, davacı ile davalının asıl kredi borçlusu … müşterek kefilleri olduğu, kredinin ayrıca 2 kefili daha bulunlunduğunu, davalı /alacaklı …Bankası A.Ş.’ye kalan kredi borcunu ödediğine dair bir belgeyi takip dosyasına sunmadığını, davalı/alacaklının ayrıca asıl borçlu ve diğer kefilleri temerrüde düşürmeden takibe giriştiğini, kefilin ancak eda ettiği şey nispetinde alacaklının haklarına halef olacağını, davalı krediden kalan borcu ödemeden takibe giriştiğini, ayrıca temerrüde düşürmeden borçlularından faiz talep etmesinin de yasal olarak mümkün olmadığını, bu bağlamda davalı alacaklının başlattığı takipte asıl alacak ve faiz talebinin yasal dayanağının olmadığını, davacının ödediği miktar için istirdatı gerektiğini, davalı alacaklının asıl kredi borçlusu … 4 kefilinden birisi olduğunu, ödediğini iddia ettiği ve Trabzon İcra Dairesi … sayılı dosyasıyla takibe giriştiği alacağının tamamını dosya borçlularından talep ettiğini, davalının kredi sözleşmesinde kefil olduğu halde ödediği miktarın tamamını diğer kefillerden rücu hakkı bulunmadığını, genel kefil sorumluluğu gereği kefil diğer kefillere hisseleri oranında rücu hakkı bulunduğunu, müvekkilinin haciz baskısı altında Trabzon İcra Dairesi … sayılı dosyası borcunun tamamını ödeyerek dosya borcunu kapattığını, müvekkilinin …Bankası A.Ş.’ye olan kredi borcundan ödenmeyen miktarın hissesine düşen kısmından sorumlu tutulabileceğini, …Bankası A.Ş.’ye olan kredi borcundan ödenmeyen miktarın hissesine düşen kısmı bilirkişiler marifetiyle hesaplanarak haciz baskısı altında ödemek zorunda olduğu miktardan düşülerek, bu miktarın davalı alacaklıdan istirdatı gerektiğini, arz ve izah edilen nedenlerden fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla ve istirdat miktarının uzman bilirkişiler tarafından tam olarak hesaplanması halinde istirdat miktarı da göz önünde bulundurularak değeri arttırılmak ve harcı yatırılmak üzere davanın kabulü ile Trabzon İcra Dairesi … sayılı dosyasında müvekkilinin haciz baskısıyla ödemek zorunda olduğu şimdilik 5.000 TL, bilirkişiler tarafından tam olarak hesaplanması halinde istirdat miktarı da göz önünde bulundurularak arttırılmak üzere, alacak miktarının ödeme tarihi olan 26/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine, davalının haksız ve suiniyetli haczi nedeniyle bilirkişilerce hesaplanacak alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, dava masrafları ile ücreti vekaletin karşı davalıya yüklenmesine karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmektedir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu 04/03/2021 havale tarihli cevap dilekçesini özetle; İcra İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereği istirdat davasının açılması için 1 yıllık süre öngörüldüğü bu halde dava konusu 5.000 TL’yi aşan kısım için talep hakkının düştüğünü, dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere davacı tarafın talebinin temelini kredi yönünden kendine düşen payın iadesi üstüne kurduğunu, kullanılan kredinin de borçlu ve kefiller müteseisil kefilleri olduğunu, kredi sözleşmesinde davacının el yazısıyla açıkça krediye müteselsilen kefil olduğunu kabul ettiğini, müvekkili kooperatif ve diğer kefiller arasında imzalanan Müteselsil Kefalet Sözleşmesinin de tüm kefiller gibi davacı taraf da kredinin ilgili bankaya Kooperatifçe ödenmesi durumunda ödenen tutarın tamamının kendilerine rücu edileceğini kabul ettiklerini, davacının dava dilekçesinde müvekkili Kooperatifin de kredi sözleşmesinde kefil olduğunu genel kefil sorumluluğu gereği diğer kefillere ancak borçları uyarınca rücu edebileceğini beyan etse de 6098 Sayılı Yasa’nın 587/son .maddesi hükmüne amir olup genel kefalet kurallarının işletilmesi için aksinin kararlaştırılmamış olması gerektiğini