Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/194 E. 2021/105 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/194 Esas – 2021/105

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından sunulan 16/05/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı, Trabzon İcra Müdürlüğü…E. Sayılı dosyası ile aleyhine yürüttüğümüz, 153.821,34 TL asıl alacak miktarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen, Örnek No:7 ödeme emrinin borç ve ferilerine itiraz etmiştir. Borçlu şirketin itirazı haksız ve kötü niyetli olup aşağıdaki gerekçeler dâhilinde iptali gerekmektedir. Borçlunun borca itirazı haksız ve kötü niyetli olup iptali gerekmektedir. Müvekkil şirket izolasyon ve yalıtım sektörlerinde faaliyet göstermekte olup, geniş portföye sahip olan bir firmadır. Müvekkil şirketin ticari faaliyetleri kapsamında, faaliyet gösterdiği alan dâhilinde, davalı tarafa çatı ve cephe paneli satışı gerçekleştirilmiştir. Bu malların bedelleri müvekkil tarafından faturalandırılmış, davalı şirkete tebliğ edilmiş ve bu kapsamda cari hesaplara eklenmiştir. Davalı yanın tebellüğ ettiği faturalara yasal süresi içerisinde herhangi bir itirazları olmadığı gibi, fatura bedelleri ilgili olarak gerekli ödemede bulunmamışlardır. Davalı tarafa tebliğ edilen faturaların bedelleri nedeniyle cari hesap ilişkisi kapsamında davalı tarafın müvekkil şirkete 153.821,34 TL borcu kalmıştır (EK-1 Cari Hesap Dökümü.) Tüm sözlü ihtarlara rağmen bu borcun ödenmemesi nedeniyle tarafımızca, davalı aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğü…E. sayılı dosyası üzerinden faturalara ve cari hesap dökümüne dayalı icra takibi başlatılmıştır. Davalının müvekkil şirkete 153.821,34 TL asıl alacağı olduğu kayıtlarda sabit olmasına rağmen, davalı şirket haksız ve kötü niyetli şekilde icra takibine itirazda bulunulmuştur. Davalı şirketi itirazında hiçbir neden belirmemiş olup, bu durum da itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu ispatlamaktadır. Davalı şirketin itirazı haksız ve dayanaksız olduğunu, davalı borçlu yapılan icra takibine kötü niyetli olarak itiraz etmiştir. Davalı itirazında hiçbir gerekçe bildirmemiş sadece böyle bir borcu olmadığını belirtmekle yetinmiştir. İddialarının aşağıda izah ettiğimiz sebepler ile hukuken kabulü mümkün değildir. Müvekkilimiz davalı yan ile uzun yıllar boyunca süren ticari ilişkisinde üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine talep edilen ürünleri kendisine teslim etmiştir. Davalı söz konusu ürünleri teslim alıp kullanmış olmasına rağmen, ürünlerin bedellerini müvekkile ödememiştir. Tüm bu sebepler ile davalının itirazı haksız ve dayanasıdır. Davalının borcu bulunmadığı yönündeki iddiası da kötü niyetli ve ispata muhtaçtır. Müvekkilin alacağı cari hesap alacağı olup, bilirkişi incelemesi yapıldığında da icra takibindeki alacağında haklı olduğu ispatlanacaktır. Tüm bu nedenlerle, itirazın iptali ile haklı takibimizin devamına karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederiz. Haksız ve kötü niyetli şekilde borca itiraz eden davalı aleyhine % 20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmekte olduğunu, takibe dayalı alacak likit olup, davalı aleyhine bu miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/19-376 E. 2010/397 K. 14.07.2010 T. ilamında; ‘Likit bir alacaktan bahsedebilmek için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması yada borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir deyişler borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.’ şeklinde hüküm tesis ederek alacağın likit sayılabilmesi için borçlunun yalnız başına ne kadar borcu olduğunu tespit edebilir olmasını yeterli görmüştür. Huzurdaki davada davalı yanın fatura bedeline ilişkin olan borcunun likit olduğunu, bu nedenlerle, Davalının, Trabzon İcra Müdürlüğü…E.ayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, TAKİBİN DEVAMINA, Davalının, haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle, alacak miktarının %20’sinden az olmamak suretiyle icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, Kötü niyetli davalı aleyhine HMK m. 329 gereğince disiplin para cezasına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmalara gelen davacı vekili dava dilekçesini tekrarla davanın kabulünü talep etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi, ilk tensip zaptı ve duruşma günü davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davalı şirket tarafından sunulan 10/06/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından, Trabzon İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasından müvekkil şirkete karşı başlatılan ilamsız takibine yapmış olduğumuz itiraz üzerine, itirazın iptal edilmesi amacı ile işbu dava açılmıştır. Açılan davadan gönderilen dava dilekçesine karşı süresi içinde cevaplarımızın sunuyor, haksız ve her türlü hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini saygıyla talep ediyoruz. Davacı tarafın icra takibinde işlemiş faiz ve işleyecek avans faizi talebi yasaya aykırıdır. Davacı taraf icra takibinde 3.706,95 TL birikmiş faiz talep etmiş olup, talep ettiği birikmiş faize de tarafımızca itiraz edilmiştir. Davacı taraf birikmiş faizi bu dava konusu etmemiş ve bu miktar üzerinden harç yatırmamıştır. Davacı taraf icra takibinde 18.852 Dolar karşılığı %19,50 avans faiz talebinde bulunmuştur. Talep ettiği faiz asaya aykırıdır. Takip talebine davacı tarafın talep ettiği avans faiz yönünden de itiraz etmiş bulunmaktayız. Müvekkil şirketin davacı firmaya borcu yoktur. davacı taraf köyüniyetlidir. Davacı şirket ile müvekkil şirket uzun yıllar karşılıklı ticaret yapmıştır. Müvekkil şirket, davacı şirketten çatı ve cephe paneli satın almış, alman mal bedellerinin tamamını da ödemiştir. Müvekkil şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmaktadır. Davacı tarafça müvekkil şirkete teslim edilen malzemeler müvekkil şirket tarafından, üstlenmiş olduğu işlerde kullanılmıştır. Belli süre geçtikten sonra müvekkil şirket, yapılan işlerde kullanılan malzemelerin standartlara uygun olmadığı yönünde şikayetler almıştır. Müvekkil şirket tarafından yapılan araştırmada davacı şirketçe gönderilen malzemenin standartlara uygun olmadığı tespit edilmiş ve bu durumdan davacı tarafı bilgilendirmiştir. Yapılan görüşmelerde davacı taraf standartlara uygun malzeme göndereceğini ve müvekkil şirketin uğramış olduğu zararları gidereceğini taahhüt etmiştir. Ancak davacı şirket, müvekkil şirketi devamlı oyalamış standardı düşük malzeme göndermeye devam etmiştir. Davacı şirketin bu davranışı üzerine müvekkil şirket davacı şirket ile olan ticaretini sona erdirmiştir. Müvekkil şirketçe haklı olarak ticarete son verilmesi üzerine davacı taraf Gebze 16. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade faturası adı altında 11.709,08 TL bedelli faturanın ödenmesini talep etmiştir. Müvekkil şirket söz konusu ihtarnameye Araklı Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap vermiştir. Verilen cevapta herhangi bir borcun bulunmadığı faturanın keyfi olarak kesildiği belirtilmiş ve fatura iade edilmiştir. Yine aynı cevabi ihtarnamede kur farkı nedeni ile de herhangi bir borcun bulunmadığı 2015 yılı kur farkına ilişkin 54.956,92 TL değerinde çek verildiği ve 2016 yılı içindeki ticaretin Türk lirası üzerinden yapıldığı ve kur farkı uygulanmayacağı belirtilmiştir, Müvekkil şirketin davacı tarafla kur farkı yönünde bir anlaşması olmamasına rağmen o anda elinde bulunan işler, verdiği taahhütler, imzaladığı sözleşmelerdeki cezai şartlardan ötürü mağduriyet yaşanmasın, işler gecikmesin, ticaret sekteye uğramasın, iş sahipleri mağdur olmasın düşüncesi diye bir defalığına davacı tarafa kur farkı için ödeme yapmıştır. İhtarnamede de açıkça yazıldığı üzere o ana kadar davacı tarafın talep ettiği kur farkında anlaşma olmuş ve müvekkil şirket 54.956,92 TL ödeme yaparak