Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/514 E. 2022/362 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/514 Esas – 2022/362

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/12/2019
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 03/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Ekli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/3-635 E., 2010/686 K, 22 12.2010 tarihli ve yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/4-773 E., 2014/553 K., 30.04.2014 tarihli kararlarında da açık ve net şekilde belirtildiği üzere idarenin haksız fiilinden kaynaklanan işbu davaya bakmakla yetkili mercii adli merciilerdir. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların çözüm ve görümü, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denelim yapan idari yargı yerine; idarece herhangi bir hakka haksız müdahalede bulunulduğu, plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak zararın tazmini davaların ise haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerine ait alacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararlarında da açıkça belirtildiği üzere davalı idarenin, müvekkil şirketin mülkiyet hakkına doğrudan tecavüzden ibaret eylemi bir idari işlem olarak nitelendirilemeyeceğinden müvekkil şirkete verilen zarar sebebiyle doğan tazminat isteminin Borçlar Hukukunun haksız eyleme ilişkin hükümlerine göre adli yargı merciinde görülmesi gerekir. Trabzon İli, Çaykara ilçesi, Uzungöl mahallesinde, Uzungöl … Restaurant önü, … Otel ve … Otel önünde, … önünde 20.11 2018 ve 21 11.2018 tarihlerinde davalılar tarafından yapılan su ve kanalizasyon alt yapı çalışması, yeraltı kazısı esnasında Telekomünikasyon ait alt yapı kabloları ve kablo boruları kırılarak ( fiber optik ve bakır kablolar menholler vb) yer altı şebekemize hasar zararı verilmiştir. Bu hasar sebebiyle internet ve telefon hatları çalışmamıştır. Davalıların , müvekkil şirket … A.Ş.’nın fiber optik kablolarını koparmak suretiyle yer altı şebekemize vermiş olduğu zarar hasebiyle mobil telefonlar, sabit telefonlar çalışmamış ev ve işyerlerinin iletişimi kesintiye uğramış ve hasar verilen bölgede olağanüstü bir durum yaşanmıştır. Bu durum neticesinde mâlzeme ve işçilik vs. zararımız meydana gelmiştir. Hasarın hemen akabinde davalılar ile yapılan görüşmelere, davalı …’ ye gönderilen ihtarnameye rağmen davalılar, müvekkil şirketin zararı tazmin edilmemiştir. Hasar bedelini rızaen tahsil etmek mümkün olmadığından işbu davayı açma zarureti hâsıl olmuştur. Bu nedenlerle, davamızın kabulü ile Hasar tazmin bedeli (69.755,05 TL + KDV- ) 82.299,00 TL’nın hasarın gerçekleştiği tarihinden itibaren T.C.Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uyguladığı ve geçerli olduğu tarihlere göre kademeli ve değişen oranlardaki avans faizi ile , ücreti vekâlet ve muhakeme masraflarının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmaya gelen davacı vekili dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalılara usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davalı … vekili tarafından mahkememize sunulan 26/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu zararın oluştuğu iddia edilen bölgede altyapı hizmetleri Çaykara Uzungöl Mahallesi İçmesuyu- Kanalizasyon- Yağmursuyu inşaatı işi kapsamında … İhale kayıt nolu ihale işle diğer davalı … tarafından yüklenilmiştir. ( Ek:1- İhale Sözleşmesi) Söz konusu bölgede çalışmayı yapan diğer davalıdır. Bu çalışma esnasında verilecek zararların tüm sorumluluğu da diğer davalınındır. İdaremiz bölgede herhangi bir çalışma yapmamıştır. Bu nedenle davanın idaremize yöneltilmesi hatalıdır. Davacıya ait altyapı kabloları teknik usullere göre döşenmemiş olup zararın oluşumunda ve artmasında davacının da sorumluluğu/kusuru bulunmaktadır. Davacıya ait yeraltı kabloları hiçbir uyarıcı işaret yer almaksızın döşenmiştir. Bu nedenle yapılan diğer çalışmalarda bu kabloların tespiti mümkün olmayıp zarar oluşmaktadır. Mahkemece muhtemel zarar değerlendirilirken davacı tarafın bu ihmal/kusurunun da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Dava dilekçesinde ve eklerinde talep edilen tazminatın açıklaması yer almamaktadır. Hangi kalem için ne kadar zarar hesaplandığı belirsizdir. Davacı tarafça talep edilen zararın tutanak konusu çalışmalar esnasında kaynaklandığı ispat edilememiştir. Tutanak ve listelerden ne kadar kablo değişildiği, işçilik bedeli talep edilip edilmediği, değişen hasar gören malzemelerin marka/nitelikleri anlaşılamamakta olup davacı tarafça fahiş bir tazminat talep edilmektedir. Bu hususta gerçek zarar miktarının tespiti için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması zorunludur.