Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/313 E. 2021/242 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/313 Esas – 2021/242

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/07/2013
KARAR TARİHİ : 25/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2021
İşbu dava, davalı …tarafından İstinaf yasa yoluna başvurulmuş olup Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Başkanlığının …Karar sayılı ilamı ile mahkememiz hükmünün kaldırıldığı anlaşıldığından dosya ele alınarak resen yenilenerek esas defterine kaydı yapıldı. Yapılan açık yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından sunulan 22/07/2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Karar nolu 05/05/2009 günlü dosyasının getirtilip incelenmesinden anlaşılacağı üzere müvekkil İnönü mah. Yavuz Selim bulvarı, Diyar sokakta kaldırımda dururken 1 nolu davalı yönetimindeki 2 nolu davalıya ait 3 nolu davalıca sigortalanmış aracın kendisine geri geri gelerek çarpması sonucu KTÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nden getirtilecek iyileştirme dosyasının incelenmesinden anlaşılacağı üzere dosyasında belirli düzeyde sakatlanarak iş göremez duruma gelmiş olduğundan koşut olarak maddi manevi zarara uğradığından trafik kazası biçiminde oluşan haksız eylemden ötürü çoğa ilişkin istekle dava hakkı saklı tutularak 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi ödenceler toplamı 51.000,00 TL’nin olay tarihi 15/07/2008 tarihinden yürütülecek yasal faizle davalılardan, 3 nolu davalı için poliçe miktarlarıyla sınırlı olmak üzere dayanışmalı olarak alınmasıyla olayın ağırlığı özellikle davacının sosyal ekonomik durumu da gözetilerek YBY md.76 uyarınca 15.000,00 TL önlemsel ödencenin ödenmesine yargı buyrulması için başvurma zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenlerle, Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Karar nolu 05/05/2009 günlü dosyanın getirtilmesiyle kanıtlar toplanarak çoğa ilişkin istekle dava hakkı saklı tutularak 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi ödenceler toplamı 51.000,00 TL’nin olay tarihi 15/07/2008 tarihinden yürütülecek yasal faizle davalılardan 3 nolu davalı için poliçe miktarıyla sınırlı olmak üzere dayanışmalı olarak alınmasıyla olayın ağırlığı özellikle davacının sosyal ekonomik durumu da gözetilerek YBY md.76 uyarınca 15.000,00 TL önlemsel ödencenin ödenmesine yargı buyrulmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı dava dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmalara gelen davacı vekili dava dilekçesini tekrarla davanın kabulünü talep etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi ve ilk tensip zaptı davalılara usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili mahkememize sunduğu 02/09/2013 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın ZMMS poliçesi ile müvekkil şikete sigortalı olduğunu, poliçede verilen sakatlık teminat tutarı 125.000,00 TL olduğunu, tedavi giderleri, bakıcı giderleri, geçici iş göremezlik ve manevi tazminatın poliçe kapsamında olmadığını, poliçede teminat limitinin gösterilmesi bu rakamın mutlak ve otomatikman ödeneceği anlamına gelmez, sigortacı sigortalısının kusur oranına isabet eden zarardan poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu, müvekkil şirkete sigortalı araç işletenin kusur oranı ve sakatlığın mevcut olup olmadığı ve iş gücü kaybı hesabı yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını, savunma hakkının kısıtlanmaması için yargılama sürecinde alınacak bilirkişi raporlarının taraflarına tebliğini talep ettiklerini, bu nedenlerle müvekkil şirket hakkındaki davanın reddine, aksinin kabulü halinde ise, sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasına, faiz isteğinin reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, müvekkil şirket aleyhine kısmi kabul olması halinde yargılama giderleri ve avukatlık ücretinde de toplam talep ile kabul tutarı üzerinden orantı kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Davalı …San.Tic.Ltd.Şti. Vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; Kusur yönünden Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile görülen ceza davasında trafik bilirkişisinden rapor alındığını, alınan raporda davalıda kusurlu bulunduğunu, söz konusu rapor kesinleşmemiş olduğunu, ceza hakiminin saptadığı maddi olgular ile eylemin hukuka aykırılığı yolundaki kararların hukuk mahkemesini bağlasa da ceza dosyasında mevcut kusur raporunun bağlayıcı olmadığını, iş bu nedenle uzman bilirkişi kurulundan yeniden kusur durumuna ilişkin rapor alınması gerektiğini, ortada haksız bir eylem varsa bu eylem neticesinde zararın ne kadarının davalıdan isteyebileceği yani tazminat miktarı kusur durumuna göre belirleneceğinden, öncelikle taraflara ait kusur oranının ve aradaki illiyet bağının tespitinin gerektiğini, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hak saklı tutularak 1.000,00 TL maddi tazminat talep edilmesine rağmen tazminatın dayanağının neye ilişkin olduğunun gösterilmediğini, borçlar kanununda bedensel zararlar olarak tedavi giderleri kazanç kayıpları çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıpları ekonomik geleceğin kaybolmasından doğan zararlar şeklinde ifade edildiğini, bu nedenlerle önce kusur durumunun tespiti için ATK’dan yeniden rapor aldırılması ile, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Duruşmalara gelen davalı vekili cevap dilekçesini tekrarla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
