Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/999 E. 2022/1137 K. 05.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/999
KARAR NO : 2022/1137

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2022
NUMARASI : 2021/444 E. – 2022/79 K.

İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURAN
DAVACI : …
VEKİLİ :…
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 05/09/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 05/09/2022

Taraflar arasındaki davada mahkemece verilen hüküm aleyhine istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteahhit olan müvekkili ile arsa sahibi ….arasında …. İli …. Mah. ..Ada ve …nolu parselde bulunan taşınmaz üzerine zemin hariç …katlı ve bodrum katta dükkan deposu olan zemin katta… dükkan, zemin üstü diğer normal katta, her katta iki daire olmak üzere altı bağımsız bölümden oluşan bina inşa etmek üzere … Noterliğinin 21/01/2015 tarih … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği müvekkilinin inşaata başladığını, inşaat süreci devam etmekte iken davalının arsa sahibi….aleyhine ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açtığı tedbir talepli davada mahkemece 19.04.2017 tarihli ara karar ile inşaatın durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi üzerine…Belediyesi tarafından 05.06.2017 tarihinde inşaatın durdurulduğunu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın reddine dair verilen kararın istinaf incelemesinden geçerek 03.09.2019 tarihinde kesinleştiğini ve akabinde ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığını, davalı tarafça haksız olarak açılan davada inşaatın durdurulması sebebiyle müvekkilinin inşaatı tamamlayamadığını ve maddi olarak zarara uğradığını, kredi borcunu ödeyemediği için icra takibine maruz kaldığını, kendi adına kredi çekemediği için yakınları adına kredi kullandığını, inşaatı zamanında bitiremediği için daireleri satamadığını, kiraya veremediğini, ticari itibarı ve sicilinin bozulduğunu ileri sürerek, belirsiz alacak davası olarak şimdilik 100.000,00-TL maddi tazminatın 19.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte, şimdilik 20.000,00-TL munzam zararın ise muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6100 sayılı HMK’nın 399. maddesi gereğince mahkemenin görevli olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili tarafından açılan davada verilen ihtiyati tedbir kararının hukuka uygun olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının ihtiyati tedbire rağmen inşaata devam ettiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen icra takibi ve krediler ile ihtiyati tedbir arasında illiyet bağının bulunmadığını, reeskont faiz talebinin de yerinde olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; ” Tüm dosya kapsamının incelenmesinde; davalı şirketin davacının inşaat yapmakta olduğu taşınmaza ilişkin olarak ….Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtığı, görülen ….Esas sayılı dosyada ihtiyati tedbir kararı alındığı, alınan ihtiyati tedbir kararı ile inşaatın durduğu, davacının da inşaatın durmuş olması sebebi ile zarara uğradığını ileri sürdüğü anlaşılmaktadır.
HMK’nun 399. maddesinde; “Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür. Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar” hükmü belirlenmiştir.
Davacı vekilince sunulan 09/09/2021 havale tarihli beyan dilekçesinde davanın hukuki sebebinin haksız fiil olduğu ileri sürülmüştür. Haksız fiil kavramı 6098 sayılı TBK’nın 49.maddesinde kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil olarak tanımlanmaktadır. Eldeki davada davacı yanın zararın doğumuna ilişkin olarak ileri sürmüş olduğu sebepler, asliye hukuk mahkemesinde açılan davadan doğan hususlardan kaynaklanmaktadır. Buna karşın davalı tarafça dava açılması ve ihtiyati tedbir talep edilmesi anayasal bir hak olup, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil olduğundan bahsedilemeyecektir. Her ne kadar eldeki dava türünün tazminat davası olması ve uygun düştüğü ölçüde haksız fiil hükümlerinin uygulanacak olması söz konusu ise de kanun haksız ihtiyati tedbirden doğan tazminatları özel olarak düzenlemiş olup, hukuki sebebi belirlemek ve kanunu uygulamak mahkemenin görevidir.
Şu halde kanunun açık hükmü gereği eldeki dosyanın, ihtiyati tedbir kararını veren …Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmış, mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçe ile mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davayı TBK’nın 72. Maddesi kapsamında kusur sorumluluğuna dayalı olarak ikame ettiklerini, bu durumun mahkemece gözardı edildiğini, kusurlu olan davalının TBK’nın haksız fiil hükümlerine göre müvekkiline karşı sorumlu olduğunu ve görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ileri sürerek, istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, haksız ihtiyati tedbir sebebiyle tazminat istemine ilişkindir.
Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça peşin yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK’nun 359/4. maddesi gereğince işbu kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.05/09/2022

Başkan… Üye… Üye… Katip…