-Yine davacı tarafça avans faizi talep edilmişse de idaremizin sorumluluğunun bulunmaması, İşin ticari mahiyeti bulunmaması, idaremizin zarara konu olayla arabuluculuk sürecince haberdar olunması, dikkate alındığında idaremizin faiz sorumluluğu bulunmadığı açıktır. Mahkemece aksi kanaatte olunacak ise ancak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekecektir. Bu nedenlerle, Mahkemece gerçek zarar miktarının tespitine, Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın Reddine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından mahkememize sunulan 26/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket iş bu yazıya yanıt vermediği gibi, tarafımıza personelde ikame etmem iştir. Davacı şirket kazı çalışması öncesinde yüklenici firma olarak müvekkile telekoma ait altyapı hatlarını gösteren projeler verilmediği gibi herhangi bir bilgilendirmede de bulunmamıştır. Kazı çalışmaları esnasında bazı hususlar tespit edilmiştir. Telekom alt yapısının belirli bir düzene uygun yapılmadığı, kabloların koruyucu boru İçine alınmadığı, kumlamasının yapılmadığı ve üstüne tuğla yerleştirilmediği ve üstüne de ikaz bandı konulmadığı tespit edilmiştir. Davaya konu hatlar, yetersiz kanal derinliğine erişilmeden ikaz bandı da kullanılmaksızın yerleştirilmiştir. Dosyaya ibraz ettiğimiz, davalı …’nin davacı şirkete hitaben yazdığı ve talep ettiği hususların temin edilip edilmediği, dosyaya ibraz edilen resimler, dinlenecek tanık anlatımla ile, kazı yapılan alanda telefon hatlarının teknik şartlara uygun döşenip döşenmediği, yönünde icra edilerek, kusur tespiti yönünde rapor aldırılması gerekir. Davacı yanın telefon hatlarının teknik şartlara uygun olduğu yönündeki iddiasını kabul etmemekteyiz. Bu konuda iddia sahibi iddiasını ispata muciptir. Dosyaya sunulan resmi telefon hatlarının hiçbir ikaz işaretlemesinin olmadığım, derinliğinin standarda uymadığını, kumlamasının ve tuğla örtünmesinin olmadığını, gelişi güzel döşendiğini bize göstermektedir. Davaya konu edilen ve dava dilekçesi ekinde ibraz edilen, dava değeri ile alakalı hasar onarım bedeli ve işçilik ile ilgili bir çok kalemi kabul etmemiz mümkün değildir. öncelikle bu tespit resmi bir tespit değildir. Mahkeme kanalı ile yapılan bir tespit olmadığı İçin itibar edilmesi hukuken mümkün değildir. Davacı şirketin tek taraflı olarak tanzim ettiği esasında neye ne kadar kablo döşediği, ne kadar işçilik bedeli yaptığı yönünde açıklayıcı bir izahat yoktur. Esasında kabul etmemekle birlikte dava dilekçesi ekinde sunular» yapım bedelleri, malzeme ve işçilik için bu kadar masraf yapılıp yapılmadığı da muammadır. Dava dilekçesi ve eklerinde talep edilen tazminatın açıklaması da yer almamıştır. Davacı tarafça talep edilen zararın çalışmalar esnasında kaynaklandığı da ispat edilememiştir. Müvekkil, bu işlerle iştigal eden bir işletmedir. Kazı esnasında hasar gören yerde, davacıya ait hatlar zaten aktif olmadığı ve çok eski olduğu bilinmektedir. Kazı esnasında müvekkile atfedilecek kusur olmamasına rağmen, meydana gelen hasar ile ilgili malzemesi ve İşçiliği müvekkilce karşılanarak tüm zararda karşılanıp, kazı alanı eski haline getirilerek kazı alanı kapatılmıştır. Bilmemekle birlikte »muhtemelen davacı şirket tekrar kazı alanını açmak suretiyle bu durumu da fırsat bilerek, tüm hatları yenilemiş olabilir. Davacı yan, böyle yapmışsa bu durum müvekkilimi bağlamayacağı gibi. eğer fahiş miktarda olan ve neyin karşılığı olduğu da belli olmayan tazmin miktarı yönünden müvekkilimi sorumlu tutmak hukuken mümkün değildir. Tek taraflı yapılan tespit tutanağını da kabul etmek mümkün değildir. Yapılan iş bu tespit tutanağına müvekkile atfen kimse imzada atmamıştır. Bu nedenlerle, Müvekkilin “İnşaat Bütün Riskler Sigorta Poliçesi” kapsamında sigortacısı olan … AŞ(… cad.No:8 Ümraniye-İstanbul) davanın ihbar edilmesini, Aşağıda beyan edeceğimiz tanıklarımızın adresi itibariyle mahal mahkemelerinde dinlenilmesini, Tanıklar dinlendikten sonra davaya konu olay alanında KESİF İCRASI ile tarafların kusur durumları ve yapılan maliyetler yönden BİLİRKİŞİ RAPORU ALDI RUM ASINI. Delillerin ikamesinden sonra davanın ESASTAN REDDİNE karar verilmesini, Yargılama ve dava vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRMESİ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dilekçesi ile davalı …’nin cevap dilekçesine karşı cevaplarını ibraz etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu dilekçesi ile davalı …’ın cevap dilekçesine karşı cevaplarını ibraz etmiştir.
Bilirkişiler Elektrik Mühendisi …, İnşaat Mühendisi … ve SMMM … tarafından tanzim edilen 01/07/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; …’nin 18/09/2018 tarihli, davacı firmaya hitaben yazmış olduğu yazıyla, kazıya ilişkin bilgilendirmeyi yapmış olması ve ihale sözleşmesiyle meydana gelebilecek tüm zararların yüklenici firma sorumluluğunda olduğunun davalı … tarafından kabul edilmiş olduğundan Takdiri Mahkemenize ait olmak üzere davacıya ait altyapının zarar görmesinde … Genel Müdürlüğü’nün kusuru olmadığı değerlendirilmiştir. Kazı sırasında davacıya ait kabloların ve altyapının hasar görmesinde takdiri Mahkemenize ait olmak üzere davalı … İnşaat firmasının kusurlu olduğu değerlendirilmiştir. Teknik olarak meydana gelen zarann miktarının tespitine ilişkin, dava dosyasındaki resimler, hasar tespit tutanağı ekindeki çizimler referans alınarak Takdiri Mahkemenize ait olmak üzere hasarın 8.950,00 TL olabileceği yönünde görüş ve kanaatlerini bildirilmiştir.

Taraf vekilleri mahkememize sunduğu dilekçeleri ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını ibraz etmiştir.
Aynı bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 15/11/2021 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davalı …’ın; Kazı sırasında davacıya ait kabloların ve altyapının hasar görmesinde takdiri Mahkemenize ait olmak üzere davalı … İnşaat firmasının kusurlu olduğu, kusur oranının teknik olarak %50(Yüzde elli) olduğu kanaati heyetimizde oluşmuştur. Davalı …’nin; verilen Yargıtay kararı dikkate alındığında meydana gelen olayda, teknik olarak %50 (Yüzdeelli) kusurlu olduğu kanaatine varılmış olup heyetimizce kök raporumuzda tespit edilen bedelin uygun olduğu mütalaa edildiği bildirilmiştir.
Aynı bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 07/01/2022 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı tarafça kök raporda belirtilen hasar bedelleri kabul edilmemiş olup, davacının sunduğu harcama tablolarında belirtilen harcama kalemlerinin tümü, raporumuzda sunulmuştur. Bununla birlikte, davacı tarafın dilekçesinde belirttiği şekilde, dosyada bulunan hasar tespit tutanaklarının, şemaların ve ilgili hasar fotoğraflarının yeniden incelenmesi sonucu, bu belgelerin, ilk bilirkişi raporu düzenlendiğinde kullanılan belgelerle aynı belgeler olduğu, harcamaların doğruluğunu kanıtlayıcı yeni bulguların verilmediği görülmektedir. Dosyada bulunan 20/11/2018 tarihli ve 28/11/2018 tarihli hasar tespit tutanaklarında sadece Uzungöl Mah. Çaykara’da yer altı kazısı esnasında mevcut Türk Telekom’a ait yer altı bakır ve fiber kablo güzergahına hasar verildiği yazılıdır. İlk bilirkişi raporunda, bu hasarın miktarının belirlenmesinde dosyada bulunan krokiler delil olarak incelenmişti. Yukarıda yer verilen harcama tabloları, bu krokilerdeki bilgilerle karşılaştırılarak hasarın bedeli hesaplanmıştı. Davacının dilekçesinde hasarlı boru metrajının 796 mt. olduğu toplam yeraltı kazısının 359 mt. olduğu belirtilmektedir. Buna rağmen dosyada bulunan ve altında bir saha mühendisinin imzası bulunan yukarıdaki tablolardaki toplam boru metrajının 3.752 mt. olduğu görülmektedir. Buradan hareketle, tablolarda belirtilen verilerle, davacı tarafın dilekçesinde belirtilen kazı ve kullanılan boru metrajı arasında ciddi fark olduğu görülmektedir. Bu nedenle, harcama tablolarındaki malzeme ve işçilik kalemlerinin, davacı tarafın son dilekçesinde belirttiği kazı metrajıyla ve kullanılan boru metrajıyla uyumlu olacak şekilde, davacı tarafın yetkili mühendisleri tarafından yeniden tanzim edilmesi, dosyada bulunan kroki ve fotoğraflarda belirtilen hangi bölgelerde kullanıldığı da belirtilerek Sayın Mahkemenize sunulması gerektiği bildirilmiştir.