vurguladığını, kooperatif ile davacı da dahil olmak üzere yapılan 07/07/2015 tarihli “Müşterek Borçlu ve Müşterek Kefillere Ait Sözleşme, Bilgilendirme ve Taahhütname’nin” 3.maddesi açıkça muaccel olan borcun ilgili bankaya müvekkili Kooperatifçe ödenmesi halinde asıl borçlu ve diğer kefillerin bu meblağında tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını kabul ettiklerini, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Esas: 2010/ 22307 Karar: 2011 / 637 Karar kararı ve Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 2016/7361 E 2019/4713 K sayılı Yargıtay kararları ve de ilgili yasa gereği taraflara arasında imzalanan sözleşme gereği müvekkili kooperatifin bankaya yaptığı ödemenin tamamının kefilleri rücu edebileceğini, davacı tarafça dava dilekçesinde takipten haberi olmadığını, …’a kalan kredi borcunu ödediğine dair belgeyi takip dosyasına sunmadığını, temerrüde düşürülmediğini, haciz baskısı altında ödeme yaptığını dile getirdiğini, ilgili kredi banka tarafından tahsil edildiği, kooperatif vasıtasıyla kullanılan kredilerde alacağın takibe geçilmesinden önce hem mesaj yoluyla hem de telefon yoluyla borçlu ve kefillere ödeme yapılması için ihtarlar gönderildiğini, takip yönünden ise İcra dosyasındaki takip talebi usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, temerrüt ve faiz yönünden itirazlar incelenecek olursa davacıya müvekkili şirket yönünden yazılı ihtamame iadeli taahhütlü posta yoluyla tebliğ edilmiş olup bu doğrultuda muaccel hale gelen borç yönünden borçlunun temerrüde düşürüldüğünü, açıklanan nedenlerle açılmış bulunan iş bu davanın reddi ile mahkeme masraflarının ve avukatlık ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesin vekaleten talep etmektedir.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu 29/03/2021 tarihli cevaba cevap dilekçesini özetle; Davacının dava değerini bilirkişi incelemesi ve mahkemenin takdirini gerektirdiğinden ileride dava değerini ve harcını tamamlatmak üzere 5.000 TL üzerinden açtığını, dava değerini ve harcını tamamlatmak üzere kısmi dava açmasında hukuki yararı olduğunu, davalının dava dışı asıl borçlu … …Bankası A.Ş. ‘den kullandığı 07/07/2015 tarih ve 70.000 TL miktarlı kredi nedeniyle kefil sıfatıyla ödemek durumunda kaldığı gerekçesiyle Trabzon İcra Dairesi … sayılı dosyasıyla 12.565,01 TL asıl, 418,26 TL işleyen faiz olmak üzere toplamda 12.983,27 TL miktarı üzerinden asıl borçlu ve diğer kefiller aleyhinde ilamsız icra takiplerine konu takip başlattığını, müvekkilinin takibe konu borcu alacaklı vekili … 26/02/2020 tarihinde haricen 20.000 TL ödeyerek kapattığını, alacaklı vekili haricen tahsil nedeniyle dosyanın harcını ödeyerek dosyayı işlemden kaldırdığını, davalının takibe girişmeden önce 19/06/2018 tarihli ihtarname ile …Bankası A.Ş. ‘den kullanılan 07/07/2015 tarih ve 70.000 TL miktarlı kredi nedeniyle ödenmeyen 13.283,27 TL miktarın banka hesabından ödendiğini, ödenen miktarın 7 gün içerisinde kooperatif hesabına ödenmesini aksi halde yasal takip başlatılacağını bildirdiğini, davalı 19/06/2018 tarihli ihtarnamede 13.28327 TL ödediğini beyan etmiş olmasına rağmen ödemeye ilişkin dekont veya belgeyi ibraz etmediğini, krediye konu bakiye borcun davalı tarafından ödenip ödenmediği, hangi tarihte ve miktarda ödendiği hususlarında davacının bilgi sahibi olmadığını, davalının ihtarnamedeki beyanı dışında davacının herhangi bir bilgisi bulunmadığını, Ticari sır kapsamında bulunduğu için davacının ödemeye ilişkin belgelere ulaşmasının da hukuken imkanının olmadığını, davalı ihtarnamede 13.28327 TL ödediğini beyan etmiş olmasına karşın Trabzon İcra Dairesi … sayılı dosyasıyla 12.565,01 TL asıl, yıllık %45 faiz oranı üzerinden işleyen 418,26 TL faiz alacağı olmak üzere toplamda 12.983,27 TL