KTÜ Farabi Hastanesi Tıp Fakültesi Başhekimliği, … A.Ş., Tabzon İl Emniyet Müdürlüğü, Trabzon Pazarcılar Odası Başkanlığı, Seyyar Semt Pazarcılar Odası Başkanlığı, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığı, Türkiye Sebzeciler Meyveciler ve Seyyar Satıcılar Federasyonu Başkanlığı ve Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazıları ile mahkememizce istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşılmıştır.
Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Esas, …Karar sayılı dosyası iş bu mahkememiz dosyası içerisine celb edilerek incelenmiştir.
KTÜ Adli Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun mahkememizce istenilen raporları göndermiş olduğu anlaşıldı.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 17/09/2013 havale tarihli dilekçesi ile, davalı … A.Ş.’ye karşı cevaba cevaplarını ibraz etmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 01/10/2013 havale tarihli dilekçesi ile, davalı …San.Tic.Ltd.Şti.’ye karşı cevaba cevaplarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyası 11/04/2014 tarihinde bilirkişi Ulaştırma Ana Bilim Dalı Uzmanı …’a tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen 02/05/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Trafik tespit tutanağına göre araç yayaya sol arka kısmından çarpmış, bu durumda yolun tek aracın geçebileceği kadar dar olması durumunda, yaya yolun ortasından değil yolun kenarından yürüyor olabilir düşüncesinin de ağırlık kazandığını, bu durumda sürücünün asli ve tam kusurlu yayanın ise kazayı engellemek için fazla bir seçeneği olmayacağı için kusurunun olmadığının söylenebileceğini, sürücü…’ın asli ve tam kusurlu (%100) olduğu, müşteki yaya …’in kusurunun olmadığı (%0) olduğu, tanıkların anlatımında belirtildiği üzere, yaya yolun ortasında yürürken aracın kendisine çarpıyor, bu durumda sürücünün asli, yayanın ise tali kusurlu olduğunu, yayanın yolun kenarında gitmesi gerekeceğini, korna çalarak gelen aracı fark etmemesi çok zor olup, yolun kenarına çekilmesinin kazayı engellemesi anlamı taşır ki yaya …’in bunu yapmamış olduğunu, sürücü…’ın asli kusurlu olduğunu (%70), yaya …’in tali kusurlu olduğu (%30) sonuçlarına ulaşıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 21/05/2014 havale tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporuna karşı beyanlarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyası talimat yazımız aracılığıyla bilirkişi Aktüerya Uzmanı …’ye tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen 25/08/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; İki ihtimalli hesaplama yapılmış olup, davacının kusur oranının %0 olarak kabul edilerek yapılan hesaplamada işlemiş ve işleyecek dönem tazminat miktarının 27.000,08 TL olduğunu, davacının kusur oranının %30 olarak kabul edilerek yapılan hesaplamada işlemiş ve işleyecek dönem tazminat miktarının 18.900,04 TL olduğu sonuç ve kanaatinde olunduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 28/09/2015 havale tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporuna karşı itirazlarını ibraz etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili tarafından mahkememize sunulan 06/11/2015 havale tarihli dilekçesi ile, davacı tarafın bilirkişi raporuna itirazlarına cevaplarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyası talimat yazımız aracılığı ile aynı bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen 24/06/2016 havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Davacının kusur oranının %0 olarak kabul edilerek yapılan hesaplamada işlemiş ve işleyecek dönem tazminat miktarının 47.150,25 TL olduğu, davacının kusur oranının %30 olarak kabul edilerek yapılan hesaplamada işlemiş ve işleyecek dönem tazminat miktarının 33.005,17 TL olduğu sonuç ve kanaatinde olunduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 18/07/2016 havale tarihli dilekçesi ile, ek bilirkişi raporuna karşı beyanlarını ibraz etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 01/12/2016 havale tarihli dilekçesi ile, ıslah taleplerini ibraz etmiş, ıslah harcını ikmal ederek harç makbuzunu dilekçesi ekinde sunmuştur.
