Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/43 E. 2021/181 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 18/12/2018
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2021

İş bu dava, davacı vekili tarafından istinaf edilmiş olup Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin …/12/2019 tarih ve 2019/… Esas-2019/… Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararı kaldırılarak gelmiş olduğundan dosya ele alınarak resen yenilenerek esas defterine kaydı yapıldı. Yapılan açık yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 18/12/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında ki ticari ilişki çerçevesinde 26/06/2013 düzenleme tarihli, 17/09/2013 ödeme tarihli 14.080,00 TL bedelli senet tanzim edilmiş ve davalıya verilmiş olduğunu, iş bu senede konu borç nedeniyle ödeme amaçlı müvekkili tarafından 5.000,00 TL bedelli …Şubesi’nin 15/08/2014 tarihli çek düzenlemek suretiyle davalıya teslim edildiğini, … Bankası’na yazılacak müzekkere ile çek aslı ve hesap ile ilgili belgeler istendiği ödemenin yapıldığının açıkça anlaşılacağını, iş bu ödemeye ilişkin davalı tarafça 16/07/2014 tarih … nolu çek senet tahsilat makbuzunun düzenlendiğini, belirtilen tutarın ödendiği davalı ticari defterlerinin incelenmesinin üzerine de net bir şekilde anlaşılacağını, devam eden süreç içerisinde ise müvekkilinin yaşamış olduğu ticari sıkıntılar nedeniyle kalan bakiyeyi ödeyemediğini, anılan borçtan kalan 9.080,00 TL bakiyenin ödenmemesi üzerine davalı tarafça senet avukata verilmek suretiyle müvekkili hakkında Trabzon İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takibin başlatıldığını, ancak müvekkilinin davalı yana bakiye borcunun 9.080,00 TL olmasına rağmen başlatılan takipte bakiye alacağa itibar edilmeksizin senet bedeli 14.080,00 TL asıl alacak, 3.187,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 17.309,33 TL üzerinden takip başlatıldığını, akabinde müvekkiline ödeme emri gönderilmiş müvekkilinin ödeme emrini aldığında davalı yan ile ticari ilişkilerine güvenerek sorunu halledeceği düşüncesiyle dosyaya itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiğini, bu nedenlerle, müvekkilden fazla tahsil edilen ve müvekkilin uğramış olduğu zararın karşılığı toplam 6.900,00 TL’nin (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla) TBK sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasak faiziyle birlikte müvekkiline iadesine, haksız ve kötüniyetli davalının alacağın en az %20’si oranında kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmalara gelen davacı vekili dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 09/01/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, yapılan ödemenin fazla değil aksine eksik olduğunu, bu nedenlerle dava süresinde açılmadığından süre yönünden reddine, maddi ve hukuki dayanaktan yoksun açılan iş bu davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletinde de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmalara gelen davalı vekili cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
… Katılım Bankası A.Ş. Of Şubesi, cevabi yazısı ile mahkememizce istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşılmıştır.
Trabzon İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı takip dosyası iş bu mahkememiz dosyası içerisine celb edilerek incelenmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 30/01/2019 havale tarihli dilekçesi ile cevaba cevaplarını ibraz etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın davacı tarafça davalıya keşide edilerek verilen 5.000,00 TL bedelli çekin icra tehdidi altında 2. Kez mükerrer ödenmesi nedeniyle ödenen miktarın istirdadına ilişkin olduğu, dosya içerisine alınan icra dosyası incelendiğinde davacı tarafça süresi içerisinde borca itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı, dava dilekçesinde her ne kadar icra tehdidi altında ödemiş olduğu paranın sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesini istemiş ise de; 6100 sayılı HMK’nun 33.maddesi uyarınca “Hakim,Türk Hukukunu re’sen uygular”.Aynı kanunun 31.maddesi hükmü gereğince; davanın hukuki niteliğini belirlemek ve davayı aydınlatmak görevi hakime aittir. Buna göre davadaki iddia, davacının talebine münhasır olup, belirtilen madde hükümleri gereğince hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı, somut olayda icra tehdidi altında ödediği paranın geri verilmesini istemektedir. Bu yönü itibariyle dava, istirdat davası eda istemini içermektedir. İstirdat davasının biri takip hukukuna, diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı vardır. Bundan başka davanın açılması için yasada 1 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Eldeki davada paranın ödenmiş olmasına dair şart gerçekleşmiştir. İkinci şart olan paranın icra tehtidi altında ödenmesi şartı da gerçekleşmiştir. Süreye dair şartın incelenmesi sonucunda, davacı vekilinin dilekçesinde açıkladığı üzere, yapılan son ödeme tarihinin 30/06/2017 olduğu anlaşılmakla İİK 72/7 maddesi uyarınca belirlenen 1 yıllık hak düşürücü sürenin davanın açılma tarihi itibariyle dolduğu tespit edilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında istirdat davaları için özel dava şartı mahiyetinde olan 1 yıllık hak düşürücü sürenin davanın açıldığı tarih itibariyle tamamlandığı tespit edilmekle; davanın dava şartı eksikliği nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 13/08/2019 havale tarihli dilekçesi ile mahkememiz kararını istinaf etmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin …/2019 tarih ve 2019/… Esas-2019/… Karar sayılı ilamında özetle; “…İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, her ne kadar mahkemece, davacı vekilinin talebinin istirdat davasının konusunu oluşturduğu ve kanunda istirdat davası açılması için getirilen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de davacının davasını sebepsiz zenginleşmeye dayandırdığı ve hukukumuzda da istirdat davası açılması için öngörülen süreyi geçiren davacının alacağını, genel hükümler kapsamında sebepsiz zenginleşme hukuksal sebebine dayanarak talep etmesine engel bir düzenlemenin bulunmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın TBK nunun sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde incelenerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile usulden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş olup davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının ortadan kaldırılarak yukarıdaki şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerektiği…” bahisleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/05/2019 tarih, 2018/683 Esas, 2019/191 Karar sayılı ilamın KALDIRILMASINA karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası 16/09/2020 tarihinde bilirkişi SMMM …’a tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen 23/09/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının, davalıya 17.09.2013 ödeme tarihli 14.080,00 TL bedelli senet keşide ettiği, senedin ödeme gününde davacı tarafça ödemediği, borcun bir kısmına karşılık davacı tarafça davalıya 5.000,00 TL’lik çek keşide edildiği, çekin mahsubu sonrasında davacının davalıya olan bakiye borcunun 9.080,00 TL olduğu, Davalı tarafça icra takip tarihi itibari ile davacıdan olan bakiye alacağının 9.080,00 TL olduğu, Davalı taraça İcra Takibinin, davacıdan olan bakiye alacağı (9.080,00 TL) üzerinden değil, senet bedelinin (14.080,00 TL) tamamı üzerinden yapıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 07/10/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itirazlarını ibraz etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu 09/10/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyanlarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyası aynı bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen 16/09/2020 havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Davacının, 9.080,00 TL ana para borcu üzerinden yapılan hesaplamalara göre; feriler dahil borcunun 14.600,62 TL olduğu, icra dosyasındaki reddiyatların (davacı ödemesi) 22.097,87 TL olduğu, bu doğrultuda davacı tarafça, davalıya 7.497,25 TL fazla ödeme yapıldığı, Davalının süresinde ödenmeyen alacaklarına ilişkin faiz hesabının senet ve çeke ait ödeme günleri de dikkate alınarak, kalan bakiyeler üzerinden hesaplandığı ve 3.032,19 TL reeskont avans faiz alacağının olduğu, Davacı tarafça, davalıya fazla ödenen 7.497,25 TL’nin kapak hesabı içerisinde, anapara alacağına 2.055,40 TL işlemiş faiz hesaplandığı, faiz hesabının, çek ödeme gününe göre hesaplandığında 3.032,19 TL olması gerektiği, davalının faiz hesabına ilişkin, faiz hesabından alacak farkının (3.032,19 TL – 2.055,40 TL= 976,79 TL) olduğu, Bu doğrultuda, davacının davalıya yaptığı, fazla ödeme tutarının (7.497,25 TL – 976,79 TL = 6.520.46 TLI 6.520,46 TL olduğu, bildirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 18/12/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itirazlarını ibraz etmiştir.