miktarı üzerinden takip başlattığını, davalının krediye konu bakiye borcu ödeyip ödemediği veya hangi tarihte ve miktarda ödediğinin bilinmediğini, Trabzon İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasında talep ettiği asıl alacak ve faiz miktarı ile faiz oranı vesair hususlar dikkate alındığında davada bilirkişi incelemesi ve mahkemenin takdirini gerektirecek hususlar bulunduğunu, bu bağlamda davanın kısmi dava şeklinde açılmasında hukuki yararı bulunmadığını, davalının dava değeri olan 5.000 TL miktarı aşan kısım için davacının zaman aşımı nedeniyle dava ve talep hakkının düştüğü yönündeki itirazının yasal dayanağı olmadığını, talebin reddi gerektiğini, davacı ile davalı asıl kredi borçlusu …’nun müşterek müteselsil kefilleri olduğu, kredinin ayrıca 2 kefili daha bulunduğunu, davalı …Bankası A.Ş.’ye bakiye kredi borcunu ödediğinden bahisle Trabzon İcra Dairesi … sayılı dosyası ile asıl borçlu ve diğer kefilleri aleyhinde takip başlattığını, davalı kefil sıfatıyla ödediğini iddia ettiği miktarın tamamını asıl borçlu ve kefillerinden talep ettiğini, davalının başlattığı takipte talep ettiği %45 oranındaki temerrüt faizinin de yasal dayanağı olmadığını, faiz oranı ve faiz alacağı yönünden de takibe itirazlarının bulunduğunu, davalı alacaklı asıl kredi borçlusu … 4 kefilinden birisi olduğunu, davalının kredi sözleşmesinde kefil olduğu halde ödediği miktarın tamamını diğer kefillere rücu hakkı bulunmadığını, Genel kefil sorumluluğu gereği kefil diğer kefillere hisseleri oranında rücu hakkı bulunduğunu, davalı vekilinin 07/07/2015 tarihli ”Müşterek Borçlu ve Müşterek Müteselsil Kefillere Ait Sözleşme, Bilgilendirme ve Taahhütname ” sözleşmesinin hukuki dayanağının olmadığını, kredi öncesi veya sonrası genel kefil sorumluluğunu ortadan kaldıracak sözleşme ve/veya taahhütnamelerin batıl ve geçersiz olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerden fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla ve istirdat miktarının uzman bilirkişiler tarafından tam olarak hesaplanması halinde istirdat miktarı da göz önünde bulundurularak değeri arttırılmak ve harcı yatırılmak üzere; Davanın kabulü ile Trabzon İcra Dairesi sayılı dosyasında müvekkilinin haciz baskısıyla ödemek zorunda olduğu şimdilik 5.000 TL, bilirkişiler tarafından tam olarak hesaplanması halinde istirdat miktarı da göz önünde bulundurularak arttırılmak üzere, alacak miktarının ödeme tarihi olan 26/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine, davalının haksız ve suiniyetli haczi nedeniyle bilirkişilerce hesaplanacak alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, dava masrafları ile ücreti vekaletin karşı davalıya yüklenmesine karar verilmesini vekaleten talep etmektedir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu 19/04/2021 tarihli 2. Cevap dilekçesini özetle; Davacı tarafın kısmi dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı iddia edilmemekle birlikte, iddialarının dava konusu 5.000 TL yi aşan kısım için artık talep hakkının düştüğüne yönelik olduğunu, nitekim öğretide kısmi davanın kalan kısım için zaman aşımını kesmediğine dair görüşlerin baskın olduğunu, davacı tarafça ısrarla dava konusu olan kredi borcunun ödendiğine dair bir dekont bilgisine sahip olmadıkları belirtildiği ancak bu husus bankaya başvurularak rahatlıkla öğrenilebileceğini, söz konusu ödeme müvekkilince doğrudan yapılan bir ödeme olmayıp, bankaca müvekkili kooperatifin banka hesabından çekme yoluyla tahsil edildiğini, özetle kredi taksidinin günü geldiğinde tutar doğruca banka tarafından müvekkili kooperatif hesabından çekildiğini, davacı tarafça; “Müşterek borçlu ve müşterek müteselsil kefillere ait sözleşme, bilgilendirme ve taahhütname” sözleşmesinin hukuki dayanağı olmadığı ve