Davalı … A.Ş. vekili mahkememize sunduğu 20/12/2016 havale tarihli dilekçesi ile ıslaha karşı beyanlarını ibraz etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 09/01/2017 havale tarihli dilekçesi ile beyanlarını ibraz etmiştir.
Davalı şirketin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması neticesinde yaralanmış olduğu, bu yaralanması neticesinde Adli Tıp Kurumu raporuna göre % 35 sürekli işgöremezlik halinin bulunduğunun tespit edildiği, yerleşik Yargıtay içtihatları dikkate alındığından davalı sigorta şirketinin davacının kaza nedeniyle maruz kaldığı maddi zarardan sorumlu bulunduğu, aldırılan aktüer bilirkişi raporuna göre davacının bu yaralanmadan kaynaklanan işgücü kaybı nedeniyle maddi zararının toplam 47.150,25 TL olduğu, oluşa uygun Adli Tıp Kurumu raporuna göre davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu, davacının davanın ıslahı yoluyla talep ettiği miktarın bu miktar ile örtüştüğü anlaşılmakla, davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davalı …mahkememize sunduğu 26/05/2017 havale tarihli dilekçesi ile mahkememiz kararını istinaf etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 30/05/2017 havale tarihli dilekçesi ile mahkememiz kararını istinaf etmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Başkanlığının …Karar sayılı ilamında özetle; “…Davacının davasının, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı vekili dilekçesinde olay tarihi olan 15.07.2008 tarihinde davalı…’ın sürücüsü…Ltd. Şti’nin işleteni olduğu, davalı sigorta şirketine ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araçla yaya davacıya çarptığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere tahsilini talep ettiği, davalı sigorta şirketi sorumluluklarının poliçe limiti ile ve sigortalının kusuru ile sınırlı olarak olduğunu, dava tarihinden önce temerrüt bulunmadığını, davacının gelirini ve maluliyetini ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddini talep ettiği, davalılar …ve…Ltd. Şti vekili kusurun davacıya ait olduğunu, davacının maluliyetini ve gelirini ispatlaması gerektiğini, istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep ettikleri, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 47.150,25 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, sigorta şirketi bakımından dava tarihinden, diğer davalılar bakımından ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline ve 10.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilip, hükmün davacı vekili ile davalılar…Ltd Şti ve …vekili tarafından istinaf edildiği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararındaki gerekçeye nazaran davacının olay nedeniyle maluliyetine ilişkin KTÜ Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığının 20.05.2014 tarihli raporunun aktüerya bilirkişi raporunda ve hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalılar vekilinin kusura ilişkin istinaf sebebi yönünden ceza dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda olayda davacının tali kusurlu davalı sürücünün asli kusurlu olduğu belirtilip bu rapor esas alınarak hüküm kurulduğu incelenen tazminat dosyasında ise 02.05.2014 tarihli KTÜ inşaat ve yol bilirkişisi … tarafından düzenlenen raporda seçenekli kusura yer verildiği, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan raporda ise olayda davacının kusursuz olup, davalı sürücünün ise %100 kusurlu olduğu belirtilip, aktüerya bilirkişisi raporunda seçenekli kusura göre hesaplama yapıldığı, mahkemece ise Adli Tıp Kurumu raporuna göre davalının %100 kusurlu, davacının kusursuz olduğu kabul edilerek düzenlenen aktüerya bilirkişisi raporu doğrultusunda hüküm kurulduğu, bilirkişi raporları arasındaki kusur oranlarına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı, bu durumda mahkemece, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin, çelişkilerin giderilmesi yönünde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, (Y.17.HD’nin 2016/… Esas, 2016/… Karar sayılı ilamı) mevcut