Taraf vekilleri mahkememize sunduğu dilekçeleri ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını ibraz etmiştir.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlık; haksız fiilden kaynaklanan zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, davacı şirkete ait yer altı hattında davalı …’nin yapmış olduğu kazı çalışmaları sırasında hasar meydana gelmesi sonucu oluşan zararın tazmini için işbu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece çözümlenmesi gereken husus, davacı şirketin yer altı hattında meydana gelen zararda, davalıların kusurunun bulunup bulunmadığıdır. Davalı …, söz konusu alt yapı inşaatını ihale eden yani asıl işverendir, davalı … ise bu işe ihale ile alan yüklenici firmadır. Dava konusu maddi vakıaya ilişkin olmak üzere mahkemece talep üzerine tarafların tanıkları dinlenilmiştir. Akabinde dosya, çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle, bir İnşaat Mühendisi, bir Elektrik Mühendisi ve bir SMMM bilirkişiye tevdii edilerek gerek görülmesi halinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek davaya konu kazı çalışmaları sırasında davalı şirketler tarafından davacı şirketin alt yapı kablolarına herhangi bir zarar verilip verilmediği, meydana gelen zararda davalı şirketlerin kusurunun bulunup bulunmadığı, meydana gelen zararın miktarının ne olduğu hususlarında rapor tanzimi istenilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda; Kazı sırasında davacıya ait kabloların ve altyapının hasar görmesinde takdiri Mahkemenize ait olmak üzere davalı … İnşaat firmasının kusurlu olduğu, kusur oranının teknik olarak %50(Yüzde elli) olduğu, davalı …’nin meydana gelen olayda, teknik olarak %50 (Yüzdeelli) kusurlu olduğu kanaatine varıldığı ve teknik olarak meydana gelen zararın miktarının tespitine ilişkin, dava dosyasındaki resimler, hasar tespit tutanağı ekindeki çizimler referans alınarak Takdiri Mahkemenize ait olmak üzere hasarın 8.950,00 TL olacağı bildirilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin de vermiş olduğu bir kararında; “yapım işlerine ait ihale dokümanı kapsamındaki; Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin”, Yapı Denetim Hizmetleri” başlığı altında düzenlenen hükümleri uyarınca; davalı idarenin sözleşme konusu işleri kendi kontrol birimi ile denetim ve gözetim altında tuttuğu, işin her evresinde yüklenici ile birlikte görev üstlendiği anlaşıldığından, ihale makamı ve işin sahibi … Belediyesinin, yüklenicisinin yapının fen ve sanat kuralarına uygun şekilde yapılmaması sonucu ortaya çıkan zararlardan dolayısıyla; davaya konu edilen tazminattan sorumlu olduğu, dikkate alınarak” hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve gerekçeler doğrultusunda; mahkemece alınan bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli oluşu dikkate alınarak verilecek hükme esas alınmış olup tarafların eşit oranda kusurlu olduğunun kabulü ile davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, tarafların kusur durumları da dikkate alınarak 4.475,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
2- Alınması gereken toplam 305,68 TL’nin peşin alınan 1.405,47 TL’den mahsubu ile bakiye 1.099,78 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE.
3- Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabul edilen maddi tazminat yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 4.475,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
4- Kendisini vekille temsil eden davalılar lehine red edilen maddi tazminat yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 10.917,12 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALILARA ÖDENMESİNE.
5- Davacı tarafından yapılan toplam 2.172,58 TL’den davanın kabul oranına göre belirlenen 118,13 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE. Bakiye kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA.
6- Davalı … tarafından yapılan toplam 269,50 TL’den davanın red oranına göre belirlenen 254,84 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE. Bakiye kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA.
7- Yatırılan gider ve delil avanslarından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla TARAFLARA İADESİNE.

Dair, Davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2022