Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/282 E. 2021/91 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/282 Esas – 2021/91

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/07/2019
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 16/07/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf hakkında Trabzon İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile dosya içeriğinde tarihleri ve seri-sıra numaralan yazılı faturalar dayanak tutularak ilamsız icra takibi başlatılmış, borçlu tarafından işbu icra takibine itiraz edilmiştir. Borçlunun itirazı haksız ve yersizdir. Müvekkil davacı, Trabzon İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası içeriğindeki faturalar ile birlikte fatura muhteviyatını teslim etmiş, faturalarda yer alan hizmetleri kendi adresinde davalıya sunmuştur. Davalı tarafından da söz konusu faturalara ve muhteviyatına bugüne dek herhangi bir itiraz olmamıştır. Her iki tarafın yapmış olduğu alışveriş, tarafların ticari defterlerinde de bulunmakta olup borçlunun da bu hususa bir itirazı yoktur. Takip başlangıcında müvekkil şirket muhasebecisinin sehven alacak tutarım yanlış bildirmesi neticesinde takip 333.861, 72-TL üzerinden başlatılmış ise de tarafımızca yapılan yanlışlık fark edilmiş ve borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden icra dosyasında anapara- takip çıkışının 12.861,72 TL olarak düzeltilmesi talep edilmiş akabinde bu talebimiz icra müdürlüğünce kabul edilmiştir. Yani 12.861,72-TL üzerinden takibe geçecek iken sehven 333.861,72-TL üzerinden takibe geçilmiştir. Borçlu ile haricen de görüşülerek, yürütülen arabuluculuk görüşmeleri 12.861,72 TL üzerinden yapılmış olup, borçlu hiçbir borcu bulunmadığından bahisle arabuluculuk görüşmesini olumsuz sonuçlandırmıştır. …Arabuluculuk Dosya Numaralı, Trabzon … Büro Dosya Numaralı Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı dilekçemiz ekinde sunulmuştur. Davalı, Trabzon İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde borcunun olmadığını belirterek takibin durmasına sebebiyet vermiştir. Bu sebeple, takibin devamına ve takip tarihinden itibaren ticari faiz talep etme zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenlerle, Davanın kabulü ile davalının Trabzon İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazının İPTALİNE ve takibin DEVAMINA, Borçlunun haksız itirazı dolayısı ile takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra- inkar tazminatına MAHKUM EDİLMESİNE, Yargılama harç ve masrafları ile birlikte ücreti vekaletin davalıya TAHMİLİNE, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmalara gelen davacı vekili dava dilekçesini tekrarla davanın kabulünü talep etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi ve duruşma günü davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu 08/08/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Her şeyden önce davacı taraf icra takibinin sehven hatalı açıldığını beyan etmiş ise de bu kabul edilebilir değildir. Malumu olduğu üzere ilamsız takip başlangıcında alacak talebi üzerinden nisbi harç alınır. Davacının takip açılışındaki talebi ve müvekkile tebliğ edilen ödeme emrinde belirtilen borç miktarı 333.861,72.TL dir. Oysaki davacı yan alacak taleplerinin 12.861,72.TL olduğunu belirtmiş ve bunun sehven yapılan bir hata olduğunu iddia etmiştir. Oysa ki, her iki alacak talebi arasında en azından takip başlangıcında alınması gereken