Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/382 E. 2021/71 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/382 Esas – 2021/71

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/08/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından sunulan 27/08/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil banka 24/03/2016 tarihinde … ile Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ve Üye İş Yeri Sözleşmesi imzalamıştır. (ek-Sözleşmeler) İmzalanan sözleşmeler neticesinde davalı şirkete … numaralı POS kullandırılmıştır. Davalı şirket POS kullanımları neticesinde müvekkil bankaya borçlanmıştır. Ancak borçlu şirket borcunu ödemeyerek müvekkil banka ile imzalamış oldukları sözleşmelerden doğan edimlerini yerine getirmemişlerdir. Bunun üzerine müvekkil banka borçlu şirkete Maçka Noterliğince 25/11/2019 tarihinde ihtarname göndermiştir. Borçlunun temerrüde düşmesi üzerine, müvekkil banka, yasal takip başlatmak mecburiyetinde kalmış; Trabzon icra Dairesinde, … E. Sayılı icra takibi başlatmıştır. Ancak borçlu şirket başlatılan icra takibine 12/06/2020 tarihinde borcu olmadığı gerekçesiyle itiraz neticesinde başlatılan icra takibi durdurulmuştur. Davalıların icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi tarafımıza tebliğ edilmemiştir. Davalının itirazı haricen öğrenilmiş ve akabinde dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmuştur. Trabzon Arabuluculuk Bürosu Büro No:2020/… Arabuluculuk Numarası 2020/… dosyasında davalılar toplantıya katılmamış olup 20/08/2020 tarihinde arabuluculuk süreci GÖRÜŞME SONUCU ANLAŞAMAMA şeklinde nihayetlendirilmiştir. Davalı şirkete borcun muaccel hale geldiği takip açılmadan önce gönderilen ihtarname vasıtasıyla bildirilmiştir. Buna göre dava konusu takip başlatılmadan evvel borçtan haberdar olan ve mevcut durum kendisine ihtar olunan davalı şirketin icra takibi başlatıldıktan sonra sunduğu itirazlar tamamen müvekkil bankayı zarara uğratma kastıyla yapılmış olup kötü niyet arz ettiğini, bu nedenlerle, borçluların … Esas sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazlarının iptaline, davalıların takip konusu borcu takip dosyalarında belirtilen akdi faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere İcra İnkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletil meşine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmaya gelen davacı vekili dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi ve ilk tensip zaptı davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 30/09/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı Türkiye İş Bankasının Maçka Şubesiyle müvekkil şirket arasında akdedilen 24/3/2016 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinin “M-Ortak Hükümler” başlıklı maddesinin M.22 fıkrasında; “Taraflar işbu sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıkta Türk Hukuk Kurallarının uygulanacağını ve anlaşmazlıkların çözümünde Hukuk Muhakemeleri Kanunun 5 ila 15.maddelerinde belirtilen mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, ayrıca karşı taraf tacir ya da kamu tüzel kişisi ise banka şubesinin bulunduğu yer ile İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin de olduğu kabul, beyan ve taahhüt ederler” hükmüne havidir. İşbu sözleşme davalı bankanın Maçka Şubesinde akdedilmiş olup, tacir olan taraflar arasında akdedilen sözleşmenin YETKİ SÖZLEŞMESİ mahiyetindeki M-22 maddesi bağlamında 6100 Sayılı HMK’nun 17 ve 18’nci maddeleri uyarınca işbu dava açısından YETKİLİ MAHKEME VE İCRA DAİRELERİ; HMK’nun 5 ila 15’nci maddelerinde yazılı yetkili yerler ile banka şubesinin bulunduğu Maçka ve İstanbul olup, KESİN YETKİ KURALI NEDENİYLE hiçbir şekilde Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi işbu dava bağlamında yetkili değildir. Dolayısıyla davalı taraf SÖZLEŞMEYE AYKIRI ŞEKİLDE işbu dava açısından yetkisiz olan sayın Mahkemenizden itirazın kaldırılmasını talep etmektedir. Bu nedenlerle, Mahkemenizin … D.İş sayılı ihtiyati haciz dosyası ile Trabzon İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının celbine, Yapılacak yargılama neticesinde her ikisi de tacir olan taraflar arasında akdedilen 24/3/2016 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinin M.22 maddesinde yer alan KESİN YETKİ KURALINA aykırı şekilde yetkisiz mahkemede açılan işbu davanın YETKİSİZLİK nedeniyle reddine ve taraflar arasındaki kesin yetki kuralı uyarınca davaya esas bakmakla yetkili mahkemenin MAÇKA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’nin YETKİLİ OLDUĞUNA, Öncelikle Mahkemenizin yetkisizliği ve vaki zamanaşımı nedeniyle işbu davanın usulden ve dava dilekçesinde ileri sürülen davacı iddialarının gerçeği yansıtmaması nedeniyle esastan da REDDİNE, davacının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
Trabzon İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası iş bu mahkememiz dosyası içerisine celb edilerek incelenmiştir.

Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Davacı alacaklı tarafından borçlu hakkında usulüne uygun açılan bir icra takibi bulunduğu, icra takibi kapsamında borçlu şirkete gönderilen ödeme emrine süresinde itiraz edildiği ve bu nedenle takibin durdurulduğu, ödeme emrine itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği, bu nedenle ikame edilen davanın süresinde açıldığı kabul edilmiş, bu bakımdan dava şartlarının sağlandığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından süresinde verilen 30/09/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunulduğu görülerek uyuşmazlığın esasına girilmeksizin ilk itiraz inceleme konusu yapılmıştır. Davalı vekili tarafından, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin M.22 maddesi gerekçe gösterilerek taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunduğu ve yetki sözleşmesi gereği Maçka mahkemeleri ile İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu ve bu yetkinin kesin yetki kuralı olduğu beyan edilerek mahkemenin yetkisiz olduğu beyan edilmiştir.
Yetki sözleşmesi konusu 6100 s. HMK 17 ve 18. maddelerinde düzenlenmiş olup madde 17’de: “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”, madde 18’de ise: “Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz. Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.” denilmektedir. Taraflar arasında yapılan ve davaya konu edilen 24/03/2016 tarihli sözleşmenin M.22 maddesi incelendiğinde madde: “Taraflar, işbu sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıkta Türk Hukuk kurallarının uygulanacağını ve anlaşmazlıkların çözümünde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 5 ila 15. Maddelerinde belirtilen mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, ayrıca karşı taraf tacir ya da kamu tüzel kişisi ise Banka şubesinin bulunduğu yer ile İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin de yetkili olduğunu kabul, beyan ve taahhüt ederler.” düzenlemesini içermektedir.
Yukarıdaki düzenlemeler incelendiğinde taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesinin tarafların tacir sıfatına sahip olmaları ve yazılı şekilde hazırlanması karşısında geçerli olduğu, ancak tarafların münhasıran yetkili mahkeme tayin etmeyip genel yetkili mahkemelerin yanı sıra banka şubesinin bulunduğu yer ile banka şubesi ile İstanbul mahkemelerinin de yetkili kılındığı görülmektedir.
Somut olayda genel yetkili mahkemelerden ilki HMK 6. Maddesi uyarınca davalının yerleşim yeridir. Davalı şirketin yerleşim yeri Maçka/TRABZON’dur. Nitekim her ne kadar dava dilekçesinde davalı şirketin yerleşim yeri Arsin/TRABZON olarak gösterilmişse de davalı vekili tarafından verilen dilekçelerde şirketin merkezinin Maçka/TRABZON’a taşındığı ve bu bilginin de davacı bankaya verildiği beyan edilmiştir. Davacı tarafından uyuşmazlık konusu borcun ödenmesine ilişkin olarak dava tarihinden önce Maçka Noterliği’nden gönderilen 25/11/2019 tarihli ihtarnamede de davalının adresinin Maçka/TRABZON olarak belirtilmesi karşısında davalı şirketin yerleşim yeri Maçka/TRABZON olarak kabul edilmiştir.
Yetkili mahkemelerden bir diğeri HMK 10. Maddesi gereği sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesidir. Bu bakımdan dava konusu alacağın para alacağı olduğu ve para alacaklarının ifa yerinin 6098 sayılı TBK 89. Maddesinde alacaklının yerleşim yeri olarak belirtildiği dikkate alındığında alacaklı bankanın yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. HMK 14. Maddesinde tüzel kişi şubelerinin bulunduğu yer mahkemelerinin de yetkili olduğu düzenlemesi karşısında alacaklı banka şubesinin bulunduğu Maçka mahkemeleri yetkili kabul edilecektir.
Taraflar arasında açıkça banka şubesinin bulunduğu yer, olayımızda Maçka/TRABZON, ve İstanbul mahkemelerinin de yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler ve bütün deliller dikkate alındığında taraflar arasında Maçka ve İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu kanaatine varılmış, davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde Maçka Asliye Hukuk (Asliye Ticaret sıfatıyla) Mahkemesi’nin yetkili gösterilmiş olması karşısında mahkemenin yetkisizliğine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin süresinde verdiği cevap dilekçesinde usulüne uygun yetki itirazında bulunmuş olduğu anlaşılmakla HMK’nun 6. Maddesi uyarınca genel yetkili mahkemenin davanın yerleşim yeri mahkemesi olduğu iş bu dosya bakımından davanın yerleşim yerinin Maçka olduğu gözetilerek mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE.
2-Taraflardan birinin 6100 sayılı kanunun 20. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın görevli ve yetkili MAÇKA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) GÖNDERİLMESİNE.
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE. Taraflardan birinin 2 hafta içerisinde gönderme talebinde bulunmaması halinde yargılama giderinin mahkememizce hüküm altına ALINMASINA.

Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021