Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/107 E. 2019/385 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2013/107 Esas – 2019/385

DAVA : İptal
DAVA TARİHİ : 17/06/2008
KARAR TARİHİ : 15/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2019

İş bu dava, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olup Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığının 05.03.2013 tarih ve 2012/26148 Esas-2013/5183 Karar sayılı ilamı ile bozularak gelmiş olduğundan dosya ele alınarak resen yenilenerek esas defterine kaydı yapıldı. Yapılan açık yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 17.06.2008 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı kurumun tesis ettiği 11.06.2008 tarih ve… sayılı işlemle müvekkili eczacı hakkında “Kurumumuza sahte rapor ile reçete fatura ettiği” iddiası ile kurumca imzalanan 2007 tarihli protokolün 6.3.23. maddeleri uyarınca reçete bedeli tutarı olan 25.228,13 YTL’nin on katı tutarı olan 252.281,30 YTL para ceza kestiği, öncelikle belirtmek gerekir ki davalı kurumun kestiği bu ağır cezanın hiç bir yasal dayanağı olmadığı, verilen cezanın keyfi uygulamaya dayalı bulunduğu, 2007 tarihli protokolün cezaya konu maddesi hakkında tarihten yaklaşık 1 ay kadar önce Danıştay 10. Dairesi tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildiği, ekte sundukları karar gerekçesine göre Danıştayın “Cezaların şahsiliği ve kimse işlemediği suçtan cezalandırılamaz ilkesi” gereği müvekkili ve çalışanın bilgisi dışında üçüncü kişiler tarafından sahte olarak tanzim edilen raporun kuruma fatura edildiğinin tespit edilmesi halinde eczacının cezalandırılmasının mümkün bulunmadığı gerekçesi ile yürütmeyi durdurma kararı verdiği, yürütmeyi durdurma kararı olmasa dahi verilen cezanın hukuka aykırı olduğu çünkü raporun müvekkili yada çalışanı tarafından tanzim edilmediği dolayısıyla başkaların eyleminden sorumlu tulumasının mümkün bulunmadığı, yine bu işlemle ilgili olarak müvekkili davacının savunmasının alınmadığı, davalı kurumun bu kararı vermeden evvel öncelikle savcılığa şikayet ederek suçluları tespit ettikten sonra ortaya çıkacak duruma göre işlem yapması gerektiği, esasen sahte olduğu iddia edilen raporları müvekkilinin sahte olup olmadığını anlamasının teknik olarak mümkün bulunmadığı, müvekkilinin eczacı ve geniş bir müşteri yelpazesi bulunan bir iş yerine sahip olması ve ahlaki durum itibariyle hatırı sayılır bir kimse olması nedeniyle verilen kararın ihtiyati tedbir yoluyla durdurularak sonuçta davalı idarenin tesis etmiş olduğu 11.06.2008 tarih ve… sayılı işlemin yapılacak yargılama sonucunda hukuka aykırılığının tespit edilerek iptaline, yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmalara gelen davacı vekili dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi ve duruşma günü usulen davalıya tebliğ edilmiştir.
Davalı tarafından mahkememize sunulan 03.07.2008 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle verilen tedbir kararının kaldırılması, Danıştay kararı ile yürütmenin durdurulmadığı, Danıştayın yürütmeyi durdurduğu konunun eczanenin dışında sahteciliğin yapılmasına ilişkin olup işleme konu sahteciliğin ise eczane içinde yapıldığı ve bunun için davacı ve çalışanları hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, davacı hakkında müvekkili kurumu tarafından her hangi bir işlem yapılmadan önce kurumun müfettişleri eliyle soruşturma yapılarak sonuçta rapor hazırlandığı, olayın basit bir olay olmayıp kurumun organize bir suç eylemi ile dolandırıldığı, buna göre yapılan işlem ile verilen cezanın yerinde olduğu, sonuç itibariyle tedbir kararının kaldırılarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmalara katılan davalı vekili cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
Mahkememizin 17.06.2008 tarihli tensip kararı ile birlikte %20 teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmiş teminat yatırılmış olmakla mahkemece kuruma yazılarak tedbir kararı usulen infaz edilmiştir.
Mahkememizin 2008/129 esas sayılı dosyasında davacı vekili mahkememize verdiği 03.07.2008 tarihli dilekçesi ile; davalı kurumun 01.07.2008 tarih ve… sayılı işlemle müvekkili hakkında 252.281, 30 YTL para cezası ve 3 yıl süre ile sözleşmenin feshi cezası verdiğini, mahkememizin 2008/117 esas sayılı dosyası ile 50.000,00YTL teminat karşılığında tedbir kararı verilen işlemle dava konusu olayın aynı işlem olduğunu, her iki ceza da aynı işleme dayanarak verildiğini, Danıştay 10. Dairesi tarafından cezaya konu maddeler hakkında yürütmeyi durdurma kararı verildiğini, fesih kararı sonuçları itibariyle müvekkil açısından telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağını, müvekkilinin tüm kurumlar yönünden sözleşmesinin fesih edileceğini, davalının müvekkilinin savunmasını almadığını, bu nedenlerle tarafları, konusu ve dayanağı aynı olan mahkememizin 2008/… esas sayılı dosyası ile iş bu davanın birleştirilmesine, idarenin tesis etmiş olduğu 01.07.2008 tarih ve… sayılı işlem hakkında tedbir kararı verilmesini, yapılacak yargılama sonucunda hukuka aykırı verilen işlemin iptaline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi ve duruşma günü usulen davalıya tebliğ edilmiş davalı vekili vermiş olduğu 14.07.2008 tarihli cevap dilekçesi ile; dava konusu olayla ilgili davacının çalışanları hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, sahtecilikle ilgili protokolün 6.3.23. maddesine göre yaptırım uygulandığını bu nedenlerle mahkemenizin ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Davacı vekilinin tedbir talebi uygun görülerek tensiple beraber dava konusu işlemle ilgili tedbir kararı verilerek durum ilgili kuruma bildirilmiştir.
