Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/02/2020
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … sayı ile tescili yapılan “…” ile yine … sayı ile “…” ibaresiyle tescilleri yapılan markaların sahibi olduğunu, tescilli markası olan “…” ibaresi ile hali hazırda 25 şubeye sahip büyük bir Franchise işletmesinin sahibi olduğunu, sözleşmenin imzalandığı tarihte marka tescilleri müvekkiline ait iken şirketleşme yoluna gittiği, kurucu ve yetkili ortağı olduğu … Tic.San.Ltd.Şti’ye marka haklarını devrettiğini, müvekkilim ile davalı arasında, müvekkiline ait … – … markasının kullanımına dair 01.02.2016 tarihli Franchise Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme doğrultusunda Trabzon … Şubesi davalı yanca işletildiğini, ancak davalının sözleşmeye aykırı davranışlarının süreklilik arzetmesi üzerine Ankara 56.Noterliğinin … tarih ve … Yevmiye No’lu ihtarıyla “sözleşme şartlarına uyulmaması sebebiyle” sözleşme feshedildiğini, ancak davalının sözleşmenin feshedilmesine rağmen müvekkiline ait markayı haksız ve hukuksuz olarak kullanmaya devam ettirdiğini, müvekkile ait “…” olan işletme adını “…” olarak değiştirtiğini sadece bir harf değişikliği ile aynı yerde ve aynı unvanı kullanarak faaliyetine devam ettiğini, davalının işletmesi arandığında arayanlara hitaben işletme unvanı olarak “burası …” olarak belirtildiğini, işletme içerisinde kullanılan dekoratif tüm malzemelerin, iç dekorasyonu müvekkile ait tescilli markaya ait olduğunu, halen daha bu şekliyle kullanıldığını, müşteriler nezdinde yanıltıcı bir algı yaratıldığını ve markanın haksız kullanılarak menfaat temin edildiğini, sözleşme gereğince sözleşmeye aykırı davranışlar için cezai şart öngörüldüğünü ve cezai şarta bağlandığını, ayrıca müvekkile ait işletmesinde usta olarak çalışan … ‘ın davalı tarafından işten çıkması yönünde teklifte bulunulduğu ve söz konusu kişi müvekkile ait iş yerinden çıkarak davalının iş yerinde sigortalı usta olarak çalışmaya başladığını, bu yol ile müvekkiline ait ticari sırları elde ettiğini ve hali hazırdaki işletmesinde faydalandığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile davalının Franchise Sözleşmesinin 4.17 ve 4.19 maddelerini ihlal etmesinden dolayı sözleşmede kararlaştırılan cezai şartlardan kaynaklı şimdilik 1.000 USD cezai şart alacağı ile sözleşmenin 5.10 maddesinde kararlaştırılan şimdilik 500 EURO cezai şart alacağının faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki Franchise sözleşmesinin haksız ve hukuka aykırı olarak feshedildiğini, 01/02/2016 tarihli sözleşme kapsamında davacıya 639.000,00 TL Franchise giriş bedeli ödendiğini, anlaşma ücreti sözleşmenin 5.2. Maddesinde açık olarak belirlenmesine rağmen müvekkilinden borçları dışında önemli ölçüde para alındığını, müvekkilinin hesap mutabakatı talepleri çeşitli gerekçelerle sürüncemede bırakıldığını, sözleşmeden kaynaklanan personel desteği verilmediğini, mal teslimi kapsamında sözleşmenin 3.6. Maddesinin devamlı ihlal edildiğini, Franchise veren davacının ticari borçlarından dolayı müvekkiline haciz ihbarnameleri geldiğini, bu durumun telafisi imkansız şekilde müvekkiline zarar verdiğini, yine Franchise veren firmanın temin ettiği mamullerin öngörülen kalite standartlarında olmaması müşteriler tarafından dile getirildiğini ve hatta 28/08/2019 tarihinde gelen Lahmacun iç malzemesinin bozukluğu veteriner kliniği tarafından tespit edildiğini, bu durum davacıya bildirildiğini, 18/09/2019 tarihinde teslim edilen malzemenin kullanılmadan hayvan barınağına teslim edildiğini, olumsuzlukların defalarca tekrar ettiğini ve müvekkiline ait işletmenin ticari pozisyonunun ciddi şekilde zarar gördüğünü, müvekkilin herhangi bir şekilde kusurlu bir davranışı söz konusu olmadığını, sözleşmenin tarafları cezayı asıl borcun ifa edilmediği durumlar için kararlaştırdıklarını, ceza koşulunun tek başına hüküm ifade etmediğini, ceza koşulunun asıl borca bağlı olduğunu, bir cezaya konu olması açıkça yasaklanmış her tür borç için düzenlenebileceğini, TBK md. 182/2 uyarınca, “Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hale gelmişse, cezanın ifası istenemez. sözleşmenin feshinde müvekkilin kusuru bulunmadığını, bu itibarla cezai şarttan sorumlu olamayacağını, davacı tarafından tescil markasını tecavüzün meni ve manevi tazminat talebini içeren Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında dava ikame edildiğini, her iki davanın da tarafları ve konusu aynı olduğunu, birleştirilmelerini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Ankara 56.Noterliğine ve Hızırbey Vergi Dairesine yazılan müzekkereler ile mahkememizce istenilen bilgi ve belgeler celp edilmiştir.
Somut olayda; davanın davalının “…” ibaresini kullanması nedeniyle kullanımının ve haksız rekabetin yasaklanması ilanı ile davacı adına tescilli “…” markası hakkına tecavüzden dolayı marka hakkına dayalı olarak tazminat davası olduğu, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 22/06/2004 tarih 5194 sayılı kanunla değişik 71. Maddesi hükmüne göre bu kanun hükmünde kararnamede görülen davalarda FİKRİ VE SİNAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA GÖREVLİ MAHKEMENİN TRABZON 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞU KABUL EDİLDİĞİNDEN, 6100 sayılı HMK 1-20. Maddeleri ve TTK 4 ve 5.maddeleri, Sınai Mülkiyet Kanunun 149/1 maddesi ve 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 71. Maddesi uyarınca davanın özel yetkili ve görevli mahkemede görülmesi gerektiğinin kabulü ile dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine, görevsizlik kararı kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK 20. Maddesi uyarınca talep halinde dosyanın özel yetkili ve görevli Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkememesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK’nun 4. ve 5. maddeleri ile Sınai Mülkiyet Kanunu 149/1 maddeleri dikkate alınarak davanın mahkememiz açısından göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE. Mahkememize GÖREVSİZLİĞİNE.
2-Taraflardan birinin 6100 sayılı kanunun 20. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın görevli ve yetkili TRABZON 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE. Taraflardan birinin 2 hafta içerisinde gönderme talebinde bulunmaması halinde yargılama giderinin mahkememizce hüküm altına ALINMASINA.
Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2021