Emsal Mahkeme Kararı Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/123 E. 2022/193 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAMSUN
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : …
KARAR NO : ….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …. (….)
ÜYE : …. (….)
ÜYE : …. (….)
KATİP : …. ( ….)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2021
NUMARASI : ….ESAS, …. KARAR

İSTİNAF KANUN YOLUNA
BAŞVURAN DAVACILAR: 1-….
2-….
3-…
VEKİLİ : …
İSTİNAF KANUN YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : …
VEKİLİ : …
İHBAR OLUNAN : …
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
KARARIN YAZ.TARİH : 02/02/2022
Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine taraflarınca Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası nezdinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı neticesinde takibin durduğunu, borçlunun itirazının tamamen kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin Samsun İli ….parselde kayıtlı ….Mah. ….Bulvarı no: ….adresinde bulunan taşınmazın ve taşınmaz üzerinde mevcut iş yeri olarak kullanılan binanın malik ve hissedarları olduğunu, 05/01/2018 tarihinde …plakalı aracın bahsi geçen binanın yanında bulunan elektrik direğine çarptığını, çarpma sonucunda direkte bulunan kabloların dışarı sarktığını ve …. tarafından gönderilen teknik ekip tarafından müdahalede bulunulduğunu, davalı borçlu şirketin tadilatı usulüne uygun olarak yapmaması, gerekli izolasyonu sağlamaması sonucu 06/01/2018 tarihinde müvekkiline ait binada işbu elektrik kablolarından kaynaklı yangın meydana geldiği ve binanın bir kısmı ile deponun tamamı yanarak kullanılmayacak duruma geldiğini, Samsun 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …D-iş dosyası ile yaptırılan tespitte davalının %100 kusurlu olduğunun ve toplam zararın 374.351,28 TL (KDV hariç) olduğunun belirlendiğini, davalı borçlu tarafından kusuru sebebiyle meydana gelen yangından doğan zarar müvekkillerine ödenmediği gibi başlatılan haklı takibe de kötü niyetli olarak itiraz edildiğini belirterek, davalının Samsun 9. İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı takibine karşı yapmış olduğu itirazın iptal edilerek takibin devamına, davalının asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiş, keşifteki beyanınıda ise; müvekkilinin zararının yanan binanın ilave kısmı, yanan betonarme kısmı , 1. ve 2. kat dış cephe boyaması olup, 374.351,28 TL olduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usuli yönden görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olmadığını, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini bildirmiş, esas yönünden ise; davacı tarafından 05/01/2018 tarihinde ihbarın şirketlerine iletilmesi ile yetkin ve ehil personellerden teşekkül olarak olay yerine giden görevli ekip tarafından yapılan tespitlerde, beton direğin sağlam olduğunu, herhangi bir deforme söz konusu olmadığını, kabloda kopukluk olmadığını ancak binanın kolon kablosu olan Alpeg kabloda sehim bozukluğu olduğunun görüldüğünü, bunun üzerine can ve mal güvenliği sağlamak adına gerekli tüm tedbirler eksiksiz olarak alındığını, sarkan kablonun binaya giren çatı üzerinden bocurgatla sehimi alındığını, şirketlerinin ekiplerince olay yerine gidildiğinde karşılaşılan yegane sorun sehim bozukluğu olduğunu, sehimin sorunsuz bir şekilde düzeltilmesi işlemi sonrası binada elektriğin kaliteli, sürekli ve kesintisiz olarak yani sağlıklı bir şekilde arzı sağlandığını, görevli ekip tarafından bu durumun teyidi sonrası hiçbir problemin olmadığı anlaşılmakla müdahale ekibi olay yerinden ayrıldığını, müdahale şeklinde ve gerekse müdahele noktasında herhangi bir aykırılık hata bulunmadığını, Samsun 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. D-iş dosyasındaki keşfin yokluklarında yapıldığını, müvekkile yüklencek herhangi bir kusur olmadığını, takibe konu tutarın fahiş olduğunu belirterek haksız açılan davanın reddi ile davacı yanın haksız ve kötü niyetli takibine karşı %20 den aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece “..Samsun 1.Tüketici Mahkemesinin …Esas …Karar sayılı 20/09/2018 tarihli kararıyla görevsizlik kararı verilerek dosya Samsun 4.Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, 4.Asliye Hukuk Mahkemesi ….Esas … Karar sayılı 21/03/2019 tarihli kararıyla görevsizlik kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiş, mahkememizin ….Esas sırasına kaydı yapılan dava dosyasının yargılamasına devam olunmuştur.
