Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/412 E. 2021/731 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/10/2019
KARAR TARİHİ : 02/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 09/10/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkillerin müteveffa annesi 06.03,2019 tarihinde evlerinde bulunan davalı … A.Ş. tarafından üretilen LPG tüpünün patlaması sonucu meydana gelen yangında yaralanmış, tedavi gördüğü KTÜ Farabi Hastanesi’nde 10.04.2019 tarihinde vefat etmiştir. Müvekkiller patlama sonrası meydana gelen maddi zararın bir kısmını tespit etmiş ve diğer davalı olan sigorta şirketinden bu zararın tazmin edilmesini istemiştir. Sigorta şirketi 15.05.2019 tarihinde cüzi miktarda ödeme yapmıştır. .Ancak maddi-manevi zararın gidememiştir. Trabzon Cumhuriyet Savcılığı … soruşturma numaralı dosyasından alman bilirkişi raporuna göre, kusur izafe edilebilir herhangi bir kimsenin olmadığı belirtilse de. ek olarak sunduğumuz Yargıtay’ın 11.HD E.2016/…-K..2018/… T.20.2.20I8 kararında “…LPG tüpü üreticisine izafe edilecek herhangi bir kusurun ve ayıplı imalatın olup olmamasının ve zararın tüpü yakıcı cihazlara bağlayan boru tesisatındaki flanşların sağlam olup olmamasının sonuca etkili olmadığı bu davalının davaya konu -arardan ilke olarak sorumlu olduğunun kabulü gerekir.” Zararın LPG tüpünün takılması sırasında servis hatasından, kullanıcının kullanma hatasından, tüpün imalat hatasından, dolum hatasından, hortum, kelepçe, dedantör. cihaz, musluk hatalarından meydana gelmesi durumu değiştirmez. Müvekkillerden … annesiyle birlikte yaşamaktaydı. 10.04.2019 tarihinde ölen … ölüm tarihinde 77 yaşında olup? onun ölümüyle davacı müvekkil … onun ev hizmetlerinden yoksun kalmıştır, ölen destek her ne kadar ileri yaşta ise de Yargıtay’m yerleşik kararlarında yaşam süresinin sonuna kadar kendi ev hizmetlerini yaparak maddi destek sağlayacağı kabul edilmektedir. Destek ev hizmetleriyle aile bireylerinin yaşamını kolaylaştıracağından ve onlara katkı yapacağından bundan yoksun kalan hak sahiplerinin tazminat isteme haklan vardır. Ev kadını yönünden zarann saptanmasında yaşam süresi göz önüne almmalıdır. Et inin hizmeti yönünden çalışma gücündeki kaybın yaşam süresince devam edeceğinin kabulü gerekir. Annelerinin bu şekilde Ölümü müvekkillerin derin üzüntüye kapılmasına sebep olmuştur. Tedavi giderleri, destekten yoksun kalma tazminatı, maddi hasar gideri olarak ve uğramış oldukları manevi çöküntü nedeniyle maddi ve manevi zararlarının tazminini sağlamak amacıyla zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş olup. 20.09.2019 tarihinde arabuluculuk anlaşmama son tutanağı düzenlenmiştir. Bu nedenlerle Davacı müvekkillerin desteğinin hayatını kaybetmesi sonucu tedavi giderleri, destekten yoksun kalma tazminatı, maddi hasar gideri olarak ve uğramış oldukları manevi çöküntü nedeniyle fazlaya dair tüm talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ile davacıların her biri için ayrı ayrı 75.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 151.000 TL’nin üretici firma olan … A.