Davacının sicil kaydı Trabzon Eczacılar Odası Başkanlığından celp edilerek incelenmiştir.
Mahkememizin 2008/… esas sayılı dosyası celp ve incelenmiş taraflarının ve konusunun aynı olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 2008/… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda mahkemenin …2008 gün ve 2008/…-… esas ve karar sayılı kararı ile her iki dosyasının bileştirilmesine karar verilerek yargılamaya eldeki bu dosya üzerinden devamına karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin bildirmiş oldukları hazırlık soruşturması sonucunda konu ile ilgili olarak ağır ceza mahkemesine dava açıldığı bildirildiğinden mahkememizin 06.07.2010 tarihli oturumunda Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas saylıı dosyası celp ve incelenmiş, daha sonra dosyanın sonucunun beklenilmesine karar verilmiş, ceza dosyasında karar verilmesi ve kararın temyiz edilmesi üzerine karardan bir örnek celp edilerek incelenmiş, sonuç itibariyle davacı eczacının ve çalışanlarının suçları sabit olmadığından mahkemenin 07.12.2011 gün ve … esas ve 2011/… karar sayılı kararı ile beraatlerine karar verildiği anlaşıldığından kararın kesinleşmesinin beklenilmesine mahkemece taktiren gerek görülmeden dava sonuçlandırılmıştır.
Ceza dosyasındaki sanıkların savunması ve yeminli dinlenen tanık anlatımlarına göre kendisi hakkında verilen ceza kararına esas sahtecilik suçunu işlediğine ilişkin kesin ve inandırıcı bir delilin bulunmadığı, ortada şüpheli bir durumun mevcut olduğu, sanığın ve çalışanlarının sahte reçete yada rapor tanzim ettikleri hususunun sabit olmadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu 28/08/2012 havale tarihli dilekçesi ile mahkememiz kararını temyiz etmiştir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığının 05.03.2013 tarih ve 2012/26148 Esas-2013/5183 Karar sayılı ilamında özetle; “…Davalı Kurumun, davacı eczacı ve çalışanları hakkında suç duyurusunda bulunduğu ve dava konusu olaylarla ilgili Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile ceza davası açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Zaten mahkemece söz konusu ceza davasının sonuçlanması beklenilmiş olup, Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinin davacı eczacı ve çalışanlarının suçları sabit olmadığından beraat kararı vermesi üzerine, mahkemece eldeki davanın da kabulüne karar verilmiştir. B.K.nun 53. maddesi gereğince hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilse de, mahkumiyet ve tespit edilen maddi olgularla bağlı olduğundan, ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi gerekir. O halde mahkemece değinilen bu yön gözetilerek adı geçen ceza davasının kesinleşmesi, “bekletici sorun” yapılmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir…” bahisleriyle hükmün temyiz eden davalı yararına bozulmasına, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildiği görüldü.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığının 05.03.2013 tarih ve 2012/26148 Esas-2013/5183 Karar sayılı ilamı doğrultusunda Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin (Eski …) (Yeni …) Esas sayılı dosyasının kesinleşmesi bekletici mesele yapılmış olup adı geçen dosya 23/02/2016 tarihli Yargıtay ilamı ile onanarak Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Eski …) (Yeni …) Esas sayılı, dosyamız davacısı ve çalışanları hakkındaki beraat kararı 23/02/2016 tarihinde kesinleşmiştir. Dolayısıyla davacının sahte reçete ya da rapor tanzim ettiği hususunun ispat olunamadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının KABULÜ ile, iş bu dosya ve Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının onanarak kesinleştiği de dikkate alınarak davalı SGK’nun davacı … … hakkında verdiği 01/07/2008 tarih ve… sayılı fesih ve …/06/2008 tarih, … sayılı para cezası işlemlerinin İPTALİNE.
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde konulan tedbirin kaldırılarak teminatın DAVACIYA İADESİNE.
3- Davalı harçtan muaf olduğu için herhangi bir harç takdirine YER OLMADIĞINA.
Davacı tarafından yatırılan peşin ve başvurma harcı toplamı 28,00 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE.
4- Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 2.725,00 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
5- Davacı tarafından yapılan 57,50 TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
6- Yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla DAVACIYA İADESİNE.
Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2019