Toplanan deliller; 09/01/2018 tarihli yangın raporu, Samsun 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….D-iş dosyası, Samsun 6.Noterliğinden gönderilen 08/01/2018 tarih …yevmiye nolu ve Samsun 1.Noterliğinden gönderilen 19/01/2018 tarih ….yevmiye nolu ihtarnameler, davacıların tacir araştırmaları, ticaret sicil kayıtları, abonelik sözleşmesi, Samsun ….parselde kayıtlı tapu kaydı, Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi rapor ve ek raporları ve mahkeme kararı, 1 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. D-iş sayılı dosyası ve alınan bilirkişi raporları, aynı nitelikteki mahkememizin …Esas sayılı dosyada alınan bilirkişi rapor ve ek raporu, 20/02/2020 tarihli keşif ve keşif sırasındaki davacı ve davalı tanık beyanları, keşif sonrası alınan 21/05/2020 tarihli rapor, 03/11/2020 tarihli, 19/02/2021 tarihli ve 26/02/2021 tarihli ek raporlar, Samsun 9. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı icra dosyası ve tüm dosya kapsamı.
Delilerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından; davacıların Samsun ili …parselde kayıtlı …adresinde bulunan taşınmazın ve taşınmaz üzerinde mevcut iş yeri olarak kullanılan binanın 1/3 oranında maliki oldukları, 05/01/2018 tarihinde ….plakalı aracın işbu binanın yanında bulunan elektrik direğine çarpması sonucu kısa süreli elektrik kesintisi olduğu ihbar üzerine …. tarafından gönderilen teknik ekip tarafından müdahalede bulunulduğu, sonrasında meydana gelen yangında binanın bir kısmı ile deponun tamamı yanarak kullanılmayacak duruma geldiği, işbu yangının … tarafından yapılan tadilatın sebep olduğundan bahisle davacılar tarafından yaptırılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporu üzerine zarar miktarına ilişkin olarak davalı aleyhine Samsun 9.İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası nezdinde 378.228,12 TL toplam alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı …’a 16/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 19/03/2018 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ederek durdurduğu, itirazın yasal 1 haftalık süresinde yapıldığı, davacı tarafında itirazın iptalini sağlamak için süresi içinde işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından yangının çıktığı taşınmaz üzerindeki işyerine ait kiracı olduğu anlaşılan ….ile …arasında …sözleşme hesap nolu ticari abonelik sözleşmesinin bulunduğu, davacıların taşınmazın 1/3 oranında malikleri olduğu, davacı …..’in bilanço esasına göre defter tuttuğu bu nedenle nispi ticari dava olduğu anlaşılan işbu davada mahkememizin görevli olduğu tespit edilmiştir.
