Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/572 E. 2022/351 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/572 Esas – 2022/351

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından sunulan 08/12/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı, … Tic. Ltd. Şti., … Ticaret Limited Şirketi unvanı ile Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğüne … sicil ile kayıtlı olarak 11.06.1996 tarihinde tescil olunmuştur. Şirketin kurucu ortakları …, … ve … olup bir aile şirketidir. Kuruluş adresi, … No: 12 Trabzon’dur. Davacı şirket, 28.12.2004 tarihinde kuruluş adresinden, halen faaliyet gösterdiği(haksız haczin de uygulandığı adres olan) … mah. …Sok. No:… Ortahisar/Trabzon adresine taşınmıştır. Adres değişikliği 10 Ocak 2005 tarih 6216 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmıştır. Davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi 04.07.2007 tarihinden itibaren …’dır. Bu husus da 6844 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmıştır. Davacı şirket, fotokopi ve ozalit çekimi yapmakta ve fotokopi makinelerinin satışını yapmakta ve yetkili servis hizmeti vermektedir. Müvekkil şirket ayrıca bölgenin en büyük baskı makineleri ithalat ve ihracat firmalarından biri olup , aynı zamanda … markasının da Türkiye distribütörüdür. Trabzon ilinde üç, Erzurum ve Ankara illerinde de birer şubesi ile halihazırda ticari faaliyetlerine devam etmektedir. Davalı … Ltd. Şti., borçlusu …Ltd. Şti. isimli şirketten alacağını tahsil amacıyla İstanbul 13. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyadan icra takibine girişmiştir. Takip alacaklısı davalının talebi üzerine, Trabzon …. İcra Müdürlüğünün … Tal. sayılı dosyasından 02.04.2015 tarihinde, davacı/müvekkilin adresinde o günkü muhammen bedelleri 54.000 TL olan, 1 adet renkli fotokopi makinesi ile 1 adet plan kopyalama makinesi haczedilmiştir. Davacı şirketin yetkilisi …, haciz olunan mahcuzların davacı … Tic. Ltd. Şti. ne ait olduğunu beyan etmiş, ilgili faturaları sunmuştur. Davacı müvekkil şirketin istihkak iddiası zapta geçmiştir. Davalının talebi üzerine bu kez 01.06.2015 tarihinde Trabzon …. İcra Müdürlüğünün … Tal. Dosyasından, davacı şirketin adresine gelinerek, henüz müvekkile tebliğ olunmayan İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesinin … K. sayılı “takibin devamına dair” karar infaz memuru tarafından okunmuş ve talep üzerine mahcuz mallar muhafaza altına alınmıştır. Haciz olunarak muhafaza altına alınan mahcuzlar müvekkil … Tic. Ltd. Şti. ne ait olduğundan istihkak davası açmak zorunlu olmuştur. Takibin devamına ilişkin icra mahkemesi kararı henüz müvekkile tebliğ olunmadığı ve haciz sırasında, zapta geçirildiği üzere, istihkak iddia eden 3. Kişi … Tic. Ltd. Şti. olmasına rağmen, muhafaza sırasında okunmak suretiyle müvekkilin bilgisi olan “takibin devamına dair karar” da, istihkak iddiacısı … olarak gösterildiğinden, müvekkil şirketin istihkak iddiasının İcra Hukuk Mahkemesi denetiminden geçmediği kabul olunarak, borçlu da davalı olarak gösterilmiştir. Davalının Trabzon …. İcra Müdürlüğünün … Tal. dosyasının 02.04.2015 tarihli haciz zaptında yer alan beyanlarına göre; müvekkil şirketin yetkilisinin aynı zamanda borçlu şirketin de eski ortağı olmasını, “muvazaa” olarak nitelendirmiş ve davacı/müvekkil şirkete ait iş yerinde, davacı/müvekkil şirkete ait menkul mallar haciz olunmuştur. Akabinde de “takibin devamına dair karara dayanılarak” mahcuz mallar parçalanmak suretiyle muhafaza altına alınmıştır. Hatta, mahcuz profesyonel nitelikli ve değeri binlerce euro tutarında olan renkli fotokopi makinesinin bir kısmı parça parça muhafaza altına alınmış, haciz mahallinde hazır edilen teknik bilirkişinin sökememesi nedeniyle de bazı kısımları haciz mahallinde bırakılmıştır. Böylece, muhafaza altına alınan kısmın hiç bir ekonomik değeri olmadığı aşikardır, çünkü makinenin yarısı muhafaza altında, yarısı ise başka yerde kalmıştır. Böylece, davalının alacağı tahsil etmek gayreti içerisinde değil de, borçla hiç bir ilgisi olmayan müvekkile zarar verme gayretinde olduğu açığa çıkmıştır. Davalı İstanbul 13. İcra Müdürlüğü dosyasına açtığı 04.04.2015 tarihli talepte, davacı şirketin istihkak iddiasını kabul etmediği bildirirken; “Önce borçlunun adresine gidildiğini, adresin kapalı olduğunu gördüklerini, civardan borçluyu sorduklarında “bizden duymuş olmayın abi ama caddenin başında dükkanlarını oraya taşıdılar, arada bir gelir