Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/431 E. 2021/150 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/431 Esas – 2021/150

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/10/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından sunulan 17/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilim davalı şirket ile bir ev alımına ilişkin olarak anlaşmış olup kalan borcuna karşılım davalı şirkete … vadeli senet vermiştir. Söz konusu senedin vadesi gelmeden bir hafta önce 2B/08/2016 tarihinde taraflar tekrar bir araya gelmiş ve davalı şirket … vadeli senet yerine müvekkilimden … vadeli yeni bir senet alarak eski vadeli … tarihli senedi müvekkilime geri iade edeceğini söylemiş ve buna ilişkin de yazılı evrakı müvekkilime vermiştir. Müvekkilim sonrasında … vadeli senedi vadesinde ödemiştir. Ancak davalı şirket geri vermeyi taahhüt ettiği … vadeli senedi geri vermeyerek başkalarına ciro etmiş ve bu senet … adlı kişi tarafından Sürmene icra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icraya koyulmuş olup müvekkilim aynı borcu mükerrer olarak İkinci kez ödemek zorunda kalmıştır. Davalı şirket iade etmesi gereken senedi geri vermeyerek başkalarına ciro ederek müvekkilimden haksız kazanç elde etmiş ve müvekkilimi dolandırmıştır. Bu nedenle müvekkilimin haksız yere ödemek zorunda kaldığı … vadeli senede dayalı borç miktarı olan 56.000,00 TL’ nin tahsili için iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olmuştur.
Yapmış olduğumuz … nolu arabuluculuk başvurusundan da herhangi bir sonuç elde edilememiş olduğundan bu davayı açmış bulunmaktayız. Bu nedenlerle, 56.000,00 TL alacağın davalı şirketten alınarak müvekkilime ödenmesine, yargılama giderleri İle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmeslne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmalara gelen davacı vekili dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 22/11/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davada konusu geçen taşınmaz, esasen öncesinde, …’a (Senette kefil olarak görülen …’ın oğlu) 04.09.2015 tarihli taahhütname ile satışı yapılmak üzere ayrılmış olup iş bu taahhütnamede tanık olarak ismi ve imzası yer alan … isimli kişi … ‘ın kendi tanıdığı ve tanığı olarak taahhütnamede imzası yer almıştır. Fakat … iş bu taahhütnamede belirtilen şekilde ödeme yapamayınca, müvekkil şirket , taşınmazı kendisine satmaktan vazgeçmiştir. Bunun üzerine … isimli kişi bu defa taşınmazı yine kendi tanıdığı olan davacı … un almak istediğini söylemiş ve taşınmazın … ‘a satılmasını istemiştir. Özetle, dava konusu edilen önceki tarihli senedin yerine aynı miktarlı ve fakat yeni tarihli senet verildiğinden müvekkil şirket nezdinde hiçbir geçerliliği kalmayan iş bu senet, senet borçlusu, davacı … a imha edilmek üzere iade edilmiştir. Kaldı ki aksi düşünce hayatın olağan akışına aykırıdır. Müvekkil şirket davacı yanın talebi üzerine (ki talep edilmese dahi eski senedi iade etmek müvekkilin sorumluluğu gereğidir) üzerine eski senedi kendisine iade etmiş ve yeni senedi almıştır. Daha sonrasında 10.09.2016 tarihli senet … Bankası hesabına ödenerek davacı …’un müvekkil şirkete herhangi bir borcu kalmamıştır. Ancak daha sonra, her nasılsa müvekkil nezdinde hiçbir geçerliliğe haiz olmayan ve davacıya, yeni alınan senet karşılığından iade edilmiş senet, yukarıda bahsedilen, …’ın( … ‘ın oğlu) vermiş olduğu taahhütnamede şahit olarak yazılan ismi yazılan … tarafından sanki müvekkilimizce kendisine ciro edilmiş gibi gösterilerek, takibe konu edilmiş ve kefil …’ın ismi yer almayarak senet borçlusu … aleyhine icra takibi başlatılmıştır. Bu senedin ciro edilmesi ile ilgili müvekkilin herhangi bir kasti ya da kusurlu bir davranışı bulunmamaktadır. Kaldı ki bu olay sırasında müvekkil firma çalışanı … da iş yerinde olup konu ile ilgili bilgi sahibidir. …, Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyası kapsamında alınan ifadesinde düzenlenen yeni senede senet borçlusu …’un imza atmasının ardından müvekkil nezdinde geçerliliği kalmayan eski senedin …’a iade edildiğini ifade etmiştir. …’ın samimi beyanları da bu doğrultudadır. Bu nedenlerle, Davacının haksız ve hukuki destekten yoksun davasının reddine, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazıları ile istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşılmıştır.
Sürmene İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası iş bu mahkememiz dosyası içerisine celb edilerek incelenmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 10/12/2019 havale tarihli dilekçesi ile cevaba cevaplarını ibraz etmiştir.