Davada çözümlenmesi gereken sorun yangının çıkış nedeninin tespiti ile tarafların sorumluluğuna ve hasar miktarının tespitine ilişkindir. TBK’nun 69.maddesinde ”bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden” sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın ”doğan zararı gidermekle yükümlü” tutulmuşlardır. Bu sorumluluğa öğretide ”kusursuz sorumluluk” denilmektedir. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, 3.kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Sorumlu kişi veya işletmenin kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede bir bozukluk yada noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zarardan kusurun bulunup bulunmadığı yada rolünün olup olmadığının çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi sorumlu kişi veya işletme her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile yine çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman sorumluluk gerçekleşmiş olacağından bu işletme veya nesnenin sahip veya işletenleri bunların sebep oldukları zararları gidermek zorundadır.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran yani zarar ile yapı arasındaki bozukluk ve özen eksikliği arasındaki uygun ”nedensellik bağını” kesen nedenler ise mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru ve 3.kişinin kusuru olarak belirlenmiştir. Buna göre elektrik iletim direkleri ve enerji nakil hatları da yasa maddesinde belirtilen imal olunan şey kapsamında olduğundan, elektrik iletim direkleri ve enerji nakil hatlarının sahibi bu tesisin korunmasından bu anlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz sorumludur. Bunun yanında TBK 51/1.maddesinde ”hakim tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler” hükmü getirilmiş olup, zararın kapsamının tayininde zarar görenlerin de zararın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının araştırılıp tartışılması gerekir (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2019/5600 Esas 2020/2 Karar, 2014/21027 Esas 2014/16922 Karar sayılı ilamı).
Mahkememizce yapılan keşif sonucu alınan 21/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda yangının çıkış şekli ”tırın çarpması sonucu kolon hattının bina bağlantısını sağlayan konsolda bulunan izolatörlerin ek yerlerine kuvvet uygulanmış ve gevşemeye sebep olmuştur. Gevşeyen ek yerinde oluşan ark ilerleyen zaman içerisinde artarak ek yerinin aşırı ısınmasına sebep olmuş ve arka bağlı aşırı ısınma sonucu yüksek ısılı kıvılcımların oluşmasıyla çatı sacı erimiş ve yangın başlamıştır.” şeklinde açıklandıktan sonra binaya elektrik enerjisi sağlayan alpek şebeke kablosunun yere olan düşey mesafesinin 30/11/2000 tarih ….sayılı resmi gazetede yayınlanan ”Elektrik Tesisleri Kuvvetli Akım Yönetmeliği’ne” uygun olmadığı, davalı personelin gergi telini gerdikten sonra gerekli kontrolleri yapmaması sebebiyle davalı …%60 kusurlu olduğu tespiti yapılmıştır. Aynı bilirkişi tarafından hazırlanan 02/11/2020 tarihli ek raporda davalı ….görevlilerinin ihmal ettiği kontroller ise ”…ek klamensinde gevşeklik olup olmadığı, klamensin bakır ve alüminyum kablolar için kullanılması gereken Al-cu klemens olup olmadığının kontrol edilmediği, binanın duvarında bulunan konsoldaki ek klamensinde gevşeklik olup olmadığına bakılmayarak gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği” şeklinde izah edilmiştir.
Yangının çıkış şekli 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Esas …Karar sayılı dosyasında ve mahkememizin ….Esas sayılı dosyasında da benzer şekilde açıklanmıştır. Buna göre olayın gerçekleştiği yolun araç geçmesine elverişli köy ve şehir içi yolları tanımına uyduğu, kolon hattının alpek kablo yani yalıtılmış hava hattı kablosu olduğu değerlendirildiğinde Elektrik Tesisleri Kuvvetli Akım Yönetmeliğine göre araç geçmesine elverişli köy ve şehir içi yollarına olan düşey uzaklığın 5 metre olması gerekmekle birlikte üzerine herkes tarafından çıkılamayan eğik danılı yapılar üzerine olan yüksekliğin ise en az 1,5 metre olması gerektiği ancak mevcut mesafenin yönetmelik hükümlerine uygun olmadığı, davalı görevlilerin 02/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere arızaya gerektiği şekilde müdahale etmedikleri ve yangının çıkmasına sebebiyet verdikleri sonucuna varılmıştır.