genel kefil sorumluluğuna aykırı olarak tüm borcun bir kefilden alınmasının mümkün olmadığının iddia edildiğini, bu iddianın hukuken yersiz bir iddia olduğunu, şöyle ki bu sözleşme TBK 587. Maddesi hükmü gereğince mümkün olduğunu, güncel Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere taahhüt gereği müvekkil kooperatifin ödediği tutarın tamamını diğer kefillere rucü edebileceğine hükmedildiğini, Mevcut taahhüdün yanında ayrıca kredi sözleşmesinin içeriğinde olan “kefalet sözleşmesi” de dikkate alındığından davacının davasının hukuk zeminde yer bulamayacağını, Kefalet Sözleşmesi’nin 2.2.maddesinden anlaşılacağı üzere müvekkili kooperatifçe uygulanacak olan temerrüt faizi Bankaca TCMB’ce bildirilen aynı tür kredilere uygulanan en yüksek cari akdi faizin %100 fazlası oranında olacağı taraflarca kabul edildiğini, davacı taraf her ne kadar dava dilekçesinin 2. paragrafında ihtarname yollanmadığından bahisle “davacı takipten haberdar olmadığı için takip kesinleşmiştir. Davacı malvarlıklarına konulan hacizler üzerine takipten haberdar olmuştur.” dese de cevaba cevap dilekçelerinin 4.,5. Ve 6. Paragraflarında ihtarnamenin taraflarına ulaştığını ikrar ettiklerini, bu halde davacı tarafın borçtan ve borcun kooperatif nezdinde takibe düştüğünden haberdar olduklarını, açıklanan nedenlerle açılmış bulunan davanın reddine ve mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep etmektedir.
Trabzon İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının fiziken dosya arasına alınmıştır.
…Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava dışı … Kimlik Numaralı …’nun 09/07/2015 tarih ve 70.000,00 TL miktarlı kullandığı krediye ilişkin kredi sözleşmesi, kefalete ilişkin belgeleri, ödeme belgesi ile borç bilgilerine ait tüm belge ve kayıtların gönderilmesi istenilmiş gelen cevabı yazı dosya arasına alınmıştır.
…Bankası Trabzon Merkez Şubesine müzekkere yazılarak dava dışı borçlu … ile akdedilen 07/07/2015 tarihli kredi sözleşmesinin 11 ve 12. Taksitlerinin kooperatif hesabı tarafından mı yoksa borçlu … hesabından ödendiği hususunda mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş gelen cevabı yazı dosya arasına alınmıştır.
…Bankası Trabzon Merkez Şubesine müzekkere yazılarak 25/11/2021 tarih 869 sayılı yazı cevabı ekinde gönderilen dekontta göndericinin hesap bilgilerinin yer almadığı, dekonta konu borcun hangi hesap numarasından ödendiği hususunda bilgi verilmesi istenilmiş gelen cevabı yazı dosya arasına alınmıştır.
Dosyanın mali müşavir hesap bilirkişisine tevdii edilerek dosyadaki belgeler ve dekontlar dikkate alınarak rapor tanzim edilmesinin istenilmiştir.
Bilirkişi …tarafından hazırlanan 07/11/2022 havale tarihli bilirkişi raporunu özetle: Davacı … dava dışı borçlu …’na davalının …Bankası vasıtasıyla kullandırdığı 70.000.00 TL miktarlı kredinin müştereken ve müteselsilen kefili olduğu, davacı … sözleşme eklerinde imzasının bulunmasıyla borcun tamamını müteselsilen kabul ettiği, davalı dava dışı borçlunun 09.04.2018 tarihli taksitinin ödenmediği noktasında davacı ve diğer kefillere alacağını ihtar ederek tebliğ ettiği ve ödenmeyen alacağını dosyaya konu 2 adet dekont miktarları ile Halk Bankası hesabından karşılayarak 25.10.2018 tarihli takip emri ile talep ederek tebliğ ettiği, Takdiri mahkemeye ait olmak üzere; davacı …’nun 26.0.2020 tarihinde haricen ödediği 20.000,00 TI’yi davalı …’nden sözleşme şartları gereği ve davacı kefil ile 01.06.2015 tarihli Müştereken Borçlu ve Müştereken Müteselsil Kefillere Ait Sözleşme, Bilgilendirme ve Taahhütname içeriğinde kararlaştırılan ödemeden kaynaklı iade şartı imza altına alınmış olup davacı kefilin ödemiş olduğu miktarı geri talep edemeyeceği anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunmuş olduğu görüldü.