giderler” diyerek, borçlunun aynı mahalde No:… adresinde ticari faaliyetlerine devam ettiklerini beyan etmişlerdir.” iddiasında bulunmuştur. Davalının bu iddiası gerçek dışı olduğu da kesin hükümle ortaya çıkmıştır. Şöyle ki; az yukarıda ifade olunduğu ve ticaret sicil kayıtlarından da anlaşılacağı üzere, davacı şirket, haciz adresinde 2005 yılından itibaren faaliyettedir. Yani, davacı şirket, daha dava dışı takip borçlusu şirket kurulmadan da aynı yerdedir. O halde, borçlunun taşınmasından söz edilemez. Söz konusu beyanların, “yaratıcılık eseri” olduğu, davalının anlatımıyla civarın bu beyanlarının haciz zaptında olmadığından da açıkça anlaşılmaktadır. Davalı İstanbul 13. İcra Müdürlüğü dosyasına açtığı 04.04.2015 tarihli talepte, davacı şirketin istihkak iddiasını kabul etmediği bildirirken; …’nın, takibe konu borcun doğumundan sonra, eski adresin hemen yakınında davacı şirketi kurduğunu iddia etmektedir ki, bu beyanlarını Ticaret Sicil kayıtları yalanlamaktadır. Davalının gerçeğe aykırı beyanları bunlarla sınırlı değildir. Davalı ihtiyati haciz kararı başvurusunda borçlunun adresinin Trabzon ilinde olduğunu bile bile, sırf İstanbul Ticaret Mahkemelerini yetkili kılabilmek adına, Ticaret Mahkemesine borçlunun adresinin Şişli/İstanbul olduğunu bildirmek suretiyle ihtiyati haciz kararı alabilmiştir. Bu nedenlerle, Yapılan haksız ihtiyati ve normal hacizler çerçevesinde maddi ve manevi olarak zarara uğrayan müvekkil için, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizleriyle birlikte HMK 107/1’e göre 10.000,00 T.L. maddi tazminat ve 50.000,00 T.L. manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.

Duruşmalara gelen davacı vekili dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalılara usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 20/01/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki dava yetkisiz mahkemede açıldığından, dosyada yetkisizlik kararı verilmesi gerekmektedir. huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesi hmk m.107’de belirlenen kriterlere açıkça aykırı olmuştur. davacı tarafın hiçbir zararı olduğunu kabul etmemekle birlikte, davacı tarafça ileri sürülen alacak zamanaşımına uğradığından zamanaşımı def’inde bulunuyoruz. Dava dilekçesinde, muhafaza altına alınan ürünlerin yediemin deposu niteliği olmayan izbe bir yerde muhafaza edildiği ve sonra bu yerden alınarak ilçe ilçe gezdirilip daha da beter hale getirildiği, davacı şirketin ticari itibarının tüm komşularının gözleri önünde baltalandığı, müvekkil şirketin borcu tahsil amacı gütmediği ve intikam hissiyle hareket ettiği ileri sürülmüşse de, davalı tarafın iddiaları hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Zira iddialarını destekler nitelikte hiçbir ispat vasıtasına dayanılmadığı gibi salt soyut beyanlarla yetinilmiştir. Çekin uygulamada vadeli ödeme aracı olarak kullanılması sebebiyle söz konusu çek, borçlu şirket tarafından düzenleme tarihinden önceki bir tarihte yani …’nın şirket yetkilisi ve ortağı olduğu dönemde düzenlenmiştir. bu durum tarafların ticari defterlerinde yapılacak inceleme neticesinde anlaşılacağı gibi takip konusu çek üzerinde bulunan imzanın davacı şirket yetkilisi …’ya ait olması sebebi ile de ortadadır. davacı tarafın iddiası tamamen gerçek dışı olup davacı şirket yetkilisi …, düzenleme tarihi 31.12.2014 olan çeki, borçlu şirket ortaklığından 10.10.2014 tarihinde ayrılmış olmasına rağmen borçlu şirket adına nasıl düzenleyebilmektedir? bu durum takip konusu 40.000,00 TL bedelli çekin müvekkil şirkete düzenleme tarihinden daha önce verildiğini açıkça ortaya koymaktadır. Manevi tazminat talebinin tümden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle, Öncelikle yetki itirazımızın kabulü ile dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, Şartları oluşmadan belirsiz alacak olarak ikame edilen huzurdaki davanın HMK m.114/1-h gereğince hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, Davanın HMK m. 61 ve devamı maddeleri uyarınca, “… Mah. … Sok. No:3/B(… Sitesi) K:… D:…” adresinde faaliyet yürüten Av. …’e ihbar edilmesine, Davacı tarafça ikame edilen haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepli davanın hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddine, Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğü, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazıları ile mahkememizce istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşılmıştır.