Böylece davacıların maliki olduğu taşınmaz üzerindeki işyerine elektrik taşıyan direğe tırın çarpması sonrası ….görevlilerinin yaptığı müdahale ile hemen ertesinde meydana gelen yangın ve zarar arasında uygun illiyet bağının kurulduğu ve davalının kusursuz sorumluluğunun gerçekleştiği kanaatine varılmıştır (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2016/4762 Esas 2017/14312 Karar sayılı ilamı).
Dosyadaki bilirkişi raporlarından özellikle aynı olayla ilgili 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….Esas sayılı dosyasına sunulan 31/01/2019 havale tarihli rapordan yangının başlangıç noktası olan ek binanın inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim davacılar bu hususun aksini yani ek binanın ruhsatlı olduğunu ileri sürmemekle bu hususun sabit olduğu sonucuna varılmıştır. Davacıların ruhsatsız, projesiz ve yapı yönetmeliğine aykırı kaçak bina yapmakla yasaların kendilerine verdiği yükümlülükleri yerine getirmediği, yasalara saygılı bir birey gibi davranmadıkları, bu halde somut olayın özellikleri de gözetilerek TBK 51 ve 52.maddesi gereği zarardan uygun bir miktar indirim yapılması gerektiği tespit edilmiştir (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2015/15725 Esas 2017/8202 Karar sayılı ilamı).
Mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile diğer bilirkişi raporlarında binanın ruhsatsız olması davacılar için müterafik kusur kabul edilmiş ancak davacılar için farklı kusur oranları verilmiştir. HMK’nun 226/1 maddesinde ”mahkeme çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebilir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Yargılama sadece hukuki vasıflandırılan ve yalın hukuki bilginin kullanıldığı bir faaliyeti kapsamaz. Hayat ilişkilerinin ve uyuşmazlıkların çeşitli olması sonucu hakim çözmek zorunda olduğu uyuşmazlıkta hukuki bilgi dışında kalan teknik ve özel bilgiye ihtiyaç duyabilir. Hakim özel ve teknik bilgi gerektiren hallerde şahsi bilgisi ile kusur belirlemesi yapamayacağından bilirkişi incelemesi yaptırması gerekecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2008/11-42 Esas 45 Karar, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2016/5735 Esas 2017/7761 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda yangının başlangıç noktasının ruhsatsız olduğu anlaşılan ek bina olduğu sabittir. Ruhsat almak ise davacı maliklerin sorumluluğunda olduğuna göre bu sebeple oluşan zarardan indirim yapılmak üzere davalıların kusur oranının tespiti gerekir. Mahkememizce alınan 22/05/2020 tarihli raporda ve 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında ek binanın ruhsatı ve yapı kullanım izin belgesinin bulunmaması sebebiyle davacılara %30 kusur verilmiştir. Mahkememizin aynı olaya ilişkin …Esas sayılı dosyasında ise aynı sebeple davacılara %25 kusur atfedilmiştir. Bu durumda Mahkememizce ve 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında alınan raporlardaki kusur oranlarına itibar edilerek davacıların %30 oranında kusurlu olduklarının kabulü ile oluşan zarardan bu miktarda indirim yapılması gerektiği kanaatine varılmış, davalının kusursuz sorumluluğu karşısında bu raporlarda dava dışı kiracıya atfedilen kusurun ise bir öneminin olmadığı değerlendirilmiştir.
Davacıların zararının tespiti yönünden yapılan incelemede mahkememizce alınan 19/02/2021 tarihli ek raporda olay tarihi 2018 yılı itibariyle rayiç değerlere göre ve anayapı 3B ruhsatsız ek bina 2B kapsamında kabul edilmiş, ek yapının tamamen yandığı, ana yapının ise %50 oranında hasarlandığı değerlendirilerek %10 yıpranma payıda düşülüp ve boya bedeli eklenerek zarar KDV hariç toplam 299.850,00 TL tespit edilmiştir. Her ne kadar raporda kamera sistemi ve tesisatı bedelide zarar miktarına dahil edilmiş ise de, takip talebinden bu zararın talep edilmediği anlaşılmakla taleple bağlılık gereği belirlenen toplam zarara dahil edilmesi mümkün olmamış, davacıların zararı 299.850,00 TL tespit edilmiş olmakla ve %30 oranında müterafik kusurlu oldukları anlaşılmakla bu zarar miktarından %30 oranında indirim yapılmak suretiyle 209.895,00 TL asıl alacak zarar miktarına hükmedilmiştir.
