Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/336 E. 2021/144 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/11/2015
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacaklı olduğu Trabzon 4.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile borçlular … ve … hakkında icra takibi başlatıldığını. Takip dayanağı 10/04/2014 keşide tarihli 55.751,00 TL bedelli ve 10/05/2014 keşide tarihli 38.000,00 TL bedelli çekler olduğunu. Davalı …’nun Trabzon İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile takibe konu çeklerdeki imzanın kendisine ait olmadığını, çekteki kaşesi bulunan …-… adi ortaklığına ait temsil yetkisinin kendisine ait olduğunu, kendi imzasını taşımayan çeklerden sorumlu olmayacağını bu nedenle takibin iptalini talep ettiğini. Trabzon İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile takibin iptal edildiğini, kararın davacı tarafından temyiz edildiğini. İlamın yargılama giderleri ile birlikte Akçaabat İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu. Davalının Trabzon İcra Mahkemesinde açtığı davanın haksız ve kötü niyetli gerçek dışı beyanlarla açıldığını, icra mahkemesinde verilen kararın müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin davalıdan her iki çek bedeli olan asıl alacak 55.751,00 TL ve 38.000,00 TL toplam 93.751,00 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu bedelin davalıdan tahsiline, Trabzon İcra Hukuk Mahkemesinin … esas ve … Karar sayılı ilamı ile hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatının (18.750,20 TL) ve hükmedilen asıl alacağın %10’u oranında para cezasının (9.375,10 TL) ve tüm ferilerin kaldırılmasına ve davalının alacağın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, Akçaabat İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yürütülen takibin durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dayandığı tahsilat makbuzlarının sonradan tanziminin mümkün olduğunu, çeklerin iş ortaklığına ait olmadığını, iş ortaklığının çeki bulunmadığını, davacının dayandığı vekaletnamede çeki ciro eden kişinin çek ciro etme yetkesinin olmadığını, çek ciro edebilmek için vekaletnamede açık ve özel yetki bulunması gerektiğini, çeki keşide eden hesap sahibi ile çek keşide edilen cirantanın kardeş olduklarını, yapılan işlemlerin muvazalı olduğunu. Lehine çek kesilen kişi, bu çekleri kendi kendine cirolayıp iş ortaklığının kaşesini basıp tekrar cirolayarak tedavüle soktuğunu, davacı şirketin söz konusu çeklerden açıkça anlaşılan ciro silsilesinden şüphelenmeyerek çekleri işleme koymasında basiretli tacir gibi davranmadığını. Çeklerde imzası bulunmayan müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, Trabzon İcra Hukuk Mahkemesince verilen kararın isabetli olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ :
Akçaabat İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının örneği uyap üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı …-… adi ortaklığına ilişkin sicil kaydının celbi istenilmiş ise de sicil müdürlüğünden verilen cevabi yazıda …-… ünvanlı firma kaydına rastlanılmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler mahkememize sunulmuştur.
Trabzon 1.Noterliğinden 27/02/2013 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletname ile 06/03/2014 tarih … yevmiye nolu azilnamenin örneği celbi için yazılan müzekkerelere bila ikmal cevap verildiği anlaşılmıştır.
Trabzon İcra Hukuk Mahkemesinin … (…) esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; 06/06/2015 tarih ve … Karar sayılı kararı ile “itirazın kabulü ile Trabzon 4.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacı hakkında başlatılan takibin davacı yönünden İİK’nun 170/3 maddesi gereğince durdurulmasına” karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin 12/01/2016 tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile “…çekin asli unsurlarından olan keşide tarihi, gerçek keşide tarihinden sonraki bir tarih olarak da yazılabilir. Bu takdirde ibraz süresi uzatılmış sayılır. Takip konusu çeklerdeki adi ortaklık kaşesi üzerindeki imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çekin ileri tarihli düzenlendiği, İİK’nun 169/a-1. Maddesine uygun ve çeke açık atıf yapan bir belge ile kanıtlanması halinde kabul edilebilir. Somut olayda alacaklı tarafından 09/01/2014 ve 08/02/2014 tarihli makbuzlar ibraz edilerek çeklerin ileri tarihli düzenlendiği ileri sürülmüştür. Bu durumda mahkemece alacaklının ibraz ettiği makbuzların İİK’nun 169/a maddesine göre değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi…” gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. İcra Mahkemesince bozma sonrası yapılan yargılama sonunda 04/10/2016 tarih, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile “itirazın reddine” karar verildiği, verilen kararın temyiz edildiği ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin 30/05/2018 tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile onamasına karar verildiği ve kararın 16/07/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonunda; 20/03/2019 tarih, … esas ve … karar sayılı kararı ile “…davacının davasının HMK 114/1-h maddesi gereğince usulden reddine…” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf talebinde bulunulduğunu, dosyamızı inceleyen Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 13/09/2019 tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile “…mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, değerlendirilerek tartışıldığı, İcra Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın 24/12/2014 tarihinde açıldığı, eldeki davanın ise 09/11/2015 tarihinde açıldığı, yargılama aşaması devam ederken hukuki yararın ortadan kalktığı bu nedenle dava şartının yargılama aşamasında geçerliliğini kaybettiği, bu durumda mahkemece verilen kararın dosya içerisinde mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olması nedeniyle başvurunun reddine…” karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından süresi içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesince verilen …-… Esas ve Karar sayılı kararına karşı temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10/06/2020 tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile; “…dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin icra mahkemesince müvekkili aleyhine hükmedilen kötüniyet tazminatı ve %10 para cezasının kaldırılmasına yönelik istemine ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı vekilinin çek bedellerinin tahsili ve kötüniyet tazminatı istemlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; ilk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçe ile işbu istemler bakımından da hukuki yarar yokluğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafça yapılan istinaf istemi de aynı gerekçe ile esastan reddedilmiştir. Ancak, davacı tarafça çeklerin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yoluyla takibe geçilmiş ve takip kesinleşmiş olsa dahi davacının, çekler nedeniyle alacaklı olduğunu iddia ederek bu alacağının ilama bağlanmasında işbu dava sonucunda alınacak hükme maddi hukuk açısından tanınan sonuçlar nedeniyle davacının hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Aynı şekilde davacı tarafın, davalının takibe kötüniyetle itiraz ettiğinden bahisle kötüniyet tazminatı istemekte hukuki yararının bulunduğunun kabulü ile işin esasına girilerek, taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararının bozularak kaldırılması kaldırılmasına…” karar verilmiştir.
Yargıtay ilamı taraf vekillerine tebliğe gönderilmiş ve dosya mahkememizin yukarıda numarası belirtilen esasına kayıt edilmiştir.
Davacı vekili bozma ilamına karşı uyulmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 11/11/2020 tarihli celsede yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda alacağın ilama bağlanması durumunun maddi hukuk açısından etkisinin olacağı, bu nedenle açılan davada hukuki yararın mevcut olduğunun belirtilmesi nedeniyle aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılmış bulunan davanın KABULÜ ile, … seri nolu 10/04/2014 keşide tarihli 38.000 TL’lik çek ile … seri nolu 10/05/2014 keşide tarihli 55.751,00 TL’lik çek toplamı 93.751,00 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Davacının kötü niyet tazminat talebinin KABULÜ ile, asıl alacak miktarı olan toplam 93.751,00 TLl’nin %20’si oranında tazminat bedelinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 6.404,13 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.601,04 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.803,09 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA,
Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ve peşin harç toplamı olan 1.628,74 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 12.856,35 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama gideri olan 326,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACILARA İADESİNE,

Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2021