çelişki giderilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetli olmadığı, ayrıca davacı vekili dava dilekçesinde davacının ne iş yaptığı konusunda bir açıklamada bulunmayıp, yaralanması nedeniyle maddi tazminat talep ettiği, bilahare vermiş olduğu beyan dilekçesi ve duruşmadaki beyanında davacının kaza tarihinden önce pazarcılık yaptığını beyan edip mahkemece davacının kaza tarihinden önce pazarcılık yapıp yapmadığı konusunda tanıklar dinlenmeden ve zabıta marifetiyle araştırma yapılmadan Türkiye Sebzeciler Meyveciler ve Seyyar Pazarcılar Fedarasyonunun bildirmiş olduğu aylık gelire göre davacının aylık gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğu kabul edilerek maddi tazminat hesabı yapan aktüerya bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu, trafik kazası sonucu işgöremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelirin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tuttuğu, kişinin herhangi bir işi yoksa, zarar gören kişinin geliri asgari ücret kabul edilerek bu miktar üzerinden hesaplanması gerektiği , zarar gören kişi gelirinin asgari ücret üzerinde olduğunu, bir başka anlatımla herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia ediyorsa bunu ispat etmesi gerekmekte olup, yerel mahkemenin de bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumunda olduğu, bu nedenle zarar gören davacı, asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise çalıştığı iş yerinden trafik kazasının olduğu tarihteki ücret ve tüm gelirlerini gösterir ücret bordrolarını getirtmesi gerektiği, kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın, mesleğini icra eden kişilerden ise ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretlerinin sorulmasının gerektiği (Y. 17. HD’nin 2016/… Esas, 2016/… Karar sayılı ilamı) somut olayda davacının pazarcılık yaptığı iddia edilmekle mahkemece davacının kaza tarihinden önce yaptığı iş, geliri konusunda usulüne uygun olarak ekonomik ve sosyal durum araştırması yaptırılmadan, gelir ve vergi kayıtları celbedilmeden, pazarcılık yapıyor ise haftanın hangi günleri pazarcılık yaptığı, herhangi bir odaya kayıtlı olup olmadığı, pazarcılık yaptığının anlaşılması halinde aylık geliri konusunda davacının göstereceği tanıklar dinlenip bu konuda zabıta araştırması da yaptırıldıktan sonra asgari ücretin üzerinde geliri olduğu saptanması halinde bu gelir üzerinden, aksi takdirde asagari ücret baz alınarak maddi zararının hesaplanması gerekirken bu hususa riayet edilmeksizin salt pazarcılar odasının 2016 tarihli yazısına dayanarak maddi tazminat hesabı yapan aktüerya bilirkişisi raporunun hükme esas alınması da isabetsiz olduğu, davacının istinaf sebebi yönünden davacı, dava dilekçesinde sürücü ve işleten yönünden kaza tarihinden; sigorta şirketi yönünden ise temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep etmesine rağmen mahkemece hükmedilen maddi tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar vermiş ise de, sigortalı şirket tarafından dosyaya sunulan ve davacı tarafça da bir örneği ibraz edilen 18.12.2008 tarihli ibraname yazılı belgede dosya numarasının … olduğu görülmekle mahkemece davalı sigorta şirketine yazı yazılarak … plakalı aracın 15.07.2008 tarihinde sebebiyet verdiği kaza ile ilgili…sayılı ZMM sigorta poliçesi kapsamında davacı …’in yaralanmasına ilişkin sigortalı…Ltd. Şti veya davacının başvurusu üzerine açılan … sayılı hasar dosyası celbedilip, sigorta şirketinin dava tarihinden önce temerrüde düşüp düşmediği bu şekilde saptandıktan sonra temerrüt tarihinin belirlenmesi gerekirken hiçbir araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesinin de isabetsiz olduğu, yazılı nedenlerle yukarıda belirtilen kusur ve davacının gelirine ilişkin iade sebepleri doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırma yapılarak davacının maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmakla, davacı vekili ile davalılar vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olduğu, ayrıca 