Takip öncesi davacı tarafından Samsun 6.Noterliğinin 08/01/2018 tarihli ihtarnamesi çekilerek zararın 15 günlük süre içerisinde giderilmesi istenilmiş, ihtarname 10/01/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, verilen süreye göre 25/01/2018 tarihinde temerrüt gerçekleşmiştir. Temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında 45 gün bulunmakla ve %9 yasal faiz talep edildiği anlaşılmakla (299.850,00 TLx9x45/36000) formülü ile işlemiş faiz 2.361,31 TL tespit edilmiş, böylece toplam 212.256,31 TL alacak hakkındaki itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir.
Asıl alacak haksız eyleme dayalı olup yargılamayla ve alınan raporlarla tespit edilmiş olmakla likit olmadığı kanaatine varılıp icra inkar tazminatının ve davacının kötüniyeti sabit olmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin itirazları yönünden yapılan değerlendirmede; davalının kusursuz sorumluluğunun bulunması yanında yangının çıkış noktası olan ek binanın ruhsatsız ve ruhsatın alınma yükümlülüğünün bina sahibine ait olması, davanın itirazın iptali olarak açılmış olması ve mahkememizin takip talebindeki miktar ile bağlı olması, davacının 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….D-iş sayılı dosyasında tespit edilen yanan kısımların değeri ve boya bedelinden oluşan toplam zararı talep etmiş olması karşısında talepten fazlaya karar verilemeyeceğinden ve hükme esas alınan mahkememizce yapılan keşif sonucu alınan rapordaki tespitler kapsamında itirazlarının sonuca etkili ve yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı vekilinin itirazları yönünden yapılan değerlendirmede; elektrik direği ve elektrik iletim tellerinin TBK 69.maddesi kapsamında imal olunan şey kapsamında olması sebebiyle kusursuz sorumluluğun bulunması, zarar ile eylem arasında illiyet bağının mevcut olması, tespit edilen zararın olay tarihine göre rayiç değeri nazara alınarak hesaplanmış olması karşısında itirazlar yerinde görülmemiştir.
1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …D-iş sayılı dosyasında zarar miktarı farklı belirlenmiş ise de, hesaplamanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belirlediği birim fiyatlar üzerinden yapıldığı, ilave kısmın niteliğinin 3B grubunda değerlendirildiği, oysa haksız fiil niteliğindeki eylemde zararın olay tarihindeki rayiç değerlere göre hesaplanmasının gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi ek raporlarında bu şekilde değerlendirme yapıldığı ve yangının çıktığı ek binanın 2B grubunda değerlendirilmesinin rapordaki teknik açıklamalara göre yerinde olduğu anlaşılmakla bu rapordaki tespitlere itibar etmek mümkün olmamış, aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir…” şeklindeki gerekçe ile, 1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 209.895,00 TL asıl alacak, 2.361,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 212.256,31 TL hakkındaki itirazın iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Asıl alacağa takip tarihi sonrası %9 yasal faiz uygulanmasına, 3-Asıl alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine, 4-Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine, dair karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece aldırılan ve hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporlarında; davacı müvekkillere kusur izafe edilmesine sebep olarak, eklentinin ruhsatsız olmasının gösterildiğini, kablonun eklenti olarak yer alan ek binanın çatısının alt bölümünden girişi olduğu beyan edilerek telin önce ya da sonra geçmesinin yapının ruhsatsız oluşu nedeniyle olayın oluşuna herhangi bir etki etmeyeceği yönünde kanaat bildirildiğini, oysa ki, olayın oluşunda eklenti yapının ruhsatsız oluşunun uzaktan yakından bir ilgisinin bulunmadığını, zira yapının hattın/kablonun çekilmesinden önce var olduğunu,davalının hat çekme mesafesini dikkate almadan hat çektiğini, yangının eklentinin ruhsatsız olması ile ilgisinin bulunmadığını, eklentinin ruhsatının bulunsaydı dahi çekilen hat sebebiyle yangının meydana geleceğini, hat mesafesinin sadece çatıda değil, zeminde de yönetmelik hükümlerine uygun olmadığını, yangının çıkmasındaki ve zararın oluşmasındaki sebeplerin, ….’