Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/217 E. 2018/32 K. 17.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/217 Esas – 2018/32

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 12/04/2016
KARAR TARİHİ : 17/01/2018
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 18/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı taraf arasında önceye dayalı ticaretlerinin bulunduğunu. Müvekkili şirket ile … arasında kum ihtiyacına yönelik kum alımı konusunda ticaret yaptıklarını. … aracılığıyla davalıdan kum alımı için ön anlaşma yapıldığını, anlaşma gereği Garanti Bankası A.Ş. Hızırbey Trabzon Şubesine ait … numaralı 15/04/2016 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli çekin davalıya … aracılığıyla teslim edildiğini. Davalı tarafın 10.000,00 TL’lik kum malzemesini müvekkili davacının göstereceği adrese 2016 mart ayında teslim etmesi gerektiğini, söz konusu teslimin gerçekleşmediğini. Davalı tarafa verilen çekin bedelsiz kaldığını, müvekkili şirketi ait 15/04/2016 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli çekten borçlu olmadığının tespitine, çekin karşı tarafça takibe konmaması ve hakkında işlem yapılmaması, üçüncü kişileri de kapsayacak şekilde ödemeden men yasağı yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiş, 07/12/2016 tarihli duruşmada davalı vekilinin davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER ve DEĞERLENDİRİLMESİ :
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi 12/04/2016 tarihli tensip tutanağı ile %15 teminat karşılığında kabulüne karar verilmiş, davacı yanca teminat yatırılmasına müteakip, ilgili banka şubesine bu hususta müzekkere yazılmıştır.
Yine davacı vekilince ihtiyati tedbir talebinden vazgeçilmiş olmakla, 22/02/2017 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyası SMMM bilirkişi …’a tevdii edilerek aldırılan 21/04/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…davacının incelemeye konu yasal defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu, davacının ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin olmadığı, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu 15/04/2016 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli çeki … aracılığıyla ile teslim ettiği, ancak çeke karşılık davalının herhangi mal veya hizmet vermediği, dolayısıyla bu çeke karşılık davacının borçlu olmadığı…” sonuç ve kanaatini içerir raporunu sunduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 08/05/2017 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itirazlarını sunduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından kum alımı için davacıyı önceden verilen Türkiye Garanti Bankası Hızırbey Şubesi 15/04/2016 keşide tarihli … nolu 10.000 TL bedelli çekten ötürü borçlu bulunmadığına yönelik eldeki Menfi Tespit davasının açılmıştır. Taraflar arasında kum alımı için yapılmış yazılı bir sözleşme sunulmamış olduğu, H.M.K.’nun 200.maddesinde; “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri 2.500,00-TL’sını geçtiği taktirde senet ile ispat bulunması gerekir.” hükmünü içermekte olup dava dosyamızda senet bedelinin 10.000,00-TL olup senede karşı senetle ispat kuralı gereği davacının dava konusu senede ilişkin sözleşmeye istinaden ve senedin avans olarak verildiğini yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, davacı tarafın ticari defter ve belgeleri incelendiğinde dava konusu çekin avans olarak kaydedildiği, davalı vekiline ticari defter ve belgelerinin sunulması için kesin süre verildiği fakat davacı vekilinin bilirkişi ücretini verilen kesin sürede yatırmadığı ve duruşmada davacı vekilinin imza altına da alınan beyanında yemin deliline başvurmayacağının beyan ettiği tüm bu nedenlerle davacının davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE.
2-Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 134,88 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE.
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE.
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA.
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın talep halinde ve karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE.

Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/01/2018