İstanbul 13. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, Trabzon İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası iş bu mahkememiz dosyası içerisine celb edilerek incelenmiştir.
Makine Mühendisi Bilirkişi tarafından tanzim edilen 22/12/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tarafımca dosyada mevcut bilgi, belgeler ışığında yapılan inceleme, değerlendirme piyasa araştırmaları ve soruşturmalar sonucunda. Dava konusu raporda ayrıntılı belirtilen 2 adet makinenin gerçek değeri toplamının 215.000,00 + 337.500.00TL =552.500,00 TL olacağı görüş ve kanaatinde olduğu bildirilmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu 03/01/2022 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını ibraz etmiştir.
Aynı bilirkişi tarafından tanzim edilen 01/02/2022 havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Tarafımca dosyada mevcut bilgi, belgeler ışığında yapılan inceleme, değerlendirme piyasa araştırmaları ve soruşturmalar sonucunda, Dava konusu raporda ayrıntılı belirtilen 2 adet makinenin Haciz Yani 02.04.2015 Tarihli değeri toplamının 24.250,00 + 29.250,00 TL =53.500.00 TL olacağı bildirilmiştir.

Davalı vekili mahkememize sunduğu 03/01/2022 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını ibraz etmiştir.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlık; haksız haciz iddiası ile açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davaya konu olan icra müdürlüğü dosyaları ve haciz evrakları dosya arasına alınmış olup, bu dosyalar üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Davalı … Ltd. Şti., borçlusu …Ltd. Şti. isimli şirketten alacağını tahsil amacıyla İstanbul 13. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyadan icra takibine giriştiği, ilgili haczin dava dışı borçlu şirket adresinde yapılmış olduğu anlaşılmıştır.
Haksız haciz nedeniyle tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Davacı her ne kadar hacizden dolayı zarar gördüğünü iddia etmiş ise de dosyaya zararla ilgili somut deliller ibraz etmemiş, cihaz üzerine takip başlangıcı ile beraber ihtiyati haciz konulduğu, haciz nedeniyle cihazların 01/06/2015 tarihinde yediemine verildiği, 09/06/2015 tarihinde İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün haciz kararı ile başka bir yediemine teslim edildiği, davacının istihkak davasının kabulü kararının icra mahkemesi tarafından verildiği, icra mahkemesi kararlarının maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmadığı, davacının, davalı alacaklının haczinden dolayı meydana gelmiş bir zararı olduğu hususunu, ve davalının söz konusu hacizde kötü niyetle ve ağır kusurlu olduğunu ispatlayamadığı, açıklanan sebeplerle tüm dosya kapsamı dikkate alınarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının REDDİNE.
2- Alınması gereken toplam 80,70 TL’nin peşin alınan 1.024,65 TL ve ıslah esnasında yatırılan 8.350,90’den mahsubu ile bakiye 9.294,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE.
3- Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden red edilen maddi tazminat yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 42.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
…- Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden red edilen manevi tazminat yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
5- Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA.
6- Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACIYA İADESİNE.
7- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA.

Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2022