ın hattı, hat ile bina arasındaki mesafeyi, hat ile zemin arasındaki mesafeyi yönetmelikte belirlenen sınırlara aykırı olarak çekmesi, bunu yanında da, hatta araç çarpması sonrası eklentilerde gevşeklik olup olmadığını kontrol etmemesi, gergi teli gerildikten sonra gerekli kontrolleri yapmaması, arıza müdahalesinde ek bağlantı yerlerine gerekli özen ve dikkati göstermemesi, kabloların tekniğe uygun olup olmadığını kontrol etmemesi, direkten gelen kablonun uygun olmadığını fark etmelerine rağmen herhangi bir bildirimde de bulunulmaksızın elektrik arzının sağlanması olduğunu, davacı müvekkiller tarafından eklentiye ruhsat alınmış olsa idi dahi ….’ın izah olunan kusurlu eylemleri ve ihmalleri sebebiyle söz konusu yangın ve zarar meydana geleceğini, yerel mahkemece bu itirazlarının dikkate alınmadığını, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına dair taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini, müvekkili davacılara kusur atfedilmesini ve kusur oranlarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, …’ın ihmal ve kusurlu eylemlerinin yangının meydana gelmesinde ve zararın doğmasında bu denli etkili iken davacı müvekkillere salt eklentinin ruhsatsız olmasından bahisle başka hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ve açıklama yapılmaksızın %30 oranında kusur izafe edilmesinin fahiş olduğunu ve hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, kök ve ek raporlara karşı itirazlarının göz önüne alınmadan değerlendirme yapıldığını, tüm yargılamalardaki raporlar arasındaki çelişkinin yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak giderilmediğini, hattın eklenti yapımından sonra çekildiğini, eklentinin yapım zamanının kusur durumunu etkileyecek olması karşısında hatalı değerlendirme ile ruhsattan bahisle maddi gerçeğe aykırı olarak müvekkilleri davacılara kusur izafe edildiğini, bu husustaki delillerin talebe rağmen toplanmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunun bizzat gözleme dayalı yapılan tespitler yok sayılarak varsayımsal tespitlere göre hatalı ve eksik hesaplama yapıldığını, değerlerin piyasa rayiçlerinin çok altında belirlendiğini ve yanan alanın m2 sinin ve birim fiyatlarının hatalı olarak eksik tespit edildiğini, buna karşın rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, herne kadar mahkeme kararında kamera sistemi ve tesisat bedeline ilişkin talepte bulunulmadığından bahisle bu miktarlar toplam zarara dahil edilmemiş ise de , takip talebinde yangından dolayı oluşan tüm zararın talep edildiğini, 204.309,00 TL (KDV hariç) yanan eklenti yapı değeri, 363.409,20 TL (KDV hariç) yanan betonarme kısmın bedeli , 6.000,00 TL (KDV hariç) boya gideri, 4.000,00 TL (KDV hariç) kamera sistemi ve tesisat yenileme bedeli toplamı 577.718,20 TL zarar mevcut olup, tamamından davalının sorumlu olduğunu, eldeki raporların da hüküm kurmaya elverişli olmadığını, icra inkar tazminatının yasal koşullarının da bulunduğunu, takip öncesi faizin eksik belirlendiğini, lehlerine belirlenen vekalet ücretinin az, karşı taraf lehine belirlenenin ise fazla olduğunu, bu nedenle yerel mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu karar verildiğini belirterek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf başvurusu