bakiyeyi kapatmıştır. Sonrası içinde iki şirket ticaretin Türk lirası üzerinden yapılması ve kur farkı talep edilmemesi konusunda anlaşmıştır. Ancak davacı şirket bu anlaşmaya da riayet etmeyerek kur farkından ötürü müvekkil şirket hakkında icra takibine girişmiştir. Davacı tarafa kur farkı nedeni ile de bir borç yoktur. Davacı taraf satmış olduğu malzemelerin bedeli ödenmesine rağmen her fırsatta kur farkı adı altında müvekkil şirketten talepte bulunmuştur. Davacı tarafın kur farkı adı altında da hiçbir talepte bulunması mümkün değildir. Taraflar arasında yapılan ticari işlemler nedeni ile kur farkı talep edileceğine dair bir anlaşma yoktur. Müvekkil şirket bir defalığına yukarıda belirttiğimiz nedenlerden ötürü ödeme yapmıştır. Sonrasında ise kur farkı talep edilmeyeceği konusunda taraflar anlaşmıştır. Davacı tarafa fatura bedelleri çek olarak ödenmiştir. Çek ile ödeme yapılması durumunda kur farkı talep edilmesi mümkün değildir. Bu nedenlerden ötürü davacı tarafın kur farkı talebi de haksız vc hukuki dayanaktan yoksun bir davadır. Davacı firma ve davalı firma arasındaki ticaret Türk lirası üzerinden yapılmıştır. Döviz üzerinden ticaret yapılmamıştır. Ödemelerde Türk lirası üzerinden çek verilerek yapılmıştır. Döviz üzerinden yapılan ticaret olsa idi ödeme çeklerinin de döviz üzerinden verilmesi gerekirdi. Bu nedenlerle, davacı tarafın haksız ve her türlü hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini, davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, müvekkil şirkete karşı haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine girişen davalının para cezasına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmalara gelen davalı vekili cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
Gebze Ticaret Odası Başkanlığı, Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü, Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazıları ile mahkememizce istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşıldı.
Trabzon İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı takip dosyası iş bu mahkememiz dosyası içerisine celb edilerek incelenmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 26/06/2019 havale tarihli dilekçesi ile cevaba cevaplarını ibraz etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu 08/07/2019 havale tarihli dilekçesi ile 2. cevaplarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyası Bilirkişi SMMM …’a tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen …havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı-alacaklı vekili tarafından davalı-borçlu şirket aleyhine Trabzon İcra Dairesinin…Esas sayılı dosyası (Gebze 4. İcra Dairesinin…Esas sayılı) ile 02.08.2018 tarihinde, (Harca Esas Değer:124.544,34 TL) 29.277,00 TL Fatura + 3.706,95 TL İşlemiş Faiz, 32.983,95 TL Toplam Alacak ile birlikte 18.852,00 USD Takip Tarihi Fatura, olmak üzere alacağının tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığı, Davacı şirketin, 6102 sayılı TTK’nunu ile HMUK’nun 222. maddesi amir hükümlerine göre davacı şirketin davaya konu 2015-2016-2017 ve 2018 yıllarına ait yasal ticari defterleri/e-defterleri delil kudretine haiz görülmüş olup, takdirinin Sayın Mahkeme’nin olduğu, Davacı şirketin, davaya konu 2015-2016-2017 ve 2018 yıllarına ait yasal ticari defter/e-defter ve muavin defter dökümü kayıtlarına göre; 02.08.2018 icra takip tarihi itibariyle davacının davalıda kalan asıl alacak bakiyesi tutarının 29.276,82 TL ile 91.562,24 TL (91.562,24 TL’nin döviz karşılığı 18.852,38-USD de) olmak üzere toplam 120.839.06 TL olarak tespit edildiği, Davacı şirket ile davalı şirket arasında bir ticari ilişki varlığının olduğu, bu ticari ilişkinin hesap şeklinin ise cari hesap ilişkisi adı altında açık hesap ilişkisi şeklinde yürütüldüğünün görüldüğü, Davacı şirket tarafından davalı şirkete genel olarak mamul satış faturalarıyla birlikte kur farkı faturalarının da düzenlendiğinin