6100 sayılı HMK nun , “duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353. maddesinin 1.fıkrasının a bendinde, özellikle bazı önemli ve klasik usul eksikliklerinin mevcudiyeti halinde Bölge Adliye Mahkemesinin dosyayı duruşma yapmadan yeniden görülmek üzere ilk derece mahkemesine gönderme kararı verebileceği haller bakımından düzenleme yapıldığı , anılan yasa maddesinin a bendinin 6 numaralı alt bendinde ise; mahkemece , tarafların davanın esası ile ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması haline yer verildiği, iş bu yasa maddesindeki “hiçbiri” “hiç” kavramlarını , dar anlamda istinaf sisteminde davanın esası ile ilgili olarak taraflarca gösterilen delil ya da delillerin kısmen toplanıp değerlendirilmekle birlikte toplanan delil ya da delillerin davayı çözümlemeden uzak olması ve esaslı eksiklik bulunması halini de kapsar şekilde yorumlamanın gerektiği, başka bir deyişle, toplanması zaruri olan delil ya da deliller toplanmakla birlikte esaslı bir eksiklik nedeniyle ihtilafı çözmeye ve hüküm kurmaya elverişli değil ise, hiç toplanmamış ve değerlendirilmemiş sayılmasının gerektiği kanaatine varılmakla istinaf başvurusuna konu mahkeme dosyasında yukarıda açıklandığı şekilde belirlenen eksik inceleme ve delil değerlendirilmesi yönündeki eksikliğin giderilmesi ve sonrasında yeniden karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine dair hüküm kurulması cihetine gidildiğini…” anılan gerekçelerle Davalı …ve davacı vekili vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353(1) a-6.maddesi gereğince kabulü ile TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 07/02/2017 tarih 2013/203 E.-2017/31 K.sayılı HÜKMÜNÜN KALDIRILMASINA, karar verildiği bildirilmiştir.
Bilirkişiler … tarafından tanzim edilen 30/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu olayda davalı sürücü…’ın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı yaya …’in olayda kusursuz olduğu bildirilmiştir.
Davalı…vekili mahkememize sunduğu 03/07/2018 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itirazlarını ibraz etmiştir.
Mahkememizin 26/11/2019 tarihli duruşma gününde tanık …’in “…Davacı benim akrabam olur, davacı pazarcılık yapardı, ben tanıdığımdan beri bu işlerle ilgilenirdi, köyde bahçesinde yetiştirdiği yeşillikleri satardı, haftada kaç gün pazara gittiğini tam olarak bilemiyorum, bu işten ne kadar kazandığını bilemiyorum ancak kendi ihtiyacını rahatlıkla karşılayabiliyordu, kazadan sonra kendisini hiç görmedim bildiklerim bundan ibarettir…” şeklinde, tanık …’un “…Davacıyı tanırdım, ben ağabeyinin eniştesi olurum, kendisi kazadan önce bahçesinde ektiği ürünleri pazarlarda satardı, yani pazarcılık yapardı, bundan elde ettiği geliri kendisini memnun ederdi, ama tam olarak ne kadar kazandığını bilemiyorum, kazadan sonra kendini kumanda edemedi, bizlerin vasıtasyla yaşamını devam ettirdi, kazancı o dönemki asgari ücretin üzerindeydi…” şeklinde, tanık …’ın “…Davacıyı tanırdım, akrabam değildir, kız kardeşi mahallemizde otururdu, oda onun yanına gelir giderdi, bende oradan tanıyorum, geçimini pazarcılık satarak sağlıyordu, kendi bahçesinde yetiştirdiği ürünleri satardı, aylık kazancını net olarak bilememekle beraber kendisine yetecek kadar geliri vardı, asgari ücretin üzerinde kazanırdı…” şeklinde beyanda bulundukları anlaşıldı.
Davalı…vekili mahkememize sunduğu 05/12/2019 havale tarihli dilekçesi ile esasa ilişkin beyanlarını ibraz etmiştir.
Bilirkişi Aktüerya Uzmanı … tarafından tanzim edilen 25/06/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; …’in yaralanması nedeniyle bakiye iş gücü kaybı zararının kalmadığını, manevi tazminat hususundaki nihai takdir ve değerlendirmenin mahkememize ait olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 16/07/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itirazlarını ibraz etmiştir.
Davalı…vekili mahkememize sunduğu 20/07/2020 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını ibraz etmiştir.
