Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/432 E. 2021/129 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/432 Esas – 2021/129

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/07/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 27/07/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerimin murisi … (TC: …), … yönetimindeki … plaka sayılı aracın aşırı hız ve dikkatsizlik nedeniyle çarpması sonucu ….2018 tarihinde vefat etmiştir. Davacılardan … müteveffanın eşi, diğer davacılar ise çocuklarıdır. Eldeki dava; …’a müteveffanın ölümüne sebebiyet veren … plaka sayılı aracın sürücüsü olması, İçişleri Bakanlığı’na … plaka sayılı aracın mülkiyetinin ait olduğu Giresun İl Jandarma Komutanlığı’nın bağlı bulunduğu kurum olması, … Genel Müdürlüğü’ne ise kazaya neden olan aracın sigortacısı olması nedeniyle yöneltilmiştir. Kazanın meydana geldiği ….2018 tarihinde davacıların murisi …; Trabzon-Giresun Sahil Devlet Yolunun deniz tarafından kara tarafına geçişi esnasında davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın aşırı hız ve dikkatsizliği nedeniyle çarpması sonucunda olay yerinde vefat etmiştir. Kaza sonrasında gerek trafik polisleri tarafından tutulan “Kaza Tespit Tutanağı” ve gerekse trafik polisi “bilirkişinin” düzenlemiş olduğu kusur raporunda araç sürücüsü …’ın “kusursuz” olduğu ve tüm kusurun müteveffaya ait olduğu beyan ve iddia edilmiştir. Öncelikle her iki “belgeyi” de; uzman ve yeterli kişi ya da kişilerce hazırlanmamış olması, maddi olgu ve gerçekleri gözetmemesi, objektif olmaması, bilimsel temelde bir analiz ve değerlendirmeye dayanmaması, denetime elverişli olmaması nedeniyle kabul etmediğimizi beyan eder, eldeki davada; MOBESE görüntüleri esas alınmak suretiyle KTÜ Ulaştırma Ana Bilim Dalı/Kürsüsü’nden veya ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden temin edilecek olan “kusur raporu” esas alınmalıdır. Kaza anı ve sonrasına ilişkin olarak bölgede bulunan MOBESE görüntüleri üzerinde tarafımızdan yapılan yüzeysel bir inceleme ve değerlendirmeyle; 70 KM HIZ SINIRININ BULUNDUĞU BÖLGEDE KAZAYA KARIŞAN ARACIN İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ 50-60 KM SÜRATLE DEĞİL EN AZINDAN 100 KM SÜRATLE SEYİR HALİNDE OLDUĞU, ayrıca davalı … aracını yol ve mahal şartlarına dikkat etmeksizin tedbirsizce sürdüğü anlaşılmaktadır. MOBESE görüntülerinden; kazaya sebebiyet veren aracın en sol şeritte yüksek hızla seyir halinde bulunduğu, sağ şeritte seyir halindeki araçları ve otomobilleri oldukça yüksek bir süratle geçtiği, önünün açık olduğu, deniz tarafından kara tarafına geçiş yapacak olası kişileri kolaylıkla görebileceği dikkate alındığında “sürücünün kusursuz olduğuna” ilişkin tespitlerin afaki, maddi olgu ve gerçeklere aykırı olduğu kabul edilmelidir. Murisin Ölümüne sebebiyet veren aracın, Jandarma İl Komutanlığına ait bir araç olması nedeniyle mutlak surette araç içi kamerasının bulunması gerekirdi. Ancak bu husus, kaza sonrasında araştırılma gereği dahi duyulmadığı gibi söz konusu kameraya ait görüntülerin soruşturma dosyasına dahil edilmediği de anlaşılmaktadır. Araç içi kamera görüntüleri alınmış olunsaydı aracın yasal hız limitinin çok üzerinde bir süratle seyir halinde olduğu anlaşılacaktı. Herhangi bir geliri olmayan davacılardan …, müteveffanın eşi olup ölümle birlikte murisin desteğinden yoksun kaldığı açıktır. Herhangi bir tartışmaya sebebiyet vermeyecek şekilde davacı …’in, murisin desteğinden yoksun kalmış olmakla maddi tazminat talep etme hakkı bulunduğunu, Murisin erkek çocuklarından… ve… ile evli olan kız çocuğu … bakımından maddi tazminat (destekten yoksun kalma talebinin olmadığını, Ancak murisin kız çocuklarından; müteveffa babayla ile birlikte aynı konutta yaşamlarını devam ettirmekte olan ve herhangi bir maddi gelirleri bulunmayan … ve …’in, ölümü ile birlikte babalarının maddi desteğinden yoksun kaldıklarından dolayı adı geçenler bakımından da “destekten yoksun kalma” anlamında maddi tazminat talebimiz vardır. Bu nedenlerle; murisin ölümü ile birlikte onun desteğinden yoksun kalan eşi …’in yanı sıra bekar kız evlatları bakımından maddi tazminat (destekten yoksun kalma) hesabı yapılması gereği vardır. Davalılardan … Sigorta A.