görüldüğü, Davacının icra takip tarihi öncesi için işlemiş faiz talebinde haklı görülmediği, takip tarihinden itibaren asıl alacağına faiz talebinde ise haklı görüldüğü, Alacağın likit alacak olduğu ve icra inkar tazminatına hükmedilip edilmeyeceğinin takdirinin ise Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyası Bilirkişi SMMM…’a tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen …havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı …. ile davacı …Tic. Ltd. Şti. arasında görülmekte olan davada dosya tarafıma tevdi edilerek dosya tarafıma tevdi edilerek taraf iddia ve itirazlarını karşılar şekilde rapor iş emri gereği, Davacıya ait Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nce … Talimat ile aldırılan Bilirkişi Raporunda; a) Davaya konu 2015-2016-2017 ve 2018 yıllarına ait yasal ticari defterlerin delil kudretine haiz olduğu, “ Davacı şirketin, davaya konu 2015-2016-2017 ve 2018 yıllarına ait yasal ticari defter/e-defter ve muavin defter dökümü kayıtlarına göre; 02.08.2018 icra takip tarihi itibariyle davacının davalıda kalan kasıl alacak bakiyesi tutarının 29.276,82 TL ile 91.562,24 TL ( 91.562,24 TL‘nin döviz karşılığı 18.852,38 USD ) olmak üzere toplam 120.829,06 TL olarak tespit edilmiştir. “ sonucuna varılmış olup, Değerlemesi ve takdiri mahkemenize aittir. Davacının davalıdan olan alacağına talimat rapor dayanağına göre mahkemenizce hükmedilmemesi halinde davalının kayıtlarında yer alan alacağa esas olarak; Davalı şirketin yerinde yaptığım incelemede tarafıma sunulan defterlerin Takdiri mahkemenize ait olmak üzere 2015 yılı defterinin açılış onay kaydı yapılmış olup, kapanış onay kaydı yapılmamış sahibi lehine delil özelliği bulunmamaktadır. 2016 yılı defterinin açılış ve kapanış onay kaydı yasal süresinde yapılmış olup, 2017-2018 yılı defterlerinin E-Defter olduğu ve 2016, 2017, 2017 yıllarına ilişkin defterlerin sahibi lehine delil özelliği bulunmakta, Davacının cari hesabının bir kısmı TL ve bir kısmının USD olarak takip ettiği yer almış olup, esas dosyaya bilirkişi raporu haricinde sunulmuş olan cari hesap ekstresi fotokopisinden dava konusu itilaflı olan kur farkının hesaplaması fotokopi faturalarda temerrüt tarihi belirtilmediğinden ve alınmış olan çeklerin hangi tarihleri kapsadığı tespit edilemediğinden doğmuş olan kur farklarının denetimi yapılamamış, 15.10.2016 kur farkı çeki vade tarihindeki bakiye tarihe kadar kur farklarının taraflar arasında çözüldüğü anlaşılmakta olup, tarafımdan davalının defter kayıtlarına göre davacının alacağı hesaplanmış olup hesaplamalarım döviz cari hesabı olarak kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Döviz olarak hesaplarını takip edildiği yanında TL olarak da hesap takip edilmesi ve talep edilmesinin takdiri mahkemenize bırakılmıştır. Davalının kayıtlarına göre davacının 15.10.2016 tarihi itibariyle 53.549,73 TL alacağının mevcut bulunduğu yer almış olup, ( USD 14.10.2016 Efektif satış kuru ): 3,0968 = 17.291,95 USD karşılığı alacağı olduğu, 02.08.2018 tarihli takip emrinde talepte bulunabileceği, Davacının cari hesap alacağını B.K. 117. Maddesine göre usulüne uygun davalıyı temerrüde düşürecek ihtarname göndermediği ve davalıyı temerrüde düşürülmediğinden takip emrinde işlemiş faiz talep edilemeyeceği, Davacının Trabzon İcra müdürlüğü…Esas dosyasındaki 02.08.2018 tarihli takip emrine esas; davalının kayıtlarında yer alan 17.291,95 TL USD davacının alacağının mevcut olduğu, takip emrinde takipten sonra takdiri mahkemenize ait olmak üzere işlemiş faize hükmedilmesi halinde faiz cinsinin 3095 sayılı Kanunca 4/ a maddede belirlenen “Yabancı para borcunda faiz cinsi olarak yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” faiz cinsi olarak talep edebileceği metni düzeltilerek takibin devamı gerekeceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 08/06/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını ibraz etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu 10/06/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyanlarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyası Bilirkişi SMMM …’a tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen … havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalının 2015 yılına ait defterinin açılış tasdikinin yasal süresinde yapıldığı, kapanış tasdikinin yapılmadığı, T.T.K.’ na göre defterlerin usulüne uygun tutulmadığı (cari hesap bazlı inceleme yapmaya uygun olmadığı), dolayısı ile takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere, defterlerin davalı lehine delil teşkil etmediği, Davalının, 2015 yılı ticari ticari defter kayıtlarında, davacı cari hesabının alt hesap bazlı takip edilmediği, havuz bir hesap olan “320.01-Yurtiçi Satıcılara Borçlar” hesabında takip edildiği, bu haliyle cari hesap bakiyesinin 2015 ydı ticari defterlerindeki bakiyesine ulaşılamadığı, Davalı tarafça dava dosyasına sunulan, cari hesap ekstresine göre; (2015 yılı ticari defterlerine cari hesap bazlı olarak yansımayan) 31.12.2015 tarihi itibari ile davalının, davacıya 233.824.41 TL borcunun olduğu, ilgili bakiyenin davalının 2016 yılına ait ticari defterlerindeki 01.01.2016 tarih ve 0018 fış numaralı açılış fişinde (EK-1) kayıtlı olduğu, Davalı borcu ile davacı alacağı arasında, 2015 yıl sonu itibari ile ( Davacı Alacağı: 242.777,22 TL – Davalı Borcu: 233.824,41 TL = 8.952,81 TL Fark) 8.952,81 TL fark olduğu, farkın kaynağının davalı ticari defterlerinin T.T.K’na uygun bir şekilde tutulmaması nedeniyle, tespitinin yapılamadığı bildirilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı fatura ve cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olunan icra takibine karşı davalı tarafça yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Dosyaya getirtilen bilgi ve belgeler ve tarafların dilekçelerinde sundukları delillerden davacının arabuluculuk dava şartını yerine getirdiği, davalı tarafından herhangi bir ilk itirazda bulunulmadığı görülmüş ve mahkemece tahkikata geçilmiştir. Mahkemece HMK’nun 222. Maddesi gereğince taraflardan ticari defter ve belgelerini sunmaları istenilmiş, davacı şirketin defterlerinin Gebze’de oluşu ve fiziken mahkemeye sunulamayacak olması nedeniyle davacı defterlerinin bilirkişi tarafından incelenmesi için Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış olup, davacının ticari defterleri SMMM bilirkişi … tarafından incelenerek tanzim edilen …tarihli raporda özetle; Davacı şirketin, davaya konu 2015-2016-2017 ve 2018 yıllarına ait yasal ticari defter/e-defter ve muavin defter dökümü kayıtlarına göre; 02.08.2018 icra takip tarihi itibariyle davacının davalıda kalan asıl alacak bakiyesi tutarının 29.276,82 TL ile 91.562,24 TL (91.562,24 TL’nin döviz karşılığı 18.852,38-USD de) olmak üzere toplam 120.839.06 TL olarak tespit edildiği, Davacı şirket ile davalı şirket arasında bir ticari ilişki varlığının olduğu, bu ticari ilişkinin hesap şeklinin ise cari hesap ilişkisi adı altında açık hesap ilişkisi şeklinde yürütüldüğünün görüldüğü, Davacı şirket tarafından davalı şirkete genel olarak mamul satış faturalarıyla birlikte kur farkı faturalarının da düzenlendiğinin görüldüğü, Davacının icra takip tarihi öncesi için işlemiş faiz talebinde haklı görülmediği, takip tarihinden itibaren asıl alacağına faiz talebinde ise haklı görüldüğü, Alacağın likit alacak olduğu ve icra inkar tazminatına hükmedilip edilmeyeceğinin takdirinin ise mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir. Akabinde davalının ticari defterlerinin incelenmesi için dosya bilirkişi…’a tevdii edilerek tüm dosya kapsamı doğrultusunda rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda özetle; Davalının kayıtlarına göre davacının 15.10.2016 tarihi itibariyle 53.549,73 TL alacağının mevcut bulunduğu yer almış olup, ( USD 14.10.2016 Efektif satış kuru ): 3,0968 = 17.291,95 USD karşılığı alacağı