Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/571 E. 2021/38 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/571 Esas – 2021/38

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/09/2018
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalının üretimi olan ve ticari nitelikteki kamyonet olarak nitelendirilen kamyoneti satın aldığını ancak araçta devamlı surette arızalar meydana geldiğini ve bunların üretimden kaynaklı olduğunu belirterek tamirat için ödenen 3.036,75 TL’nin yasal faiz ile ödenmesini, aracın yenisi ile değiştirilmesini veya bedelin iadesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu araçta üretim kaynaklı ayıp varlığı iddiasını katiyen kabul etmemekle birlikte bir an için üretim kaynaklı sorun varlığını farz edilse bile, Türk Ticaret Kanunu madde 23/c’ye göre alıcı, Ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki gün içerisinde, Ayıp açıkça belli değilse emtiayı teslim aldıktan sonra incelemek veya inceletmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’ nun 223. Maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. Türk Ticaret Kanunu’ nu 23/c hükmü ile gönderme yaptığı Borçlar Kanunu 223/2 madde hükmünü değerlendirdiğimizde şöyle bir sonuca ulaşılacaktır: Yukarıdaki şartlarda ayıp ihbar yükümlülüklerini yerine getirmeyen alıcı satılanı –o haliyle- kabul etmiş sayılacak, ayıp sonradan anlaşılırsa da hemen satıcıya bildirilecek, bildirilmezse yine alıcı satılanı kabul etmiş sayılacaktır. Davacı şirket aracındaki şanzıman sorunu, ürün kaynaklı değil bilakis hatalı kullanım kaynaklıdır. Ayıbı katiyen kabul etmemekle birlikte mevcut sorunun bir an için ürün kaynaklı olduğu tespit edilse bile her halükarda davacı şirketin araç değişimi talep etmiş olması hak ve menfaatler dengesine uygun değildir. bk. 227. madde hükümleri gözetilmelidir. Kabul anlamına gelmemekle, bir an için “araç değişim” talebi yönünde bir değerlendirme yapılacaksa, her halükarda aracın davacı şirket elinde hasar(lar) görmesi neticesinde değer kaybı yaşayıp yaşamadığı iadeye esas olacak şekilde tramer kaydından araştırılmalı ve hesaplanması gerektiğini, bu nedenlerle, Haksız ve mesnedsiz ikame edilmiş huzurdaki davanın reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; ayıplı ticari aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi mümkün olmadığı takdirde araç için ödenen bedelin yasal faiziyle iadesi ve sözleşmenin iptali, bu da mümkün olmadığı takdirde araçtaki ayıbın ücretsiz onarılması talebi ve ayrıca araç için ödenen tamir masrafları olan 3.036,75 TL’nin yasal faiziyle davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Dosyada yer alan belgelerin incelenmesinden, somut olayda davacı şirketin dava konusu aracı dava dışı … (1/2 hisse) ve … (1/2 hisse) ‘dan Kayseri 12.Noterliğinin 15/05/2017 tarih ve … yevmiye nolu satış sözleşmesi ile satın aldığı, davalının ise aracın üreticisi olduğu, dava konusu aracın şanzıman arızasının giderilmesi ve periyodik bakımının yapılması amacıyla … marka araçların yetkili servisi olan dava dışı şirkete teslim edildiği, dava dışı yetkili servis tarafından 2 kere aracın garanti kapsamında tamirinin gerçekleştirildiği, 3. kez araçta şanzıman arızası oluşması nedeniyle davacı şirket tarafından başvurulduğunda ise şanzıman arızasının kullanıcı hatasından kaynaklı olduğu gerekçesiyle 3.036,25 TL bedelle tamiratın gerçekleştirildiği, araçta yine şanzıman arızası oluşması nedeniyle davacı şirket tarafından davalı üretici şirkete karşı eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın kullanım kaynaklı olup olmadığı hususunda mahallinde keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırılmıştır.
29/05/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” dava konusu araçta 1. ve geri vites sorunun hala devam ettiği; bu sorunun muhtemelen motor ile şanzıman arasındaki uyumsuzluktan kaynaklı olduğu, kullanım kaynaklı olmadığı, üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğu; bu durumun araçtan beklenen faydaları net bir şekilde azaltacağı, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 8. Maddesine göre aracın ayıplı olduğu” tespitleri yer almaktadır.
Aracın onarımı için yapılan masrafların tazmini talebine yönelik rapor hazırlaması için aynı bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır. 01/11/2019 havale tarihli ek bilirkişi raporunda kök rapora ek olarak “Yetkili servisin gideremediği bu hata (şanzıman ve motor milindeki eksantriklik) üretim bandındaki sorunlardan kaynaklandığından bunun çözümü için taşıtın tekrar üretim bandına girmesi gerekir ki bu da mümkün değildir. Davacının aracın onarımı için yaptığı zararının (ki zarar miktarı makuldür) yasal faizi ile ödenmesi gerekmektedir.” tespitlerine yer verilmiştir.