harçlar arasındaki fark dahi düşünüldüğünde davacı yanın sehven hata ile hareket etmesi mümkün değildir. Bu nedenle müvekkilin borca olan itirazı haklı ve makuldür. Buna rağmen haksız itiraz nedeni ile iş bu dava kapsamında tazminat talep edilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırıdır. Bu nedenlerle bu yöndeki taleplerinin reddi gerekir. Davacı yan alacak talebinde faturalara dayanmaktadır. Oysaki söz konusu faturalar taraflar arasında ihtilaflıdır. Müvekkil aşağıda ayrıntısı izah edileceği üzere faturadaki alacak kalemlerinde hata bulunması nedeni ile faturaların yanlış tanzim edildiğini belirtmiş davacı yan da bunu kabul ederek hatadan ari bir şekilde faturalara konu mal üzerinden alacaklarım eksiksiz olarak tahsil etmiştir. Müvekkilin davacı yana borcu bulunmamaktadır. Şöyle ki; Müvekkil davacı taraftan işi kapsamında bayii olarak mal satın alan bir kişidir. Ve her yıl bayii olarak davacıdan plastik doğrama işi kapsamında mal almaktadır. Bunun için inşaat dönemi başında (Bayburt şartlarında hava durumu nedeni ile her yılın 4. veya 5. aylarında) davacı şirket kapsamında hesap açar, peşinat yatırır ve yıl içerisinde de bağlantısına göre mal satın alır. Dava konusu edilen fatura döneminde de müvekkil tarafından 15.05.2017 tarihinde 136.000,00.TL peşin yatırılmak üzere hesap açılmış ve davacıdan mal alımına başlanılmıştır. Ekte ibraz edilen 01.01.2017-31.12.2017 tarihleri arasındaki davacı firmaya ait firma tarafından müvekkile ibraz edilen “cari hareket dökümü” adlı belgeden bu durum açıkça gözükmektedir. Mal alımı sırasında alman malların birim bedelleri üzerinde taraflar anlaşmış olmasına rağmen müvekkile gönderilen ve dava konusu edilen faturalar üzerinde ayrıntısı aşağıda izah edildiği üzere satın alman malların birim fiyatları her bir faturada farklı farklı yazılarak müvekkilden fazla para talep edilmiştir. Müvekkil bu duruma itiraz etmiş, davacı yan bunun sehven yapılan bir hata olduğunu beyan etmiş ve taraflar doğru bedel üzerinde mutabık kalmış ve fatura kapsamındaki malların bedelleri müvekkil tarafından eksiksiz olarak ödemiştir. Davacı yan da bu durumu kabul etmiş, faturaları düzelteceklerini söylemiş, ve bir kısım faturalarda da düzeltmeler yapmıştır. Bu şekli ile müvekkilin davacı yana bir borcu kalmamıştır. Davacı yan müvekkilin faturaya olan itirazım kabul ederek ona göre tahsilatı gerçekleştirdiğinden müvekkil ayrıca yazılı olarak faturalara bir itirazda bulunma gereği de duymamıştır. Ancak aradan geçen iki yıla yakın bir zaman sonra ödenmiş olan faturalar üzerinden davacı yan yeniden alacak talebinde bulunmuştur. Bu doğru değildir. Takibe ve davaya konu fatura kapsamındaki malların bedelleri eksiksiz olarak ödenmiştir. Bu nedenle müvekkil işletmenin davacı yana bir borcu söz konusu değildir. Bahsi geçen fatura kapsamındaki hatalı yazımlar ve farklılar ise şu şekildedir. Takibe ve davaya konu edilen faturalara bakılacak olursa fatura edilen mallardaki her bir mal karşısında yazılan o mala ait birim fiyatları her bir faturada farklılık arz etmektedir. Şöyle ki; tarihli faturada “Royal Kasa Beyaz” olarak geçen malın gerçekte metre birim fiyatı 11,12.TL olmasına rağmen bu faturada 11,68.TL olarak yazılmış ve ona göre hesap çıkarılmıştır. Ancak diğer faturaların hepsinde bu malın metre birim fiyatı 11,12 olarak doğru şekilde geçmiştir. Dolayısıyla hatalı yazım nedeni ile faturada müvekkil aleyhine bir fazlalık oluşmuştur. Yine 