Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/663 E. 2020/225 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/663 Esas – 2020/225

DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 05/12/2018
KARAR TARİHİ : 30/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 06/12/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket 2003 yılında Trabzon kurulmuş bir şirket olduğunu, kurulduğundan bu zamana kadar uluslararası lojistik işi ile uğraşmakta umumiyetle uluslararası yük taşımacılığı yaptığını, müvekkilim şirket iki ortaklı olup sermayesi 1.500.000 TL olduğunu, 10 adet çekici ve 12 adet de dorsesi ile sürekli olarak faal olarak nakliyat yaptığını, 13 çalışanı bulunmakta Sgk borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin tek ortaklı olup şirketin tek ortağının … olduğunu, somut olayda müvekkilim şirket yetkilileri ülkede siyası istikrar ve dövizde periyodik stabil artışında dikkate alınarak döviz ile borçlanmanın uygun olacağını düşünmüş ve borçlanmalarını döviz ile yapmaya başlamış, 2016 yılında müvekkili şirketin alacaklı … A.Ş’den 1.300,000 USD kredi kullandığını, kredinin yıllık faiz oranı % 4,5 olun kullandığı kredinin maliyeti müvekkili şirket için 1,389,000 USD olmuş ve bu toplam borcun ödemesinde 60 ay eşit taksit şeklinde olduğunu, müvekkilinin kullandığı dövize endeksli kredi sonrasında müvekkilim döviz kredisi müvekkili 530.000 USD ödemiş ancak son kertede dövizdeki anormal artış borcun ödenemez hale gelmesine neden olduğunu, müvekkilinin kredi kullandığında aylık taksidi 20.150 USD olduğunu, döviz kurunun artmasının bastırılması için Merkez bankasının uyguladığı politika sonrasında faiz artırımı gerçekleşmiş ve faizin artması sonrasında kredi faizlerinin yükseldiğini, paranın maliyeti her geçen gün artmaya başlamış dövizin bu hızlı yükselmesi sonrasında ekonomik duraklama meydana geldiğini, davalı bankaya yaptığımız müracat ile dövizdeki artış nedeniyle kredi sözleşmesindeki borcu revize edilmesi talep edilmiş ancak alacaklı bu noktada talebin rededildiğini, bu nedenlerle müvekkilinin kullandığı döviz kredisinde dolar kurunun azami yükselmesi nedenleri ile ortaya çıkan ifa güçlüğünün giderilmesi için döviz kurunun makul seviyeye çekilmesine yargılama gider ve ücreti vekaletinde davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 08/01/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin müvekkil banka nezdinde hesabı kat edilmiş olup, işbu alacağın temlik edildiğini, temlik nedeniyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi ve davanın temlik alacaklısı … a.ş.’ye ihbarının gerektiğini, davacının taleplerinin ahde vefa ilkesi ve hakkaniyet prensiplerince kabulü mümkün olmadığını, davacı yan bir tacir olup kendisinden basiretli bir tacir gibi davranılmasının beklenildiğini, davacı yanın ünvanında ve dava dilekçesinde de belirtildiği üzere uluslararası lojistik işi ile uğraşmakta olan davacı firma dövize endeksli kredi kullandırımında oluşacak döviz kuru dalgalanmalarını da öngöremeyecek durumda olmadığını, davacı taraf sözleşmelerin ana unsurlarından olan ahde vefa pacta sund servanda ilkesini ihlal ettiğini, uyarlama dava ve taleplerinin ana unsurlarından olan beklenmeyen hal durumu oluşmadığı gibi edimler arasındaki dengenin bozulmadığını, bu nedenlerle; öncelikle konkordato komiserinin onayı alınmayarak ikame edilmiş huzurdaki davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen reddine, alacağın temlik edilmesi nedeniyle müvekkil banka adına husumet yöneltilemeyeceğinden, müvekkil banka yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi ile temlik sözleşmesinde temlik alan sıfatı dolayısıyla … a.ş.’ye davanın ihbar edilmesine, temlik alacaklısı yanında davaya katılmakta hukuki yararımız bulunduğundan, feri müdahil olarak davaya katılma talebimizin kabulü ile dilekçemizde ayrıntılı belirtilen esasi savunmalarımız çerçevesinde davacının tüm talepleri ile birlikte davanın esastan reddine, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin davacıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğü ve … A.Ş.’nin cevabi yazısı ile mahkememizce istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 25/06/2020 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
HMK’nun 307. ve 311. maddelerinde feragatın tek taraflı bir işlem olup kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını hasıl edeceği belirtilmiştir. Bu nedenle feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmış aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının feragat sebebiyle REDDİNE.
2- Harçlar Kanunun 22. maddesi dikkate alınarak alınması gereken 36,26 TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 49,13 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE.
3- Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA.
5-Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACIYA İADESİNE.

Dair, Tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2020