Kök bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporunun hükme ve denetime elverişli olmadığı kanaatiyle bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır. 09/02/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle “dosya kapsamına sunulan belgelere göre dava konusu aracın servis kayıtlarında periyodik bakımının zamanında ve düzenli yapılmadığının anlaşıldığı, periyodik bakımının uzun süre geçirildiği motorun bakımsız bırakıldığı, aracın bakımının 20.000 km bakımının 33.384 kilometrede (13.000 kilometre sonra) yaptırdığı ve şanzıman sorununun da bu kilometrede ortaya çıktığı, dava konusu aracın periyodik bakımının kabul edilemeyecek şekilde uzun süre geciktirilmesi ile zaten motor hacmi küçük olan (1.3 …) dava konusu araçta performans düşüklüğü olacağı, bu durumda da aracın çekişinin düşeceği çekiş düşüklüğü ile de şanzımana dengesiz yük bineceği, dava konusu aracın bakım periyotları ve aracın şanzımanında arıza çıkma kilometresi dikkate alınırsa dava konusu aracın şanzımanında çıkan problemin aracın uzun kilometre boyunca periyodik bakımının yapılmaması ve aracın motor gücünün azalması sonucu şanzımana dengesiz yük binmesi sonucu şanzımanın arızalanması sonucu ortaya çıktığı, araçta üretimden kaynaklı herhangi bir ayıp bulunmadığı, araçta çıkan problemin kullanıcı kaynaklı ortaya çıktığı, araçta çıkan problemin şanzımanın tamir edilerek değil şanzımanın komple değiştirilmesi ile ortadan kaldırılabileceği, şanzıman değişiminin araçta herhangi bir değer kaybına neden olmayacağı” tespitleri yer almaktadır.
Bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosya makine mühendisleri ve otomotiv bilirkişisinden oluşan üç kişilik heyete tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. 04/11/2020 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle “aracın ayıplı olmadığı; aracın bakımlarındaki düzensizlik, bakımlarda değişecek ve kontrol edilecek ünitelerin uzun süre sonra değiştirilmesi, bu süre zarfında aracın performansının düşmesi ve aracın güç üretimindeki dengesizliğin şanzımanda zorlanmaya sebebiyet vermesi neticesinde söz konusu arızaların ortaya çıktığı; sorunun üretim kaynaklı değil kullanıcı kaynaklı oluştuğu; aracın vites kutusunda revizyon yerine tümden değiştirilmesi gerektiği; şanzıman değişiminin araçta bir değer kaybı oluşturmayacağı” tespitlerine yer verilmiştir.
Somut olayda, dava konusu aracın ticari araç olması, davacı ve davalının ticari şirket olup tacir olmaları, davacının ticari işleri nedeniyle dava konusu aracı satın aldığını belirtmesi hususları gözetildiğinde somut olayda 6098 sayılı TBK’nun taşınır satışlarında ayıba ilişkin 219 vd. maddelerinin uygulanacağı kuşkusuzdur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 219.maddesi “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.” şeklindedir. Bu düzenlemeden hareketle ayıp, satılan malda ortaya çıkan, alıcının o maldan tümüyle ya da gerektiği gibi yararlanmasını engelleyen eksiklikler ve aksaklıklar olarak tanımlanabilir.
Ayıbın varlığı hâlinde satıcıyı maldaki ayıptan sorumlu tutabilmek için gerek BK gerekse TKHK hükümlerine göre birtakım maddi koşulların (ayıp sayılan bir eksikliğin mevcudiyeti, ayıbın önemli olması, ayıbın malın yarar ve zararının alıcıya geçtiği anda var olması, tüketicinin ayıbın varlığını bilmeden malı satın almış olması) gerçekleşmesi ve bazı biçimsel koşulların da (ihbar ve BK hükümlerinde muayene) alıcı tarafından sağlanması gerekir. [Hukuk Genel Kurulu 08/07/2020 T. , 2019/516 E. , 2020/540 K.]
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinden; dava konusu araçta mevcut bulunan şanzıman arızasının kullanıcı hatası kaynaklı olduğu ve aracın ayıplı olmadığı hususlarının 04/11/2020 havale tarihli bilirkişi heyeti raporuyla tespit edildiği, bilirkişi raporunun dosya içeriğiyle uyumlu olup denetime ve hükme elverişli olduğu anlaşılmakla davacı şirketin ayıplı ticari aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi mümkün olmadığı takdirde araç için ödenen bedelin yasal faiziyle iadesi ve sözleşmenin iptali, bu da mümkün olmadığı takdirde araçtaki ayıbın ücretsiz onarılması şeklindeki terditli taleplerinin tümden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı şirketin, dava konusu aracın tamiri için dava dışı yetkili servise ödediği 3.036,75 TL’nin davalı şirketten tahsili talebinin değerlendirilmesinde; yukarıda da belirtildiği üzere dava konusu aracın ayıplı olmadığı, araçtaki şanzıman arızasının kullanıcı kaynaklı olduğu, kimsenin kendi kusuruna dayanarak bir hak talep edemeyeceği gerekçeleriyle davacı şirketin bu talebinin de reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Davacının davasının araçtaki ayıbın üretim hatası olmayıp kullanım hatası sonucu meydana geldiği dikkate alınarak REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL başvurma harcı ve 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 118,60 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3) Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca alınması gereken 3.036,75 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE,
4) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5) Davalı tarafından yapılan toplam 900,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
6) Yatırılan gider ve delil avanslarından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla TARAFLARA İADESİNE,

Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2021