olduğu, 02.08.2018 tarihli takip emrinde talepte bulunabileceği, Davacının cari hesap alacağını B.K. 117. Maddesine göre usulüne uygun davalıyı temerrüde düşürecek ihtarname göndermediği ve davalıyı temerrüde düşürülmediğinden takip emrinde işlemiş faiz talep edilemeyeceği, Davacının Trabzon İcra müdürlüğü…Esas dosyasındaki 02.08.2018 tarihli takip emrine esas; davalının kayıtlarında yer alan 17.291,95 TL USD davacının alacağının mevcut olduğu, takip emrinde takipten sonra takdiri mahkemenize ait olmak üzere işlemiş faize hükmedilmesi halinde faiz cinsinin 3095 sayılı Kanunca 4/ a maddede belirlenen “Yabancı para borcunda faiz cinsi olarak yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” faiz cinsi olarak talep edebileceği metni düzeltilerek takibin devamı gerekeceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Taraf vekillerinin bu rapora itirazı doğrultusunda dosya yeni bir rapor alınmak üzere farklı bir bilirkişiye gönderilmiş bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda özetle; Davalının, 2015 yılı ticari ticari defter kayıtlarında, davacı cari hesabının alt hesap bazlı takip edilmediği, havuz bir hesap olan “320.01-Yurtiçi Satıcılara Borçlar” hesabında takip edildiği, bu haliyle cari hesap bakiyesinin 2015 ydı ticari defterlerindeki bakiyesine ulaşılamadığı, Davalı tarafça dava dosyasına sunulan, cari hesap ekstresine göre; (2015 yılı ticari defterlerine cari hesap bazlı olarak yansımayan) 31.12.2015 tarihi itibari ile davalının, davacıya 233.824.41 TL borcunun olduğu, ilgili bakiyenin davalının 2016 yılına ait ticari defterlerindeki 01.01.2016 tarih ve 0018 fış numaralı açılış fişinde (EK-1) kayıtlı olduğu, Davalı borcu ile davacı alacağı arasında, 2015 yıl sonu itibari ile ( Davacı Alacağı: 242.777,22 TL – Davalı Borcu: 233.824,41 TL = 8.952,81 TL Fark) 8.952,81 TL fark olduğu, farkın kaynağının davalı ticari defterlerinin T.T.K’na uygun bir şekilde tutulmaması nedeniyle, tespitinin yapılamadığı bildirilmiştir. Bilirkişi … tarafından düzenlenen raporun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması dikkate alınarak davalının rapora karşı itirazlarına itibar edilmemiştir ve iş bu rapor hükme esas alınmıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle alınan tüm raporlar bir arada değerlendirildiğinde, davacının 29.176,82 TL tutarında fatura alacağının ve 18.852,38 USD karşılığı olan 91.560,24 TL tutarında fatura alacağının bulunduğu, anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarı açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, Trabzon İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı icra takip dosyasındaki ödeme emrinin 29.276,82 TL fatura alacağı ve 18.852,38 USD karşılığı olan 91.562,24 TL’lik fatura alacağına yapılan itirazın İPTALİNE. Takibin bu miktarlar üzerinden DEVAMINA. Faiz alacağına ilişkin talebin takipten önce davalının temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından REDDİNE.
2- Alacağın likit olduğu ve davalının itirazda haksız olduğu dikkate alınarak asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
3- Alınması gereken toplam 8.254,51 TL’den peşin alınan 2.626,89 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.627,62 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA.
4- Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 15.429,71 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
5- Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden red edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.947,34 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
6- Davacı tarafından yapılan toplam 4.276,79 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 3.359,76 TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE. Bakiye kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA.
7- Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACIYA İADESİNE.
Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2021