Ş. ve zorunlu sorumluluk sigortacısı olan diğer davalı … Sigorta’dan (poliçedeki limit dahilinde) kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve vekâlet müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 05/11/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle belirtmek isteriz ki; davacı tarafından dava şartı olmasına rağmen müvekkil aleyhine yapmış olduğu herhangi başvuruculuk başvurusu olmamıştır. Bu sebeple öncelikle müvekkil açısından davanın usulden reddini talep ediyoruz. Usule ilişkin itirazımız kabul edilmeyecek ve sayın mahkemenizce davanın esasına girilecekse; davacı tarafından dava dilekçesinde ısrarla belirtilenin aksine müvekkil şirket … A.Ş. lpg tüpünün üreticisi değil lpg tüpünün dağıtıcısıdır. Olaya karışan LPG tüpünün … markalı olduğuna dair dosya kapsamından bir bilgiye ulaşamadığımızdan ötürü husumet itirazında bulunuyoruz. Olaya karışan tüpün … markalı olması durumunda dahi davacının huzurdaki davaya ilişkin talepleri yalnızca maddi tazminata değil aynı zamanda manevi tazminata ilişkindir. Olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru yokken müvekkil şirketin manevi tazminattan sorumlu tutulması kabul edilemez. Kusursuz bir manevi tazminat sorumluluğu hukukumuzda bulunmamaktadır. Davacı, manevi zarara uğradığını iddia etmekte ancak hiçbir dayanak gösterememektedir. Kaldı ki; kişiliği dışa karşı koruyan davalardan tazminat davaları ancak karşı tarafın kusuru var ise açılabilir. Bu nedenlerle, olaya karışan LPG tüpünün … markalı olması halinde dahi … A.Ş.’nin kusursuz olması sebebiyle haksız davanın reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
KTÜ Farabi Hastanesi Başhekimliği, Trabzon Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın cevabi yazısı ile mahkememizce istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşılmıştır.
Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası iş bu mahkememiz dosyası içerisine celb edilerek incelenmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 12/11/2019 havale tarihli dilekçesi ile cevaba cevaplarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyasında bilirkişiler İtfaiyeci …, İtfaiyeci … ve Makine Mühendisi … tarafından tanzim edilen 12/11/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Bilirkişi kurulu olarak dosya üzerinde yaptığımız incelemeler neticesinde; tanık ifadelerine göre lpg tüpün olay tarihinden daha önceki bir tarihte takıldığı, olay tarihine kadar lpg tüpün kullanıma devam edildiği, olay günü … isimli şahsın gün içerisinde ocağı yaktığı, saat 12 gibi ocağı kapattığını beyan etmesi, mevcut tüpten devam eden gaz hortumunun ocağa bağlı olan kısmı ile ilgili dosya üzerinde herhangi bir bilginin bulunmaması, bu kısımda gaz sızıntısının meydana gelebileceği ve sızan gazın evin mutfak kısmında birikebileceği, biriken gazın ev halkı tarafından lamba açılması veya herhangi bir sebeple çakmak veya kibrit türü yakıcı maddenin kullanılması sonucu alev alarak patladığına kanaat getirildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 16/11/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyanlarını ibraz etmiştir.