dilekçesinde özetle; yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında yer alan kusur dağılımının ve tespitlerin hatalı olduğunu, kusur raporlarında yer alan ve dava konusu olaydaki sorumluluğun davalı müvekkil şirkete yükleten tüm bu tespit ve varsayımların hatalı olduğunu, bilirkişilere düzenlenen raporların bir takım varsayımlardan ibaret olduğunu, teknik yönden yetersiz ve eksik kaldığını, davalı müvekkil şirket ekiplerince yangın sonrası olay yerine gidilip kolon kablosunun binaya giriş noktasında koparak yere düşmüş olduğunun görülmesi üzerine trafoya elektrik kesilmesi için gidildiğinde, herhangi bir sigorta atmasının olmadığının görüldüğünü, bilirkişi raporunda ifade edildiği gibi kablonun herhangi bir fazında kısa devre söz konusu olsa idi trafoda bulunan koruma elemanlarının çalışması ve sigortanın atması söz konusu olması gerektiğini, bu anlamda; herhangi bir kısa devre durumunda otomatik olarak devreye girmesi gereken NH sigortanın atmaması, elektrik devresinde herhangi bir sorunun olmadığının kanıtı olduğunu, müvekkil davalı şirketin, soyut ve varsayımsal ifadelerle meydana gelen zarardan %70 oranında kusurlu bulunduğunu, bina sahibinin ihmal ve tedbirsiz davrandığını, özellikle bilirkişi raporuna göre de bina eklentisinin ruhsatsız olmasına ve ruhsatsız ek yapının ilgili enerji hattının çekilmesinden sonra yapılmış olduğu da düşünüldüğünde, bina eklentisinde alınması gereken tedbirlerin alınmamış olmasına rağmen %30 oranında kusurlu bulunmasının adil ve hakkaniyetli olmadığını, hükme dayanak alınan hesaplama raporunda yer alan zarar tespitinin gerçeklikten uzak şekilde ve fahiş tutarlarda olduğunu, zarara uğrayan yapının hasarları görülmediğini, varlıklarının dahi sorgulanmadığını, fatura veya benzeri belgelerin aranmadığını, yalnızca davacı tarafından verilen listeler üzerinden zarar tespitinin yapıldığını, bu nedenle de yerel mahkemece hükmedilen zarar tutarlarının gerçeğe aykırı ve yüksek miktarda olduğunu, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, yangından kaynaklanan zararın tazminine yönelik olarak davalı aleyhine yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, Yargıtay 4. H.D.’nin konuyla ilgili benzer mahiyette bulunan 2018/4110 E., 2019/1860 K. sy. ilamında da bahsi geçtiği üzere, zarar gören binanın birkısmının kaçak yapı olması sebebiyle mahkemece davacı aleyhine yapılan müterafik kusur indiriminde, indirimin miktarında ve zararın hesaplama yönteminde usulsüzlük bulunmaması ile gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, hükmolunan vekalet ücretlerinde usulsüzlük bulunmadığı, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının ayrı ayrı 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Davacının istinaf başvurusu yönünden alınması gerekli 80,70-TL. istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30-TL. istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 21,40-TL. harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı taraftan istinaf başvurusu yönünden alınması gereken 14.499,23-TL harçtan peşin alınan 3.624,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.874,43-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5-İstinaf başvurusu nedeni ile taraflarınca yapılan yargılama giderlerinin gideri yapan taraflar üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nun 359/3. maddesi gereğince işbu kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri gereğince işbu dairemiz istinaf kararının tebliğinden itibaren davacı ve davalı taraf yönünden iki hafta içinde, dairemize veya dairemize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/02/2022

Başkan …. Üye …. Üye … Katip ….
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır