Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/471 E. 2021/35 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/471 Esas – 2021/35

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/11/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkil …. Hızırbey Şubesince …tarihli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden, borçlu ….’ne teminat mektupları kullandırılmıştır ve mektuplar nakde dönmüştür. …. ve … ise müteselsil kefil sıfatı ile Genel Kredi Sözleşmesini imzalamış olduklarından, tahsilde tekerrür olmamak üzere takibe konu işbu borcun tamamından sorumludurlar. Kredi borçlusu …. ile akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’nin 5.13 16. Maddesi ile kredi borçlusu davalıya kullandırılan teminat mektubu kredisinden dolayı, müvekkil banka tarafından teminat mektuplarının tazmin edilmesi halinde, ödemek zorunda kaldığı tutarı tazmin tarihinde müvekkil Bankaya ödeyeceğini kabul ve taahhüt etmiştir. Genel Kredi Sözleşmesinin 5.13,16. maddesinin devamında ” Müşteri, tazmin tarihinde ödemede bulunmadığı takdirde, Banka’nın nakdi krediye dönüşen olacağı muaccel hale gelecek ve teminat mektuplarının tazmin edildiği tarihten Banka alacağının tamamen tasfiye edildiği tarihe kadar Banka’ca Müşteri’ye nakdi kredi de kullandırılmış ise, işbu Sözleşme’de öngörülen oranda hesaplanacak temerrüt faizi, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi vs. vergi, fon, harç ve masrafları ile birlikte ödeyeceğini; Banka’ca müşteriye yalnızca teminat mektubu kullandırılmış ise, bu takdirde tazmin tarihinden Banka alacağının tasfiye edildiği tarihe kadar, tazmin tarihinde Banka’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı en yüksek kredi faiz oranına, söz konusu faiz oranının %100’ünün ilavesi ile bulunacak oran ve bunun üzerinden KKDF kesintisi ile birlikte tespit edilecek oranın temerrüt faizi olarak Müşteri’ye uygulanacağı” belirtilmektedir. Dolayısıyla sözleşmenin 5.13.16. Maddesi gereği teminat mektupları müvekkil banka tarafından tazmin edildiği halde tazmin tarihinden itibaren borçlular tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından müvekkil Bankanın nakdi krediye dönüşen alacağı muaccel hale gelmiştir. Taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinin 5. Maddesinde de açıkça belirtildiği üzere borçluların tazmin tarihinde ödemede bulunmadığı takdirde alacağımızın muaccel hale geleceği açıkça hüküm altına alınmış olup, müvekkil banka tarafından yine de Gebze 3. Noterliğinin …tarih ve …yevmiye nolu ihtarnamesi de keşide edilerek kredi hesabı kat edilmiş ve söz konusu ihtarname borçlulara 05.08.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Ancak verilen süre zarfında alacağımız tasfiye edilmediği gibi Bankamıza borçlular tarafından bir ödeme planı da sunulmamıştır. Halbuki; söz konusu ihtarnamede de; borcun belirtilen sürede ödenmemesi halinde, kendilerinden ihtarname masrafının, temerrüt faizinin, Banka Muamele Vergisi ve bilcümle masrafları ile birlikte talep edileceği de bildirilmiştir. Sonuç olarak; Müvekkil Banka alacağının muaccel hale gelmesi sebebiyle ve ihtarnamede verilen süre içinde ödeme de olmadığından, alacağın tahsili için ihtarnamede de belirtildiği gibi yasal yollara başvurulması zorunluluğu doğmuştur ve işbu itirazın iptaline konu Trabzon İcra Müdürlüğümün …E. sayılı dosyası ile icra takibi haklı olarak başlatılmıştır. Borçlular tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ve sadece alacağımızın tahsilini geciktirmek amacı ile, icra takibine itiraz edilmiş ve takip durmuştur. Akabinde İtirazın iptali davası açmadan önce 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve 6102 sayılı TTK’ mn 4. maddesi çerçevesinde Arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunduğundan, arabuluculuk başvurusu yapılmış olup yapılan görüşme neticesinde anlaşma sağlanmamıştır. Borçlular ile anlaşma sağlanamaması üzerine işbu davayı ikame etme gereği hasıl olmuştur. Taraflar arasında akdedilmiş Genel Kredi Sözleşmelerinin 6.1. Delil Başlıklı maddesinde; “Müşteri ve kefiller; Banka ile aralarında çıkacak her türlü anlaşmazlıkta tarafların defter ve kayıtları ve mikro filmlerden, mikrofışlerden alınan kopyalar, elektronik ya da manyetik ortamlardan çıkarılan bilgileri içeren belgeler ile CD ROM, kamera kayıtlan, telefon ses kayıtları, bilgisayar ve benzeri kayıtlar ile ATM kayıtlarının müstenitli olsun ya da olmasın. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 193. Maddesi uyarınca yegane geçerli, bağlayıcı ve kesin delil olacağını Kabul ederler.” hükmündedir. Dolayısıyla davalılar Genel Kredi Sözleşmesinin 6.1.Maddesine göre ihtilaf halinde Banka defter ve kayıtlarının muteber olduğunu, delil anlaşması çerçevesinde öncelikle kabul etmişlerdir. Ekte sunduğumuz borca ilişkin hesap ekran görüntülerinden görüleceği ve yapılacak bilirkişi incelemesinde de anlaşılacağı üzere ( gerekirse bilirkişiye banka şubesinde inceleme yetkisi de verilebilir Mahkemenizce tüm belgelerin celbi talep edilebilir ) , talep ettiğimiz miktarda alacaklı olduğumuz, davalıların borcu olduğu ve itirazların haksız ve kötüniyetli olduğu da ortaya çıkacağını, bu nedenlerle, davanın kabulü ile Trabzon İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı Takip Dosyasına yapılan itirazların iptallerine, davalıların haksız ve hukuka aykırı itirazları nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına müştereken ve müteselsılen hükmedilmelerine, yargılama giderleri, arabuluculuk masrafları ile vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmalara gelen davacı vekili dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Tensip zaptı ve dava dilekçesi davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle, davalılar ile davacı arasında akdedilmiş olan kredi sözleşmesi uyarınca; müvekkillerin, davacı banka tarafından iddia edildiği miktarda borcu bulunmamaktadır. nitekim tüm bu hususlar, davalı banka kayıtları ve sair kayıtlar incelendiğinde ortaya çıkacaktır. Bu açıdan, gerekli tüm kayıtlar incelenerek müvekkillerin borç miktarının Bilirkişi marifetiyle yeniden hesaplanması gerekmektedir. müvekkiller aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ile başlatılan takip dosyası incelendiğinde ; davacının %59,80 oranında temerrüt faizi talep etmiş ve işbu talebini müvekkiller ile arasında mevcut kredi sözleşmesine ve ticari işlerde faiz oranının serbestçe düzenlenebileceği düzenlemesini içeren TTK m.8 ve m. 9′ a dayandırmış olduğu görülecektir. Yine, taraflar arasında akdedilmiş kredi sözleşmesi incelendiğinde, işbu sözleşmede temerrüt faizinin miktarına ilişkin net bir düzenleme olmadığı gibi, bu miktarın nasıl ve ne şekilde hesaplanabileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme de bulunmadığı diğer bir anlatımla ; borcu ödemekte temerrüde düşen borçlunun ,ödemekle yükümlü olduğu faizi önceden öngörmesinin mümkün olmadığı görülecektir. Haliyle müvekkil, kredi sözleşmesini imzaladığı sırada bilmediği, öngörmesi mümkün olmayan ve üzerinde gerçekten mutabık kalmadığı, bilakis belirlenmesini alacaklı bankaya bıraktığı bir temerrüt faizi yükü altına girmektedir. Bu açıdan kredi sözleşmesi akdeden iki özel hukuk kişisinden birinin, uygulanacak faiz oranını tek taraflı belirleme hakkına sahip olması ve sözleşmenin diğer tarafını, bu düzenlemeye mecbur bırakması (tmk) md 2’de yer alan dürüstlük kuralına, tbk md 27’de yer alan ahlaka, emredici hukuk kurallarına ve kamu düzenine aykırılık teşkil etmektedir. Haliyle, somut olayda müvekkillerin bilmediği ve önceden öngöremediği bir borcu ödemeye mahkum bırakılması sonucunu doğuran temerrüt faizi talebi, hukuka ve kanunun emredici hükümlerine aykırı nitelikte olup; adı geçen talebin tarafımızca kabulü mümkün değildir. Diğer taraftan davacı banka tarafından uygulanmış olan temerrüt faiz oranı, o dönemde diğer bankalarca benzer durumlarda uygulanan temerrüt faizi miktarları dikkate alındığında, fahiş derecede yüksek olduğunu, Bu nedenlerle, müvekkiller aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı işbu davanın redidine, Davalılar aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin iptalini ve kötüniyetli davacının alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, Yargılama masraf ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafça karşılanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı şirket kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Gebze 3. Noterliği’ne müzekkere yazılarak …tarihli …yevmiye numaralı ihtarnamenin tebliğ tarih sorulmuş ve gelen cevap dosya arasına alınmıştır.