Bilirkişiler İş Güvenliği Uzmanları …, … ve … tarafından tanzim edilen 22/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Raporun IV. Bölümünde izah edilen hususlar dolayısıyla; olayın meydana gelişinde; Yaşamın doğal akışı göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu binanın giriş katındaki mutfakta 4 gözlü set üstü ocakta kullanılan 12 KG lık LPG tüpünden vc/vcya hortumundan ve/veya bağlantı yerlerinden meydana gelen gaz sızıntısı sonucu meydana gelen patlamaya ve yangın sonucu yaralanan ve kaldırıldığı hastanede vefat eden …’nun kaza olayında; IV. Bölüm “Olayın İncelenmesi ve Değerlendirme” bölümünde belirtilen hususlara uygun davranmayan … AŞ.’nin (LPG tüpünün ilgili mevzuata uygun olarak periyodik muayenelerini yaptırmayan. LPG tününün müşteriye tcsli mindc verinde montaj yanmayan, gaz sızıntısı ihtimaline karsı tc ş i satın uygun olması konusunda tüketiciyi bilgilendirmeyen, tünün montajının ve kullanımının tamamın tüketicinin bilgi ve inisiyatifine, tecrübesine bırakan, .çalışanlarının ilgili mevzuatta belirtilen kurallara uygun davranıp davranmadığı ile ilgili yeterli denetim ve gözetim yapmayan, tüp dağıtım işinde çalışanlarına, bu işlerin yapılması esnasında uyulacak kurallar konusunda yeterince bilgilendirmemesi, bilinçlendirmemesi, çalışanlarına güvenli çalışma alışkanlığı kazandırmaması) nedeniyle kazanın meydana gelmesinde etkili olduğu, … Sigorta AS’nin sigorta poliçesi limitleri ve teminatları kapsamında müştereken ve müteselsilen zarardan sorumlu olduğu, Yine raporun IV- Bölüm: Olayın İncelenmesi ve Değerlendirilmesi belirtilen hususlara aykırı davranan Müteveffa … ve aynı dairede birlikte oturdukları oğlunun da; LPG tüpünün montajını yetkili ve ilgililere yaptırmaması, LPG tüpünün bulunduğu alanı uygun yöntemlerle havalandırmaması gibi nedenlerle patlamanın ve yangının meydana gelmemesi için yeterli dikkat ve özen göstermemesi, olaya kısmen bir katkısı ve hatalı hareketi bulunduğundan, patlama ve yancın olayın meydana gelmesinde etkileri olduğu, Tarafımızdan yapılan olayın sebep sonuç ilişkisi değerlendirilmesi sonucunda, yukarıda detaylı olarak belirtilen nedenlerden dolayı; Dosyada yer alan bilirkişi raporlarında belirtilen “olayda kusur izafe edilebilir kimsenin bulunmadığı kanaatine” katılmadığımızı, Raporda yer verilen yasa ve yönetmelik maddeleri ile Yargıtay içtihatlarının hukuki yorum niteliğinde olmayıp kaza olayının meydana gelmesine etken unsurları tespit amacı ile yardımcı kriter olarak kullanıldığını, hukuki değerlendirmenin ve nitelendirmenin sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Bilirkişilik Daire Başkanlığı tarafından yayımlanan BİLİRKİŞİLERİN UYACAĞI REHBER İLKELER VE BİLİRKİŞİ RAPORLARINDA BULUNMASI GEREKEN STANDARTLAR başlıklı duyurunun 27. Maddesinde belirtilen “Bilirkişi münhasıran Hâkimin yetkisinde olan kusurluluk konusunda (asli/tali kusurlu, kusursuz, yüzdelik kusur oranı) herhangi bir değerlendirme yapamaz.” şeklindeki bildirimden dolayı kusur aidiyet oranlarının tespitine yönelik kıymetlendirme yapılmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 22/03/2021 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyanlarını ibraz etmiştir.
Aktüerya Uzmanı Bilirkişi … tarafından tanzim edilen 16/07/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; …’nun vefatı nedeniyle davacı oğlu … için davalıların müştereken ve müteselsiien sorumlu oldukları destekten yoksun kalma zararının bulunmadığı …’nun vefatı nedeniyle davacı oğlu … için davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları destekten yoksun kalma zararının bulunmadığı, manevi tazminat hususundaki nihai takdir ve değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 16/08/2021 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyanlarını ibraz etmiştir.

Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlık; tüp patlaması sonucu yaşanan yangın nedeniyle meydana gelen zarara yönelik destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Somut olay; LPG tüp kaynaklı evde meydana gelen yangın neticesinde müteveffanın ölümü dolayısıyla oğulları olan davacılara karşı davalıların sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespiti için öncelikle olaya ilişkin tarafların kusur durumlarını ortaya koyan teknik kusur raporu alınması gerekmektedir. Mahkememizce bu minvalde dosya olaya ilişkin tarafların kusur durumlarını yüzdelik dilimler şeklinde gösterir kusur raporu düzenlenmesi için alanında uzman bilirkişilerden oluşan heyete tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunda taraflara herhangi bir kusur paylaşımı yapılmadığı görülmüştür. Bunun üzerine tarafların da itirazları doğrultusunda dosya iş güvenliği uzmanlarından oluşan yeni bir heyete tevdi edilmiş olup, yeni bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 22/02/2021 havale tarihli raporda da tarafların zarara yönelik kusurlarının neler olduğu tespit edilmiş anacak kusur oranlarına ilişkin bir tespit yapılmamıştır. Kusur oranları tespitinin mahkemeye bırakıldığı anlaşılmıştır. Bunun üzerine, dosya davacıların müteveffa …’nun vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı haklarının bulunup bulunmadığının tespiti için aktüer bilirkişiye tevdi olunmuştur. Aktüer bilirkişi tarafından tanzim edilen 16/07/2021 havale tarihli raporda; kaza gerçekleştiğinde …’nun 77 yaşında, davacı …’nun 49 yaşında, …’nun ise 44 yaşında olduğu; yerleşik Yargıtay kararlarına göre desteklik halinin mevcut olabilmesi için kız çocukların 22 yaş erkek çocukların 18 yaşından küçük olması, eğer üniversite eğitimi görüyorsa bu sınırın 25 yaşa çıkacağı; dosya kapsamında bulunan belgelere göre yaş durumu, eğitim durumu ve sağlık durumu incelendiğinde müteveffanın çocukları olan davacıların desteklik varsayımında bulunulamadığı, ayrıca düzenli ve sürekli desteklik durumuna ilişkin dosya kapsamında herhangi bir delil sunulmadığı gerekçeleriyle davacıların müteveffanın ölümü sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etme haklarının bulunmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece ilgili aktüer raporunun denetime açık ve hukuka uygun oluşu ve yerleşik Yargıtay kararları uyarınca müteveffanın yukarıda anlatılan nedenlerle davacıların desteği olamayacağı, bu durumun aksine yönelik dosyaya herhangi bir delil de sunulmadığı anlaşılmakla davacıların dava konusu ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı haklarının bulunmadığı kanaatine varılarak bu yöndeki maddi tazminat istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacıların manevi tazminat davası yönünden yapılan yargılamada ise;
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Bu minvalde yapılan incelemede ise; davacıların müteveffanın çocukları olması müteveffa …’nun dava konusu olayda yanma sonucunda vefat etmiş olmasının davacıları derinden yaralamış olması, bu nedenle davacıların tazmini gerekir manevi acı ve korku çektiği şüphesizdir. Davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talebinin bulunmaması nedeni ile sigorta şirketi hakkında manevi tazminat davası yönünden bir karar verilmesi mümkün olmayıp, manevi tazminat kararı sigorta şirketi dışındaki davalılar hakkında verilecektir. Dava konusu olayın yaşanış şekli, kazada tarafların kusur dağılımı (bu noktada mahkemece, bilirkişi raporunda yapılan tespitler uyarınca davalı … A.Ş.’nin meydana gelen ölüm olayında %70 oranında müteveffanın ise %30 oranında kusurlu olduğu tespit ve kabul edilmiştir.), davacılarda kaza sebebi ile oluşan üzüntü ve acının boyutu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davalı … A.Ş.’nin maddi yönden hükmedilen manevi tazminatı ödeme gücünün bulunuyor olması, olay tarihinde paranın satın alma gücü dikkate alındığında davacıların her biri için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesi kanaatine varılarak mahkemece aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacıların maddi tazminat davalarının REDDİNE.
2- Davacıların manevi tazminat davalarının KISMEN KABUL-KISMEN REDDİ ile, davacı … için 50.000,00 TL, davacı … için 50.000 TL olmak üzere toplamda 100.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş.’den alınarak davacılara ÖDENMESİNE.
3- Alınması gereken toplam 6.831,00 TL’den peşin alınan 515,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.315,25 TL harcın davalı … A.Ş.’den alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA.
4- Davalı … A.Ş. kendisini vekille temsil ettiğinden red edilen maddi tazminat üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 1.000,00 TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
5- Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden kabul edilen manevi tazminat üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 13.450,00 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
6- Davalı … A.Ş. kendisini vekille temsil ettiğinden red edilen manevi tazminat üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 7.300,00 TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
7- Davacı tarafından yapılan toplam 4.348,95 TL’den davanın kabul oranına göre hesaplanan 2.880,09 TL’sinin davalı … A.Ş.’den alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE. Bakiye kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA.
8- Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACIYA İADESİNE.

Dair, Davacı vekili ile davalı … A.Ş. vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2021