Ş.’ne yaptığımız başvuru, adı geçen şirketin 28.06.2018 tarihli cevabıyla reddedilmiş olup maddi tazminat alacağımıza sigorta şirketi bakımından bu tarihten itibaren (temerrüd), diğer davalılar bakımından ise kazanın meydana geldiği ….2018 tarihi itibarıyla yasal faiz uygulanmasını talep ediyoruz. Bu nedenlerle, -Öncelikle mahkemenizin takdirinde olmak üzere mahallinde yapılacak keşif veya MOBESE görüntüleri esas alınmak suretiyle KTÜ Ulaştırma Ana bilim Dalı/Kürsüsünden veya ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınmasına müteakip, ‘Destekten yoksun kalma mahiyetindeki maddi tazminat hesabı için uzman aktüerya bilirkişisinden maddi tazminat hesabı raporu aldırılmasına, ….2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonrasında vefat eden …’in yasal mirasçıları olan ve ölümüyle birlikte murisin desteğinden yoksun kalan davacılardan …, … ve … için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ve yapılacak bilirkişi incelemesi sonrasında ıslah edilmek üzere 100 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Davalılardan araç sürücüsü … ve araç maliki İçişleri Bakanlığı’nın olay sonrasında davacılarla İlgilenmemeleri ve maddi/manevi zararları karşılamaya yönelik herhangi bir girişimde bulunmamaları gibi somut olgular dikkate alınarak davada ve murisin eşi … için 10.000,00 TL davacılardan murisin çocukları…, …, …, … ve …’ın için ayrı ayrı olmak üzere 5.000,00’er TL’den toplam 35.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve İçişleri Bakanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Haklı davamızın kabulü çerçevesinde olmak üzere tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmalara gelen davacı vekili dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalılara usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davalı … vekili tarafından mahkememize sunulan 27/08/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenizin huzurunda görülmekte olan iş bu dava bakımından öncelikle kamu görevlisinin görevini yaparken kusurlu davranışta bulunmasının hizmet kusuru mu yoksa, hizmetten ayrılabilen kişisel kusuru mu olacağının tespiti gerekmektedir. Kamu kurumları kamu hizmeti yaparlar. Ancak kamu kurumları tüzel kişilik olduklarından ve bu kişilik maddi değil soyut bir kişilik olduğundan, kamu hizmetini bizzat yerine getiremezler. Kamu hizmeti, gerçek kişi konumunda olan kamu görevlileri ve bunların kullandıkları araç ve gereçlerle yerine getirilir. Bunun sonucu olarak, kamu görevlilerinin veya bunların kullandıkları araç ve gereçlerin kusur, ihmal ve hatalarından dolayı kamu hizmetinin yerine getirildiği sırada kişilerin zarar görmesi halinde meydana gelecek kusur kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Burada, kamu görevlisinin hizmetten ayrılabilen kişisel kusurundan bahsetmek kesinlikle mümkün değildir. Kamu görevlisinin buradaki kusuru hizmet kusurunu oluşturur. Müvekkilin sürücülüğünü yaptığı … plakalı araç Trabzon İli Ortahisar İlçesi yeni sahil yolu Ayasofya Camii istikametinden Giresun istikametine doğru sol şeritte seyir halinde iken müteveffa … KTK’nun 68/1-A maddesine aykırı bir şekilde seyir halinde olan müvekkilin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın önüne koşar bir şekilde, aniden atlaması ile davaya konu trafik kazası meydana gelmiş ve trafik kurallarını hiçe sayarak sarılmış yoldan alkollü bir şekilde karşıya geçmeye çalışan … hayatını kaybetmiştir. Müvekkil … trafik kazasının gerçekleştiği tarihte uzman jandarma olarak görev yapmaktadır. Müvekkilimiz daha önce sevk ve idaresindeki