Bilirkişi … tarafından hazırlanan 09/01/2023 havale tarihli bilirkişi ek raporunu özetle: Davacı … dava dışı borçlu …”na davalının …Bankası vasıtasıyla kullandırdığı 70.000.00 TL miktarlı kredinin müştereken ve müteselsilen kefili olduğu, davacı … sözleşme eklerinde imzasının bulunmasıyla borcun tamamını müteselsilen kabul ettiği, davalı dava dışı borçlunun 09.04.2018 tarihli taksitinin ödenmediği noktasında davacı ve diğer kefillere alacağını ihtar ederek tebliğ ettiği ve ödenmeyen alacağını dosyaya konu 2 adet dekont miktarları ile …Bankası hesabından karşılayarak 25.10.2018 tarihli takip emri ile talep ederek tebliğ ettiği, Takdiri mahkemeye ait olmak üzere; davacı …’nun 26.0.2020 tarihinde haricen ödediği 20.000,00 TI’yi davalı …’nden sözleşme şartları gereği ve davacı kefil ile 01.06.2015 tarihli Müştereken Borçlu ve Müştereken Müteselsil Kefillere Ait Sözleşme, Bilgilendirme ve Taahhütname içeriğinde kararlaştırılan ödemeden kaynaklı iade şartı imza altına alınmış olup davacı kefilin ödemiş olduğu miktarı geri talep edemeyeceği anlaşılmaktadır.

Davacı vekilinin bilirkişi ek raporuna karşı itiraz dilekçesi sunmuş olduğu görüldü.
Davacı vekilinin 07/05/2021 tarihli dilekçesiyle davasını ıslah etmiş olduğu görüldü.
Trabzon 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …- … sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderildiği 04/05/2023 tarihli tensip zaptıyla; emsal nitelikteki Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 29/04/2022 tarih … – … sayılı ilamında da belirtildiği üzere; görevsizlik kararı verilen iş bu dosyanın Mahkememize gönderilme tarihi olan 02/05/2023 tarihinden önce zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediği hususunda açıklama yapması ve arabulucuya başvurulmuş ise arabuluculuk tutanağının aslını ya da arabulucu tarafından onaylanmış örneğini sunması için davacı vekiline 1 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde açıklama yapılmaz veya arabuluculuk son tutanağı sunulmaz ise davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilebileceği hususunu içeren ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiştir.
7155 sayılı kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” hükmü uyarınca, “Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması” gerektiği, yine 7155 sayılı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasına cümle ekleyen 23. maddesi ile arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilir hükmünü içermektedir.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; dava konusu uyuşmazlığın alacak nedeniyle istirdat davasına ilişkin olduğu ve istirdat davasının arabuluculuk dava şartına aramaktadır. Davacı vekili verilen kesin süre içerisinde, 02/05/2023 tarihinden önce zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediği hususunda açıklama yapmamış ve arabulucuya başvurulmuş ise arabuluculuk tutanağının aslını ya da arabulucu tarafından onaylanmış örneğini sunmadığı anlaşılmakla, arabulucuya başvurulmadan açılan iş bu davanın HMK’nun 114/2 ve 115 maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen “Dava şartı olarak arabuluculuk” hükmü uyarınca, ” Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiği” düzenlenmiş olup, açılan davada arabulucuya başvurulmadığı anlaşıldığından, HMK’nun 114/2 ve 115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE.
2- Alınması gereken toplam 179,90 TL’den peşin alınan 85,39 TL’nin mahsubu ile bakiye 94,51 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA.

3- Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 5.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
4- Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA.
5- Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACIYA İADESİNE.

Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2023