26.09.2017 tarihli faturada “Royal Kanat Beyaz” olarak geçen malın gerçekte metre birim fiyatı 13,39.TL olmasına rağmen bu faturada 14,06.TL olarak yazılmıştır. Ancak diğer faturaların hepsinde bu malın metre birim fiyatı 13,39 olarak doğru şekilde geçmiştir. Yine 26.09.2017 tarihli faturada “Royal Orta Kayıt Beyaz” adlı malın metre birim fiyatı 13,10.TL olmasına rağmen faturada 13,76.TL olarak belirtilerek hatalı hesap yapılmıştır. Oysaki aynı mal, 15.08.2017 tarihli faturada metre birim fiyatı 13,10olarak doğru şekilde yazılıdır. (15.08.2017 tarihli faturada) Yine 26.09.2017 tarihli faturada “Royal Orta 4mm Beyaz” olarak geçen malın gerçekte metre birim fiyatı 4,15.TL olmasına rağmen bu faturada 4,36.TL olarak yazılmıştır. Ancak diğer faturaların hepsinde bu malın metre birim fiyatı 4,15 olarak doğru şekilde geçmiştir. (10.07.2017 ve 15.08.2017 tarihli faturalarda) Yine 26.09.2017 tarihli faturada “Royal Kapı Kanadı Beyaz” olarak geçen malın gerçekte metre birim fiyatı 16,97.TL olmasına rağmen bu faturada 17,82.TL olarak yazılmıştır. Ancak diğer faturaların hepsinde bu malın metre birim fiyatı 16,97 olarak doğru şekilde geçmiştir. (15.08.2017 ve 16.10.2017 tarihli faturalarda) Yine 07.07.2017 tarihli faturada “Royal 20mm Çita Beyaz” adlı malın metre birim fiyatı TL olmasına rağmen faturada 11,09.TL olarak, 10.07.2017 tarihli faturada ise 11,16.TL olarak belirtilmiştir. Oysaki aynı mal sonradan düzenlenen 15.08.2017 tarihli faturada 12.861,72 metre birim fiyatı ile doğru şekilde düzeltilmiştir. Dolayısıyla davacı yanın beyanı doğrultusunda hatalı yazım nedeni ile her bir faturada malın gerçek değeri üzerinden mal fatura edilmiş ve her bir faturada müvekkil aleyhine bir fazlalık oluşmuştur. İşte yukarıda ayrıntısı ile izah edildiği üzere davacı şirket tarafından müvekkile satılan malların metre birim fiyatları kesilen faturalarda sürekli olarak farklı ve hatalı olarak yazılmış, normal bedelinin üzerinde olacak bir şekilde düzenlenmiş ve faturalarda müvekkil aleyhine fiyatı etkileyecek hatalar yapılmıştır. Bu durum davacı firmaya iletildiğinde firma bunu kabul etmiş ve doğru birim fiyat üzerinden alacağını tahsil ederek kapatmıştır. Bu alışveriş sonrasında da taraflar arasında herhangi bir itiraz ve niza olmaksızın mal alımı işi devam etmiştir. Ancak aradan 2 yıla yakın bir süre geçtikten sonra ödenmiş olan faturalara dayalı olarak müvekkili borçlu çıkarmak hukuka ve hakkaniyete uygun değildir. Müvekkilin herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Zaten müvekkilin karşı tarafa bir borcu bulunsa idi, davaya konu edilen fatura döneminden sonra da müvekkil karşı taraftan mal almaya devam etmiş ve onların bedellerini de ödemiştir. Borcu kalmış olsa idi, davacı yanın o tarihlerde alacağını talep etmesi veya en azından yeni mal vermemesi gerekirdi. Bu hayatın olağan akışına veya ticarete ters olan bir durumdur. Bu nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini, haksız icra takibi nedeni ile alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere İİK 67 kapsamında tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmalara gelen davalı vekili cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
Trabzon Müdürlüğü’nün cevabi yazıları ile mahkememizce istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşıldı.
Trabzon İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası iş bu mahkememiz dosyası içerisine celb edilerek incelenmiştir.