Akbank A.Ş. Hızırbey Şubesi’ne yazılan müzekkere gereği …tarihli dava konusu genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağa ilişkin banka nezdinde bulunan tüm bilgi ve belgeler dosyaya sunulmuştur.
Trabzon İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak davaya konu …esas sayılı takip dosyası dosya arasına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı vekili tarafından 16/08/2019 tarihinde takip talebi verilerek icra takibi başlatıldığı, borçlulara ödeme emri gönderildiği, ödeme emrinin borçlulara 27/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekili tarafından 29/08/2019 tarihli dilekçe ile ödeme emrine itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin 07/01/2020 tarihli dilekçesi cevaba cevaplarını ibraz etmiştir.
Dosya delillerin toplanmış olmasına müteakip, ön inceleme duruşma duruşmasında verilen ara kararla bankacı bilirkişiye verilmiş ve bilirkişi tarafından hazırlanan rapor …tarihinde mahkememize sunulmuştur. Bilirkişi raporunda özetle: “Bankaca, teminat mektuplarının tazmini halinde uygulanacak hükümleri Genel Kredi Sözleşmesinin 5.13.16 maddesinde özellikle belirtildiği görülmüştür. Bu maddeye göre teminat mektubu tazmin edildiğinde, bankaca müşteriye nakit krediler de kullandırılmış ise (davalıya nakit kredi de kullandırılmış olduğu görülmüştür) sözleşmede öngörülen oranda temerrüt faizi uygulanacağı belirtilmiş, sözleşmede öngörülen oran ise 2.6 kredi faizi maddesinin 2.6.1 alt maddesinde, ödeme planına bağlanmış kredilerde ilgili ödeme planlarında belirtilen faiz oranları, diğer kredilerde (teminat mektupları bu kategoriye girmektedir) ise kredi kullandırım tarihinde bankanın bildirdiği faiz oranı geçerli olacaktır ibaresi görülmüş, ve yine 2.6.2 maddesinde de ‘Müşteri ile ayrıca mutabakata varılmamış ise, faiz oranı bankanın fiili kullandırım/işlem tarihinde aynı tür krediler ve hesaplar için cari olan en yüksek oranları geçmemek kaydıyla bankaca belirlenecektir.’ ibareleri görülmüştür. Dava konusu olayımızda teminat mektubunun nakde dönmesi halinde uygulanacak faiz oranının taraflarca önceden mutabakata varılmadığı anlaşıldığından GKS’lerin açıklanan maddelerine göre bankaca teminat mektuplarının tazmin tarihinden tahsil tarihine kadarki süre içinde bankanın TCMB’ye bildirdiği azami faiz oranlarındaki en yüksek oranın uygulanabileceği kanaatine varılmıştır. İşbu tespitlerimiz doğrultusunda tarafımızca, dava konusu teminat mektuplarının tazmin olduğu 30.07.2019 tarihinden icra takip tarihi olan 16.08.2019 tarihi arası, TCMB’ye 08.04.2019 tarihinde bildirmiş olduğu azami faiz oranlarındaki en yüksek oranın yıllık %34,90 olarak görüldüğü halde bankaca alınan oranın yıllık %29,90 olduğu anlaşıldığından tarafımızca da davalı lehine olan bu oran üzerinden hesaplama yapılmıştır. Netice olarak tazmin olan 96.144,69 TL’lik teminat mektubu için 16.08.2019 icra takip tarihi itibarıyla tarafımızca yapılan hesaplamanın … 98.216,60 TL olduğu, ancak davacı bankanın hsaplaması daha düşük olduğu için taleple sınırlılık ilkesi gereği davacı bankanın davalılardan toplam 98.048,90 TL alacaklı olduğu…” görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından 25/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Davalılar vekili tarafından 02/12/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Toplanan deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, banka kredi sözleşmesi ve teminat mektuplarının paraya çevrilmesinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Trabzon İcra Dairesi …Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde usulüne uygun açılmış bir icra takibi olduğu, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği ve ödeme emrine süresinde itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. Ödeme emrine itirazın tebliğe çıkartılmadığı görülmüş ve bu nedenle işbu davanın süresinde açıldığı kabul edilmiştir. TTK 5/A maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk koşulunun yerine getirildiği ve arabuluculuk son görüşme tutanağının dosyaya ibraz edildiği tespit edilmiştir. Davacı ile davalılar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi ile bu sözleşmeler uyarınca düzenlenen teminat mektupları incelendiğinde sözleşmenin taraflarının alacaklı sıfatıyla …. Atapark Şubesi ile borçlu sıfatıyla …. olduğu, sözleşmenin …. ile … tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı görülmüştür. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5.13.6 maddesi gereği düzenlenen banka teminat mektuplarının tazmin edilmesi halinde bankanın ödemek zorunda kaldığı tutarın, tazmin tarihinde bankaya derhal ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu görülmektedir. Banka teminat mektuplarının muhatap … tarafından 30.07.2019 tarihinde paraya çevrildiği, banka tarafından Gebze 3. Noterliği’ne düzenlettirilen …tarihli hesap kat ihtarnamesinin davalılara 05.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve davalılara borcu ödemeleri için 7 günlük süre verildiği, bu süre sonu itibarıyla yani 12.08.2019 tarihinde davalıların temerrüde düşürülmüş oldukları anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan incelemede, sözleşmede banka teminat mektuplarının paraya çevrilmesi halinde uygulanacak faiz oranı konusunda mutabakata varılmadığı tespitine yer verilmiştir. Sözleşmenin 2.6.2 maddesi gereği böylesi bir durumda cari olan en yüksek oranları geçmemek kaydıyla faizin belirleneceği düzenlenmiş, dolayısıyla bilirkişi tarafından somut olayda banka tarafından uygulanan %29,90 oranındaki faizin, banka tarafından TCMB’ye bildirilen en yüksek oran olan %34,90’ın altında kalması nedeniyle hesaplamaya esas alınması konusundaki tespitleri isabetli bulunmuştur. Tarafların tacir olmaları ve yapılan işin ticari iş niteliğinde olduğunun gözetilmesi karşısında faizin yasal sınırlar dahilinde olduğu anlaşılmış, davalılar tarafından akdi faizle temerrüt faizinin fahiş olduğu savunmalarına itibar edilmemiştir. Anılan nedenlerle ve bilirkişinin taraflar arasında akdedilen sözleşme maddelerini sistematik biçimde yorumlaması ve banka tarafından TCMB’ye bildirilen oranların incelenip sonuca varılması karşısında bilirkişi raporunun denetime elverişli şekilde hazırlanmış olduğu kanaatine varılmış, davalılar vekili tarafından bilirkişi raporuna yapılan itirazlar yerinde görülmemiştir. Bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulü yönünde karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından her ne kadar icra inkar tazminatı talep edilmişse de icra inkar tazminatına hükmedilebilmesinin koşulları borçlunun icra takibine itiraz etmesi ancak itirazında haksız olması, diğer yandan alacağın likit olmasıdır. Alacağın likit olması kavramı yerleşik Yargıtay uygulamasına göre “borçlunun, talep edilen alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmesi veya bilmek (kolayca hesap edebilmek) durumunda olması; bu bağlamda alacağın miktarının belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına (anlaşmasına) veya mahkemenin tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç bulunmaması, daha da özet bir anlatımla, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması” şeklinde açıklanmaktadır. (İcra İnkar Tazminatı Açısından“Likid Alacak” Kavramı – Prof. Dr. …, Bankacılar Dergisi, sayı 67, 2008). Somut olayda uyuşmazlığın ve davalılar savunmasının faiz hesabı noktasında toplandığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmede teminat mektuplarının nakde çevrilmesi durumunda uygulanacak faiz oranı konusunda mutabakata varılmadığı ve bu nedenle faiz oranının belirlenebilmesi için bilirkişi incelemesine ihtiyaç duyulduğu, bilirkişi tarafından yapılan araştırma neticesinde toplam borcun hesaplanmış olduğu ve bu nedenle borçludan borcun tümünü kolayca hesap edebilecek durumda olmadığı kabul edilmiş ve bu nedenle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Nitekim Yargıtay tarafından sözleşmede kararlaştırılmamış bulunan faiz alacağı, sözleşmede oranın açıkça gösterilmediği ve ayrıca bankanın gerekli gördüğü hallerde faiz oranında değişiklik yapılmasının kararlaştırıldığı sözleşmelerden doğan faiz alacaklarının likit olmadığı ve icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği kabul edilmektedir. (19. HD 28.5.2001, 328/3903, 19. HD 20.5.1999, 2969/3498)
Yukarıda yapılan açıklama, anlatım ve kabuller sonucunda davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının KABULÜ ile, Trabzon İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazların İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2- Davacının icra inkar tazminatı talebinin alacağın likit olmadığı anlaşıldığından REDDİNE,
3- Alınması gereken toplam 6.697,72 TL’den peşin alınan 1.184,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.513,52 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA.
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 13.264,65 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
5- Davacının tarafından yapılan toplam 616,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
6- Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACIYA İADESİNE.

Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2021