hiçbir araç ile herhangi bir trafik kazasına karışmamış tedbirli, dikkatli bir sürücüdür. ….2018 Tarihli Ölümlü Trafik Kazası Tespit Tutanağı incelendiğinde müteveffa …’in yayaların yürümesine ayrılmış kısımları kullanılmasının mümkün olmadığı veya bulunmadığı hallerde taşıt trafiğini tehlikeye düşürecek şekilde taşıt yolunda yürüdüğünden dolayı 2918 sayılı KTK’nun 68-1A-2 maddesini ihlal ettiği anlaşılacaktır. Sürücü …’ın yayayı gördüğünde sağ ayağını gaz pedalından kaldırıp, fren pedalına bastığı ve yaklaşık 1 sn’de aracın kat ettiği sürücü intikal mesafesi olarak bilinen durumun aracın cinsi de göz önüne alındığında uygun olduğu sürücünün hız ve bunun gibi başkaca bir kusurunun tespit edilmediği, kazayı kurtarma eylemi olarak frenleme yaptığı ve başka manevra yapma gibi imkân ve zamanının olmadığı bilimsel gerekçelerle temellendirilmiş ve müteveffa …’in tek ve asli kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Zarar, kişinin malvarlığının aktifinde bir azalma veya pasifinde bir çoğalma halidir. Zararın ispatı davacıya aittir. (TBK md. 50) Hakim tazminatın kapsamı ve zararın varlığı hususunda durumun gereği ve kusurun durumuna göre tazminatı belirler. (TBK md. 51) Tazminatın belirlenmesinde, zarar görenin birlikte kusuru, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve hakkaniyet indirimi dikkate alınmalıdır. Zarara sebep olan tazminat yükümlüsü tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olursa hakim tazminatta tenkise gidebilir. (TMK md. 4). Zarar gören, zararın doğmasına etkili olmuşsa ve tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim tazminatı tamamen kaldırabilir.(TBK md. 52). Borçlar kanununa göre tazminat hiçbir zaman zararı aşamaz. Tazminat zarar göreni zenginleştirme aracı olarak kullanılamaz, tazminat ancak uğranılan zararı giderme amacı ve fonksiyonu taşır. Bilindiği üzere destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Bir başka anlatımla destekten yoksun kalma tazminatı, desteğini yitiren kimsenin ölümle sonuçlanan olaydan önceki sosyal, ekonomik yaşam düzeyinin devamını sağlayacak bir paranın ödetilmesidir. Destek sayılabilmek için, yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli biçimde devam edeceğinin anlaşılması gerekir. Bir başka ifadeyle yardımda düzenlilik, devamlılık esastır. Bu bağlamda tazminatın belirlenmesinde destek süresi, ölenin geliri, yaşam süresi, çalışma yaşı, ölenin kusuru, miras geliri, sosyal güvenlik kurumlarınca yapılan yardımlar ve peşin sermaye değeri, iskonto oranı gibi unsurlar önem taşır. Dava konusu olayda talep edilen tazminat miktarı davacıların murislerinin hayatta iken bulundukları ekonomik durumdan daha iyi bir duruma gelmesine yani zenginleşmelerine sebebiyet vermemelidir. Yine talep edilen manevi tazminat miktarı da zenginleşme amaçlı değerlendirilemez. Tarafların sosyal ve ekonomik durumuna orantılı olmalı ve bir tarafı ekonomik rahatlığa ulaştırırken diğer tarafı da ekonomik çöküntüye maruz bırakmamalıdır. Maddi ve manevi tazminat miktarı belirlenirken gerçek zarar ve gerçek kusur ortaya çıkarılarak oluşacak illiyet bağına göre hak ve nesafet kuralları da dikkate alınarak uygun bir tazminata karar verilmelidir. Bu nedenle davacıların talep ettiği manevi tazminat miktarı fahiş olup, kabulü mümkün değildir. Davanın bu yönü ile de reddi gerekmektedir. Ancak kabul anlamına gelmemekle birlikte mahkemeniz aksi kanaatte ise; davacı tarafın kazanın meydana gelmesinde ve zararın doğmasındaki kusuru göz önünde bulundurularak manevi tazminattan bu oranda da indirim yapılması gerekmektedir. Öncelikle huzurda görülmekte olan davanın müvekkilimiz yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkil aleyhine açılan işbu davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı İçişleri Bakanlığı vekili tarafından mahkememize sunulan 13/09/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; 659 Sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 02/11/2011 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kanununa ekil (I) ve (II) sayılı cetvellerde belirtilen İdareler lehlerine veya aleyhlerine açılan adli ve idari davalarda, iç ve dış tahkim yargılamasında, icra işlemlerinde ve yargıya intikal eden her türlü hukuki uyuşmazlıkta “tarar sıfatını kazanmışlardır. Jandarma Genel Komutanlığı da 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunundaki ekli (I) sayılı cetvelin Genel Bütçe Kapsamadaki Kamu İdareleri başlığı altında 36. sırada gösterilmiş genel bütçeye dahil bir İdaredir ve taraf sıfatına sahip olduğunu, dava, bir haksız fiil niteliğinde olan trafik kazasından kaynaklanmaktadır. Davaya yol kazasının ticari bir niteliği bulunmamaktadır Bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, Davacılar yakını …, … 2018 tarihi saat 17:50 sıralarında Trabzon ilinin Ortahisar ilçesi Beşirli Mahallesi Devlet Sahil Yolu üzerinde yayalar için yasak olduğu halde, 2.23 promil alkollü bir şekilde karşıya geçmek için yavaş yavaş yürümeye başlamış (ceza dosyasında olayın video kaydı bulunmaktadır), en sol şeritten giden Jandarma aracının şoförü olan … trafik kurallarına riayet ettiği ve sağ ön şeritlerinde araçlar hareket etmekte olduğu halde, en sağ şeridin önünden yavaş yavaş diğer araçlara kıt payı çarpılmaktan kurtularak ve trafik güvenliğini tehlikeye düşürerek yolun karşısına doğru yürüyen 2.23 promil il alkollü davacılar yakını, en sol şeride geçtiği anda personelimiz hemen frene basmış ancak kaza gerçekleşmiştir. Jandarma personeli şoför …’ın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmayıp, yayalar için geçişin yasak olduğu otobanda üstelik 2 23 promil alkollü bir şekilde yavaş yavaş yürümeye çalışan davacılar yakını tam ve ağır kusurludur. Bu nedenlerle, davanın reddine, yargılama harç (müvekkil kurum yukarıda alıntıladığımız mevzuat hükümleri uyarınca harçtan muaftır) ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
Giresun Trafik Tescil Şube Müdürlüğü, … Sigorta A.Ş., Trabzon SGK İl Müdürlüğü, Giresun İl Jandarma Komutanlığı, Giresun İlçe Emniyet Müdürlüğü, Süleymanpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü, Tonya İlçe Jandarma Komutanlığı’nın cevabi yazıları ile mahkememizce istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşıldı.
Trabzon 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin dosyası iş bu mahkememiz dosyası içerisine celb edilerek incelenmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 24/09/2018 havale tarihli dilekçesi ile cevaba cevaplarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyası İTÜ Karayolları Ulaştırma Kürsüsünden seçilen bilirkişiler …, … ve …’a tevdii edilmiş, bilirkişiler tarafından tanzim edilen 25/07/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Hukuki ve nihai karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğumuz inceleme sonucunda, yukarıda arz ve izah edilen hususlar doğrultusunda, dava konusu somut olayda heyetimiz, Davacıların murisi yaya …’in hatalı davranışının, birinci derecede ve takdiren % 80 (yüzde seksen) oranında etkili olduğu, … resmi plaka numaralı davalı taraf otobüsünün sürücüsü, davalı …’ın hatalı sevk ve idaresinin ise, ikinci derecede, alt düzeyde ve takdiren % 20 (yüzde yirmi) oranında etkili bulunduğu bildirilmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunduğu 31/07/2019 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itirazlarını ibraz etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili mahkememize sunduğu 23/08/2019 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz tarafından dosya bilirkişiler Makine Mühendisleri …, … ve …’a tevdii edilmiş, bilirkişiler tarafından tanzim edilen 25/02/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; …’in %100, davalı bakanlığa ait otobüsün sürücüsü …’ın ise kusursuz olduğu bildirilmiştir.