Mahkememiz dosyası Bilirkişi SMMM …’e tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen … havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Yapılan tespitlerde görüleceği üzere davacı ve davalı işletmeler; 2017 yılına ait defterlerinin açılış kayıtlarını zamanında noter tasdikini yaptırdığı, her iki firmada kapanış kayıtlarını zamanında yaptırdığı, ihtilafa konu olan faturaların davacı ve davalı firmanın defterlerine usulüne uygun olarak kayıt yaptıklarını ve bu kayıtların birbirini kısmen teyit ettiği tespit edilmiştir. Davacı …’nin, 2017 yılı Yevmiye Defterleri kayıtlarında icraya konu 12.861,72 TL alacağa ilişkin inceleme neticesinde; Bu faturalar davacı tarafından davalı … adına kesilmiş olan altı adet fatura KDV dahil toplam 333.861,72 TL raporun F.l.b. bendinde belirtilen tarihlerde davacı şirketin 2017 yılma ait yevmiye defterine kayıtlı olduğu tespit edilmiş, kapanış kayıtları incelendiğinde, 31.12.2017 tarih ve … nolu yevmiye kaydında davalı …’dan alacağı olarak 12.861,72 TL Alıcılar (120.69.001) hesabının bakiyesi görünmektedir. Davacının 2017 yılı defterleri incelendiğinde davalı …’la olan cari hesap hareketlerinde raporun F.l.c. bendinde görüleceği üzere 12.861,72 TL alacağının olduğu tespit edilmiştir. Davalı …’m 2017 yılı yevmiye defterleri kayıtlarında; davalı adına kesilmiş olan altı adet fatura KDV dahil toplam 333.861,73 TL. raporun F.2.b. bendinde belirtilen tarihlerde davalının 2017 yılına ait yevmiye defterine kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Bu faturalar 2017 yılı defter kayıtlarında 320 Satıcılar Hesabına kayıt yapılmış olup 320 Hesap firma bazında tutulmamıştır. Bu faturalara ilişkin ödemeler davalının defterinde görülmemiştir. 320 Satıcılar hesabı daha sonraki dönemlerde 11 ve 12 aylarda bir kısım toplu tahsilat işlemleri yapılmış olup bu tahsilatların hangi müşterilerden yapıldığı davalının defterinde tespit edilememiştir. Davalının 31.12.2017 tarihli kapanış kaydında 320 Satıcılar hesabı 144.097,29 TL bakiye ile kapatılmış fakat hangi firmalara ait bakiye olduğu tespit edilemediği bildirilmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu 17/02/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyanlarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyası yine aynı bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen … havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Yapılan tespitlerde görüleceği üzere davacı ve davalı işletmeler; 2017 yılına ait defterlerinin açılış kayıtlarını zamanında noter tasdikini yaptırdığı, her iki firmada kapanış kayıtlarını zamanında yaptırdığı, ihtilafa konu olan faturaların davacı ve davalı firmanın defterlerine usulüne uygun olarak kayıt yaptıklarını ve bu kayıtların birbirini kısmen teyit ettiği tespit edilmiştir. Davacı …’nin, 2017 yılı Yevmiye Defterleri kayıtlarında icraya konu 12.861,72 TL alacağa ilişkin inceleme neticesinde; Bu faturalar davacı tarafından davalı … adına kesilmiş olan altı adet fatura KDV dahil toplam 333.861,72 TL raporun F.l.b. bendinde belirtilen tarihlerde davacı şirketin 2017 yılına ait yevmiye defterine kayıtlı olduğu tespit edilmiş, kapanış kayıtları incelendiğinde, 31.12.2017 tarih ve … nolu yevmiye kaydında davalı …’dan alacağı olarak 12.861,72 TL Alıcılar (120.69.001) hesabının bakiyesi görünmektedir. Davacının 2017 yılı defterleri incelendiğinde davalı …’la olan cari hesap hareketlerinde raporun F.l.c. bendinde görüleceği üzere 12.861,72 TL alacağının olduğu tespit edilmiştir, Davalı …’ın 2017 yılı yevmiye defterleri kayıtlarında; davalı adına kesilmiş olan altı adet fatura KDV dahil toplam 333.861,73 TL. raporun F.2.b. bendinde belirtilen tarihlerde davalının 2017 yılına ait yevmiye defterine kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Bu faturalar 2017 yılı defter kayıtlarında 320 Satıcılar Hesabına kayıt yapılmış olup 320 Hesap firma bazında tutulmamıştır. Bu faturalara ilişkin ödemeler davalının defterinde görülmemiştir. 