Aynı bilirkişi tarafından tanzim edilen 09/04/2021 havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; …’in yaralanması nedeniyle bakiye iş gücü kaybı zararının kalmadığını, manevi tazminat hususundaki nihai takdir ve değerlendirmenin mahkememize ait olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 26/04/2021 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itirazlarını ibraz etmiştir.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Başkanlığının …Karar sayılı ilamı uyarınca öncelikle mahkemece dosyanın kusur dağılımına ilişkin çelişkinin giderilmesi için İTÜ Karayolları Kürsüsü’ne gönderilerek bilirkişi heyetinden rapor tanzimi istenilmiştir. Düzenlenen işbu rapor daha önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderici mahiyette olup, davalı sürücü …dava konusu olayın meydana gelmesinde %100 asli ve tam kusurlu olduğu tespit olunmuştur. Ayrıca mahkemece 26/11/2019 tarihli celsede, davacının kaza tarihinden önce pazarcılık yapıp yapmadığı yapıyor ise aylık ortalama ne kadar gelir elde ettiği yönünde davacı tanıkları dinlenilmiştir. Davacı tanıklarının beyanından, davacının kazadan önce pazarcılık yaptığı, elde ettiği gelirin tam olarak ne kadar olduğunu bilmedikleri ama kendi ihtiyaçlarına yettiği anlaşılmıştır. Son olarak kazaya ilişkin davacının başvurusu üzerine açılan hasar dosyası mahkemece celp edilmiş gelen hasar dosyası evrakından anlaşılacağı üzere davalı sigorta şirketi tarafından 28/05/2012 tarihli yazı ile davacıya olumsuz cevap verilmiştir. Akabinde dosyamız, iş göremezlik tazminatı hesabı yapılmak üzere aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş olup, aktüer bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda; müteveffa davacı … için 36.298,70 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmış olup, mahkemece verilen 07/02/2017 tarihli karardan sonra davalı sigorta şirketinin davacıya 16/05/2017 tarihinde 81.413,17 TL ödeme yaptığı belirtilerek ödenen tazminat tutarının hesaplanan tazminat tutarından yüksek olması nedeniyle bakiye sürekli iş gücü kaybı zararının bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu arada dava devam ederken … vefat etmiş olup, davaya mirasçıları dahil edilerek davaya devam olunmuştur. Davacı vekili geçici iş göremezlik tazminat hesabı yapılmadığından bahisle bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Dosya kapsamında aldırılan KTÜ ATK iş göremezlik raporunda davacının geçici iş göremezlik oranına ilişkin bir tespit yapılmadığından davacının bu yöndeki itirazı reddolunmuştur.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle; mahkemece İTÜ Karayolları Kürsüsünden kusur oranları konusunda çelişkileri giderir mahiyette kusur raporu aldırılmış, davacının pazarcılık yaptığına dair davacı tanıkları dinlenilmiş, dinlenen tanık beyanlarından geliri net olarak tespit edilemediğinden davacı …’in geliri asgari ücret olarak esas alınmış, asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiğine yönelik davacı taraf herhangi bir delil de sunamamış, davalı sigorta şirketinden davacının başvurusu üzerine açılan hasar dosyası celp edilerek davalının temerrüde düşürüldüğü tarih bakımından incelenmiş, aktüer bilirkişi tarafından tanzim edilen rapora göre mahkemece verilen 07/02/2017 tarihli karardan sonra davalı sigorta şirketi tarafından 16/05/2017 tarihinde davacıya 81.413,17 TL ödeme yapıldığı belirtilerek davacının bakiye iş gücü kaybı zararı bulunmadığı tespit edilmiş olmakla davacının maddi tazminata ilişkin davasında, sigorta şirketi tarafından davadan sonra ödeme yapılmış olması gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davacının manevi tazminat davasına gelince; davaya konu kazada tarafların kusur durumları, müteveffa davacının kusurunun bulunmaması, davacının iş göremezlik oranı, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak hak ve adalete uygun olduğu kanısıyla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının maddi tazminat davasının (iş göremezlik), dava açıldıktan sonra sigorta şirketi tarafından toplamda 81.413,17 TL ödeme yapılmış olması sebebiyle bu konuda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA.
2- Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan alınarak DAVACILARA ÖDENMESİNE. Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE.
3- Alınması gereken toplam 683,10 TL’den peşin alınan 225,45 TL ve ıslah esnasında alınan 157,63 TL’nin mahsubu ile bakiye 300,02 TL karar ve ilam harcının sigorta şirketi dışındaki davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA.
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesine göre hesaplanan 6.929,53 TL ücreti vekaletin davalı sigorta şirketinden alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
5- Davacı tarafından yapılan toplam 5.439,28 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 3.783,65 TL’nin davalılardan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE. Bakiye kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA.
6- Davalı…tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA.
7- Yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla TARAFLARA İADESİNE.
Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2021