Davacılar vekili mahkememize sunduğu 13/03/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını ibraz etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunduğu 16/03/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyanlarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyası Aktüerya Uzmanı Bilirkişi …’a tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen 09/11/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; …’in vefatı nedeniyle davacı eşi … için destekten yoksun kalma tazminatının 6.772,00 TL olduğu, … haricindeki diğer davacılar yönünden sürekli ve düzenli destekten yoksun kalma durumunun ispat edilememiş olması nedeniyle destekten yoksun kalma zararlarının bulunmadığını, manevi tazminat hususundaki nihai takdir ve değerlendirmenin mahkememize ait olduğu bildirilmiştir.
Davalı İçişleri Bakanlığı vekili mahkememize sunduğu 01/12/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itirazlarını ibraz etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunduğu 18/11/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını ibraz etmiştir.
Davalı …. Vekili mahkememize sunduğu 25/11/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyanlarını ibraz etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 30/11/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını ibraz etmiştir.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlığın; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Dosyaya gelen belgelerden, …/2018 tarihinde davalı sürücü … idaresindeki İçişleri Bakanlığı … İl Jandarma Komutanlığı’na ait ve diğer davalı …. ZMMS poliçesi ile sigortalı … resmi plakalı otobüsle davacıların murisi yaya …’e çarpmış ve ölümüne sebebiyet vermiş olduğu anlaşılmıştır. Dosyamız davaya konu trafik kazasına ilişkin tarafların kusur oranlarının tespiti için İTÜ Karayolları Ulaştırma Kürsüsü’ne tevdi edilerek rapor tanzim edilmesi istenilmiş, İTÜ Karayolları Ulaştırma Kürsüsünden seçilen bilirkişiler …, … ve …’a tevdii edilmiş, bilirkişiler tarafından tanzim edilen 25/07/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Hukuki ve nihai karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğumuz inceleme sonucunda, yukarıda arz ve izah edilen hususlar doğrultusunda, dava konusu somut olayda heyetimiz, Davacıların murisi yaya …’in hatalı davranışının, birinci derecede ve takdiren % 80 (yüzde seksen) oranında etkili olduğu, …. resmi plaka numaralı davalı taraf otobüsünün sürücüsü, davalı …’ın hatalı sevk ve idaresinin ise, ikinci derecede, alt düzeyde ve takdiren % 20 (yüzde yirmi) oranında etkili bulunduğu bildirilmiştir. Tarafların işbu kusur raporuna itirazları doğrultusunda dosya yeniden kusur raporu alınmak üzere bilirkişiler Makine Mühendisleri …, … ve …’a tevdii edilmiş, bilirkişiler tarafından tanzim edilen 25/02/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; …’in %100, davalı bakanlığa ait otobüsün sürücüsü …’ın ise kusursuz olduğu bildirilmiştir. Davacılar vekili bu rapora da itiraz etmiş, mahkemece ceza dosyasında alınan kusur raporu ve mahkememizce alınan 25/02/2020 tarihli Karayolları Trafik Güvenliği Daire Başkanlığı Eski Heyeti tarafından tanzim edilen kusur raporlarının denetime açık ve hüküm kurmak için yeterli oluşu dikkate alınarak yeni rapor talebinin reddine karar verilmekle birlikte davacının maddi ve manevi tazminat davasının, davalı sürücü …’ın dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde kusurunun bulunmaması , yaya …’in %100 kusurlu olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının maddi ve manevi tazminat davasının REDDİNE.
2- Alınması gereken toplam 59,30 TL’nin peşin alınan 119,89 TL’den mahsubu ile bakiye 60,59 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE.
3- Kendisini vekille temsil eden davalılar lehine red edilen maddi tazminat yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALILARA ÖDENMESİNE.
4- Kendisini vekille temsil eden davalılar lehine red edilen manevi tazminat yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALILARA ÖDENMESİNE.
5- Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA.
6- Davalı … tarafından yapılan toplam 637,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
7- Yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla TARAFLARA İADESİNE.

Dair, Davacı vekili … ile davalı … vekili … ve davalı İç İşleri Bakanlığı vekili…’nın yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/02/2021