320 Satıcılar hesabı daha sonraki dönemlerde 11 ve 12 aylarda bir kısım toplu tahsilat işlemleri yapılmış olup bu tahsilatların hangi müşterilerden yapıldığı davalının defterinde tespit edilememiştir. Davalının 31.12.2017 tarihli kapanış kaydında 320 Satıcılar hesabı 144.097,29 TL bakiye ile kapatılmış fakat hangi firmalara ait bakiye olduğu tespit edilemediği bildirilmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu 22/10/2020 havale tarihli dilekçesi ile ek bilirkişi raporuna karşı beyanlarını ibraz etmiştir.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemi ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu anlaşıldı. Taraflar arasındaki alacağın kaynağının 6 adet fatura olduğu, dava dilekçesinde alacak tutarının 333.861,73 TL olarak belirtildiği, davacı vekilince 20/05/2019 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde alacak bedelinin sehven yanlış yazıldığı, asıl alacak bedelinin 12.861,72 TL olduğu ve bu miktar üzerinden davasının kabulüne karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece HMK’nun 222. maddesi gereğince taraflara ticari defter ve belgelerini sunmak üzere kesin süre verilmiş, tarafların verilen süre içerisinde ticari defterlerini mahkememize sunmaları üzerine mahkememize dosyası davaya konu faturalardan kaynaklı olarak davacının alacağının bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için SMMM bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda özetle, davacı ve davalı tarafın sunulan ticari defter kayıtları icraya konu alacak bakımından ayrı ayrı incelenmiş olup taraf defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu tespit edilmiş, ihtilafa konu olan faturaların davacı ve davalı şirketlerin defterlerine usulüne uygun olarak kayıt yaptıkları ve bu kayıtların birbirlerini kısmen teyit ettiği tespit edilmiştir. Davacı şirketin defter kayıtlarında icraya konu 12.861,72 TL alacağa ilişkin inceleme neticesinde davalı adına kesilmiş olunan 6 adet fatura tutarı olan 333.861,72 TL’nin belirtilen tarihlerde davacı şirketin 2017 yılına ait yevmiye defterine kayıtlı olduğu tespit edilmiş, kapanış kayıtları incelendiğinde 31/12/2017 tarih ve … nolu yevmiye kaydında davalı …’dan 12.861,72 TL alacak bakiyesi göründüğü tespit edilmiştir. Davalı …’ın 2017 yılı yevmiye defterleri kayıtlarında ise davalı adına kesilmiş olunan 6 adet fatura toplamı 333.861,73 TL’nin davalının 2017 yılına ait tespit edilmiş ancak bu faturalar 2017 yılı defter kayıtlarında firma bazında tutulmamıştır. Davalının 31/12/2017 tarihli kapanış kaydında satıcılar hesabı 144.097,29 TL bakiye ile kapatılmış fakat hangi firmalara ait bakiye olduğu tespit edilememiş olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafça bilirkişi raporuna itiraz edilmiş olup mahkememizce dosyamız davalı itirazları doğrultusunda ek rapor hazırlanmak üzere aynı bilirkişiye tevdii edilmiş, düzenlenen ek raporda bilirkişi tarafından bir değişiklik yapılmadığı görülmüş olmakla bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve ek rapor mahkememizce değerlendirildiğinde TTK uyarınca usulüne uygun tutulan ticari defterlerin taraf lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, somut olayda davacı ve davalı defterlerine göre davacının davalıdan 12.861,72 TL alacaklı olduğunun her iki tarafın defterinde de sabit olduğu, davalının kapanış kaydında bakiye borcun hangi firmalara ait olduğu tek tek belirtilmemiş olsa da toplamda 144.097,29 TL bakiye borcunun olduğu ve davacının alacak miktarı olan 12.861,72 TL’nin de bu bakiye borç miktarı dahilinde olduğu açıkça ortadadır. Tüm bu nedenlerle davacının davasının kabulüne karar vermek ve davaya konu alacağın likit olmadığı anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının KABULÜ ile, Trabzon İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİNE. Takibin 12.861,72 TL üzerinden DEVAMINA.
2- Davacının icra inkar tazminatı talebinin alacağın likit olmadığı anlaşıldığından REDDİNE.
3- Alınması gereken toplam 878,58 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 834,18 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA.
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
5- Davacının yaptığı aşağıda dökümü yapılan toplam 871,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
6- Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACIYA İADESİNE.

Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021