Davalı vekili mahkememize sunduğu 25/12/2019 havale tarihli dilekçesi ile 2. cevaplarını ibraz etmiştir.
Mahkememizin talimat yazısı aracılığıyla beyanı alınan Tanık …’ın “…Davalı … yapıda ben muhasebeci olarak çalıyordum. Şu an …çalışmıyorum. Davacı …’un 337.500,00 TL. Değerler daireyi satmak için anlaştık. Satış vadi sözlemeyi düzenledik. Davacı bu daire bedelinin 300,000 TL. Kısmı şirketimizin hesabını yatırmıştır. Kalan 37,500,00 TL. İçin … tarihli vadeli borçlusu davacı …’tan kefili … imzalı senet aldık. Bu senedi vadesinde bir kaç gün önce yanımıza gelerek senedi bu tarihli ödeyemeyeceği ve ödeme tarihinin biraz ileri atılması istedi. Bende konuyu patronlarıma ilettim. Onlardı 15 gün daha ek süre verebileceğimizi söylediler. Bunun üzerine davacıyı aradım ek süre talebinin kabul edildiğini söyledim ve yeni bir senet vermesi gerektiğini söyledim. Yeni bir senet düzenlemek için randevulaştık. Bu arada … tarihli vadeli senedi tahsil için … bankasına vermiştik. Yeni bir senet alacağımızdan dolayı bankadaki senedi tahsil işleminden kaldırıp, bankadan senedi teslim aldık. Akabinde davacı ve kefili ofise gelerek yeni bir senet düzenledik. Eksi senedi … tarihli senedi imha için davacıya verdim. Akabinde davacı … vadeli yeni bir senet düzenleyip tarafımıza vermiştir. Son … vadeli olan senedi vadesinde şirketimiz banka hesabına ödedi. Davacı şirketimizde yapmış olduğu … vadeli senedi almadığını iddia ediyor. Ben davacıya imha için eksi senedi bizzat kendisine verdim. Çünkü eksi senet iade edilmeden yeni senet verilemeyeceği davacı ve bende biliyorum. Eksi senedin şirketimiz için hiç bir hükmü kalmadığından senedi bizzat davacıya teslim ettik. Bu durumu ofis personelimiz … görmüştük ve şahittir. Tanıklık ücretini almak istemiyorum…” şeklinde beyanda bulunduğu ve beyanını imzasıyla onadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 01/12/2020 tarihli duruşma gününde tanık …’un “…Ben davalı şirket … da ofis elemanı olarak çalışıyorum, davaya konu senetlerle ilgili olarak tam tarihini hatırlamamakla birlikte 2016 yılında davacı … şirketimize gelmişti, şirketimizin muhasebecisi … ile görüşmelerine bende şahit oldum, … bey eski tarihli seneti … beye vererek kendisinden yeni tarihli seneti teslim aldı, senetlerin tarih ve bedellerine ilişkin herhangi bir bilgim yoktur, görgüm ve bilgim bundan ibarettir, … beyin … beye iade ettiği eski seneti verirken şirket kaşesinin üzerine iptal yazıp yazmadığına ilişkin bir bilgim yoktur…” şeklinde beyanda bulunduğu ve beyanını imzasıyla onadığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlığın, taraflar arasında düzenlenmiş bulunan bonodan kaynaklı alacak talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Dosyaya getirtilen tüm bilgi ve belgelerden, davacının davalı şirkete … vadeli senet verdiği, daha sonra senedin vadesi gelmeden bir süre önce davacının … vadeli yeni bir senet düzenlediği, davacının … vadeli senedi vadesinde ödediği, bu ödemeye ilişkin dava dilekçesi ekinde yazılı belge sunulmuştur, ancak davalının eski vadeli senedi kendisine teslim etmeyerek başkalarına ciroettiğinden bahisle davalının aynı borcu mükerrer olarak ödemek zorunda kaldığı iddiasıyla işbu davayı açtığı anlaşılmıştır. Dava konusu alacak senede dayanmaktadır. HMK’da düzenlenen senede karşı senetle ispat kuralı gereğince davalının borçlu olmadığını senetle ispat etmesi gerekmektedir. Davacı, alacağının bulunduğu sunmuş olduğu senetle ve yazılı belgelerle ispatlamış ancak davalı bunun karşılığında tanık beyanları dışında kesin delil niteliğinde herhangi bir belge sunamamıştır. Tüm bu açıklanan sebeplerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarı açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile, 56.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
2-Alınması gereken toplam 3.825,36 TL’den peşin alınan 956,34 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.869,02 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA.
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 8.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
4-Davacının yaptığı aşağıda dökümü yapılan toplam 1.183,24 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA.
6-Yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla TARAFLARA İADESİNE.

Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2021