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlığın, davacı tarafça davalıya keşide edilerek verilen 5.000,00 TL bedelli çekin icra tehdidi altında 2. Kez mükerrer ödenmesi nedeniyle ödenen miktarın istirdadına ilişkin olduğu, dosya içerisine alınan icra dosyası incelendiğinde davacı tarafça süresi içerisinde borca itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği, mahkemece davanın süresinde açılmaması nedeniyle usulden reddine karar verildiği, iş bu dava, davacı vekili tarafından istinaf edilmiş olup Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin …/12/2019 tarih ve 2019/… Esas-2019/.. Karar sayılı ilamı ile davacının davasını sebepsiz zenginleşmeye dayandırdığı ve istirdat davası açılması için gereken yasal süreyi kaçıran davacının alacağını genel hükümler kapsamında sebepsiz zenginleşme hukuksal sebebine dayanarak talep etmesinde bir engel bulunmadığı, davacının talebinin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle mahkememiz kararının kaldırıldığı dosya kapsamında sabittir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki sebebiyle davacının davalıya 14.080,00 TL bedelli senet verdiği, bu senet karşılığında davacının da davalıya 5.000,00 TL bedelli çek ile ödeme yaptığı, kalan bakiyenin ise ödenmediği, bunun üzerine davalının senet bedelinin tamamı üzerinden icra takibi başlattığı, takip sonucunda senet bedelinin tamamını davacıdan tahsil ettiği, bunun üzerine davacının mükerrer şekilde ödeme yaparak 6.900,00 TL zarara uğradığı ve bu bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalıdan iadesini talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkememiz dosyası, yapılan ödemelerin ve miktarların tespiti hususunda mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmış, davalı tarafın rapora itirazları üzerine bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi tarafından tanzim edilen ek raporda; Davacının, 9.080,00 TL ana para borcu üzerinden yapılan hesaplamalara göre; feriler dahil borcunun 14.600,62 TL olduğu, icra dosyasındaki reddiyatların (davacı ödemesi) 22.097,87 TL olduğu, bu doğrultuda davacı tarafça, davalıya 7.497,25 TL fazla ödeme yapıldığı, Davalının süresinde ödenmeyen alacaklarına ilişkin faiz hesabının senet ve çeke ait ödeme günleri de dikkate alınarak, kalan bakiyeler üzerinden hesaplandığı ve 3.032,19 TL reeskont avans faiz alacağının olduğu, Davacı tarafça, davalıya fazla ödenen 7.497,25 TL’nin kapak hesabı içerisinde, anapara alacağına 2.055,40 TL işlemiş faiz hesaplandığı, faiz hesabının, çek ödeme gününe göre hesaplandığında 3.032,19 TL olması gerektiği, davalının faiz hesabına ilişkin, faiz hesabından alacak farkının (3.032,19 TL – 2.055,40 TL= 976,79 TL) olduğu, Bu doğrultuda, davacının davalıya yaptığı, fazla ödeme tutarının (7.497,25 TL – 976,79 TL = 6.520.46 TL olduğu bildirilmiştir. Bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere, davacının davalı ile aralarındaki ticari ilişki sebebiyle oluşan borcuna ilişkin 7.497,25 TL fazla ödeme yaptığı, faiz hesabına ilişkin farkın 976,79 TL olduğu, dolayısıyla davacının davalıya yaptığı fazla ödeme tutarının 6.520,46 TL olduğu anlaşılmakla, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak açılan davada ispat yükü davalıda olup, davalı sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerekir. Davalı … Şti.nin sebepsiz zenginleşmediğine ilişkin ispata yönelik belge de sunmadığı dikkate alınmak suretiyle aldırılan usule ve esasa uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarı açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile davacı tarafça ödenen 6.520,46 TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca ödeme tarihi olan 30/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2- Alınması gereken toplam 445,41 TL harçtan peşin alınan 117,84 TL’nin mahsubu ile bakiye 327,57 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA.
3- Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 4.080,00 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
4- Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 379,54 TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
5- Davacı tarafından yapılan toplam 483,64 TL’den davanın kabul oranına göre belirlenen 483,64 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE. Bakiye kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA.
6- Davalı tarafından yapılan toplam 319,90 TL’den davanın red oranına göre belirlenen 17,59 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE. Bakiye kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA.
7- Yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla TARAFLARA İADESİNE.
Dair, Davacı vekili yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Samsun BAM 3. Hukuk Dairesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.